Yine Ankara, yine tepelerdeyim. Bu kez yalnız değilim yanımda Umut KARKIN da var. Umut bizim eve kadar geldi ve rotamızı belirledik Haymana ilçesine gideceğiz. Hava sıcaklığını hiç sormayın. Benim bu konuda söyleyecek sözüm yok. Çünkü geçen hafta atan sigortamı uyugn değerde takınca sorun yaşamadım Ama Umut’un söyleyecek birkaç cümlesi olabilir tabi

İncek yolu üzerinde Taşpınar köyü çıkışından tepelerin görüntüsü.



Bu yol bizi birazdan Gölbaşı Patalya Otelin önüne çıkaracak.



Bozkır ve tepeler.



Yine tepeler.



Ve yine tepeler.



Neden bir tek ağaç yok ki? Acaba ağaç vardı da insanlar kese kese bitirdiler mi?





Umut ve Transalp’i. Bu motorun ismi hep komik gelmiştir bana nedense Neyse ki Umut’un adı Alp değil



Bu da ben ve F650GS’im. Muhteşem bir makine. Harikulade. Ultra süper bir şey Benim motosikletim olduğu için söylemiyorum. Gerçekler böyle yani





Haymana’ya kadar durmadık. Zaten kaç kilometre ki? Deli bir yan rüzgar eşliğinde sürüyorduk.

Haymana girişinde Umut “fotoğraf çekelim mi?” diye sordu ama ben midemden gelen sesler nedeniyle bu teklife sıcak bakmadım. Bir an önce yemek yiyebileceğimiz bir yer bulmamız gerektiğini söyledim. Sonuç aşağıda.



Hayme Ana Kebapçısına girdiğimizde üşüdüğümü fark ettim. Umut’la konuşurken nedenini bulduk. Motosikletteyken ısınıyordum. İnince ısıtıcımın çalışması da durdu tabi ve ben giysilerimin soğuğunu vücudumda hissetmeye başladım.