Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
Sayfa 2 Toplam 5 Sayfadan SeçilenSeçilen 12345 SonuncuSonuncu
11 den 20´e kadar. Toplam 41 Sayfa bulundu
  1. #11
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Yol hiç bitsin istemiyoruz ya; hiç bir şeyi çok istemiyeceksin bu dünyada. Olan oluyor ve Allahtan belamı buluyorum. Tatlı talı yata kalka virajlarımı alırken bir sol sert virajdan çıkışta düzlüğü görüp sonunda görünen sağ viraja kadar kapatayım gazı diyorum. Tam gazı almış 85-90 km hıza çıkmışken bir anda GS'ten ııyyykkkkk vıyyykkk diye sesler geliyor. Bakıyorum kontrol paneline bir anda herşey yok oluyor. Tam geri geldi göstergeler derken hareket halindeki motor 1600 metre yükseklikte zirveye 8-10 km kala haşırt diye stop ediyor. Basıyorum tık bile yok. ne yapsam nafile G.T gibi kalıveriyorum dağ başında. Biraz sonra arkadan Kaan geliyor ve yapacak şey yok kalıdık gittiiiiiii.



    Sorun çıkarmayan motoru ile Öğünen Kaan




    İşte bundan sonrası tam macera. Kaan daha 6 aylık cillop gibi motorumla dalga geçince tüm ukalalığımla ''olum BMW bu bak benim europlus garantim var ben şimdi Borusanı arar hallederim diyorum. Bereket telefon canavar gibi çekiyor. Ama ben Borusanın adı gibi boru olduğunu ne bileyim? Cibiliyetsiz herifler. Anlatıyorum durumu, dedikleri laf özetle şu EuroPlus garanti sadece Türkiye sınırlarında geçerliymiş. Siz başınızın çaresine bakın sınırdan içeriye girince gerisini onlar halledeceklermiş. Ulan ben dağ başındayım sınır benden 1250 km uzakta. **************** bu EuroPlus'ın Eurosu Mecidiyeköyden ipsalaya kadar mı avrupa oluyor 20.000 euro ver motor al aldığın cevaba bak diyor, ve kalite standartları gereği kaydedilen telefon konuşmamızın sonuna kadar analarından başlayıp tüm yakın akrabalarına dek sürecek kısa bir ziyaretten sonra telefonu suratına kapatıyorum. Bu arada Kaan Halime gülmekten yerdeki taşları falan yiyor....
    Hemen Yannis'i arıyorum. Motorun modeli motor şasi nosu ve plakasını aldıktan sonra 5 dakika içinde beni arıyor ve aldığı bilgileri BMW'nin o bölgedeki servisine verdiğini acil yol yardımının tarif ettiğimiz bölgeye yarım saatte ulaşacağı müjdesini veriyor.
    Ahanda dananın kuyruğunun koptuğu an. Bu dakikadan sonra ben Kaan'a kahkahalarla güleceğim. Neden derseniz tam 25 dakika sonra uzaktan bir x5 jeep görünüyor. Kaan, 'yok lan bu gelen olamaz bu ancak dağ evine giden sosyetiklerden biridir'' diyor ben de ya buysa Kaan? diye soruyorum. Diyor ki eğer buysa yo yo düşünmek istemiyorummmm :wink: Veeeee aynen alet dörtlüleri yakıp yanımıza yanaşıyor.




    Alet tam teşekküllü bir teknoloji harikası içinde her türlü alet edevat var ve aynı şekilde hizmet veren 25 adet acil yarım X5'inden 21 cisi. Alın size hizmet alın size medeniyet. Gelin bir de bizim Borusan'a bakın. Allah belalarını versin başka söz bulamıyorum.




    Önce test cihazını sonra Aküyü bağlayarak sorunu buluyor ve 10 dakika içerisinde sorun ortaya çıkıyor. Bu seri üretilen modellerin akülerinde bu problem varmış tüm BMW ler avrupada geri çağırılıp aküleri yeni versiyonla değiştirilmiş. Tabii Borusan böle bişey yapmamış. Orada aldığımız servis ve yardımseverlik görülmeye değerdi. Bende yanımda türkiye den getirdiğim lokumları adamlara hediye ettim. Bu arada bana 95 euro karşılığında 2 yıl boyunca ücretsiz yol yardımını kapsayan bir paket önerdiler. Hemen kabul ettim ve bir iki kağıt imzalayarak paramızı ödeyip paketimizi satın aldık. Haa ayrıca akü de yeni versiyonu ile garantiden ücretsiz olarak değiştirildi. Bu arada aldığım hizmeti kıskanan Kaan'la şöyle bir dialog yaşıyoruz:

    AHMET: Abi ne diyosun bu işe hı? Suzuki de var mı böle hizmetler?
    KAAN: Ne diyecem be bir X5 geldi popon kalktı. Benim dağ başında suzukim bozulsa Japonyadan Helikopter gelirdi olum.
    AHMET: EE hadi bi bozup deneyelim o zaman Japonya'dan helikopter mi geliyo yoksa Hindistandan TATA mı bakalım.
    KAAN: Sittir lan ben otele gidiyorum ne b.k yersen ye..
    AHMET: Bebek katili APO asılmalı
    KAAN: Manyaksın sen olum normal değilsin.
    AHMET: TATA'ya selam sölersin
    KAAN: Allah belanı versin
    AHMET: Cümlemizin

    ve Kaan giderrrrrrr

    Kalan yolumuzu da tamamlayarak sosyetik dağımızdaki otelimize vardık. Burası gerçekten bir cennet. İşte otelimizin içi dışı ve Elati bölgesinden kareler:

  2. #12
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart












    Odamız çok otantik aslında tüm otel öyle. Hatta odamızın içinde şömine bile var ama biz tabii cam açıp yatıyoruz gece

  3. #13
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart






    Artık iyice karnımız acıkıyor ve yine Yannis'in tarifi doğrultusunda KALAMARAS isimli mekana yemeğe gidiyoruz. iyi ki de gidiyoruz yemekler de nefis mekan da muhteşem. Yerin sahibesi yemek sonrası bizi özel müşterileri için kullandukları şarap mahzenini de gezdiriyor Hesap biraz kalın geliyor ama o kadar mutluyuz ki umurumuzda bile olmuyor.İşte detaylarrrr Önce uzo sipariş ediliyor sonra da bir bir yemeklerrr








    Ana yemek olarak et söylüyoruz ama bu et özel ve bu sefer kesinlikle dana eti. Her bir porsiyon yaklaşık 700 gram kocaman bir tahtanın üzerinde ateş gibi sıcak bir lav taşına yatırılmış olarak geliyor. sıcak taş yamasi uzun süren koca eti sürekli sıcak tutuyor.Yanında da o bölgeye özel kocaman bir mantar ve kızarmış patetes ile servis ediliyor. Diğer mezeleri saymayacağım bile.O kadar çok şey yedikki anlatsam kusarsınız.




    Arkadaşlar devamını 3. bölümde verelim lakin yoruldum. ama merakınızı gidermek için size sonraki bölümlerden 1-2 ağız sulandırmalık örnek verelim.

    çok kısa süre sonra buradaaaaaaaa

    doğal güzelliklerrrr




    Tadına doyulmaz yollarrrrrrrr



    SAKIN BİZDEN AYRILMAYINNNNNNNNN ÜZÜLÜRSÜNÜZZZZZZ

  4. #14
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart

    [quote="fat rider"]Bu kadar tembellik yeterrrrrr. İbret-i Alem konularla dolu iki manyaktan oluşan gezimize ait son raporları da ekleyelim artık.
    Eveet kaldığım yerden devam ediyorum. Elati de yediğimiz koca porsiyonlardan olusan lav taşı üzerinde devamlı sıcak kalabilen etlerden Kaan o kadar etkilendi ki; hani biz Türklerin yemek bitince tabağını sıyırma adeti vardır ya; Bizim kocaoğlan aynı hesaba gelen salak bir hareket yaptı. Masada önündekini sıyıracak ekmek bulamayınca etin suyu üzerinde biriken yaklaşık 270 santigrad derece sıcaklığındaki Lav Taşını yaladı. acıyla havaya zıplayan kardeşimle olay sonrası yaşadığımız kısa diyalog:

    AHMET: Ulan hayvan Fujiyama Yanardağına dil atan ilk Türk oldun lan. Tebrik ederim
    KAAN: ĞĞĞAAPİM ĞAN HOH ĞĞÜZEELDİ (Türkçe Meali : naapim lan çok güzeldi)
    AHMET: Artık dilin de güzeldir, ver yan masaya yesinler. Mis gibi ızgara oldu bak. Benim paramla porsiyonu 5 euro yapar yarılıyoorum

    Bu dakikadan sonra , kafasının yarısını, dilinin tamamını buz kovasında geçiren bu nev-i şahsına münhasır insana zaman zaman çevreden garip garip bakanlara açıklama getirme mecburiyeti geliyor ve '' Bİşey yok abi arkadaş suyu böle içer de kusura bakmayın genetik işte. Dedesi Saint bernard cinsiydi bunun, onun için dağlara getirdim gezmeye'' diyorum. Bu açıklamadan sonra pirzolasını bitiren ''yazık kız sever bu'' diyip kemiklerini Kaan'a atmaya başlayınca hesap isteyip kalkıyoruz. Haa bu arada Hesabı Kaan istiyor masaya hem de aynen şöyle : ''HAAVVV HAAUUVVVV'' (İt dilinde HESAP LÜTFEN anlamına gelmektedir)

    Yemek sonrası çevreyi de dolaşmayı ihmal etmiyoruz.





    Gece çekimlerinde yüksek fotoğraf kalitesini yakalamayı beceremeyince buraya ait daha fazla resim çekmiyoruz. 15-20 dakikalık bir yürüyüş sonrası otele dönüyoruz. Birer soda ve kahve sonrası odamıza dinlenmeye çekiliyoruz. Ne de olsa sabah erken kalkılacak ve zevkli yollar yapacağız.




    Bu gece sabaha kadar deliksiz bir uyku çekiyorum. Sebebine gelince; Kaan gibi bir sapıkla aynı otel odasını paylaşıyorsanız Vücudunuza ait bütün delikleri kapatmak zorundasınız da ondan. Ben de öyle yapıyorum ve uyumadan önce bedenime ait tüm delikleri kapatarak Deliksiz bir uyku uyuyorum (!!!!) Ama dedim ya adam sapık, gece istediğini alamayınca ''Bari bir hatıra kalsın'' diyor ve ben masum uykumda bebek gibi uyurken kasımpaşa canavarı üstümdeki pikeyi açarak sexi bir poz çekiyor....



    Sabah bütün hamaratlığımla kahvaltıyı hazırlamak için samimi otelimizin samimi sahiplerinden izin alarak şirin ötesi mutfağa giriyorum. Canım kardeşim Kaan'a ve kendime mütevazi kahvaltımızı hazırlıyorum




    Afiyetle yiyoruzzzzz


  5. #15
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Kahvaltı sonrası yola çıkmadan her köşesi çok hoşumuza giden otelimizin içini ve bizleri harika ağırlayan otel sahibi ailemizi footoğraflıyoruz. Kesinlikle tekrar gelirsek artık nerede kalacağımızı bilerek bu güzel mekandan ayrılıyoruz.








    Bu hüzünlü vedalaşma sonrasında bizi her biri yılan kıvamında virajlardan oluşan tam 120 kilometrelik bir yol bekliyor. Elbette yine asfalt mükemmel. Bu yol zaman olarak oldukça uzun sürse de verdiği sürüş keyfi anlatılır gibi değil. Tabii raporun ikinci bölümünde de belirttiğim gibi kullandığımız bu yolun tamamı Alp dağlarının son uzantılarında ve bu uzantıların tepelerinde geçiyor. Yolun yaklaşık 80-90 km'lik kısmını deniz seviyesinden 1500 ile 2100 metre yukarıda katediyoruz. Aslında denizden bu hadar yukarıda bu kadar uzun zaman geçirmemizin zararlı bir tarafı da var. Aldığı Oksijen Beynine fazla gelince ara sıra Kaan'ın enjektör meme yapıyor. Yardımsever arkadaşı ben de ona hafif zımpara atıyorum ve aldığı bu mükemmel servisle Kardeşimiz sorunsuzca yoluna devam edebiliyor deliiii yarılıyoorum Hadi bakalım yolumuzdan manzaralar. Bakalım beğenecek misiniz?




    Elimle işaret ettiğim en sonda görünen dağın alt eteklerine varmak istiyoruz. İşte Meteora o dağın arkasında..

  6. #16
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart



    Bu da bizi oraya götüren asfaltın neredeyse yol boyunca hiç değişmeyecek kalitesi asikoldumm





    Yol boyunca 8-10 haneyi geçmeyen yerleşim yerlerinden de geçsek mutlaka bir kilisesi olduğunu görüyoruz. Yobaz olmadıkları kesin ama dinlerine bağlı ve inançlı bir ülke olduğunu söylemem lazım. EEE biz de inançlıyız karrrdeşşimmm. Buralara gelmemizi nasip ettiği için tanrıya şükretmeden olmazz.




    Arkadaşlar aşağıdaki fotoğraflar sadece belgesel amaçlı çekilmiştir. Belgeselimizin amacı normal insanlarla su aygırı cinsi hayvanların arasındaki farkları belgelemektir. Belgeselimize ait ilk fotoğrafta iş güç sahibi motora binmek gibi hobileri olan normal bir insanın sıcak sonrası nasıl su içtiği görülmektedir. Diğer iki fotoğrafta ise Çiftleşme mevsimini başarısızlıkla geçirmiş Su Aygırı Hayvanının sıcak sonrası suya tecavüzü görülmektedir. Buyrun bakın......... HAA unutmadan Çeşmenin üzerindeki Yunanca yazının Türkçe anlamı da şöle: Burası 1994 den beri böyle ayı görmemiştir.. yarılıyoorum





    Yolumuz üzerinde küçük molacıklar veriyoruz. Bunun 2 önemli sebebi var. 1- fotoğraf çekmek 2- yatıp kalkmaya doyamadığımız virajların kritiğini yaparken soluklanmak. Kaan son molamızı verdiğimiz yerde diyor ki :
    - Oğlum Ahmet, normalde kafam terden su gibi olurdu bu sefer hiç terlemedim. Dağdayız diye hava sıcaklığı mı düştü acaba?
    - Baba kaskın kafanda yok desem heyecan yapar mısın?.
    - ananı avradını nerde lan bu?

    Hoş o kaskı da sırf bu seyahat için gidip sıfır almıştı. 8 günde kaskı 3 parçaya bölmeyi başardı adam. Hele bir seferinde gülmekten karnıma ağrılar girdi. Bir insan bu kadar mı düşürür kaskını yerlere. Bayırın birinde öyle bir düştü ki, zavallı kask önde top gibi yuvarlanıyor, arkada bizim kocaoğlan koştura koştura peşinde... az daha koşsa ipsalaya varcaktı valla. Abartısız 20 metre bayır indiler beraber. Sonunda yakalayıp kaskı kafaya taktı ama ilk çıkardığı yerde, kaskın içi hala kafasında, kaskın sadece dış kabuğu da elindeydi. Yanarım o anın fotoğrafını çekemediğime yanarım. gülmekten karnıma ağrılar girdi. Kaskın iç bölümünde, beyaz strafor köpük gibi olan kısmı dışta kalınca adam altında Mado dondurmasının eve servis paketi gibi görünüyordu. Ne demek istediğimi anlamak için kaskın içini tek parça halinde çıkarıp kafanıza takın ve dış kabuğu elinizdeyken aynaya bakın ................. Meteora ya kadar fotoğraflara yorumsuz devam..










  7. #17
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Şimdi tam bu noktada ilginçlik başlıyor. Çünkü çölde vaha buluyoruz sanki. 50 km gerisinde ve 50 km ilerisinde hiçbir yaşam belirtisi olmayan bu dağ yolunun tam bu alakasız noktasında dibimizi düşürecek kalitede acayip bir otele rastlıyoruz. İçi de dışıda olağanüstü güzellikte. Dağın ve ormanın ortasında barından havuzuna hiçbir eksiği olmayan bu mekan dışarıdan kale gibi dizayn edilmiş.özellikle de dışarıdaki giriş kapısı süper. Bakın bakalım sizin de bizim kadar hoşunuza gidecek mi?








    Ardından yine yollarrrrr ama ne yollarrrrr







    Sonunda karşımızda ünlü Meteora kayalıkları görünüyor. Buraya dair birşey anlatmaya fazla gerek yok zaten fotolar anlatacak. Tamamen jeolojik olarak meydana gelmiş devasa kayalıklar ucu bucağı görünmeyen yükseklikler ve bu koca kayalara inşa edilmiş kiliseler. Ama kiliseler bu yükseklikteki kayalara öyle bir inşa edilmiş ki sanki kayanın doğal parçası gibi duruyor herbiri. Bizim Kapadokya'nın hormonlu haline benzettiğimiz bu ilginç yeri bizim objektifimizden bir izleyin bakalım...

  8. #18
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart














    Meteora'ya ait bu kadar foto yeter sanırım. Unutmadan söyliyeyim. Biz bu kayalıkların ana merkezine çıkmak isterken 3 kere şehrin dar sokaklarında kaybolduk. Her seferinde yol daracık bir çıkmaz sokakta son buluyordu. Bu işe çok kızan Kaan ''ulan bu kadar turistik yere bir tabela konulmaz mı be'' diye isyan ediyordu aslında haklıydı da ama tabela koymayan Yunanlılar değil Yunanca tabelaları okumayı beceremeyen bizlerdeydi kabahat.....

    Buradan sonra gayet düz ve güzel yollardan 2-2,5 saat süren bir sürüşle Volosa varıyoruz. Varış saatimiz tam gün batımına denk geliyor ve kalmak için seçtiğimiz muhteşem otelin muazzam deniz ve yat limanı manzarasında güneşin batışını izlemek zevk oluyor. İşte size Volos:






  9. #19
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Tabii güzel bir duş ve temiz kıyafetler sonrası çıkıyoruz Volos gecelerine akmaya. Önce kısa bir şehir turu sonra güzel bir yemek, sonra uzun bir şehir turu atıyoruz ve sabahında daha detaylı fotolar almak için buraya yine 1-2 saat ayırıyoruz. Fazla yorum katmadan Volos'un gecesi gündüzü......






    Sizce Kaan burada tüm temiz duygularıyla beni mi çekmiiiş yoksa başkasını mı? Ne dersiniz?????



    Otelimiz




    Yukarıdaki resimde görülen iki bina da kaldığımız otele ait aslında. Ancak sağdaki 1930 larda inşa edilen ve asıl olan eski bina. Aslına uygun restore edilmiş ve yanına diğerinin dokusunu bozmayacak yeni bina inşa edilmiş. Bunu ertesi sabah aşağıda göreceğiniz eski fotoğraflardan öğreniyoruz.




    Veeee gündüz gözüyle yine Volos. Al sana bir İzmir Kordon modeli dahaa





    Artık yola çıkma vakti geldi daha deniz ve güneş tatili yapacaz. Motorlara start veriliyor




    Sevgili arkadaşlar valla bu gün bitiririm diyordum ama gözümden uyku akıyor ve şu an sabahın 3:15 i maalesef. En çabuk sürede 4. ve son partiyi atacağım söz. ama artık yatmam lazım yarın iş güç var. Noolur kusura bakmayın. hadi şimdilik bye.

  10. #20
    Enduroist Üye fat rider - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kaan
    Üyelik tarihi
    10-02-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    48
    Motosiklet
    v-strom 650 k6
    Marka
    Suzuki

    Standart

    YAZI VE ANLATIM DOSTUM AHMETE AİTTİR KOPYALAMAYI KAİSER YAPMIŞTIR
    HERKESE ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER

    Eveeeet sevgili dostlar. İşi fazlası ile uzattık farkındayım ama en azından sene devriyesi gelip de mevlütünü okutmadan şu bizim meşhuuuur Yunanistan gezimizin son bölümünü de yayınlayalım dedim.
    Volos'tan sabah ayrıırken bırakmıştık raporu. Şimdi buradan devam ediyorum. Önümüzde aslında 3 gece 4 gün gibi bir zaman vardı ve bizim asıl amacımız Atina'ya gitmekti. Ancak boyutları korkunç olduğunu öğrendiğimiz malum yangın sebebiyle bu seferlik rotadan çıkartmak zorunda kaldık. Hem Yunanistanda yangın süresince bir ara bu yangının Türkler tarafından sabotaj amaçlı çıktığı söylentisi dolaştı. Bu söylenti Üzerine Türk plakalı iki motor, bir insan, bir de insan müsvettesi ile oralarda dolaşmak pek akıl karı gelmedi bize. Diğer taraftan da bu gezinin yol yapma amacı dışında biraz da deniz, güneş ve yayılma anlamında da tadını çıkarmak istiyorduk. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda verdik kendimizi Chalkadiki Yollarına.... Selanik'i teğet geçerek yaklaşık 300 km'lik bir sürüşle ortalamanın biraz üstünde bir tempo ile Chalkadiki'ye vardık. Bize bu bölgede şiddetle tavsiye edilen sahil bölümünü bulmaya çalışırken bir kaç kez yanlış yollara saparak kaybolduk. Üstüne İstanbul'dan işle ilgili bana gelen birkaç sevimsiz telefon da ağzımızın tadını bozdu. O stresin üstüne bir de Kaan ile kaybolma yüzünden saçma bir tartışma yaşayarak birbirimizi de kaybettik ve bu yaşananlar yaklaşık 3 saatimize mal oldu.


    İşte yukarıdaki resmini gördüğünüz Paulos Amcamız tatsızlıkları tatlıya bağlayan adam oldu. Kaan'ı ve bir türlü bulmayı beceremediğimiz tatil beldesini sormak için girdiğim son benzincide rastladım ona. İngilizce başlayan seviyeli konuşmamız bana ''Where are you from'' diye sorduğu soruya ''I'm come from Turkey'' dememin ardından şöyle devam etti:

    - sööölesene bre ...cıkağızlı, uğraştırıyoosun beni yarım yarım ingilizceyele..
    - a aaa ne güzel konuştun amca yaaaa
    - konuşurum tebe yaww sen benim komşii yaw.
    -ya amcacım hele bir yardım et hem yolu hem arkadaşımı kaybettim. (haritayı göstererek) şuraya nasıl giderim?
    - yaw benim evim orda be yaw. takip et beni ben seni götüreyim oraya

    derken Sonunda Kaanı da bularak aradığımız yere ulaşıyoruz. Paulos Amca yıllarca Konya'dan mal alıp satmış. Türklerle 40 yıllık ticareti var Muhteşem tatlı türkçesi ve yardımseverliği ile önce bizi 1 saat kadar evinde ağırladı sonra da yolculuğun geri kalan bölümlerinde yaptığımız rotayı baştan aşağı değiştirdi. İyi ki de öle yapmış lakin tüm tavsiyeleri muhteşemdi. Sayesinde harika yerler görmüş olduk. Hatta evinde kendi İmal ettiği rakıdan da ikram edecekti ama motor kullandığımızı düşünerek bundan vazgeçti.
    Efendim bu tatil beldesinde otele varış duş vs. derken akşamı akşam yaptık. Bölgenin adı Yeni marmara anlamına gelen Neo Marmaras. Gerçekten de güzel yer. Gerek gece hayatı gerek akşam yemeği alternatifleri gerekse deniz ve güneşi 10 üzerinden 8 i hakeder. Biz 2 gece boyunca ilgisinden ve yemek konusundaki lezzetinden dolayı Vaselis'in yerini tercih ettik. İşte Dostumuz Vaselis ve onun yerinden görüntüler



    Biz restorantın sahibi Vaselis ile dost olup Uzo tokuştururken birden çinli sevgilisi ile alttaki resimde ortada gördüğünüz Hans çıkageldi. Bizim muhabbeti kıskandığını yanımıza oturup oturamayacağını sordu. Buyur dedik ne demek?
    memleket nire diye sorup da Türkiye cevabını alınca aynen şöyle dedi arkadaşlar: ''S..tir LAYYYNNN'' ... VE arkasından bir iki türkçe küfür daha.... Yaw dedik maaşallah bülbül gibi şakıyorsun. Nerden Öğrendin bu lafları? ... Dedi ki: ''Almanya da çok Türk arkadaşım var onlardan öğrendim. Biraz gülüştükten sonra Adam benim GS'i denemek istedi. Aldığı alkolü düşünerek biraz tereddüt ettim ama sonra dostluğa yakışmaz diye ''tamam'' dedim. Arkasına Çinli sevgilisini de alarak bir gazladı; dedim bu manyak geri gelmez. gitti bizim motor... Allahtan çinli kız öyle bir bağırıyordu ki 2 km ilerden yeri tespit edebiliyorduk

    bu arada fotoğrafta Kaan'ın parası yetişmediğinden kısa almak zorunda kaldığı pantolona dikkatt

    Elbette gece Sadece rakı Balık ile bitemezdi. Artık Bodrum benzeri bir tatil beldesindeydik ve gece 11:30 sularını bulmuştu. Gecelere akmanın mekanların tadına bakmanın zamanı gelmişti. Kahretsin ki yine doğru bir tavsiye ile bu bölgenin en ciks mekanına gittik. Notlarınızı alın arkadaşlar mekanın adı Villa, ve kalitesini ne siz sorun ne ben söyliyeyim. Elbette bu kalite beraberinde pahalılığı da getiriyor ama helal-i hoş olsun. (içeride en ucuz içki 5 euro civarında)

    Hemen kapısından giriyor ve mükemmel dekore edilmiş bu yerin muhteşem çalan müzikleri ile zaten alkol dolu olan damarlarımıza ardı arkası kesilmeyen Cuba Libre lerimizi gönderiveriyoruz. Gece boyunca Sergei isimli yakışıklı ötesi Ukranialı bir barmen bize hizmet veriyor. Ama ne hizmet... Herif tanesi 11 euro olan bu içkiden 4'er tane içip gerçek havana purosu içtiğimizi görünce, elaleme leblebi vermezken koca kayık tabaklarında meyvalar, kadeh içinde salatalıklar havuçlar, çeşit çeşit çerezler ikram ediyor bize

    Hatta bu ikramlar bizim 8. duble siparişimizden sonra bedava tekilaya dönüşüyor ve her ikramda bizle birlikte kendisine de bir tekila dolduran Sergei kardeşimiz bizle beraber fon dip olayına giriyor. Hepsi iyi güzel ama bizim Manisa tarzanı Kaan onca içkiden sonra biraz şaftı kaydırıyor tabii. Buyrun ispatı, Siz ne dersiniz?

 

 
Sayfa 2 Toplam 5 Sayfadan SeçilenSeçilen 12345 SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •