Yavuz Bey birinci sorunuz hakkında tam teknik anlamda tatmin edecek cinsten cevabın adresi bura değil google dır.Bizler kendi halinde motora binen insanlarız. Zira bende vakti zamanında oradan araştırmış, oldukça tatmin edici videolar izlemiş ve rahatlamıştım.Bu araştırmayı İngilizce dilinde yapmak nitelikli bilgiye kısa yoldan ulaştırmıştı.
2- yüksek devirde motor kullanmıyorsanız (max. beygir gücünü elde edeceğiniz devirden öncelerine yaklaşmıyorsanız) beygirden ziyade torklu bir motor tercih etmelisiniz. zaten öyle yapmışsınız.Kullanmayacağınız kısıma para vermeye gerek yok.Bir düşünün senede 2 kere 220 görüyorsanız 100 bg + motora neden para veresiniz? (beygirin son sürati direk etkilediğini bliyorsunuzdur; cbr 1000 rr ile s1000 rr arasında 15 bg. fark olmasına rağmen hondanın gösterge sürati 299 iken bmw tatlı tatlı onu geçtiğini bir videoda izlemiştim)
Son hız önemli değilse elbette torklu motor tercih edilmeli. Ha bu arada her beygir gücü yüksek motor çok yakacak diye bir durum yok. Sanayi ağzı ''ciğerli motor'' yüksek süratli uzun yolculuklarda, birde yük varsa ,ufaklıklara göre baya az yakar. Tabi ben 120 de kendimi çok güvenli hissediyorum diyen için gerekli bir ayrım değil bu daha yüksek süratlerden bahsediyorum .
3-yokuşu çıkamayacak yada dönüş esnasında devir düşürebilecek kadar düşük devirde girdiyseniz vitesi düşürseniz dahi motor kudurmayacaktır. debriyajla yedirerek düşük vitese geçilebinir. zaten çekmeyecek kadar düşük viteste girerek olması gereken ağılık dengesini alt üst ettiniz, dönüşün içinde ağırlık öne yığıldı, ve çekiş olmadığı için apeksten sonra dahi önü hafifletemiyorsanız durum zaten kötüdür... ağır olan kısım aynı hızda ve koşullarda hafif olana göre daha çok kopmak ister.vites düşürerek en azından önden kaçmayı engelleyeblir yokuşu da 2. viteste çıkmak zorunda kalmazsınız.
4- arka lastiğinize bakın ve motorunuzu hangi limitlerde kullandığınızı görün, tahminimce kenarlardan ikişer parmak kadar bölgeyi hiç kullanmadığınızı yada oldukça az kullandığınızı göreceksiniz. Aynı şekilde bende 'üff ne yattım bea' dediğim zamanların ardından dahi arka lastiğe baktığımda hiç kullanmadığım yanak kısımları gördüğüm oluyor. Ama bir şekilde lastiğin limitlerine kadar yattıysanız iş değişir. işte orada vites değiştirmek ve bunu kontrolsüzce tekere yedirmek işi batırabilir. hani deriz ya peglere ayağınının topuğuyla değil topuyla bas; işte bunu sebebi bazı devir aralıklarında vitesin debriyajla ayırmadan yalnızca kazara dokunarak düşürebilineceği ve arkayı gezdireceği gerçeğidir. ama motorunu o limitlerde kullanan adam viraja zaten doğru devirde girer. motorunu, limitlerini, asfalta göre lastiğinin performansını biliyordur.
Öncelikle bu sorduğunuz sorular zamanında beni de meraklandırıyordu. Kendimden daha bilgili olduğunu düşündüğüm insanlara oldukça iyi niyetli bir şekilde bu tür soruları yöneltiyordum. Ancak izim forumumuz gibi motosikleti keyifli bir ulaşım/gezi aracı olarak gören insanlardan oluşan (benim için de motosiklet aynı anlamı ifade ediyor) topluluklarda yüksek performans ve limitlerde kullanıma yönelik sorulan soruların cevabı genelde pek tatmin etmiyor. Örneğin; Lastik tabanı ve viraj ilişkisi üzerine sorduğum bir soruya '' ART akademiden eğitim al orda sana öğretirler zaten güvenli sürüşte şöyle böyle bişey yoktur'' gibisinden iyiniyetli ancak konuyla alakası olmaya cevaplar almıştım.
Vİraja dair bütün sorularını KEITH CODE-BİLEĞİ BÜKMEK 2 (Yüksek PErformaslı Motosiklet Kullanımının TEmelleri) adlı eserde bulabilirsiniz. Hatta sene bir kere okuyarak önceki okuduğunuzda fark edemediğiniz detayları /anlamdıramadığınız tüyoların sebeplerini öğrenebilirsiniz. çünkü tecrübe arttıkça detay kavrayışı artıyor.
Benden bu kadar Yavuz, güzel ve güneşli günlerde sürmeniz dileğiyle...