Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
1 den 10´e kadar. Toplam 39 Sayfa bulundu

Threaded View

  1. #6
    Enduroist Üye Haluk Çakır - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Haluk Çakır
    Üyelik tarihi
    10-02-2016
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    143
    Motosiklet
    CRF250 Rally - Wave 110i
    Marka
    Honda

    Standart

    Haluk duble yolda yolun aksi istikametteki benzinliği görür görmez motoru durdurmuş zaten. Neyse hemen motorları iyice sağa parkedip yolun karşısına geçtik. 1.5 lt’lik bir şise su alıp içindeki suyla çimleri suladık ve görevli şiseyi benzinle doldurup şişeyi bize verdi. Hemen 1.2 lt civarı benzin ile NC’nin susuzluğunu giderip şayet benim motordaki kalan benzin 4 km kadar sonraki diğer istasyona kadar yetmezse diye kalanını da ben yanıma aldım. 3 km kadar sonra bir Petrol ofisi bulduk ve girdik ama pompaların önüne trafik konilerinden çekmişlerdi ve bir görevli de hava trafik kontrolör edasıyla eliyle tükkanın ve tesisin kapalı olduğu işareti yaptı. Meşajı aldık tabii ve biraz ilerideki diğer Shell istasyonuna kapağı attık. Benim motorun yakıt tüketimi ölçümüne dikkat etmeye çalıştığım için şişenin dibinde kalan yakıtı benim motora değil, NC’ye doldurduk ve motorlarımızın yakıt ihtiyacını giderdik. Peşinden kendi yakıt ihtiyacımızı da karnımızı bir güzel doyurarak giderdik. İkimiz de perte çıkmak üzereyiz tabii o kadar süredir motora biniyoruz ve yorgunluk ve uykusuzluk üzerine tok karın da eklenince iyice çakırkeyif olmuş haldeyiz. Bu arada birazdan okuyacağınız bir senaryodan dolayı bu maceradan bir yandan da bir o kadar keyif alıyorum ki sabaha kadar daha sürsem, üstümdeki yorgunluğa galip gelebileceğimden hiç şüphem yok. Unutmadan yazayım hemen, benzin almadan önce yol kenarında gördüğümüz iki tane otele kalacak yer sorduk ve kibarca “bunu” aldık. Yemekten sonra benzinlikteki bir arkadaş bize 3 ayrı otelin telefonunu verdi ve oraları da aradık. Sonuç yine hüsran. 2 önceki cümlede bahsettiğim senaryonun ne olduğunu da yazayım bu arada: Henüz Çanakkaledeyken ve ilk birkaç otelden geri çevrildiğimizde adaşıma şunu söyledim: “Biz bu okul gezileri yüzünden bu gece Çanakkale-Eceabat-Gelibolu-Lapsekide ve sınırlarında kalacak yer bulamayız. Bence gece gidebildiğimiz yere kadar -ki muhtemelen Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi olur bu- gidelim ve geceyi Şarköyde geçirelim. Tabii bizim şehitlik ve abideyi gezme planlarımız da suya düşer. Yolda, sanmıyorum ama olur da kalacak bir yer bulursak zaten problem değil.” Bu senaryoya göre zaten bu dört yerleşim biriminde kalacak yer bulamayacaktık ve Şarköy’e kadar da gidecektik saat kaç olursa olsun. Bu sebeple bende saatler önceden Şarköy’e kadar sürme ihtimali ve rotası olduğundan hedefe odaklanmışım iyice. Telefondan hemen haritaya baktım ve Şarköy’e gitmek için kuzeye Keşan istikametine doğru değil de anayoldan sapıp bir süreden beridir yanında sürmekte olduğumuz Marmara denizi sağımızda kalacak şekilde doğu istikametine doğru sürmemiz gerektiğini tespit ettim. Yaklaşık 55 km’lik bir yolumuz daha vardı. Motorlara atladık ve sola, yukarı doğru gitmek yerine düz ve hatta hafif sağa kıvrılacağımız kavşağı aramaya başladım. Birkaç km sonra Bolayır kavşağında bir otel tespit ettik ve Haluk hemen oraya da girip standart red cevabını aldı. Reddedilmek bizi asla caydıramayacaktı. Yaklaşık 5 dk sonra biz yine motorun üstünde yol alıyorduk tabii. Birazdan asfalt yol bitti ve stabilize ve sonra da iyice tozlu bir yola girdik. 500 mt kadar gittikten sonra durum değerlendirmesi için durduk ve bu yolun gitmek istediğimiz yol olmayabileceğine kanaat getirdik. Saat de gecenin 01:30’u falan. Tam geri dönelim bari diye konuşurken arkamızdan gelen havlamaların iyice yakınlaşması sonucu yaklaşık 10 km kadar uzakta ışıkları görünen deniz kenarındaki yerleşim birimine doğru hareket ettik gecenin bir vakti gürültülü taşıtlarımızla kendilerini rahatsız ettiğimiz sevimli köpek ailesini ve onlarca akrabasını geride bırakarak. Bolayırda deniz kenardındaki bir otelden de geri çevrildik tabii. Son 6 saatte kapısından döndüğümüz 20. otel falan olmuştur herhalde. Adaşımın hemen önümüzde deniz kenarındaki banklarda uyumamız gerektiği yolundaki talebine rağmen artık yolumuzun çok da fazla olmadığını ve mevsimden dolayı sivrisineklerin çok daha keyif vermeyeceğini belirttim ve tekrardan yola koyulduk. Bu arada süreki olarak sağa sola virajlı yollardan gitmemize rağmen sanki temelde hep sağa dönüyormuşuz hissiyatıyla yaklaşık 1 saat ve 50 km kadar sürdük ve 1 saat önce çıktığımız Gelibolu’ya tekrardan hoşgeldiğimizi gösteren levhayı görünce motorları sağa çekip son dönemlerde yaşamadığımız türden bir maceranın aktörleri olmaktan dolayı yaşamakta olduğumuz gururu birbirimizle paylaştık kahkahalar eşliğinde.
    Konu Haluk Çakır tarafından (16-05-2017 Saat 01:24 ) değiştirilmiştir.

  2. Haluk Çakır, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    ahmet korkmaz (17-05-2017)

 

 

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •