Viyana'ya kadar uzanan 4600km'lik turumuz
Merhaba arkadaşlar,
Fırsat buldukça 26.07.2014-09.08.2014 tarihleri arasındaki 4600km süren ve Adriyatik'ten Viyana'ya kadar çıkıp Balkanlardan döndüğümüz turumuzu paylaşmaya çalışacağım.
Öncelikle turumuzdan hemen önce hunharca katledilen motorcu arkadaşlarımız üzüntüsünü yol boyunca taşıdığımızı ve üzüntümüzün halen devam ettiğini paylaşmak isterim.
Tur planımız şöyleydi ve aynen uyguladık.
26.07.2014 Yunanistan 'dan geçerek Ohrid, Makedonya'da konaklama
27.07.2014 Arnavutluktan geçerek Ulcinj, Karadağ'da konaklama
28.07.2014 Karadağ sahil şeridinden geçerek Dubrovnik, Hırvatistan'da konaklama
29.07.2014 Mostar, Bosna Hersek'te konaklama
30.07.2014 Sahil şeridinden geçerek Zadar, Hırvatistan'da konaklama
31.07.2014 Hırvatistan'da iç kesimlere yol alarak Plitvicka Şelalelerini ziyaret ve Rijeka, Hırvatistan'da konaklama
01.08.2014 Venedik, İtalya'ya gelerek 2 gün konaklama
03.08.2014 Otoban yoluyla Alpleri geçerek Viyana, Avusturya'da 2 gün konaklama
05.08.2014 Budapeşte, Macaristan'a gelerek 2 gün konaklama
07.08.2014 Belgrad, Sırbistan'a gelerek konaklama
08.08.2014 Sofya Bulgaristan'a gelerek konaklama
09.08.2014 Çorlu, Tekirdağ'a dönüş yolu
Öncelikle vizeden başlayalım. Tekirdağ'da yaşadığımız için Edirne Yunanistan Konsolosluğu'na giderek adam başı 180TL'den 360TL'ye vizelerimizi aldık. Vizeleri alırken Dimitri isimli görevli arkadaşa "yeter artık 1 aylık vize verdiğiniz 6 aylık verin yahu" şeklindeki sitemimiz "dedemin vizesi mi verdim gitti" cevabıyla içimizde bir ümit uyandırsa da kandırıyor bizi diye düşünmüştük ama gerçektende 6 aylık vize aldığımız pasaportları alınca öğrenmiş olduk. Gittiğimiz tüm ülkelerde bu vize ile sorunsuz giriş çıkış yaptık.
26.07.2014 Yunanistan 'dan geçerek Ohrid, Makedonya'da konaklama
Sabah 06:00 gibi kalkıp hazırlandık. Kilometremizin bir resmini çektik ki kaç km yaptığımızı belirleyelim
Aslında biraz geç kaldığımızı daha Tekirdağ'da anladık. Çünkü bayram dönemine denk gelmemiz nedeniyle Tekirdağ'da trafik başladı. Aralarda, yanlardan gide gide sınır kapısında en öne geldikki millet motosikletçilerle ağız dalaşına girmiş, bağrış çağrış gırla gidiyor. "3 saattir bekliyorum önüme geçemezsiniz" şeklinde bir isyan var. Bu arada bizde en öne gelmiştik. Sakin kalıp bikaç espri muhabbet derken yaklaşık 15-20 dakika sonra aradan geçiverdik. Yunan tarafındada Almancı bir arkadaştan rica ederek en öne geçtik ve sıkıntılı sınır geçişini 1 saat gibi bir sürede hallettik ki arabalı geçişlerde tahminim 4-5 saatten fazla sürmüştür.
Sonra ver elini Yunan otobanları Kavala'ya gelince uzun zamandır tekrar gitmek istediğim Mitilini restaurantında middye pilav ve kalamar yedik ama eski lezzeti yoktu. Açıkçası bende hayal kırıklığı oldu. Midye pilav+kalamar+çoban salatası+sprite 20 euro hesap ödedik.
Otobanlardan yola devam Yunanşstan'da 36 euroya depomuzu 3 kez doldurduk. otobana galiba 4 seferde toplam 7.6 euro verdik. Yağmura yakalandıktan sonra yol üstünde verdiğimiz bir molada frappe ve su ya 5 euro verdik ve Makedonya sınırından geçmeyi basardık. Dha önce Yunanistanda bir kaç kez geldiğimiz için ilk günkü planımız Yunaistan'ı transit geçmek ve Ohrid'e ulaşmaktı. Ve bunu Yunaistanda otoban, Makedonya'da ise tek şerit ve sona doğru virajlı dağ yollarıyla tamamladık.
Otelimizi daha önce ayarlamıştık. En ucuz konaklamamızı burada gerçekleştirdik. 13,50Euro'ya bildiğin Ayşe teyzelerin evi gibi bir evde kaldık. hostelworld.com'dan bulduğumuz pansiyon yeri olmadığını söyleyip bizi komşusunun evine yerleştirdi.
İlk geldiğimizde yorgun olduğumuz için çarşıda şöyle bir dolandık. Türkiye'de örneğini sıkça bulabileceğiniz sıradan bir yazlık yer havası vardı.
Sabah ki gezimizde de eski şehri gezindik. Balkanlarda yediğimiz en güzel böreğe burada denk geldik. Koca bir dilim peynirli böreğe 0,5 euro verdik.
Makodonya'da bolca cami vardı.
Evinde kaldığımız teyze sabah bize "gevrek" diyerek bizim bildiğimiz simitten daha sert hamurlu bir simit, Arnavutluktan gelen cevizli baklava ve türk kahvesi ikram etti.
Bu arada Makedonya'da kendi paralarının yanında Euro'da kullanıyorlar. Benzin Yunanistan'dan daha ucuz ve Arnavutluk'tada duyduğumuz kötü şeyler nedeniyle durmak istemediğimizden depomuzu sınıra yakın tekrar doldurduk. Arenavutluk'luğun eskisi kadar tehlikeli olmadığı ama polislerin hala tek başınaysa 10 euro iki kişilerse 20 euro rüşvet istedikleri bu durumda ısrarla nben seni anlamıyorum diyerek rüşvet vermekten kaçınmamız gerektiği hostel sahibi tarafından bilgi olarak bize verildi.
Arnavutluk sınırından geçerken görevli memur pasaportlara mühür vurmadı. Daha sonra başımız ağrımasın diye biz mühür vurmasını istedik. Ama yolcuğumuz esnasında aynı durum farklı yerlerde de başımıza geldi.
Arnavutluk'ta müthiş dağ yolları var 20 km virajla aşağı iniyorsunuz sonra 20 km yukarı. Ama yollar eskisine anlatılandan daha iyiydi. Bikaç yerde tünel ve otoban inşaatına başlamışlar. Uzun sürede duble yol tarzı yollarda yolculuk yaptık. Karadağ'a yaklaştıkçada yol çok sakinledi.
Trafik Türkiye'deki gibiydi saygı kesinlikle yok. Hatta benzinlikten uçarak çıkan bir kişi bizi az daha ezecekti. Ülkeye varoşluk hakim. 4 yada 5 sefer polis görmemize "aha şimdi durduracaklar" dememize rağmen polisler bizimle hiç ilgilenmedi. 5 saat kadar süren bir yolculuktan sonra sınırı geçtik ve derin bir oh çektik.
Karadağ da sınırdan sonra yollar gayet güzeldi. Sınıra yakın olduğu için airbnb.com.tr 'den ayarladığımız evde, Ulcinj isimli kasabada kaldık. Ama hata yapmışız kesinlikle kalınacak bir yer değildi. Bar ya da Budva'yı kalmak için tercih etmek çok daha mantıklıymış. Biz eve vardıktan hemen sonra başlayan yağmur ve dünün yorgunluğu, Arnavutluğun stresi derken evden hiç çıkmadan erkenden yattık.
Sabahta devam eden yağmur ve yapacak pekbirşey olmaması nedeniyle Ulcinj'in merkezinde şöyle bir oyalanıp. kendimizi tekrar yola vurduk.
Alıntı ile Cevapla