Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
11 den 20´e kadar. Toplam 34 Sayfa bulundu

Threaded View

  1. #1
    Enduroist Kıdemli Üye ahmet korkmaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    ahmet korkmaz
    Üyelik tarihi
    15-07-2012
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    1,704
    Motosiklet
    R1200 GSA
    Marka
    Bmw

    Standart BMW R1200GS Adventure / Yağlı vs. Sulu

    BMW R1200GSA – Yağlı vs Sulu

    Ön not: Fotoların bana ait olanları için instagram @motosurucu hesabımı takip edebilirsiniz

    https://www.instagram.com/p/BcS0QLFH...-by=motosurucu

    Bu iki makineyi bir süre kullandım, önce eşte dostta, sonra da sahibi olarak. Gaz verenler sağ olsun, önce tank gibi 1150’mizi, sonra da 2012 triple black’i satıp, arada da RT deneyip, sulu adv ile durulduk…

    Sulu tarafında çok yeni olmakla birlikte (5 bin km biraz geçtik) ilk izlenimler açısından kısaca karşılaştırmak isterim. Tekrar ediyorum, ilk izlenimler açısından….
    2012 model R1200GSA ile 2017 model R1200GSA karşılaştırması olarak değerlendirebilirsiniz.



    Kasa malum 2014 ile birlikte değişti. GS 2013 yılında, ADV ise RT ile birlikte 2014 yılında yenilendiler. daha mı iyi oldu, emin değilim. Başlarda biraz mesafeli durdum ancak göz alıştıkça sulu kasa daha yakışıklı görünmeye başladı.

    Bir dönemin sonunu ifade etmekle birlikte, yağlı motor BMW’nin bazı modellerinde kullanılmaya devam ediyor (R nineT misal) bu arada…

    Öncelikle; motor yeni, sulu. En önemli fark bu. Daha önce 80-100-1100-1150-1200 geçişlerinde bu seviyede bir yenileme yoktu. Burada GS’in kalbi değişiyor, önemli…
    Egzoz sağa, şanzuman sola geçmiş, eski çantalar uymasın yenisi alınsın diye yapmışlar bence (sığ insan), bir mühendislik açıklaması mutlaka vardır da beni ikna edebilen çıkmadı henüz…

    Lastik ebatları değişmiş.
    Yağlı: Ön 110/80/19 Arka 150/70/17
    Sulu: Ön 120/70/19 Arka 170/60/17

    Hissiyatım; daha iyi yol tutuş ve düşük hızda manevralarda bir tık iyileşme getiriyor. Yine ön 19 arka 17, tel jant, tubeless… bu lastik ebatlarıyla ne kadar araziye ne kadar asfalta dönük düşünülmüş, bilenler değerlendirsin. KTM malum 1290’da versiyonları üçledi, ön 21 alternatifi getirdi, AT zaten ön 21 arka 18… Yine de, daha önce de belirttiğim üzere, bana lazım olan yüksek arazi yeteneği değil, olan da fazlasıyla yeterli… Orada F800 gibi bir alternatifi mevcut, ADV versiyonu da var, çiçek gibi makine… şimdi 850 geldi tabi, bakacağız.

    Yağlının daha iyi bir rüzgar koruma paketine sahip olduğu, özellikle uzun boylu kullanıcılar tarafından sıklıkla dile getiriliyor; onaylıyorum. Suluda kaska vuran üst rüzgar bir yere kadar kabul edilebilir seviyede (fark anlamında) ancak özellikle omuz ve göğüs bölgesine isabet eden rüzgar miktarı çok artmış. Net şekilde rahatsız ettiğini söyleyebilirim.



    Kozmetik bir unsur olarak değerlendirilebilecek ‘ses’ konusunda da bence Yağlı bir adım önde; motor ve egzoz sesi anlamında. Belki de Euro4 uyumu sebebiyle, yağlıya nazaran vızıldayan bir motor söz konusu… Yine de muadili motorlara göre ses konusunda rakibi yok; 1290 KTM, Yamaha ST, aklınıza ne gelirse, bence…

    Nesiller ilerledikçe GS çıkış ve varoluş amacından uzağa gidiyor; topraktan asfalta… Bu iyi veya kötü anlamda değil, hissettirdikleri açısından dile getirdiğim bir durum. Yeni nesilde gaz hassasiyeti, motor tepkileri oldukça dinamikleşmiş durumda. Uslu efendi gaz, az daha sıkıştırsan racing tepkileri verecek bir hale bürünmüş… Sürüş modları ile bu durum bir miktar kontrol altına alınabiliyor.

    BMW sürüş modları, KTM’nin aksine beygir gücüne müdahale etmiyor; ana prensip olarak amortisör, gaz tepkisi, çekiş kontrol ve abs üzerinde değişiklik yapıyor. Rain mod ile gaz sakinlerken amortisör Soft’a geliyor. Veya ‘Dynamic’ mod ile gaz hassasiyeti artarken amortisör ‘Hard’ olarak belirleniyor. Enduro’da arka tekerlek ABS iptal oluyor vs vs…. bir de pro Enduro var, o başka bir hikaye, bilgim deneyimim yok…

    Yine de unutmamak lazım, aynı motor üzerine ufak tefek kozmetik değişiklikler ile yeni modeller çıkarmaya başladılar; topraktan uzaklaşıyor derken alternatifini de getiriyor gibi düşünebiliriz belki… Mesela Rally… Bunu KTM yapıyor, Honda AT için de benzer bir strateji ile gelecek sanırım.



    Elcik ısıtma, ESA, çekiş kontrol, lastik basınç göstergesi ortak noktalar. Dynamic ESA Sulu’nun yeni marifeti… Ayrıca led farlar, otomatik vitese bir adım daha yaklaşan quickshifter (debriyajsız vites değiştirme sağlıyor – hem aşağı hem de yukarı, 1-2 arasında kullanmayın tavsiyeleri var, bmw böyle bir istisna belirtmemiş), hız sabitleme, led göstergeler, anahtarsız çalıştırma, depo üzerinde ufak bir saklama alanı (NC ile karşılaştırmayınız, bir cüzdan anca sığar), ön panel yanında çakmak çıkışı ve elbette pro ABS… Viraj içerisinde fren yapma konusunda sürücüye destek atıyor… Bunu da yol durumuna göre ağırlıklandırıyor(muş).

    Bir başka değişiklik ise sinyallerde. Benim çok sevmekle birlikte eksik bulduğum ‘sola sinyal için soldaki sağa sinyal için sağdaki düğmeye bas, kapatmak için didin dur’ sistemi yerine japon sistemine (sanırım) geçilmiş, olayın tamamı solda. Sinyalin led ekran üzerindeki gösterimi ise bence geri adım olmuş; sağ sol diye göstermiyor, tek lamba var… sinyal açık veya kapalıyı gösteriyor sadece, hangi yön yanıyor göremiyorsun (ihtiyaç olabiliyor). Bir de sanırım otomatik kapanmasını kaldırmışlar sinyallerin, emin değilim.

    Zilyon tane aksesuar yine mevcut, bence en önemlileri: Cam yükseltme ve gidon yükseltme. Aksesuar seven bir kullanıcı olarak yan ayak genişletme, far koruma, radyatör koruma, diferansiyel koruma vs ilave edilebilir… Touratech, wunderlich, bekir usta vs zibil aksesuar var…

    Yağlıların en büyük sıkıntılarından biri gece aydınlatmasıydı, ff50 vs çözmeye çalışıyorduk. Farlar led olunca böyle bir ihtiyaç bence kalmamış. Belki görünürlük açısından ilave sis seti taktırılabilir, zaten advlerde bir çift mevcut malum…



    Sulu gösterge panelini seviyorum, yağlıya göre daha modern görünüyor, takibi de daha kolay. 2018’lerdeki tablet tarz panele şimdilik mesafeliyim…

    Sele konforu bence aynı… bir gelişme veya gerileme göremedim. Ancak makine uzun sürüşlerde daha az yoruyor… motorun daha stabil çalışması (daha az titreşim diyelim) bence önemli bir etken. Ancak rüzgar konusu önemli, yukarıda bahsettim…

    2012 ADV artık sorunu kalmamış tam anlamıyla oturmuş bir makineydi. Sulu ile ilk sorunu amortisörlerde (ön) yaşadık, birkaç kaza yaşanmış yurt dışında, amortisörler bir elden geçti… güçlendirme yapıldı(mış)…

    İlk bakışta gördüğüm; sanki makine gittikçe narinleşiyor (görsel olarak), fiyatlar da malum, nasıl alacağız da sonra toprağa araziye sokacağız gibi soruların cevapları muamma… Benim düşüncem TR yollarına uygun makineler enduro makineler, gezip tozmak istiyorsanız… bundan daha önce RT yazımda bahsetmiştim… Yine de gelinen fiyat seviyesi ciddi dezavantaj. ‘Paran varsa beemve paran yoksa binmeyivee’ söylemi komik olmaktan çıkıyor, gerçekten uçuk rakamlar. En son 140 bin TL civarlarındaydı, indirim vs 125k civarına alınabiliyor sanırım, daha aksesuar yok…

    Özetle bu şekilde… sonra eklemeler yaparım belki…

    Kazasız sürüşler..

    RT/ADV http://www.enduroist.com/forum/showt...FD-ve-%D6fkeli
    Konu ahmet korkmaz tarafından (09-12-2017 Saat 14:10 ) değiştirilmiştir.

  2. ahmet korkmaz güzel mesajın için 16 üye sana teşekkür etti :

    Ali KORKMAZ (11-12-2017),alperiynem (11-12-2017),Arif Oral Unal (10-12-2017),Berkay İnal (10-12-2017),Bora Karayel (09-12-2017),Çağın Sarılar (11-12-2017),cemkucuk (11-12-2017),engintuna (11-12-2017),Hakan Turalı (13-12-2017),halil yılmaz (12-12-2017),Haluk Çakır (09-12-2017),Kaan Tütüncüoğlu (11-12-2017),oguzetuna (09-12-2017),omercem (11-12-2017),Serdar ZIMBA (11-12-2017),Yaşar1001 (19-03-2018)

 

 

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •