Bence en iyi yanı saatlik bakım (yağ ve hava filtresi) işlemi olmaması. Tabii çevreci bakış açısını da unutmayalaım karbon salınımının düşük olması da güzel.
Diğer yandan,
1 saatlik sürüş çok kısa (bir de hangi tempoda 1 saatlik sürüş o da var). Şu anki teknolojide çözüm akü takmak. Lakin akü hafif bir şey değilki ciddi ağırlık sorunu olur takamamışla zaten.
Enduro seviyesi dayanıklılık gereksinimlerini karşılayacağından şüpheliyim. Örneğin derenin içine attık çıkardık kısa devre yapmayacak mı? Elektrikli sistem olduğu için bağlantıların titreşime dayanımı da önemli. Bence bu sebeple 4T yerine 2T candır. 2T motorda aküye bile gerek yok
Güç: KTM 250 EXCF'in 30 beygir üstünde gücü var. Bu alet 21,5 HP. Şimdi bir konu daha var beni düşündüren. Kanuni gibi markaların elektrikli araçlarını kullandım ve akü zayıfladıkça (yarının altına indikçe) yokuş tırmanma becerileri düşüyor. Yani bu aletin en hem beygiri düşük hemi de pil azaldıkça güçten düşmesi durumu olursa.
Kompresyon: Acaba var mı? Tahmin yürütürsem yok derdim ama kesin konuşmak hata. Tahminim şuna dayanıyor. Kompresyon demek elektrik motorunun aynı zamanda alternatör görevi ile kompreston anında aküyü beslemesi olabilir. Bu sistem ek ağırlığa sebep olacaktır. Bu ağırlıktan kaçmak için konmamış olabilir.

Sonuç: KTM öncü olarak bir deneme yapmış gibi ama neden yapmış anlamıyorum. Esas olarak bu ürünü piyasaya sunmak yerine yarışlarda ortaya sunup hem tanıtıp hemde geliştirmesini beklerim.