Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
Sayfa 11 Toplam 12 Sayfadan SeçilenSeçilen ... 789101112 SonuncuSonuncu
101 den 110´e kadar. Toplam 120 Sayfa bulundu
  1. #101
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart





    Arkadaşla vedalaşıp yoluma devam ettim. 550 km. daha sürerek gece vakti Hemedan’a ulaştım. Bu taraflarda da otel fiyatları yüksek olduğundan hostel, guesthouse falan aradım. Google da bir tane buldum, ara ara bulamadım. Hemen o civarda yaşlı bir amcaya adresi sordum, amca “ben biliyorum” dedi. Hemen yakınlarda bir binaymış. Motoru park edip amcanın peşine takıldım. Kısa bir süre sonra telefondaki guesthouse adresine geldik. Zile basınca evden yaşlı bir çift çıktı. Beni getiren amca ile biraz konuştuktan sonra, uzun bir süre önce guesthouse un buradan taşındığını söylemişler. Beni getiren amca da dert etti kendine, “yakınlarda bir tane daha var” dedi. Yine düştüm peşine gittik orası da doluymuş.

    Amcaya “boş ver ben kendi başımın çaresine bakarım” dedim ama amca beni bırakmıyor. “bize gedek, bize gedek” diye adte yalvarıyor bana. Ben de tanımadığım insanların evinde kalmayı hiç sevmem. “amca ben otelde kalırım” dedim, tamam dedi. Kendi arabasını aldı, beni takip et dedi. O önde ben arkada motorla takip ediyorum. Şehir merkezine yakın bir yerde otele geldik. Otelde yer var, fiyatta güzel ama park yeri yok, sokağa park etmem gerekiyor. Orada takılan tipleri de gözüm tutmadı, amcaının da içine sinmemiş ki burası olmaz dedi. Başka otele geçtik orda da yer yok. Amca yine “bize gedek, bize gedek” demeye başladı. Ben de baktım kaçarı yok “tamam” dedim. Amca epey sevindi. Tekrar geri döndük amcanın evine geldik. Eşini kaldırıp bana güzel bir yemek hazırlattı sağolsun. Amcayla biraz muhabbet ettik. Amcanın ismi Rıza’ymış kendisi Türkmen ve emekli sınıf öğretmeni, eşi ve kızıyla burada yaşıyor. Çok fazla Türkçe bilmiyor ama dediklerinin çoğunu anlıyorum, ama o benim dediklerimin çoğunu anlamıyor. Ama yine de güzel anlaştık. Bana güzel bir yer yatağı hazırladılar, şerbetlerimizi içtikten sonra hemen yatıp uyudum.
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  2. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 2 üye sana teşekkür etti :

    cemkucuk (14-03-2018),ERDAL CANTÜRK (11-09-2019)

  3. #102
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    18.08.2017 (Yirmikinci Gün)
    Hemedan – Bazargan – Doğubeyazıt


    Sabah tıkırtı sesine uyandım, baktım Rıza amca kahvaltı hazırlıyor. Beraber kahvaltımız yaptıktan sonra, birbirimizin iletişim bilgilerini alıp kendisine çok teşekkür edip evden ayrıldım. Biraz şehri dolaşayım diyerekten motora atladım şehir turu yaptım.

    İmamzadeh Abdullah Türbesi



    Telefonu şarja koymayı unuttuğumdan burada hiç fotoğraf çekemedim. Zaten artık hem yoruldum hem de zamanım dolduğunda çoğu noktama da gidemedim. Zaten bu şehirler bir günde gezilmiyor. Burada her yer tarih olduğundan hepsine maalesef vakit ayıramıyorum. Kendimi yola atıp tam 970 km. yaparak Bazargan sınır kapısına geldim. Sınırı geçmeden motorun deposunu son defa bedava benzin ile doldurdum. Arkada 5 lt.lik bidonum vardı onu da doldurdum. Saat 20:30 gibi sınırda evrak işlerimi başlattım, saat 23:00 gibi ancak sınırı geçebildim.

    İran’a ilk girdiğim kapıdaki evrak işlerimi halleden Navid evrakların bir hafta geçerli olduğunu, bir hafta içinde ülkeden çıkmam gerektiğini söylemişti. Biraz da bunun için yolculuğum son günlerini biraz hızlı yaptım. 2-3 gün içinde 2600 km. den fazla yol yaptım bu da beni yordu haliyle. Bu evraklar yüzünden çıkışta bayağı bir korktum ama korktuğum başıma gelmedi, hiçbir sıkıntı çıkmadan sınırdan çıktım.
    Sınıra gelmeden epey bir zaman önce motordan da ses gelmeye başlamıştı. 4. Vitese kadar bir şey yok, motoru 5. Vitese attığımda motordan ses gelmeye başlamıştı, sanki motor gitmiyormuş gibi geliyordu. Epey bir 4. Viteste kullandım. Motordan aşağı inip sağına soluna bakıyorum motorda hiçbirşey gözükmüyor. İnternetten birkaç kişiye yazdığımda 5. Vitesin sekromeçi kırılmış olabileceğini söylediler. Bu da benim çok moralimi bozdu, fotoğraf falan çekmeyi bile unuttum yolda.

    Sınırda evrak işlerini hallederken motoru orta sehpa üzerinde bırakmıştım, motora yanına geldiğimde zincirin epey bollaştığını gördüm. Türk tarafına geçtikten sonra takımları çıkarıp, sivri sineklerin ziyafeti eşliğinde zinciri gerdim ama sivrilerde beni gerdi. Motora atladım baktım motor gayet güzel gidiyor. Hemen doğubeyazıt’a gidip otel bulup geceyi burada geçirdim.

    19.08.2017 (Yirmiüçüncü Gün)
    Doğubeyazıt – Erzincan – Amasya


    Sabah erkeden kalkıp, yine hep resimlerde gördüğüm muhteşem yapı İshakPaşa sarayına gittim. Burası şehir merkezine 10-15 km. kadar yakın.










    Doğubayazıt’ ın 7 km. güney doğusunda, Eski Beyazıt’a ve ovaya hakim yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş, pek çok bölümleri olan komple bir saraydır. Birinci Dünya harbine kadar Bayazıt Sancağı bu saraydan yönetildi. Sarayın yapımı 1685 yılında Çıldır Atabeklerinden Çolak Abdi Paşa tarafından başlanılmış, aynı soydan gelen Küçük İshak Paşa zamanında 1784’ te (99 yılda) tamamlanmıştır. Mimarı, Ahıskalı ustalardır. Saray 115X50 m. boyutlarında, tesviye edilmiş, Karaburun tepesi üzerine terası, iki avlu ile bu avluları çevreleyen çeşitli yapı topluluğundan meydana gelmektedir. Doğu-Batı yönünde yaklaşık 7.600 m. karelik bir alan üzerine oturtulmuştur. Bazı kısımları tek, bazı kısımları iki, bodrum dahil bazı kısımları üç katlı olarak yapılmıştır. Bir saray için gerekli tüm bölümler (harem, harem odaları, aşevi, hamam, toplantı salonları, eğlence yerleri, mahkeme salonu, camii, çeşitli hizmet odaları, oturma odaları, uşak ve seyis odaları, muhafız koğuşları, cezaevi, erzak depoları, cephanelik, tavlalar, bodrum katlarında çeşitli hizmet odaları vb.) vardır. Her odada ocak, dolap yerleri vb. görülmektedir. Sarayın girişi, savunması en zor olan doğu cephesindedir. Anıtsal taçkapı, avlulara çıkan diğer kapılar gibi, kabartma, süsleme ve zengin bitki motifleriyle Selçuklu sanatının özelliklerini taşır. Saray, tarih ve sanat tarihi yönünden essiz bir değere sahiptir. Bu bey kalesi, Avrupa’ daki şato tipi yapıların ülkemizde rastlanmayan en iyi örneğidir. Sarayın cami dışındaki bölümlerin çoğu yıkılmış, harap olmuş, tavanları sökülmüştür. Son yıllarda biraz onarılmış, restore edilmiştir.

    Camii, saray kompleksinin en sağlam kalan yeridir. Her halde burası, dini bir korkuyla tahrip edilmemiştir. Tek kubbeli camii, iki ayrı renk taşla örülmüş minaresiyle saraya ilginç bir görünüm kazandırmaktadır. Camiinin kıble duvarının dışındaki türbe geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiş olup, muhtemel Abdi Çolak Paşa ile İshak Paşa ve yakınları için yapılmıştır. Sarayın(Selamlık) kuzey cephesinde dışa sarkan dört ahşap konsolda üstte kanatlı ejder, onun altında aslan, en altta insan figürleri yer almaktadır ki, çok ilginç ve sanatkaranedir. Sarayda klasik Osmanlı mimarisinden farklı üslup ve benzeme şekilleri dikkati çeker. Türk saray geleneği ve mimarisinin ana prensiplerine uyulmuştur. Yapı birkaç aşamalıdır ve güzellikle azameti yansıtır. Saray iştihamı, yaptıran paşanın çevreye ve Merkezi Devlet’e karşı gücünü göstermek istediği anlaşılmaktadır.




    Taş duvarların içinde görülen boşluktur, sarayın kalorifer tesisatı andıran merkezi ısıtma sistemiyle ısıtıldığını göstermektedir. Yapımı bir çok efsane ve hikayeye konu olan İshak paşa sarayı; Osmanlı döneminde Ağrı’ da yapılan en büyük ve en önemli mimari eserdir. İshak Paşa Sarayı, geleneksel Türk mimari karakterinde ve Selçuklu mimarisi biçiminde bir yapıdır.







    Bu yapılar topluluğunda Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin öğeleri yanında, Avrupa sanatının Barok üslubunun etkileri de görülmektedir. Zamanın en modern ve ileri anlayışı ile yapılmış olup, genel hatlarıyla Türk kültürünün özelliklerini taşır.

    Konu İbrahim DEĞERLİ tarafından (14-03-2018 Saat 01:18 ) değiştirilmiştir.
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  4. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 2 üye sana teşekkür etti :

    cemkucuk (14-03-2018),ERDAL CANTÜRK (11-09-2019)

  5. #103
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    Bir Osmanlı Dönemi Yapısı İshak Paşa Sarayı Görkemli özel mimarı yapısı, anıtsal taç kapıları, haremi, salamlığı, cami ve yüzlerce odası ile görülmeye değer bir şah eserdir... Sanki bir saray değil, tüm heybetiyle canlı bir tarih, her tarafı sır dolu bir efsanedir. Onu anlamak için yakından görmek, gezmek gerekir... Bu görkemli yapının mimarı meçhuldür, onun için halk, sarayın yapımı ve tarihi hakkında bir çok efsane anlatır.




    Sarayı gezerken, masal dünyasının saraylarını görmüş gibi hayal güçleriniz harekete geçer, güzellikler karşısında efsanelerde anlatılanlar bir bir gözlerinizin önünde canlanır... Bir kartal yuvasını andıran ve çevresiyle ahenk oluşturan bu muazzam yapıya hayran kalmamak elde değil.

    Burayı gezdikten sonra yoluma devam ettim. Erzincan yakınlarına geldiğimde yakıtım bitti. Güzel bir şekilde petrol istasyonuna girdim. “Doldur depoyu hancı” dedim, bir ara ekrana gözüm ilişti, kaç gündür ucuz benzin alan ben, ekrandaki yazıyı görünce aklım başıma geldi. Bir depo benzini (21 LT) 20 TL ye alan ben, burada 110 tl verince gözlerim yaşardı, Türkiye’m canım ülkem diyerek 110 TL’yi kuzu kuzu ödedim.







    İran’da yakıt sıkıntısı olmadığından kaçla gittiğime, ne kadar yaktığını hesaplamayan ben, biraz daha usturuplu gidip çok yakasın diyerek biraz yavaş gittim. Sonunda hep merak ettiğim Amasra’ya geldim. Burada hotel ararken bir Tenereci abiyle tanıştım, sağolsun hemen ilgilenip, uygulama otelini aradı. Burada kahvaltı dahil 40 TL ye geceyi geçirdim.




    20.08.2017 (Yirmidördüncü Gün)
    Amasya – Sakarya


    Sabah otelde kahvaltıdan sonra şehir turu yaptım. Kaleye çıkarak Amasya’yı izledim.




    Bu şehre hep gelmeyi istemiştim ama hep rotama ters olduğundan bir türlü gidememiştim. Bugün burayı altını üstüne getireyim diyerek epey gezdim.




    Şehzadeler şehri :





    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  6. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 2 üye sana teşekkür etti :

    cemkucuk (14-03-2018),ERDAL CANTÜRK (11-09-2019)

  7. #104
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    kral Kaya Mezarları :



    Helenistik dönemde, Amasya’yı İÖ.333’den İÖ.26’ya kadar başkent olarak kullanan Pontus Krallarına ait olan Kral kaya Mezarları, Harşena Dağı’nın güney eteklerine, kalker kayalara oyularak yapılmıştır.

    Hatuniye Mahallesi’nin dar sokaklarından ve tren yolunu geçerek çıkılan mezarların arasında, kayaya oyulmuş yollar ve merdivenler bulunmaktadır. Yeşilırmak Vadisi boyunca, irili ufaklı 21 mezar olduğu bilinmekle birlikte bunlardan sadece birkaç tanesi günümüze gelebilmiştir. Kaya Mezarlarının içlerinden çok, arkalarına oyulmuş geçitler dikkat çekicidir. Bu bölgedeki büyük mezarlardan birinin yanında, nehre kadar uzandığına inanılan bir tünelin başlangıcı bulunmaktadır. Kalker kayalara oyularak yapılan bu mezarlar yapı ve büyüklükleri itibarıyla kente hakim bir noktadadırlar



    Kral Kaya Mezarlarının en büyüğü, galeri ve merdivenlerle çıkılan, batı yönündeki en son mezardır. Bu mağaranın yüksekliği 15m, genişliği 8m, derinliği ise 6m’dir. Mezar odasına girişi, diğer mezarlardaki kapılardan daha yüksektir. "Büyük Kral Mezarı" olarak da adlandırılan mağara, cephe itibariyle pek çok tahribata uğramıştır.

    Kızlar Sarayı üzerinde yer alan üçlü kral mezarı birbirine çok yakın oyulmuştur. En solda yer alan mezar, ortadaki mezar sahibini gölgede bırakmak amacıyla ön plana çıkarılmıştır. Kızlar Sarayı’nın alt kısmında ve Demiryolu tünelinin hemen üzerinde bulunan mezar da, diğerleri gibi, blok kaya oyularak yapılmıştır. Diğer kaya mezarlarından farklı olarak, etrafı oyulmamıştır. Ayrıca mezar odasına çıkmayı kolaylaştıracak taş merdivenler de yapılmamıştır. Mezar odasının sağ ve sol kenarlarında yapılan sütunlar daha sonra kırılmıştır.




    Mağaraların bütününde görülen kapaksız, 2-3 metre arasında değişen yükseklikte, kapıya benzeyen girişler, bu mağaraların ortak özelliğidir. Mağaraların etrafı geniş biçimde boş bırakılmasının amacı da, bazı mezarların tavaf edilmesi, bazılarında da kayalardan sızan suların hava ile temasını ve mezar odasının korunmasını sağlamaktır.

    Kral Kaya Mezarları bazı dönemlerde hapishane ve cezalandırma mekanı olarak da kullanılmışlardı. Örneğin VI. Mithridates, kendisi ile yapılan barış görüşmelerinde zorluk çıkaran Romalı elçileri, Demiryolu geçidinin hemen üzerinde yer alan mezara hapsetmiştir.

    1075’te Amasya’yı fetheden Melik Ahmed Danişmend Gazi, mezarların içindeki Pontus devrinden kalma gömüleri kaldırtmış. Yine o dönemde, Hıristiyan keşişlerin bu mağaralarda inzivaya çekildikleri bilinmektedir.






    Ferhat ile Şirin mezarları:







    Ferhat’ın Şirin için yaptığı su yolu:







    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  8. İbrahim DEĞERLİ, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    cemkucuk (14-03-2018)

  9. #105
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    Burayı güzelce gezdikten sonra yolculuğum sonuna geldim. Gece geç saatlerde Sakarya’ya gelip, evime yerleştim.






    Bu gezi benim için çok güzel geçti. Yolda başıma gelen olumsuzluklara rağmen, tanıştığım insanlar, gördüğüm güzel yerler, sürdüğüm harika ve berbat yollar bende çok güzel anılar bıraktı. Bu raporu yazarken aradan yedi ay geçmesine rağmen hala heyecanlanıyorum. Gezip gördüğüm yerler yine gözümün önüne geliyor. İmkanım olsa hep yolda olurdum ama şimdilik yapacak bir şey yok.

    Motosiklet hep hayatımdaydı ve iyi ki hep hayatımdaymış. Üzerine binip bir yerden bir yere giderkenki verdiği hissi hiçbir şey yaşatmıyor. Bu yolculuk benim ufkumu daha da genişletti, inşallah bundan sonraki gezilerimde daha güzel olur.

    Gezinin enleri ve Maliyeti yakında ;)

    Sürç-ü lisanım olduysa af ola
    Sağlık ve esenliklerle kalın. Yol açık, yola çık!
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  10. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 4 üye sana teşekkür etti :

    cemkucuk (14-03-2018),ERDAL CANTÜRK (11-09-2019),Ersan ÖZYURT (14-03-2018),Serdar ZIMBA (22-03-2018)

  11. #106
    Enduroist Üye Cem Tanik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Cem Tanik
    Üyelik tarihi
    21-11-2015
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    197
    Motosiklet
    Versys X-300
    Marka
    Kawasaki

    Standart

    İbrahim vakit ve emek harcayıp bu güzel geziyi bizimle paylaştığın için tekrar teşekkürler.

  12. Cem Tanik, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    İbrahim DEĞERLİ (15-03-2018)

  13. #107
    Ordinaryus Enduroist cemkucuk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Durmuş Cem KÜÇÜK
    Üyelik tarihi
    17-09-2009
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2,153
    Motosiklet
    Züppeer Teneke 1200
    Marka
    Yamaha

    Standart

    İbrahim, kardeşim eline diline sağlık gezmiş kadar oldum.

    KILIBIKRAYDIR

  14. cemkucuk, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    İbrahim DEĞERLİ (15-03-2018)

  15. #108
    Ordinaryus Enduroist MelihUlubilgen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Melih Ulubilgen
    Üyelik tarihi
    02-03-2011
    Bulunduğu yer
    İstanbul/EU
    Mesajlar
    4,201
    Motosiklet
    F 800 GS 2008 (ANTRASİT)-Peugeot LXR 200 i
    Marka
    Bmw

    Standart

    İbrahim eline sağlık güzel gezi güzel anlatım..
    melihulubilgen@hotmail.com
    B RH +
    0532 312 68 18
    TAM KORUMA olmazsa olmaz.
    Kavgada YUMRUK sayılmaz..

  16. MelihUlubilgen güzel mesajın için 2 üye sana teşekkür etti :

    ERDAL CANTÜRK (11-09-2019),İbrahim DEĞERLİ (15-03-2018)

  17. #109
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    Yakıt Raporu:
    Türkiye : 103 LT. = 540 TL
    Gürcistan : 83 LT = 272 TL
    Azerbaycan : 37 LT = 89 TL
    İran : 277 LT = 280 TL
    Toplam : 503 LT = 1181 TL

    Ben toplamda 1800 dolar gibi bir parayla gittim, 24 gün gezdim, yiyip içtim, müzelere girdim ve 700 dolar kadar para ile geri döndüm.

    Gezi sponsorum ise videoda :




    Gürcistan Notlar :

    Gürcistan’a 15 TL karşılığında kimlikle giriş yapılabiliyor. Kimlik ile 90 gün, pasaport ile bir yıl kalabiliyorsunuz. Batum inanılmaz bir şehir, capcanlı ve hareketli ama diğer şehirlere göre biraz pahalı. Gürcistan Türkiye’den iki saat ileride, saat konusunda sıkıntı yaşamayın. Gürcistan geneli güvenli ben çoğu yerde çadır kurdum hiçbir problem yaşamadım. Gürcü halkı çok soğuk görünüyor ama dost canlısı insanlar. İnsanlarla iletişimde çok fazla sorun yaşamadım. Batum harici diğer şehirlerde biraz dil problemi yaşadım ama evrensel tarzanca ile konuşabildik.

    Gürcü şoförleri çok problemli, çoğu kurallara uymuyor. Batum’u geçtiğiniz anda trafik diye bir şey kalmıyor, şehirler arası yol dedikleri gidişli gelişli yoldan ibaret bir yer. Kamyonlar ve araçlar üzerinize üzerinize gelebiliyor. O yüzden sürücülere dikkat etmekte fayda var. Türkiye’de durum aynı ama en azından ne yapacaklarını kestirebiliyoruz. Burada böyle bir şey mümkün değil.
    Dikkat etmeniz gereken diğer en önemli şey ise hayvanlar, özelikle de inekler. Her virajın tam ortasında serinleyip, geviş getireb bir inekle karşılaşabilirisiniz. Gürcistan yaz aylarında sıcak olduğundan hayvanlar genelde gölgede serinlemeye çalışıyorlar. Gürcistan’da hayvancılık çok önemli olduğundan her yerde besi hayvanları var. Şehirler arası yol dedikleri yerde hayvanlar yolun ortasında boylu boyunca yatıyor olabilir. Köy ve kasaba yollarında ise domuz yavruları ve domuzlar çok büyük tehlike arz ediyor. Onlarda zırt pırt yoldan karşı karşıya geçebiliyorlar.

    Gürcistan’da en beğendiğim yerlerin başında Kvemo Aranisi – Stepantsminda yolu oldu. Manzara harika, asfalt kalitesi pek iyi olmasa da güzeldi yine. Kvesheti’den itibaren yollar dağ yolu haline geliyor buralar daha da güzel. Burası zaten Rus asker yolu diye geçiyor. Stepantsminda’dan sonra yaklaşık 15 km. sonra zaten Rusya sınırı var. Bu yolda bu yüzden de çok fazla TIR var, yolda dar olduğundan bazen çok uzun kuyruklar olabiliyor. Buraya sadece bu yol ve Gergeti trinity Church denilen kilisenin olduğu tepeye gelmek için bile sürülür. Gürcistanda Görülmesi gereken yerler listesine eklenebilir.
    Bir diğer güzel yer ise Mestia ve Ushguli. Burası Abhazya özerk bölgesinde kalan rakımı 2,000 ila 4,000 arasında değişen dağ köyleri bende çok güzel hatıralar bırakan bu köyler, Gürcistanda mutlaka görülmesi gereken yerler listesine eklenebilir. İki köy arası yol çok kötü olmasına karşın, ben geçerken çok kötü kısımlarda beton çalışması yapıldığını gördüm. Motosikletle gidilebilir yine de. Ushguli’den kestirme olsun diye gittiğim yolu çok fazla tavsiye edemeyeceğim, macera aramak isteyenler tercih edebilir, ama siz siz olun Lentekhi’ye geri dönün ;)

    Azerbaycan Notlar :

    Azerbaycan’a Gürcistan’dan gidecekseniz iki tane kapı var. Bir tanesi benim geçtiğim yevlax Zagatala tarafında bulunan Sınır Kapısı, diğeri ise Kırmızı Köprü dedikleri Shikhly tarafındaki kapı. Ben Azerbaycan da bulunan arkadaşlarımın tavsiyesi ile Zagatala tarafından giriş yaptım. Burayı tercih etmemdeki sebep, diğer tarafa göre daha fazla yeşilliğin olmasıydı. Azerbaycan hava sıcaklığı çok olduğundan bu yolu tercih ettim.

    Azerbaycan yolları Gürcistan’a göre çok iyi. Yollarda çok sorun yaşamadım ama raporda da yazdığım gibi sınırda beni çok beklettiler, bu kapıda sabrınızı sınayabilirler dikkatli olmakta fayda var. Azerbaycan bizden vize istiyor. Normalde uçakla gelindiğinde havaalanında alınıyor ama kendi aracınızla giriş yapacaksanız sınır kapısında vize alamıyorsunuz. Vizeyi 23 dolar karşılığında (2018/07 tarihinde) https://evisa.com.az/en/ üzerinden e-vize alabiliyorsunuz. Eğer pasaportunuzda işgal altındaki Karabağ vizesi yoksa bir – iki gün içinde mail olarak geliyor. Çıktısını alıp kapıda ibraz edebilirsiniz. Bu ülkeye girişte yeşil sigorta istiyorlar, ben gitmeden önce yaptırmıştım ama siz kapıda yaptırabilirsiniz, buraya göre daha ucuza geliyor.

    Bakü’ye kadar olan kısımdaki geçtiğim kentler fakir durumdaydı, zaten bir devlet memurunun maaşı 200 dolar olduğunu düşünürsek normaldir. Bu kentlerde halk fakirlik çekerken Bakü’ye geldiğinizde kendinizi Dubai’de gibi hissediyorsunuz. Bakü benim beklentilerimin üzerine çıktı. Ben bu kadarını beklemiyordum. Hayatımda ilk defa gördüğüm araçlar, binalar çok güzeldi. Zaten tam Hazar Denizinin kıyısında olmasından da güzelliğe daha da güzellik katıyor. Hayat burada da bize göre çok uygun. Bakü deyip de fiyatlar aşırı pahalı değil, diğer şehirler ile hemen hemen aynı zaten. Mesela deniz kenarında güzel bir restourantta 30 manat’a ağalar gibi yemek yiyebilirsiniz. Ben çok harika bir hostelde 16 AZN ye bir gece kaldım.

    Azerbaycan halkı, zaten Türk olduğundan size çok yardımcı olmaya çalışıyorlar. Dil problemi çekmedim hiç, ben çoğu zaman onları anlasamda onlar beni çok fazla anlamadılar. Bizim eski Türkçe dediğimiz dil ve Rusçadan giren çok fazla kelimeler var. Ama bir şekilde anlaştık. Azerbaycan’da güvenli bir ülke, çadır konusunda hiç sıkınt ı olmaz. Burada polislere dikkat edilmesi gerekiyor, rüşvet çok fazla olduğundan sizi durdurup aleni rüşvet isteyebilirler, ben sınır kapısı haricinde yaşamadım ama mazruz kalanları okudum. Bir defa polis durdurdu, raporda da yazdığım gibi bir şey yapmadılar ama dikkat etmek gerekiyor.

    Azerbaycan’da da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında Bakü’yü tavsiye ederim. Yine burada Şeki ve Qax görmeye değer yerlerdir. Ben burada Azercell hattı aldım ve sadece internet paketi yükledim, hemen hemen her yerde internete bağlandım. Azerbaycan’da Türkiye’deki gibi adım başı telefoncular yok, sadece telekomların ofisleri var, oradan sim kart temin edilebilir.

    İran Notlar :


    İran’a Astara sınır kapısından giriş yaptım. İran Gümrük Birliği’ne üye olmadığından burada aracınızın gümrük bilgileri için bir form doldurmanız gerekiyor ama form tamamen farsça olduğundan haliyle siz dolduramıyorsunuz. Doldursanız da zaten sizi takacak bir memur yok. Sınır kapısı dediğimiz yer küçük bir kulübe ve iki üç tane bilgisayardan oluşuyor. Kimin amir kimin memur olduğu belli bile değil. Memur olduğunu sonradan öğrendiği kişi normal sivil gibi sakallı bir adamdı. Dışardan memur olduğunu anlamıyorsunuz. Zaten anlasanız da cevap alamazsınız herhalde. Orada gümrük işini yapan insanlar var 100 dolar karşılığında tüm işlemlerinizi hallediyor. Bu arada sınır kapısını 15:00’e kadar geçmeniz gerekiyor, yoksa gümrük kapandığından araç ile geçemiyorsunuz. Benim gibi motoru tarafsız bölgede bırakıp sınır tek geçmek zorunda kalabilirsiniz. Burada yeşil sigorta da geçerli olmadığından onların kendi sigortasını yaptırıyorsunuz. 100 doların içinde o da mevcut.

    İran çok güvenli bir ülke, her halde bu güvenliğin altında şeriat kanunları yatıyor diye düşünüyorum. Çadır konusunda hiç sıkıntı çekmedim, her yerde çadır kurabilirsiniz. Bu ülkede kredi kartı ve ya banka kartı geçmediğinden yolculuğa çıkmadan tüm paramı dolar yapmıştım. Hemen hemen her şehirde döviz büroları var, orada bozdurup öyle kullandım. İnternet konusunu sınırı geçtikten Astara’da bir büfeden sim kart alıp internet paketi aldım. Çoğu yerde interneti kullanabildim. Facebook yasak olduğundan telefona VPN indirip onu da öyle hallettim.

    İran çok güzel bir ülke, hemde bize göre çok ucuz bir ülke. Benzin zaten bedava gibi bir şey litresi 1 TL ye denk geliyor. İran’da 150cc üzeri motor satışı yasak olduğundan hiçbir yerde yüksek cc motor yok. Sadece çok özel izinlerle ve haftanın iki günü şehirler arasında kullanılabiliyor. Otobanlar motosikletlere yasak ama yabancılar için göz yumuyorlar, hatta otobanlardan para bile almıyorlar. Ben ilk otoban girişinde gişede durduğumda, gişe görevlisi harici (yabancı olduğumu ) anlayınca tamam geç dedi. Bu gişeden sonra da hiçbir gişede durmadım. Burada otoban işaretleri bizden farklı. Bizde mavi tabela normal ücretsiz yok ike, burada mavi otoban işareti o yüzden bir iki defa yanlışlıkla girdim. Yeşil renkli tabela da ücretsiz yolu simgeliyor.

    İran halkı inanılmaz derecede yardımsever. Raporumda da bahsettiğim üzere –motosikletle gitmemden mi kaynaklı bilmiyorum- çok ilgililer, hatta belli bir süre sonra ilgiden sıkılıyordum bile. Motosikleti park ettiğim anda başım bir anda doluyor, herkes bir şeyler soruyor. Adres sormak istediğimde beni oraya kadar götürmeyi teklif ediyorlar, çoğu “konak olasan” diyip misafir etmeye çalışıyorlar. Durduğum her yerde bir şey ikram etmeler, bize gedek deyip evde soğuk bir şeyler ikram ediyorlar. Kısacası halkına bayıldım ben, burada aç ve açıkta kalmazsınız. İran’ın orta bölgelerine kadar çoğu insan Türkçe biliyor. İngilizce bilenlerin sayısısa epey fazla, o yüzden dil problemi yaşamadım.

    Yemek konusunda biraz sıkıntı çektim. İndir kaldır et yemeği, her yerde pilav+kebap+ayran. Her şeyin bir kebabı var, normal sulu yemek görmedim desem yerdir.
    İran’da da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında çok fazla yer var. İran başlı başına zaten bir tarih, her şehrinde ayrı bir tarih yatıyor. Çok fazla medeniyet geçtiğinden her medeniyetin ve çok dinin izleri var. Ama unutamadığım yerler arasında, Kashan, Abyaneh, Yezd, Şuşter, Şiraz, İsfahan ve Alamut kalesi var. İran öyle üç beş günde gezilecek bir ülke değil. İran’ı gezmek için bir aydan fazla zaman gerekiyor. Ben hep batıya gitmek istiyordum ama vize sorunları nedeniyle olmamıştı. Ama bu gezi sonrası asıl tarihin Doğu’da olduğunu gördüm. Avrupa mı, İran mı diye sorsalar kesinlikle İran derim.
    Konu İbrahim DEĞERLİ tarafından (15-03-2018 Saat 00:50 ) değiştirilmiştir.
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  18. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 5 üye sana teşekkür etti :

    cemkucuk (15-03-2018),ERDAL CANTÜRK (11-09-2019),ErdostDuran (15-03-2018),metinkarahan (15-03-2018),Serdar ZIMBA (22-03-2018)

  19. #110
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    Gezdiğim noktaları bu haritada payşaıyorum, gitmek isteyenler için kolaylık olabilir :

    https://drive.google.com/open?id=1sq...3c&usp=sharing
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  20. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 4 üye sana teşekkür etti :

    cemkucuk (19-03-2018),ERDAL CANTÜRK (11-09-2019),ErdostDuran (17-03-2018),Yıldıray Büker (21-03-2018)

 

 
Sayfa 11 Toplam 12 Sayfadan SeçilenSeçilen ... 789101112 SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •