Hemen orda çay demledim, manzaraya karşı başladım içmeye. 1-2-3-5-10 derken demliğin dibi geldi.
Artistik pozlar:
Çayı içtikten sonra havanın yavaş yavaş kararmasından ve yağmurunda ufak ufak atması ile çadırı burada kurmaktan vazgeçtim. Eğer burada yağmura kalırsam bir dahaki yaza kadar aşağı inemem herhalde dedim. Aşağı inerken daha rahat indim. Kentte çadır için yer bulamadım, şuraya kurarım buraya kurarım derken gece oldu, hiçbir şey göremediğimden 35 km. ileride Gudauri kasabasında Hotel İnn adlı hotelde kaldım. Booking sayesinde 110 lari olan otele 70 lari vererek giriş yaptım. Yatmadan önce karnım acıktığından yolda geliken gördüğüm hint yemeği yiyeyim dedim. Gittim gerçekten de Hintlilerin işlettiği Taj mahal adlı yerden Pilav gibi bir şey alıp otelde götürdüm. Şimdiye kadar kaldığım otellerin içinde en lüks olanı da buydu. Yatağa girince, bir haftadır hep sert zemine alışık olan narin vücudum, yatağın yumuşaklığına hemen alışamadı. Bir süre sonra günün yorgunluğuna daha fazla dayanamayarak gözlerimi kapadım.