Belki çok fazla önem vermediğimiz bir konu ile ilgili fikirlerimizi paylaşmak istiyoruz. Konumuz motosiklet üzerinde konumlanma. Motosikletten indiğinizde bacaklarınızın iç kısmı haricinde başka bir yerleriniz ağrıyor ise, aşağıdaki yazı tam size göre.
Çok dikkat etmesekte motosiklet üzerinde ki konumlanmamız, yolda tutuşumuzu etkileyen bir faktördür. Motosikletin üzerinde ne kadar rahat olursanız yol tutuşunuz o kadar artar. Ayrıca uzun soluklu yolculuklarda da o kadar rahat, konforlu ve güvenli bir seyehat etmiş olursunuz. Bu önemlidir, çünkü güvenlik ve konfor oturuş pozisyonuna da bağlıdır.
Motosikletinizden de indiğinde bacaklarınızın iç kısmı haricinde başka bir yeriniz ağrımamış ve doğal olarakta hiç ya da daha az yorulmamış olursunuz.
Yolda giderken oturuş pozisyonunuzu kontrol edebileceğiniz iki farklı metot var. Bunlardan hangisi sizin için daha akılda kalacak ise onu uygulayabilirsiniz.
Öncelikle aşağıdan yukarıya doğru olan kontrol şeklini görelim.
Motosikletinizin peglerine ayakların uç kısmı (ön topukta denir) basmalıdır ve ayaklarınızın da motosiklete paralel şekilde olması gereklidir (şekil 1).
Çünkü, topuklarınızın üstünde yeteri kadar zıplayamazsınız. Peglere ayakların ön topukları ile basılmasındaki amaç, bacakların aynı motosiklet amortisörü gibi, bir amartisör görevi görmesidir. Aynı zamanda bu şekilde (ön topuklar ile basış ve ayaklar motosiklete paralel) basmak, bacaklarınızın benzin deposunu kavramasını sağlayacaktır (şekil 2).
Çünkü motosikleti elleriniz değil bacaklarınız tutar, tutmalıdır. İşte bu şekilde olursa sadece bacaklarınızın iç kısmı ağrır. Çünkü artık motosikleti elleriniz ile değil bacaklarınız ile tutmaya başladınız. Ayaklarınızın bu şekilde olması sayesinde, vitesleri rahatça değiştirebilir ve ani bir durumda da arka freni de rahatça kullanabilirsiniz. Ayrıca bir kasiste topuklarınızın üzerinde motosiklette ayağa kalmak, ön topukların üstünde ayağa kalkmaktan daha zor ve tehlikelidir.
Ayakların ön topuğu ile peglere basma işini çoğu zaman eğitimlere katılan arkadaşlar ile tartışıyoruz. Ayakların vitesin ve arka frenin üzerinde olmasının daha rahat olduğunu söylerler. Bu şekilde daha hızlı debriyaj ve daha hızlı fren yapmaya olanak sağladığını söylerler. Burada şunun önemini de vurgulamak gerekli. Hiç kimse bir virajdayken fren yapmak istemez. Çünkü bir virajda fren yapıldığında motosikletinizin lastiğinden ikinci bir şey daha istemiş olursunuz. İşte ayağı arka frenin üzerinde olan bir sürücü, virajdayken yoldaki her hangi bir kasis veya çukurdan dolayı ayağının arka frene haberi bile olmadan basmasına sebebiyet verebilir.
Vites pedalına basışa da bakıldığında fikirler aynı. Bazı sürücülerin ayağı, peg ile vites pedalı arasından aşağıya doğru sarkık şekilde durur. Bu kullanıcılar da vites pedalına dahat rahat ulaştıklarını ve vitesi değiştirdiklerini söylerler. Ayağı peg ile vites pedalı arasında olan bir sürücünün vitesi yukarı atması belki rahat olabilir ama vitesi düşürmesi için yapacağı hamleler çok fazladır ve motosikletin dengesini bozabilir. Ayrıca ayakları peg ile vites pedalı arasında olan sürücünün virajda ayağını yere sürtmesi an meselesidir. Virajdayken böyle bir durumun beklenmedik bir zamanda başınıza gelmesi sizi telaşlandırabilir. İstemeden de olsa motosikletin dengesinin bozulmasına ve en önemlisi konsantrasyonunuzun da bozulmasına neden olabilir. Böyle bir durumda ister istemez ayağınıza bakarak, bir an bile olsa bakışınızı yoldan ayırma ihtimaliniz olabilir. Unutmayın, 50 kilometre ile giden bir sürücünün 1 saniye bakışını yoldan ayırması demek, yaklaşık 15 metre hayali (görmeden) yol aldığı anlamına gelir.
Biraz daha yukarı çıkalım, geldik bel ve sırt bölgesine. Bedeninizi hafifçe öne doğru eğmeli ve göğüsünüzü hafifçe dışarı doğru çıkarmalısınız. Selede mümkün olduğunca depoya yakın oturmalısınız. Omuzlarınızı da düşürmelisiniz (şekil 3).
Kollar, yola paralel olmalıdır (şekil 4). Omuzlarınızı düşürdüğünüzde kollarınızın yola paralel olduğunu fark edeceksiniz. Kollarınız eğer gergin ise, motoru ayaklarınız ile tutmuyorsunuz demektir. Kolların gergin olması, yoldan gelecek tepkilerin (kasis, çukur vs.) motosiketin amortisörlerinden gidona ve gidondan da kollara gelmesini ve bu tepkinin tekrar gidona gidip motosikletin dengesinin bozulmasına neden olabilir. Hiç birimiz bir virajdayken yoldan gelen bu tepkilerin, kollardan yine gidona gidip motosikletin dengesini bozmasını istemeyiz. Aynı zamanda omuzların düşük ve kolların yola paralel olması ile, gidona uyguladığınız kuvvet daha hassas ve etkili olur. Bu şekilde olursa ani bir durumda “kıvırmaca” hareketini daha rahat yapabilir ve bir tehlikeden daha iyi kaçabilirsiniz. Tabi ki hedef tehlikenin çok daha önceden fark edilip/tahmin edilip, işi şansa ve ani motosiklet hareketlerine bırakmadan o tehlikeden hissettirmeden uzaklaşmak olmalıdır. Yolda giderken tavuk kanadı hareketini (kolların kanat çırpar gibi hareketi) rahat yapabiliyor olmalısınız. Arada sırada bunu yapmak, motosiklet üzerinde ki oturuş pozisyonunuzun da bir kontrolü olur.
Gelelim baş bölgesine. Burada da çene yola paralel şekilde olmalıdır (şekil 5).
Kimse yolu görmeden gidemez, tabi ki bakışınız da ileride olmalı. Yolu daha rahat okuyabilmeniz ve tarayabilmeniz için çenenizin yola paralel ve bakışınızın da ileride olması gereklidir.
Özellikle ayakların peglere basma şekli ilk başlarda zor ve zahmetli gelsede, inanın bir süre kendinizi buna zorladıktan sonra, artık ayaklarınızın ister istemez bu şekilde doğru basacağını göreceksiniz.
Diğer bir kontrol metodu da yukarıdan aşağıya. Yine kafadan başlayıp, omuzlar, sırt, göğüs, kollar, bacaklar ve ayaklar şeklinde kontrol edilebilir.
Ayakların peglere doğru şekilde basılması ve bacakların motorun deposunu sarmasının yukarıda anlatılan doğru şekilde yapılması, motosikletin yönlendirilmesinde de size ekstra avantaj sağlayacağını lütfen unutmayınız.
Yazının başında da dediğimiz gibi, KONFOR, GÜVENLİK VE YOL TUTUŞU OTURUŞ POZİSYONUNA DA BAĞLIDIR.
Motosikletinizin yol tutuşunu artırmak istiyor, daha konforlu, daha güvenli ve daha az yorulmak istiyor iseniz bunlara dikkat etmenizi öneririz.
Copy:Engin Balaban