Yukardaki resimde biraz dinlenip, meyve falan yiyip rota hakkında konuşuyoruz. Bir müddet dinlendikten sonra yola devam ediyoruz. Git git git… derken harabe marabe göremiyoruz. Daha da gittikten sonra nihayet bir yaylaya ulaşıyoruz.
Burada hava 180 derece değişiyor;
Yaylanın içine girince bir Santa Harabeleri tabelası daha görüyoruz. Orada birine sorduğumuzda, o kişinin de yabancı olduğunu öğreniyoruz. Yine tabelanın gösterdiği yöne doğru sürüyoruz.
Yaylanın ismini aldığı köprü
Burada beklemeden yola devam etmeye karar veriyoruz. Git babam git, yollar yine kötüleşiyor.
Yine Emre’yi beklemeceler
Bir köye daha geliyoruz, yol soracağız ama kimse yok
Manzara süper yine;
Emre’nin “nereye gidiyoruz yaw” bakışı
Tabii yine git babam git, lanet olasıca harabe marabe yok, sinirler tavan yapıyor. En kıymetlimiz zaman yavaş yavaş ölüyor. Bir sıcak, bir soğuk dengemiz şaşıyor. Vel hasıl harabeyi bulamadan aynı yolu, Taşköprü Yaylasına kadar geri dönüyoruz.
Aşağıda verdiğim haritaya dikkat :