Dipsiz Gölden sonra sert ve dik bir tırmanışla Geyik Dağlarına sürmeye başladım. İlvat Gölü istikametinde yol yapımı vardı ve yola toprak ile ince çakıl arası bir malzeme dökmüşlerdi,çoğu yerde bu malzeme ezilmediği için zor anlar yaşadım iki kez tırmanışta virajda motoru yatırmak zorunda kaldım.İşin güzel tarafı bu yumuşak malzeme sizi hem yatırıyor hemde yumuşak olduğu için koruyor hasar vermiyordu.
Geyik Dağları her zamanki gibi yine muhteşem manzaralar veriyordu.Burda sürmek her zaman keyiflidir.
İlvat Gölü
Akşam olup Eğrigöle ulaştığımda gölün doğusundaki kamp alanına gittim. Yaz sezonunda en az on çadır bulabileceğiniz alanda kimseler yok ve koca köpekler devriye geziyordu.Hatta üçlü bir çetenin bana doğru koşup ben kımıldamayınca yanımdan geçip gitmeleri yusufla ilk tanışmam oluyordu.Telefon hattım Turk telekom her zamanki gibi dağlarda yine çekmiyordu ve tanıştığım bir çoban arkadaşın telefonundan hedefe ulaştığımı eşime ve arkadaşlarıma haber verebildim.
Gece kamp için burasının çok ıssız olacağına karar verip gölün daha önceden bildiğim batı kısmındaki yayla yerleşimindeki çardakta şansımı denemeye karar verdim.
Koca yaylada gece 2-3 evden ışık ses geliyordu.Göl kenarındaki caminin yanındaki çardak çadır kurmak için yapılmıştı sanki.tuvalet ve buz gibi kaynak suyu da var daha ne isterim ki....
Bu turdaki ilk ve son kampım oldu.Diğer yerlerde hep kalacak bir yerler bulabildim.Çardaktaki çay keyfi ve ekmek arası sucuklar ise çoğu otelde bulabildiğim keyifler değildi...