Neverland'a 4 günlük kaçamak

[YavuzBaltacı]

Forumda bir çok kez bahsedilen Neverland'ı nihayet göreceğim. Hem yeni Tourance'larımı da test edeceğim. Kardeşim de artçım olacak.

Perşembe 04:30'da teker döner. Dönüş Pazar öğleden sonra. Giderken biraz da memleket görmek niyetindeyiz. Rota aşağıda:



Yol üstünde yeme içme ya da görmek için güzel yerler biliyorsanız tavsiyelerinizi değerlendirmek isterim.

Dönüşte tabii ki fotolar ve yol notları olacak.

[Can Kurtulmus]

Yavuz hocam şimdiden iyi yolculuklar, raporunuzu bekliyor olacagiz.

[omercem]

Yavuz Asos ta liman da ( Behram köyü Liman) yıldız restaurant vardır. Denizin üzerinde uhteşem bir yer. Menü mezeler servis her sey harikadır. Behram liman daki hemen hemen tüm restaurantlara gittim ama bence en iyisi yıldız. Ama alkol alırsanız kampa dönüş sorun olacaktır. Yedekte şoför tutmakta fayda var

Küçükkuyu sahilinde onlarca yer var Ayşe ablanın yeri, yahyanın yeri, kaptanın yeri vs. Menüyü/fiyatları hatta bizzat yiyecekleri filan görmeden sakın geçip oturmayın buralara... Berbat servis, yöresel/organik adı altında saçma sapan özensiz yemekler, anormal fiyatlar ile karşılaşıyorsunuz.

[YavuzBaltacı]

Yavuz Asos ta liman da ( Behram köyü Liman) yıldız restaurant vardır. Denizin üzerinde uhteşem bir yer. Menü mezeler servis her sey harikadır. Behram liman daki hemen hemen tüm restaurantlara gittim ama bence en iyisi yıldız. Ama alkol alırsanız kampa dönüş sorun olacaktır. Yedekte şoför tutmakta fayda var

Küçükkuyu sahilinde onlarca yer var Ayşe ablanın yeri, yahyanın yeri, kaptanın yeri vs. Menüyü/fiyatları hatta bizzat yiyecekleri filan görmeden sakın geçip oturmayın buralara... Berbat servis, yöresel/organik adı altında saçma sapan özensiz yemekler, anormal fiyatlar ile karşılaşıyorsunuz.

Not ettim. Raporumda yer alacaklar

[YavuzBaltacı]

Özellikle Neverland'ı görmek için çıktığımız küçük geziden döndük. Oldukça keyifli bir gezi oldu. Herşeyden önce Neverland'ın sahibi Ahmet ve tüm ailesine teşekkür etmek istiyorum. İnanılmaz dost canlısı ve nazik insanlar.

Geziyi planlarken düşündüğümüz şey sakin bir yerde bir kaç gün kafamızı dinlemek, bolca kitap okumak, yemek-içmek, belki biraz denize girmekti. Bunu yeni bir yerler görerek yapmak ve ailecek gidilip gidilemeyeceğini görmek de cabası... Daha önce de bir başlıkta yazmıştım, bende 4 hanım var, 11 yaşından 65 yaşına kadar. Hepsinin beklentisi farklı. Ailecek derken kastım hepsinin beklentisini birlikte karşılayabilecek anlamında.

Motorum, tüm bakımları birkaç gün önce Bekir Usta tarafından yapılarak yola hazır hale gelmiş, lastikleri Tourance olarak yenilenmiş, bu arada alçaltma kiti ile 2" alçaltılmış idi.

Sabah 04:30'da teker dönecek biçimde çıkacaktık yola. Ekenden kalkıp motoru yükledim:








3 çanta ve biraz ıvır zıvırla yola düşüp gidip kardeşimi aldım. Esas yolculuk şimdi başlayacaktı... Karedeşim arkadaki tahtına kuruldu. Ben de yerimi aldım. Aynalar tamam. Yan ayak kapalı. Kontak açık. Marş bir kerede aldı. Her şey yolunda gibi. Derken o da ne? Daha debriyajı tam bırakmadan arka lastikten inanılmaz bir ses geliyor. İnip baktım ama bir şey göremedim. Adettir ya bi inip binince düzelmiştir deyip yeniden denedik. Yine aynı. Hayda... Kardeşim inice düzeliyor, o binince yine aynı. Derken şüphelendik ki motor çok alçak ve yükle birlikte bir şeyler bir yerlere sürtüyor. Yapacak bir şey yok. Kardeşimi bıraktım, eve döndüm, çantaları ve ıvır zıvırı söktüm, tekrar eve çıkardım, bi duş aldım, çaresiz yattım uyudum. Saat 9 buçuk gibi de soluğu Bekir Ustada aldım. Tabii teşhisi koyması sadece bir kaç saniyesini aldı. Alçaltma kitini sökmeye karar verdik. Ben simit alıp gelene kadar parçalar sökülmüş motor hazır hale gelmişti bile.



Kardeşimi uyandırıp yeniden yola çıkmaya ikna etmek, bu arada güzel bir kahvaltı yapmak, motoru yeniden yüklemek falan tabii bir hayli zaman aldı. Yeniden marşa bastığımızda saat 13 olmuştu. İlk hedef Eskihisar arabalı vapur iskelesi. Geçmesem de ücretini ödediğim için bir de geçerek ilave ödeme yapmak istemediğimden Gazi Köprüsünü kullanmıyorum. İDO'ya da uzun süredir kızgın olduğumdan tercihim İstanbul Lines. Tek gidiş 12TL, gidiş dönüş 20TL. Dönüş biletimizi de alıp geçiyoruz sıranın başına. Görevli arkadaş yanaştı hemen, o da motora biniyormuş. Sohbet çabucak koyulaştı ama feribot da geldi. Vedalaşıp bindik feribota. En önde yerimiz hazır:




Yeni hedefimiz Bursa üzerinden Bandırma. Bandırma'yı geçince köy yollarına sapıp o çeşme senin bu gölgelik benim Havran'a inmek. Fakat yolda farkediyorum ki bu plan, sabah erkenden yola çıkabilseydik iyiymiş. Oysa şimdiden hava kararmadan menzile nail olabilme kaygısı bastı bile. Benzin molasında rota değişikliğini yapıyoruz. Önce Manyas Kuş Cenneti. Sonrasında Bandırma-Biga-Çan-Bayramiç-Ezine-Ayvacık-Küçükkuyu.

Hava inanılmaz rüzgarlı. Daha önce hiç bu kadar rüzgarlı havada motor kullanmamıştım. Motor sürekli sola yatık durumda. İyi ki trafik çok kalabalık değil. Yine de istediğimden daha düşük tempoda gidebiliyorum ve geçe kalma kaygım artıyor.

Kuş Cenneti benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. İçeride görülebilecek neredeyse hiç bir şey yok. Girişte paranızı ödeyip ağaçlık bir yoldan nereye gittiğinizi bilmeden ilerliyorsunuz. Bir kaç saçma tabelada merakınızı gidermeyen saçma yazılar okuyabilirsiniz, ya da ağaçların altındaki bir kaç banktan birine oturup biraz nefeslenebilirsiniz ama o kadar. Ne bir büfe, ne çay, ne de su, hatta ne kuş ne de cennet! Yolun sonunda müze dedikleri küçük bir bina var. Yine para ödeyip içerideki bir kaç doldurulmuş kuşu görebilirsiniz. Zaten bu görüp görebileceğiniz son şey. Buraya cennet diyenler ye cennet nedir bilmiyor ya da gelenlerin şaşkınlığına bakıp acayip eğleniyorlar.








Aç bilaç, accayip susamış ve cennet hayal kırıklığı içinde Bandırma'dayız. Yol üstünde karnımızı doyurup biraz dinleniyoruz. Artık gaz açma vakti.







Hava hala çok rüzgarlı. Biga'ya gelene kadar ringde fena dayak yemiş boksöre dönüyorum. Biga'yı daha önce görmemiştim, çok güzel ve şirin bir yermiş. Dönüşte burada uzun bir mola vermeli. İstikamet Çan. Rüzgar daha az. Yol çok keyifli. Karnımız da tok. Moralimiz düzeliyor. Tek sıkıntı geç kalmamız. Çan'dan çıkınca ilk köy Etili. Buradan Bayramiç 35...40km. İlk 20km'si enfes. Yol ormanlık değil ama çok ağaçlık bir bölgeden geçiyor. Hem virajlı hem iniş çıkışlı. Asfalt kalitesi de çok iyi. Biraz İnegöl-Domaniç arasındaki biraz da Bafa Gölü kıyısındaki yola benziyor. Bu yolu bir kez daha geçmeliyim. Dönüş de kesinlikle bu yoldan olacak.

Ezine'den sonra artık Çanakkale-İzmir yolundayız. Bölünmüş yol hızımızı da arttırıyor. Ayvacık'ta hava karadı ama sorun değil, çok az yolumuz kaldı. Derken virajları geçip Küçükkuyu'ya varıyoruz. Tam 3 km sonra ise, evet artık Neverland'dayız. İlk izlenim olağanüstü... Karanlıkta Neverland böyle gözüküyor.




Ahmet karşılıyor hemen bizi. Önce bir soluklanalım... Ne çantaları indiriyoruz ne de kıyafetlerimizi çıkartıyoruz. Deniz kenarında kısa bir sohbet. Boğazımızı da ıslatıyoruz tabii... Yorgunluk çabuk geçiyor. Ahmet çadır yerimizi de ayarladı. Çabucak kurup çadırımızı yerleşiyoruz. Sabah hava aydınlanınca görüyoruz neredeyiz:




SM-N915F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Kağan Dalak]

Muhtemelen, alçatma kiti, fazla alçattığı için, arka lastik, sele altına sürtüyordur. Daha önce Vstrom için yapılan kitlerde insanların başına gelmişti bu problem.

[YavuzBaltacı]

Muhtemelen, alçatma kiti, fazla alçattığı için, arka lastik, sele altına sürtüyordur. Daha önce Vstrom için yapılan kitlerde insanların başına gelmişti bu problem.

Evet, tam da olan buydu. İyi ki yola çıkmadan farkettik. Bir de neredeyse sürtecek kadar alçalsa ve ancak yolda belirli bir hızın üstünde giderken yaylandığında ya da vites değişimlerinde falan olsaydı, duman olmuştuk

[AHMET GÖKER]

Evet, tam da olan buydu. İyi ki yola çıkmadan farkettik. Bir de neredeyse sürtecek kadar alçalsa ve ancak yolda belirli bir hızın üstünde giderken yaylandığında ya da vites değişimlerinde falan olsaydı, duman olmuştuk

Benim çok merak ettiğim bir yerdi.Biraz daha fotoğraf olsa aslında çok güzel olurdu.Motorun çadırın yanına gelmemesi çok kötü.Neden derseniz ben motoru biraz da dolap ,tezgah, mutfak gibi kullanıyorum.Gördüğüm kadarıyla olmazsa olmazım hamak için uygun bir yer yok çadırın yanında.Aslında hamak benim için değil hanım için.O rahat olunca ben de rahat ve huzurlu oluyorum.Belli ki curcuna bir yer değil.Bu çok güzel.Şöyle denizden bir kaç kare olsa iyi olurdu.Benim danışmak istediğim talep doğrultusunda masa temin edebiliyorlar mı?Bugüne kadar herşeyi motora yükledim ama bir tek masa yükleyemedim.

Bu arada motorun geometrisini bozacak her türlü alçaltmaya karşıyım.Neden derseniz.?Ortaya ayağa almak normale göre çok çok zorlaşır.Yan ayak üstünde durması da duruş açısının bozulmasından dolayı güvenli olmaz.Yüklü iken hafif bir eğimde düştü düşecek bir hal alır.Bir de tek kişi de belki sorun olmaz ama yüklü halde motorun orta sehpası her kasiste çarpar vaziyete geliyor.Ha bunun biraz daha ilerisi tekerin salınım yaptıkça tekerin sürtmesi durumu var ki siz de bu olay olmadan daha ileri bir aşama yaşamışsınız yük binince direk teker sürtmeye başlamış.Benim şahsi kanaatim motorun geometrisi ile oynamamak.Ne alçatmak ne de yükseltmek.Çünkü motorun salınım haraketleri orjinal yüksekliğe göre hesaplı kitaplı.

Yavuz abi nacizhane fikrim,motoru akşamdan yükle.Ben akşamdan yükleyip bradasını tekrar sarıyorum.Sabaha bir tek, marşa basıp gitmek kalıyor.Ayıptır söylemesi bir arabaya ne yüklersen onu yüklüyorum.E o da 2 saati buluyor eve in çık

Abi bu arada İdo yu neden tercih etmedin ve gidiş gemi hariç kaç saat sürdü?

Saygılarımla.

[YavuzBaltacı]

Ahmet merhaba. Resimler ve rapor devam edecek. Hala bilgisayardan resim yüklemeyi beceremediğimden resimleri cepten yükleyip raporu bilgisayardan yazıyorum. Cepten de bir kerede en fazla 10 resim yükleniyor. İşler de biraz yoğunlaşınca devamı gecikti.

SM-N915F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[YavuzBaltacı]

Motoru akşamdan yükleyip neyi nereden sabitleyeceğimi falan belirledim ama öylece bırakmayı gözüm yemedi. Sanki hırsızlara davetiye çıkartmak gibi geldi. Aslında her şeyi bir kez yükleyip çözünce yola çıkarken 15 dakikada tekrar halloluyor.

SM-N915F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi