Dostlarım;12 temmuz 2008 cumartesi sabahı B.çekmece den Ezine Oduniskelesine gitmek için yola çıktım.Sabah erkenden yollar boş olduğu için radarsız bir şekilde yapıştırdım.Feribotta kuyruk beklememenin keyfini yaşayıp karşıya geçtikten sonra,evime 20 km kala plastik zincir muhafazamın vidası düşüp,tekerlek ile şasenin arasına sıkıştı ve dağ başında ,sadece o ebatta alyen anahtarım olmadığı için sıkıntı yaşıyordumki,resimdeki melek yanımda belirdi ve bana su istermisin diye sordu.Suyumu içtikten sonra umutsuzca ,alyen anahtar varmı diye sordum,inanılmaz bir şekilde onu da verdi.Hayatım boyunca bu kızı unutmak istemiyorum,Allah,mutluluğu ondan esirgemesin.
Çocukluğumdan beri mısır tarlalarını çok severim,mısırın bol olduğu yıllar hep bereketli geçmiştir.
Bu sene ayva çok bol olacak,demekki kış ta iyi olacak demektir.
Eve ulaştığımda soğuk kuyu suyu ile duş aldıktan sonra,biraz kestirdim,ama akşam uyanınca aşağıdaki manzara beni mest etmeye yetti doğrusu.
Paraya pula,fazlasına ihtiyaç yok,Bunları yiyebilecek sağlığım olsun yeter.
Dönüş yolunda ,basına fazla yansımayan ,ama ciddi şekilde kül olan Gelibolu ormanlarını sizlere görüntülemek istedim.Basına yansımamasının sebebini,yeni bir yapılanma hareketi mi olacak,buralarıda mı imara açacaklar diye düşünmeden yapamadım.İnşallah yanılıyorumdur.Sizleri bo görüntülerle baş başa bırakırken,sebep olan cani bunu bilerek yaptı ise ,gün yüzü görmemesini diliyorum.
Hepinize sevgi ve selamlarımla.