Alp namı diğer ikiteke aralarında en farklısını yaptı. Motoskleti buradan aldı Japonyaya sürdü orada sattı uçak bileti olarak buraya döndü. Sonra nereye gittiğini unuttum bir memlekete gitti orada 125cc küçük bir motosiklet aldı gezdi gezdi orada sattı geldi. Aslında aralarında bu Karadenizli kardeşimin modelini beğeniyorum ben. Çünkü aralarında en ekonomik takılanı o oluyor ve dolayısı ile ilginç yöntemler uyguluyor. Kitap yazsa tutar ama ....
Gelelim gezgin olayına. Bahaneye gerek yok ben yapamam.
Yapanları incelediğimde genelde gençlik zamanlarında ya da emeklilik zamanlarında yapıyorlar. Bir kısmının aileden parasal gücü oluyor ve döndüklerinde burada bir hayatları onları bekliyor oluyor. Cem abinin de vurguladığı nokta önemli. Dönünce ne yapıyorlar. Gençken gidip dönenlerden ve becerebilenler bu gezilerini satarak bir sonrakine hazırlanıyor. Bir kısmı da iş hayatına geri dönüyor. Emeklilik döneminde gidenleri direk geçiyorum. Bu arada bir nokta daha var. Genelde bizler medyatik gezginleri biliyoruz. Bir de sesi soluğu çıkmayan sadece gezen abiler var bunu da Ahmet abi belirtmeye çalışmış. Bu kişilerle maalesef çok karşılaşamıyorsunuz, örneğin sırt çantası değil postacı çantası ile gezen var. Elbiseye gerek yok diyor, don desen 2 euro kirlendikçe atıyorum yenisini alıyorum
Bizlere gelince. Sonuçta yıllarca emek harcadığımız bir kariyer ve devamı var. Bizler en fazla izinlerimizi birleştirip haldır haldır bir koşturma ile ya Avrupa ya Türkiye gezeriz. Öyle günde en çok 200km gittiğimiz keyfe keder kamp atılan yıllar süren geziler bizim gibilere biraz uzak. Kendi adıma tek sorunum da parasal durum. Ha piyango çıkarsa beni buralarda göremezsiniz onu diyim Ama o zamanda bu arkadaşlar gibi YBR ile falan gezmem tabii ki