23 EYLÜL 2021,PERŞEMBE ( 6.GÜN)
Kahvaltı ardından günün planlamasını yaparken bugünün rotasında yoğun yağış olduğunu gördük.. Bugün planımız Cebeliarık’a kadar inip oradan tekrar Gaucin'e çıkan zigzaglı bir rotaydı.. Çok keyifli olacağını düşündüğümüz bir rota.. Ancak yağış keyif vermeyeceğinden yağış almayan daha kısa bir rota ile Gaucin’e ulaşmaya karar verdik..
Kara bulutları güneyimizde bırakacak şekilde yola koyulduk..
Hazırlıksız girdiğimiz bu rota da üzmedi bizi.. Virajları bol ama asfalt kalitesi zaman zaman düşük seyretti.. Ancak asıl rotamız olan Umbrique- Gaucin yoluna geldiğimizde yine her açıdan güzel bir yola geldik.. Burada da yağmurun bizi yakalamasıyla tedbirli bir tempoda Gaucin’e girdik.. Saat 12:30 gibi Otelimiz La Fructuosa Gaucin e geldik.. Otelin dış yapısını görünce acaba dedik...Ama içine girince turun en güzel ve en şirin oteline geldiğimizi anladık...Her odanın farklı bir teması var.. Manzara doyumsuz.. Bayıldık buraya.
Otele erken gelmek artçılarımızın çok hoşuna gitti ama Murat ile bana yetmemişo lacak ki kaş gözler başladıBizimkiler hadi siz bakın keyfinize dediler.. Hemen bir rota çıkarttık.. Çantaları odalara bırakıp Gaucin Ringine başladık...
Efsane rota yaptık.. Endülüs’ün en popüler 3 mekanından geçen bir ring oldu..Gaucin’den Ronda’ya, oradan Grazalema ve tekrar Gaucin’e dönen tamamı virajlı 155 km lik bir rota.. Google Map 3 saat 40 dk veriyor bu rotaya.. Bakalım biz ne kadar sürede yapacağız
Başlangıçta çiseleyen yağmurun da bitmesiyle GS 1250 lerin tatlı homurtuları eşliğinde virajdan viraja şehirden şehire sport bike tadında bir tempoyla 2 saatte ringi tamamlayıp otelimize geri döndük.. İndiğimizde Murat’ın ve benim suratımdaki ifadeyi görmeniz lazım..32 diş ortada
Bu arada Gaucin ekibi de nefis bir restoran bulmuşlar ve bizi kıskandırmak için ellerinden geleni yaparak ballandıra ballandıra orayı anlattılar..
Otelin karşısındaki marketten aperatif bir şeyler alıp terasa çıktık..
Otelimizden fotolar.. Otelimizin Sahibesi Catherine aynı zamanda bir seramik sanatçısı olduğu için otelinde bu objelere bolca yer vermiş..
Akşam şekerlemesi sonrası ekiple yemeğe çıkmak üzere saat 20:00 de otelin önünde buluştuk.. Murat’ın elinde bir kitap var..
Evren: “Size çok enteresan Bir şey anlatacağım”. Dedi ve devam etti..
“ Hakan Öge ismini duydunuz mu “
Ben: “ Tabi ki... Macellanın İzinde- Mardek’in seyir defteri’nin yazarı meşhur Türk denizci. Dünyanın etrafını tek başına dolanmak üzere yola çıkmıştı.”
Evren: Nereden biliyorsun?
Ben: 2 yıl önce okudum.. Hatta yolda şu anki eşi ile tanıştılar
Evren: Hah.. O eşi yani Sophia’yı nereden buldu?
Ben: Ailesi, galiba ablası ile gezideydi
Evren: İşte O abla ve eşi bu otelin sahipleri” dedi...
Büyük sürpriz.....Nasıl yani.. Okyanuslarda yaşayan ve dünya turu yapan o aile bu aile mi?..
Murat elindeki kitabı gösterdi.. Hakan ve Sophia’nin imzaladığı “Duygularla Akmak” isimli kitabı yanlarındaydı. Terasta Daniele ve Catherine ile epey sohbet etmişler..
Bu olayın şaşkınlığı ve hoşluğu ile akşam yemeği için bizimkilerin rezervasyon yaptığı Azulete isminde bir gurme restorana geçtik.. Bugüne kadar gördüğümüz en kapsamlı menu anlatımını izledik.. Restoranda toplam 6 masa var.. Yemekler o kadar enteresand ki uzun uzun ne olduğunu anlatması gerekti garson kızımızın.. Sanırım organik gıda temelli bir konsepti vardı. Bununla birlikte turun en yüklü hesabını ödedik buraya..
Eğlenceli, bol sohbetli, tadımlık yemekli bir akşamdan sonra yürüyerek 10 dk mesafede ki otelimize döndük..
Alıntı ile Cevapla