Ali KORKMAZ Nickli Üyeden Alıntı
Ben de geçtiğimiz yaz ramazan ayı içerisinde 800 km yi oruç tutarak yaptım Bingölün en ücrasından bastım Mersine ailemin yanına iftara yetişeyim diye kışlık mont da üstümde ölme Allahım ölme. Narlıdan sonra nurdağı viyadüklerinde de dondum (iç astarlarını sökmüştüm aceleden de takmadım)hatta yağmura yakalandım. Baktım iftara az kaldı, bastım 140-150 Mersine kadar, otoban zaten. Sonunda iftara yetiştim 5 dk olmuştu ki iftar başladı. Vücudumda su kalmamıştı. İftardan sonra tam bir kova su içmiştim. Şimdi düşünüyorum neden oruç tutarak onca yolu bedenime eziyet ettim. Kaza etseymişim keşke diye düşünüyorum. Göya aklımca orucun sevabı daha da artacak diye düşünmüştüm oysa ki bedene eziyet vermek de günah, biz onu unuttuk. Gerçekten çok hırpalanmıştım. Özellikle Malatya-Erkenek yolunda yol yapımı vardı. Uzun süre stabilize-mucur karışımı yolda ayakta gittim. Adeta ayran-bat oldum :) :) heryerim çalkalanmıştı çünkü.
Adıyaman gölbaşı girişinde önümdeki araç bariyere girdi korna ile uyandırdım, hemen sağa çekip adamın yanına koştum yaşlı bir amcaydı, sakin olun size yardıma geldim dedim ve önce sorduğum şey alkol var mı? Sonra birşeyim yok dedi, ben de çantadan su getirip yüzünü yıkadım ve biraz sudan içmesini söyledim, ben orucum deyince :), aklıma acaba ben de bunun gibi uyuklayıp dereye mi uçacam korkusu geldi gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Yolculuğu o heyecanla da bitirmiştim. Sususluk gerçekten konsantrasyonu bozduğu gibi ayaklarda da dermanı azaltıyor.