Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
Sayfa 3 Toplam 12 Sayfadan SeçilenSeçilen 1234567 ... SonuncuSonuncu
21 den 30´e kadar. Toplam 120 Sayfa bulundu

Hybrid View

  1. #1
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    Hemen orda çay demledim, manzaraya karşı başladım içmeye. 1-2-3-5-10 derken demliğin dibi geldi.
    Artistik pozlar:





    Çayı içtikten sonra havanın yavaş yavaş kararmasından ve yağmurunda ufak ufak atması ile çadırı burada kurmaktan vazgeçtim. Eğer burada yağmura kalırsam bir dahaki yaza kadar aşağı inemem herhalde dedim. Aşağı inerken daha rahat indim. Kentte çadır için yer bulamadım, şuraya kurarım buraya kurarım derken gece oldu, hiçbir şey göremediğimden 35 km. ileride Gudauri kasabasında Hotel İnn adlı hotelde kaldım. Booking sayesinde 110 lari olan otele 70 lari vererek giriş yaptım. Yatmadan önce karnım acıktığından yolda geliken gördüğüm hint yemeği yiyeyim dedim. Gittim gerçekten de Hintlilerin işlettiği Taj mahal adlı yerden Pilav gibi bir şey alıp otelde götürdüm. Şimdiye kadar kaldığım otellerin içinde en lüks olanı da buydu. Yatağa girince, bir haftadır hep sert zemine alışık olan narin vücudum, yatağın yumuşaklığına hemen alışamadı. Bir süre sonra günün yorgunluğuna daha fazla dayanamayarak gözlerimi kapadım.



    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  2. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 2 üye sana teşekkür etti :

    alperiynem (27-02-2018),cemkucuk (22-02-2018)

  3. #2
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    Tiflis’e kuşbakışı:



    Finüküler çok eskiden beri buradaymış:


    Tiflis’in kuruluşu ile ilgili en çok kabul gören efsane, Kral Vakhtang I Gorgasali’nin yoğun ağaçlıklı bir bölgede bir şahinle avlanması üzerinedir. İddiaya göre şahin av esnasında bir sülün tarafından yaralanmış, ardından da iki kuş birden bir kaplıcaya düşüp yanarak ölmüş. Kral Vakhtang, bu duruma çok üzülmüş ve ormandaki tüm ağaçları kesip yerine bir şehir kurmaya karar vermiş. Tiflis (Tbilisi) ismi de sıcak anlamına gelen eski Gürcü kelimesi “tbili“den geliyor.


    Mtatsminda Park :


    Bakire Mary Metekhi Kilisesi ve beni atı ile selamlayan Kral Vakhtang Gorgasali. Burası Kura Nehri üzerinde 12.yy da yapılış bir Ortodoks Kilisesi. Burayı çok fazla vaktim olmadığından dolayı es geçtim. Artık kilise gez gez dinden çıkmayalım diyerekten burayı es geçtim

    Mtatsaminda Parka teleferik ile de çıkabilirsiniz. Yukarda sağ tarafta Kartlis Deda her ne kadar der kal gibi baksa da yavaş yavaş ayrılmaya karar veriyorum.


    Tifliste çok vakit kaybetmemek adına ve hava da çok sıcak olduğundan dolayı birkaç noktamı es geçip 160 km. daha sürüp Azerbaycan sınırına geldim.



    Yukarıda tabelada “Azerbaycan sınırına Hoş Geldiniz, iyi şanslar” yazısını gördüm ve birazdan da yaşayacağım gibi şansın Ş sini görmedim.


    Sınır kapısına geldim, kapı kapalı. Orda bekleyen diğer sürücülere “neden kapalı” olduğunu sorduğumda “azar azar canları istediği kadar araç aldıklarını” söylediler. Sıranın biraz önüne geçip askere ismimi ve plakamı yazdırdım. Bir yarım saat 45 dakika sonra içeri almaya başladılar. İlk önce sınırdan ben giriş yaptım. Sınırı ben hep büyük bir şey zannederdim. Batum’daki gibi mesela. Bura iki tane küçük kulübenden ibaretti.

    Gidip kulübeye evraklarımı verdim. Buraya gitmeden önce araştırmıştım. Azerbaycan’a can dostumuz gardaşımız ülkeye Vize ile girebiliyorsunuz. İnternet üzerinden 25 dolara online olarak vize alabiliyorsunuz. Buna çok şaşırmıştım. Gitmeden önce Yeşil Sigorta ve Vizemi aldığımdan evraklarda problem çıkmadı. Ama buradaki polisler beni 3 saat kadar beklettiler. Hava zaten sıcak, birde ekipmanla beraber hepten piştim. Bir gümrük memuru gelip –kimseyi aramadığı halde- motosikleti tamamen boşalttırıp aradı. Hatta çantaları da XRay’e soktu. Bir de suratsızlar yavşak herifler. Emir verir gibi şöyle yap böyle yap diyor. Ben biraz atarlanmaya başlayınca orda Er pozisyonundaki bir asker –abi yapma! Daha da sıkıntı çıkarırlar, boş ver diyince onların suyuna gitmeye başladım.

    Sonradan öğrendiğime göre oradaki polisler ya da askerler –dediklerine göre- ermeni asıllılarmış, Türklere bilerek sıkıntı çıkarıyorlarmış. Hatta Trabzonlu bir TIRcı abi baygınlık geçirdi beklemekten. Bende üzerimdekileri ve botumu çıkarıp öyle bekledim. Yavaş yavaş Mültecilerin sınır kapısındaki görüntüye bürünmeye başladım. Epey bekledikten sonra işlemlerimiz tamamlandı ve sınırdan giriş yaptım. Kapıyı geçmeden önce bekleyen askerler le geçen diyaloğum :
    Asker : OO hemşerim hoş geldin
    Ben: Hoşbulduk
    Asker: Nerelisin
    Ben: Sakarya’lıyım
    Asker: Ooooo çok iyi bilirim ben Sakarya’yı
    Ben : Hadi ya! Nerden biliyorsun? Sakarya’da mı yaşadın?
    Asker: Ben biliriiim
    Ben: Söyle o zaman neyi meşhurdur
    Asker: Sarması
    Diyince benim jeton düştü, bunlar rüşvet istiyor. Ben de salağa yatıyorum. Vermeyeceğim çünkü.
    Baktım vermeyecek –Abi bir sigara parası at dedi, Onu da vermedim. Sonra kafamdaki kamerayı görünce -kayıt yapıyor mu? Dedi. Bende –evet diyince - tamam geç dedi.
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  4. İbrahim DEĞERLİ, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    cemkucuk (22-02-2018)

  5. #3
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    Neyse böylelikle bir sınır faciasından sağ salim çıktım.



    Sınırdan girdim ilk noktama daha epey olduğundan yakınlarda bir yerde konaklayım bari diyerek, sınır kapısının 80 km. ilerisinde bulunan Kah şehrine geldim. Hava tamamen karardığından otelde konaklamaya karar verdim. Epey bir toz toprak yoldan gittikten sonra Kah’a geldim. Hemen Bookingten otel araştırmasına başladım. Bir yerde bir otel buldum, ismini şimdi unuttum ama uygun bir hoteldi. Karnım aç ve yorgundum. Garsondan yemekten önce soğuk su istedim, çocuk bana bira getirdi. –Yaw bira değil soğuk su getir diyorum, Çocuk- hee tamam diyip bana başka içki getiriyor. –Lan oğlum soğuk su diyip tarif ediyorum. Çocuk yine –hee tamam dedi gitti. Bu sefer anladı herhalde diye düşünürken bir baktım, elinde bir şişe soğuk kırmızı bir şişeyle geldi. Bir baktım Gülsuyu. –Neyse soğuk en azından diyerek –ilk defa da gördüğümden- birkaç fırt aldım baktım güzel. Şişeyi aç karnına içtim. Bir şişe de yemekle beraber içtim. Çok yorgun olduğumdan yemekten sonra hemen gidip boylu boyunca yattım..

    Gürcistan’da gezdiğim Rota:



    devamı gelecek......
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  6. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 4 üye sana teşekkür etti :

    Ali KORKMAZ (22-02-2018),alperiynem (27-02-2018),cemkucuk (22-02-2018),ErdostDuran (22-02-2018)

  7. #4
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    04.08.2017 (Yedinci Gün)
    Gori – Stepantsminda




    Gece 01 gibi Marika’nın dediği Ruslar geldi. 25 odalı bir oda olduğundan aynı odada kaldık. Geldiklerinden itibaren güya sessiz konuşuyorlar ama ekip kalabalık olduğundan çok fazla gürültü çıkıyor. Mecbur uyandım bir baktım ki etrafım Ruslarla sarılmış, kadınlar, erkekler, çocuklar hep beraber aynı odada kaldık. Sabah erken kalkıp Marika’nın taze kahvaltısı için alt kata indim. Duvarlar falan taş olduğundan şato gibi hissettim.







    Marika ile vedalaşıp yoluma devam ettim. Gori’yi çıkıp Natakhtari tarafına dönünce Kazbeg dağlarının başlangıç noktasına gelmiş oluyorsunuz. Yol boyunca harika manzaralar eşliğinde Ananuri’ye geldim. Ananuri’de baraj gölünün kıyısında bulunan Ananuri Kilisesinde bir mola verdim.



    …………Yazı Alıntıdır…….
    Ananuri'nin (Gürcistan) kalesi genellikle erken feodal dönem. Daryal Gorge'yu engelleyen bir savunma karakoluydu. Sahibi, Gürcü Ortaçağ döneminin güçlü bir feodal klanıydı - Aragvi Eristavs. Ulusal öneme sahip konularla uğraşan güçlü asiller vardı ve ülkenin yöneticilerini de etkilediler.



    Eristavs ikametgahı kullanıldığı gibi17. yüzyılda Dusheti köyü. Oradan, kuzeydeki ana yol, Vedzathevi adı verilen dar geçit yol boyunca ilerledi. Aragvi Nehri bu nehirle birleştiğinde doğal bir kapı gibi bir şey ortaya çıktı. Bu stratejik nokta kule inşası için bir alan haline geldi ve günümüzde Gürcistan'ın tamamı için ünlü olan kale, yani Ananuri.
    Belirli bir süre sonra, kralConstantine, Eristavs'ın mülklerine saldırdı. Bir başka yön de Türk saldırılarını tehdit etti. Revaz adı verilen Eristavstva'dan bir asilzade saldırıya karşı koyamadı ve Mtiuleti'ye çekilmek zorunda kaldı. Kral bu anı akıllıca kullandı ve kaleye saldırdı.



    Gelecekte kale birkaç kez değişti.el ele. 18. yüzyılın ortalarında Çar Teymuraz tarafından işgal edildi. 1744 yılında kendisine ve oğlu Irakli, İran tahtına mahkum edildi, Ananuri'de tutuklandı. Ve ondan sonra İran makamlarından bir temsilci verildi. Ardından kalenin sahibi Irakly, buradan askeri işlerin yönetimini gerçekleştirdi.
    Rus-Türk savaşları sırasında otuz yıl sonra kale Rusların elindeydi. Bu dönemde Ananuri'nin stratejik ağırlığı büyük oranda artmıştır.
    Krtsanis Savaşı'nın tamamlandığı 1795 yılında kale Irakly'in yaşlı kralının son barınağı oldu.
    19. yüzyılın başında Gürcistan Rusya'ya eklendiğinde Ananuri de önemli bir rol oynamıştır.



    İlk başta burası kalıcı olarak konuşlandırıldı.Rus birlikleri, ülkeleri birbirine bağlayan ana otoyol bölümünü korudu ve ilçede güvenilir bir destek noktası oldu. 1812, kaleyi ele geçirmeyi başaramayan dağcıların ayaklanması yılıydı. Başkandan takviye olarak çıkarılan birlikler direnişçileri acımasızca tedavi ettiler. Sonraki dönemde, Ananuri Kalesi bir süredir Rus birliklerinin eviydi. Projeyi geliştirmiş olan bu sitede askeri bir kasabanın inşasını kabul ettiler, ancak yürürlüğe girmedi. Rus askeri birlikleri Gürcistan'dan ayrıldığında, Ananuri boş kaldı. Bir zamanlar müthiş bir kale yavaş yavaş bir çeşit yıpranmaya dönüştü.
    Bu arada, bu bölgedeki ilk Rus turist, 1829'da buraya gelen büyük şair Alexander Sergeevich Pushkin olarak düşünülür.
    …………Yazı Alıntıdır…….
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  8. İbrahim DEĞERLİ, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    cemkucuk (22-02-2018)

  9. #5
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    Şöyle küçük bir Wiki’lik bilgi vereyim ;)

    Gergeti köyü yakınlarında kilise. Kazbegi Dağı’nın eteklerinde, Terek Irmağının bir kolu olan Çheri Deresinin sağ yakasında yer alır. Kilise, Kazbegi Dağı eteklerinin manzarasının ey iyi göründüğü yer olarak da bilinir ve trekingçilerin de uğrak yeridir.
    Gergeti köyü, Stepantsminda kasabası yakınlarında, bir bakıma kasabanın devamı olarak uzanır. Köy, Kazbegi Dağı’nın güney eteklerinde yer alır. Gürcüstan’ın dağlardaki tek haç kubbeli kilisesi olan Gergeti Kilisesi, 2.710 metre yükseklikteki bu köyde, 14. yüzyılda inşa edilmiştir.

    Gergeti Üçleme Kilisesi’nin cephesindeki renkli ve zengin kabartmalar dikkat çekicidir. Bu kabartmalarda insan, bitki, mitolojik hayvan figürleri yer alır. Kilisenin içinde de süslemeler bulunuyordu; ama bunların üzerleri 19. yüzyılda Ruslar tarafından kapatılmıştır. Geriye az sayıda resim sahnesi kalmıştır.

    Gergeti Kilisesi hakkında Hevi’de şöyle bir efsane vardır: Kartli, Kaheti ve İmereti kralları arasında bu kilisenin nereye inşa edileceği konusunda anlaşmazlık çıkar. Yaşlı bir adam, bir buzağının kesilmesini ve karganın onun kalça kemiklerini taşıyıp didiklediği yerde kilisenin yapılmasını önerir. Karga kalça kemiğini sonunda Üçleme Tepesine kadar taşır ve orada didiklemeye başlar. Gene efsaneye göre bu dağa ulaşan ilk kral kilisenin temelini atacaktır. Ancak atlı krallardan daha önce, oranın kestirme yollarını bilen topal bir adam tepeye ulaşır ve kiliseni temelini de o atar.

    Gergeti Üçleme Kilisesi Gürcistan’ın tarihinde her zaman önemli bir kilise olmuştur. Savaş zamanlarında Gürcüstan kilisesinin hazinesini burada saklanmıştır. Bir tarihte Azize Nino’nun haçının da burada saklandığı bilinmektedir.
    Kilisenin yapıldığı dönemden kalma bir de çan kulesi vardır. 15. yüzyılda bu yapı, Hevi ihtiyar heyetinin (uhutsesi) toplandığı ve çok önemli konuları görüştüğü yer olmuştur. Bunun için kiliseni yanında bir toplantı merkezi de yapılmıştır.
    Üçleme adına inşa edilen Gergeti Kilise’sinde dinsel bayramlar (18 Temmuz ve 28 Ağustos) büyük bir özenle kutlanır. 2003 yılında bu kilisenin yanında, bugün de faaliyette olan bir manastır inşa edilmiştir



    Buraya çıkış, ana yoldan 6-8 km. kadar bir yol var. Yol demeyim günah olmasın, resmen greyderler öylesine bir kazmış. Ben çıkarken ilk başlarda beton yol yapımına başlamışlar. Zaten çıkarken yolun kenarında 6-7 tane büyük enduro motosiklet gördüm. –bunlar neden
    buraya park etmişler diye düşünerek yanlarından geçtim.



    Birkaç kilometre daha gittikten sonra o motorların neden orda kaldığını anladım. Yolda 60-70 cm. derinliğinde çukurlar var. Yol düz bir yol değil aynı dere başı virajları gibi keskin virajı ve aşırı bozuk yollar. Youn sağı ve solu yüksek, ortası çukur. Karşıdan araç geldiğinde mecburen yol vermek zorundasın. Yolda giderken bir baktım minübüs içerisinde motorcular bana tezahurat yapıyor. Meğer motorları bırakıp, minibüsle çıkmaya karar vermişler. Biraz daha çıktıktan sonra baktım motor bu ağırlıkla gidecek gibi değil, fazla yükleri ormanın içine sakladım. Teneke Çelebi elli kaplan gücüne çıktı, vahşi bir kedi gibi tırmanmaya başlayınca keyfime diyecek kalmadı.







    Konu İbrahim DEĞERLİ tarafından (21-02-2018 Saat 22:43 ) değiştirilmiştir.
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  10. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 2 üye sana teşekkür etti :

    cemkucuk (22-02-2018),Serdar ZIMBA (23-02-2018)

  11. #6
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    05.08.2017 (Sekizinci Gün)
    Gudauri – Tiflis (Gürcistan) Balakan – Zaqatala - Qax (Azerbaycan)




    Sabah yine erkenden kalkıp kahvaltımı yaptıktan sonra motosikletimi toparlayarak o eşsiz kazbeg manzarası eşliğinde bir sonraki durağım olan Tiflisê doğru sürdüm.



    Yaklaşık 120 km. sürdükten sonra Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e geldim. Sağımda Kura Nehri eşliğinde nehirle beraber Tiflis caddelerinde akmaya başladım. Tiflis gerçektende hep görmek istediğim bir şehirdi. Genelde otobüslerin üzerinde tabelalarını görürdüm “TBILISI-ISTANBUL” diye, artık o şehrin ta içindeydim hem de motosikletimle. Hemen hartalarda işaretlediğim noktalara doğru gidonu kırdım. İlk durağım Tiflis Özgürlük Meydanı



    İkinci Durağım Dry Bridge



    Köprünün üzerinde ve sağında solunda ikinci el eşyalar satılan açık hava satış yerleri var.







    İkinci Durağım hemen yakınlarda olan Mtatsminda Park, motorumu füniküler istasyonun dibindeki kafeye emanet edip füniküler için bilet alıp parka doğru çıktım



    Park içerisindeki TV anteni:

    Konu İbrahim DEĞERLİ tarafından (22-02-2018 Saat 01:04 ) değiştirilmiştir.
    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  12. İbrahim DEĞERLİ, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    cemkucuk (22-02-2018)

  13. #7
    Enduroist Katılımcı Üye ErdostDuran - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Erdost Duran
    Üyelik tarihi
    07-09-2016
    Bulunduğu yer
    Gebze
    Mesajlar
    150
    Motosiklet
    Pegaso Tuscany Tibet
    Marka
    Aprillia

    Standart

    Harika, azeri sinirinda iyi sabretmişsiniz.Rusyayi neden tercih etmediniz acaba.Kazbegiden direk devam'edip.

  14. #8
    Enduroist Kadim Üye Gürol Kıvırcık - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Gürol Kıvırcık
    Üyelik tarihi
    15-01-2016
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    824
    Motosiklet
    Manuel AT
    Marka
    Honda

    Standart

    Yine yattın İbrahim.
    Ben karıncayı bile incitmem cümlesindeki ’’bile’’ karıncayı incitir.

  15. Gürol Kıvırcık, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    İbrahim DEĞERLİ (23-02-2018)

  16. #9
    Enduroist Üye Cem Tanik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Cem Tanik
    Üyelik tarihi
    21-11-2015
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    197
    Motosiklet
    Versys X-300
    Marka
    Kawasaki

    Standart

    Ibrahim çok güzel, çok keyifli bir gezi olmuş. Kalemine sağlık, heyecanla devamını bekliyorum.

  17. Cem Tanik, bu güzel yazın için sana Teşekkür Edildi.

    İbrahim DEĞERLİ (23-02-2018)

  18. #10
    Ordinaryus Enduroist İbrahim DEĞERLİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İbrahim DEĞERLİ
    Üyelik tarihi
    17-04-2013
    Bulunduğu yer
    Sakarya
    Mesajlar
    1,351
    Motosiklet
    CRF1000L Afrika Twin
    Marka
    Honda

    Standart

    He bundan önce de soda iyi gelir diyerekten bir bakkalda durup soda istedim. Adam gidip bana çamaşır sodası verdi hemen durumu anlattım, abi dedim içilen soda var ya onu istiyorum diyorum. Anlamıyor, bizde yok diyor. Gazoz ayım diye dolaba gidince baktım orda soda var. –E hani dedim yoktu soda. – abi o soda değil Sarıkız dedi. Bir baktım markası Sarıkızmış. :d Bundan sonra her bakkaldan aynı ismi söyleyince soda verdiler. Bizim gaz ocağına Aygaz dememiz gibi burada da Sodaya Sarıkız diyorlar



    ismayıllı Rayonu:




    Çok harika manzaralar eşliğinde Ismayıllı’ya geldim. Azerbaycan boyunca en ağaçlık ve en serin yerler buralardı. Uzun Km. boyunca ağaçların kapladığı doğal tünellerden geçtim. Foto çekmek için durduğumda insanlar benimle fotoğraf çekme yarışına girdiler. Hatta bir TIRcı abim yanında tısss diye durarak koşa koşa yanıma gelince tırstım –acaba yolda bir şey mi oldu diye. Neyse ki selfi çekmeye gelmiş.



    Güzel manzaralar eşliğine yaklaşık 70-80 km. gittikten sonra ağaçlar bitip iklim değişmeye başladı. Her yer ağaçlık alanda giderken birden çıplak dağları görünce bir tuhaf oldum. Aynı hissi Rize’den Erzurum/İspir’e giderken yaşamıştım. Gitmeden önce bu ülke ile epey bilgi edinmiştim. O yüzden trafik kurallarına epey riayet ettim. Taa ki bir yere kadar. Rampa yukarı çıkıyorum, önümde 6 silindirli hayatımda ilk defa gördüğüm bir markanın en lüx aracı, onun önünde de çok eski model rus yapımı serçeye benzeyen bir araç ağır ağır rampayı tırmanıyor.

    Epey arkalarında gittikten sonra –ya bu jip önündeki arabayı neden geçmiyor acaba? Dedim, sonra ikisini de sollayarak geçtim. Tam solladım Trafik polis ile burun buruna geldik. Hemen işaret yaparak sağa geç dedi.
    Hemen sağa yanaştım. –hatalı solama yaptınız dedi. –Abi şudur budur işte önümdeki araç yavaş gidiyordu karşıyı boş görünce geçtim dedim. Tam defteri çıkardı, benim tepemden aşağı kaynar sular döküldü. Dedim ya rüşvet vereceğiz ya da cezayı yiyeceğiz. Ben böyle kafamda binlerce tilki dolaşırken, arabanın içindeki polis megafondan –Türk bu! koy ver gitsin dedi. Diğer memur bir bana bir aracın içindeki polise baktı ve - bir daha böyle hareketler yapma! Diyerek –devam et dedi. O sevinçle çıktım gittim.

    Yaklaşık 75 km. gittikten sonra uzaktan yakıt için benzinliğe girdim. Bir depo benzin (23lt) 24 AZN yani 48 TL -Ulan dedim teneke çelebi işin iş istediğin kadar iç. Biraz daha gittikten sonra Bakü gözükmeye başladı. Yavaş yavaş şehre girmeye başladığımda, artık zenginlik ve şaşaa da başladı. Bakü’ye kadar geçtiğim bütün şehirler (rayonlar) fakir bitik bir halde idi. Arabalar, evler falan harap halde idi. Ama Bakü’ye geldiğimde aynı bir Avrupa şehri gibiydi, hatta İstanbul’dan bile daha modern, daha ferah bir şehir olduğunu gördüm.





    Şehir Hazar denizin kıyısında bir yer, temiz geniş caddeleri, çok yoğun olmayan trafiği ile çok harika bir şehir. İnternet için hemen yerel hat aramak için motorumu sahile otoparka bıraktım. Ara ara bir tane telefoncu yok. Hemen yaşadığım şehir aklıma geldi, gözünü seveyim her adım başı telefoncu. ;D
    Sonunda zorda olsa bir yerden azercell aldım. İnternetten uygun hotel araştırdım. Booking gibi güzel bir uygulama sayesinde sahile yakın Sahil Hostel diye bir yer buldum, baktım fiyatı da çok iyi bir gecelik 16 AZN idi. (35TL) hemen gidip baktım. Bir binanın en üst katını komple hostel yapmışlar, ama ne hostel 4 yıldızlı otel gibi, ben böyle bir hostel gezim boyunca görmedim. Hemen motoru otoparka bırakıp hostele yerleştim. Buraya gideceklere tavsiye ederim.

    Gitmek isteyenler için adresi : SAHIL Hostel & Hotel, 27, Zarifa Aliyeva Street, Baku 1091, Azerbaycan

    ----------------------------------------
    Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
    1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı

  19. İbrahim DEĞERLİ güzel mesajın için 3 üye sana teşekkür etti :

    Arif Oral Unal (23-02-2018),cemkucuk (23-02-2018),ErdostDuran (26-02-2018)

 

 
Sayfa 3 Toplam 12 Sayfadan SeçilenSeçilen 1234567 ... SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •