Aladağ Bolu Eylül 2009

[BG]

Bir gece öncesinin yorgunluğu hala üzerimdeydi; sabah 4’e doğru kanepede uyumaya hazırlanırken…Saatimi 05.00’a kurmuştum; kanepede arkama yaslandım ve…

Çalan alarmın rahatsız edici sesiyle irkildim…Sabah henüz ağarmamıştı, sadece 1 saat kadar uyuyabilmiştim…Çok keyifli değildim…Ne kadar hızlı geçmişti o 1 saat….

İstemeye istemeye duşa doğru, tek gözü kapalı el yordamıyla yürüdüm…Duş faslı, traş derken kıyafetlere sarıldım, geç kalıyordum…Aceleyle buz dolabındaki yiyecekleri de yan çantama yerleştirip botlarımı giydim…

Apartmanda ki sensörler beni fark edince merdiven boşluğu bir anda aydınlandı…Tangır tungur elimde yan çantalar dış kapının otomatına bastım…Eminim birilerini uyandırmıştım..
En azından alt komşumu; ama zaten çok haz etmiyordum kendisinden….

Acele ve ter içinde motorun brandasını kaldırdırıp, önce disk sonrada zincir kilitlerimi çıkarttım…
Yan çantaları bağla…Kontrol et…Motoru ısıt…Lastikleri kontrol et…Far…

Eyvah vallahi geç kaldım!!!

Garajın kapısını açtım, motora atladım ve buluşma yerimiz Anadolu Otoyolu Gişeler Mevkisine doğru Bismillah deyip, açtım gazı…

Gerçekten de geç kalmıştım; Gürbüz ve Emrah hazır…beni bekliyorlardı,



Şakayla karışık biraz sitem ve yola çıktık…İlk durağımız OPET Mehmetçik Vakfı Tesisleri…Aç ayı oynamaz kuralı bizim içinde geçerliydi…

Bi’kaç serin kilometre sonra OMV’ye girdik…Bizim aslanparçalarını otoparkta bırakıp restoran’a girdik…



Gürbüz: Oooooo olm açık büfe varmış…
Emrah: Heheheeheee
Burak: Hanımefendi açık büfe ne kadar…
Hanımefendi: Tabelada yazıyor ya…
Emrah: 5,50lira mı?
Hanımefendi: Aaaa yooook 13,50lira…
Burak: Hani yazıyodu’? N’ooldu tabelaya… A#%+/=!!!*½*
Gürbüz: Biz çorba içelim…
Burak: Abi bütün limonları al…Ekmek bedava mı?
Hanımefendi: Hayır ücretli…
Burak: Bana ne kardeşim, ben vermiyorum…
Hanımefendi: Ne? Nası’ ama; ama…Öff bea senle mi uğraşıcam aman gitttt…

Neyse çorbaları hüpürdete hüpürdete içtik…Kalan limonları da cebime kpyup dışarıda bi sigara içelim dedik…
Emrah’ın ısmarladığı çaylarla sigaralarımızı sömürdük ve yola çıkmaya hazırdık…

[VeYSeL]

e hani devamı ya..
En heyecanlı yerinde bitti

[BG]

Tekrar restorana girip kuşandık…Benim motorun zincirini de yağladıktan sonra…(Ki o an yol arkadaşlarımın şaftlı şakaları beni çok rahatsız etmişti…..) Birbirimize hayırlı yolculuklar dileyip düştük yola…Azıcık gittik…Emrah yanaşıp…

Emrah: Abi otobandan gitmesek…
Burak: Neeee?
Emrah: ABİİİİ OTOBANDAN GİTMESEEEKKKK!!!
Burak: Neden?
Emrah: BEN OTOBANI SEFMİYOM DA…. 
Burak: Haaaa, peki paşam….

Neyse…aklımda alternatif bir rota oluşturmaya çalışıyordum…Sonra bir anda aklıma ZÜMO’cum geldi…Eeee bi’sürü para vermiştim…Hemen kendisine danışıp alternatif bir yol rica ettim…Hemen çiziverdi sağolsun…

ZÜMO: 350mt ileride sağdan çık…

Biz de öyle yaptık…Darıca sapağından saptık, gişelerden çıktık ve içerilere girmeye başladık…Önce otobanın paralelinde; sonra giderek yukarılara çıktık…

























Bi’kaç köy…Ve bi’kaç köy daha…






ZÜMO: 100mt ileride soldan çık…
Burak: Ne solu lamn…Sol da ev var…Yol mol yok…Bak olm bi’ karışıklık olmasın…
ZÜMO: 10mt ileride soldan çık…
Burak: Evin kapısı lamn orası ne solu, ne 10metresi…%!!%#+$**& Niye tabela yok lamn buralarda…Eeee Gürbüz hele bi’ gelsene yol soldan diyo ama aha bu ev var burada…N’aapsak ki…
Gürbüz: Ne bilim olm. Yolu sen biliyosun..
Burak: Biliyorum di mi? Evet tamam beni takip edin…Ne fark eder yaff diyorum içimden ver burnunu Doğu’ya bas git, elbet bi’ yerlerden çıkarız…
Neyse bi’kaç saat sonra Şile-Ağva yoluna geliyoruz…Ha#½&!!! ?
Burak: Hadi bea!!!! Ağva mı?
Burak: Abi bi sigara içsek…
Gürbüz/Emrah: Puha ha haaaaa…… Gariban Zümo…N’ooldu lamn Zümo’na…
Emrah: Bak başlarım senin otoban sevgine…
Nerdeyiz biz…Korku filmi gibi… İMDAAAAT!!!!!

[BY]

ahahahaha, daha yolun basinda kaybolmuslar, super... bu yazinin devaminda daha cok eglencegiz sanki

[BG]

Hiç sorma Bahadır, çok keyifli kaybolduk gerçekten...Ama faaliyetin her anı çok keyifli geçti...
Gelebilseydin çok keyifli olurdu...Neyse 7Göller'de artık...

[Nuri Güzes]

ahanda kalmışınız yol ayrımında!karga yı kılavuzluktan azletseydiniz bari

[BG]

(Sanırım hikayenin bu kısmında Gürbüz ve Emrah dahil olmak isteyeceklerdir…)
Neyse çok uzatmayalım…Kısa bir mola ve gene moraller tavan…Burada çok eğleniyoruz...
Biraz dinlendikten sonra tekrar otobana bağlanmak üzere İzmit yolunu takip ettiyoruz…Son derece keyifli virajlarla işlenmiş, orman yolundan İzmit’e giriyoruz…Çok geçmeden İzmit otoban girişindeyiz…OGS, KGS işlemleri ve otobandayız…









Ama açız…Yemek bulmamız lazım…
Çok geçmeden yol üzerindeki bir dinlenme tesisinde duruyoruz…Sevgili şaftlı dostlarımın rahatsız edici BMW şakalarına, bıyık altından gülüyor, onlar ve büyük aygırları için planladığım off-road rotamızı düşünüyordum….Çok güzel olacak çoooook…

Neyse…Garson arkadaşın hızlı servisi; sandaviçler, çaylar…Ooooooh bea….. Dünya varmış…

Arkasından yakıt ikmali ve yola devam…

Çok fazla araç yok…Keyifle otoyolda 140km sürüyoruz…Ve tünel girişinde kısa bi titreşim ve ihtiyaç molası veriyoruz…İşte burada çok eğleniyoruz…Bol bol fotograf ve video çekimi yapıyoruz…Emrah, gülmekten yerlere yatırıyor bizi…Keyifler gıcır…

Yola devam…
Viyadükler, manzara, tünel…soğuk…. derken Abant sapağından sağa giriyoruz…Gişe de ödeme ve artık rotamızın başlangıcındayız… Bolu’ya giriyoruz…Şehir içinden, yukarılara Termal’e doğru….

Taşfırından da ekmek alalım… Ohhh bea miss gibi kokuyo…

Burak: Abi 4 tane daha alsaydın yaf..
Gürbüz: Napıcan o kadar ekmeği…
Burak: Yaw sen al…Sen’n ne münaan….
Gürbüz: Ne dedi o?
Emrah: Bilmiyorum abi aç galiba…Pu ha haaaa….
Burak: Aç kalırsak ben sana sorarım…
Gürbüz: İyi be iyi…
Ekmekleri paylaşıyoruz…Topcaselere yerleştiriyoruz…

At binnn!!!! Yola devam…
Fakat 1150 ADV oyun bozanlık yapıyor…Yan çanta demirinde bir sıkıntı var…Bir somunun değişmesi gerekiyor…Bir motosiklet tamircisi buluyoruz…
Adam 10 numara…Nescafe’ler…Muhabbet gırla…Burada da çok eğleniyoruz…Artık Bolu’da da bir kapınız var../ Diyerek uğurluyor bizi Öner Abi…





Fena keyifliyiz…Saat daha 12.30; orman içinde virajlı bir yoldan Aladağ’a tırmanıyoruz…

Geçen sene V-Strom Türkiye’den arkadaşlarımla bu yolu yağmur altında tırmanmıştık…






Bugün ise günlük güneşlik…Hava yükseldikçe serinliyor…Muhteşem…
Zümo’yu takip ediyoruz…

Çok geçmeden de Aladağ Göletine ulaşıyoruz…Obaaa…saat daha 14.00…
Kampı kurmak, odun toplamak ve hatta etrafta dolanmak için bir sürü vaktimiz var…
Hava muhteşem…Yolculuğun birinci etabı sorunsuz olarak tamamlanıyor… Acaip keyifliyiz...
İyiki gelmişiz diyoruz…Biraz yorgunluk atmak için, yayılıyoruz etrafa…Süper süper…



Geçen sene kaldığımız izci kampı bu sene restorasyon için kapatılmış…İzci Evi’nin kapıları açık…Şömine de var…Üç de döşek bırakmışlar…

Eee, burada kalalım o zaman, boş yere çadır kurmayalım diyoruz. Malzemelerimizi içeri bırakıyoruz…Ne ağırmış şu yan çantalar…

Kendimizi hemen dışarı atıyoruz…Emrah yanında getirdiği picolo gitarı çıkartıyor…Boyuna göre süper iş yapıyor…





Emrah coşturuyor bizi o küçük şeyle…İyi ki gelmişiz diyoruz….1300metredeyiz…Oksijen manyağı oluyoruz hepimiz… 10 numarayız 10….

[VeYSeL]

ya ama böylede olmazki .. tam kaptırıyoruz kendimizi bitiveriyor rapor.. gelde bekle bekleyebilirsen...

[EMP]

Bende beklemedeyim! Asıl fotolar gelsin diye, giriş gelişme derken gelişmenin başında kaldık valla.

[BG]

Bu videonun çekildiği anda oksijen azlığından kaynaklı, bazı sistem hataları vermişiz...
Affınıza sığınarak...
Buyrun, izleyin...

http://s478.photobucket.com/albums/r...t=SANY0518.flv