Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
1 den 10´e kadar. Toplam 18 Sayfa bulundu
  1. #1
    Kurucu Enduroist GürbüzOKATAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    gürbüz okatan
    Üyelik tarihi
    03-01-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    7,070
    Motosiklet
    R 1200 GS ADeVe
    Marka
    Bmw

    Standart Gezilesi Türkiyem...

    Türkiye'nin saklı cennetleri
    Tarihi ve doğal zenginliklerle göz kamaştıran Türkiye’de, bugüne kadar çok fazla dikkat çekmemiş ve az bilinen bir çok yer keşfedilmeyi bekliyor. İşte o saklı cennetler...

    Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesi yakınlarında bulunan Suuçtu Şelalesi, sahip olduğu doğal güzelliklerle tam bir görsel şölen sunuyor. Bursa’ya 100, Mustafakemalpaşa’ya ise 20 kilometre uzaklıktaki Suuçtu Şelalesi, 38 metre yüksekten düşen suyu ve çevresindeki zengin bitki örtüsüyle adeta bir "doğa harikası" olarak yıllardır tatilcileri kendine hayran bırakıyor.




    Av ve doğa turizmi hazinesi Kocayayla

    Bursa’nın tarihi oldukça eskilere dayanan Keles ilçesinde bulunan Kocayayla, av ve doğa turizmi ziyaretçilerini ağırlamak için gün sayıyor. Kocayayla Gediksiret mevkisinde belediyeye ait araziye "yap-işlet-devret" modeliyle ağaç evler inşa ediliyor. Doğayla iç içe inşa edilen ahşap evlerde, temiz ve serin havada tatil yapmak isteyen vatandaşlar konuk edilecek. Proje tamamlandığında Kocayayla, şehir hayatından sıkılıp tatilini doğayla baş başa geçirmek isteyenler için yeni bir alternatif olacak. Av ve doğa turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip Kocayayla, yakın bir tarihte doğayla başbaşa kalınabilecek yeni bir yaşam alanı olarak kapılarını açacak.



    Koyları ve doğasıyla Karaburun

    İzmir’in en küçük ilçesi Karaburun, yapılaşmanın görülmediği birçok koyu ve doğasıyla, Türkiye’nin bilinmeyen cennetleri arasında yer alıyor. İzmir ile arasındaki 130 kilometrelik yolun keskin virajlarla örülü olması nedeniyle ulaşım sorunları bulunan Karaburun, yarımada üzerindeki 1 belde ve 13 köyün merkezi konumunda. Güneyde Datça Yarımadası’na benzer coğrafi yapısıyla gizli cennetleri barındıran Karaburun Yarımadası, doğa harikası koy ve plajları bünyesinde barındırıyor. Karayoluyla ulaşımın olmadığı birçok koyu sadece tekne turlarıyla görmek mümkün. Bölge, bu özelliğiyle yaz sezonunun en canlı döneminde bile tenha kalmayı başarabiliyor.


    Aşk acısını dindiren şelale

    Ulus ilçesinde, mitolojik hikayeye göre, aşk tanrısı Eros’un, eşi Hera kendisini artık sevmiyor diye intihar eden Selamnos’un bedenini dönüştürdüğü şelaleden su içen, mendil ıslatan ya da yüzünü yıkayanlar, yaşadıkları aşk acılarından arınıyorlar. İlçeye bağlı Ulukaya köyündeki Ulukaya Şelalesi, çevresindeki doğa güzelliklerinin yanı sıra efsanesiyle de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Eşinin kendisini sevmemesine üzülen Selamnos, Ulukaya’nın zirvesine çıkarak Hera’nın ismini haykırıp, kendisini boşluğa bırakır. Aşk tanrısı Eros, aşk acısının böyle sonlanmasını istemediğinden Selamnos’un bedenini yere değer değmez şelaleye dönüştürerek suyu kutsar. Kim şelaleden su içerse, mendil ıslatırsa ya da yüzünü yıkarsa Selamnos’un acıları azalır, içinde yeni ya da geçmişten kalma aşk acısı yaşayanlar da bundan arınırlar.


    Ağaç müzesi Yenice

    Tropik bölgeler dışında dünyada pek az ormanda görülebilecek kadar çok sayıda ağaç türünü barındıran Yenice ilçesi ormanları, adeta ağaç müzesi görümüyle görenleri cezbediyor. Uludağ göknarı, doğu kayını, sarı çam, karaçam, camiyanı karaçamı, kızılçam, Istıranca meşesi, Virgiliana çınarı, ceviz, dişbudak, kızıl ağaç, fındık, porsuk, yabani kiraz, gümüş ıhlamur, adi ıhlamur, akağaç, kızılcık, şimşir, ahlat, kontus defnesi, kurt bağrı, erguvan ve jasminum gibi çeşitli ağaç türlerinin yanı sıra bazı ağaçların olağanüstü çap ve boya ulaşan örneklerinin oluşu, zengin yaban hayatı potansiyeliyle bölge eşsiz bir ekosistem özelliği gösteriyor. Ormanların oluşturduğu oksijen kuşağı, kent turizmi için önemli kaynak gösterilerek, turizm bölgesi olmaya yönelik projeler üretiliyor


    Kayacık vadisi

    Mersin’in Erdemli ilçesine bağlı Limonlu beldesine 10 kilometrelik mesafede, sarp yoldan Toroslar’a doğru gidilerek ulaşılan Kayacık Vadisi, sık ağaç yapısı ve buz gibi akan çayı, "saklı cennet"i andırıyor. Eşsiz doğa güzelliği ile büyüleyen vadi, kendisini keşfedebilen tatilcilere doğa ile iç içe kuş sesleri arasında dinlenme olanağı sunuyor. Mersin merkezden 45 kilometre uzaklıktaki Limonlu beldesinden sonra Toros Dağları’na doğru 10 kilometrelik sarp yoldan gidilerek ulaşılan Kayacık Vadisi, Lamas Çayı’nın üzerini neredeyse kapatan sık ağaç yapısı ve çevredeki yüksek kayalıklarla adeta kendini gizliyor. Suya ve kayalara sık ağaçların arasından süzülerek yansıyan güneş ışınlarının da eklenmesiyle gizemli bir hale bürünen vadi, kendisini keşfedenlere ise doğa ile iç içe, kuş sesleri arasında dinlenme ve şehir yaşamının stresinden uzaklaşma olanağı sunuyor. Bu arada, tatilcilerin uğurlu olduğuna inanılan kayalıklar üzerindeki ağacın yanına gelerek dilek tuttuktan sonra vadiden ayrıldıkları gözleniyor.


    Direkli Mağarası

    Kahramanmaraş-Kayseri karayolunun 40. kilometresindeki Yukarı Döngel köyü sınırları içerisinde bulunan Direkli Mağarası da tarih meraklılarının ilgisini çeken merkezlerden biri. Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cevdet Merih Erek, mağarada ilk kez 1959 yılında Prof. Dr. Kılıç Kökten tarafından kazı çalışmalarının yapıldığını ve bilim dünyasına tanıtıldığını belirterek Yontma Taş Çağı’na ilişkin materyallere ulaşıldığını söyledi. Direkli Mağarası’ndaki kazının, Kahramanmaraş’ta 1959’dan bu yana yapılan Türkhlerin yaptığı ilk arkeolojik kazı olduğunu dile getiren Erek, "Kazılarda bulduğumuz bir ocak ve çevresindeki işlik yerleri sevindirici bilgiler sağlamıştır" dedi.


    Doğu Karadeniz'in güzellikleri

    Doğu Karadeniz doğal, kültürel ve tarihi değerlerinin yanı sıra henüz tam anlamıyla turizmin hizmetine sunulmamış varlıklarıyla da ilgi çekiyor. Trabzon’un batı sahilinde şehir merkezine 8 kilometre uzaklıkta Yıldızlı Beldesi sınırları içerisinde yer alan Sera Gölü, denize 2 kilometre mesafededir. Göl, 1950 yılında meydana gelen bir toprak kayması sonucunda oluşmuştur. Sera Gölü, hem doğal güzelliği hem de çevresindeki tesislerle ziyaretçilere güzel imkanlar sunuyor.


    Doğu Karadeniz'in güzellikleri

    Çal Mağarası, Düzköy ilçesinde bulunan bir yer altı su kanalı. Mağaranın girişi geniş olmakla birlikte giderek daralıyor belli bir uzaklıktan sonra genişlik 1 metreye kadar düşüyor. Tavan yükseklikleri kırık sistemlerine bağlı olarak büyük değişkenlik gösteriyor. Girişten sonra 200 metrede iki kola ayrılan mağaranın, sola ayrılan kolu yaklaşık 125 metre uzunluğunda. Bu kolun sonundaki odadan gelen suyun aktığı bir baca bulunuyor. Sağ kolun ulaşılabilen kısmı yaklaşık 300 metre. Bu kolun yaklaşık 60 metre ilerisinde küçük bir göl ve çağlayan yer alıyor.
    o532 2965453
    "Mutluluğu Yanınızda Götürmezseniz
    Gittiğiniz Yerde Boşa Aramayın " G.O

  2. #2
    Kurucu Enduroist GürbüzOKATAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    gürbüz okatan
    Üyelik tarihi
    03-01-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    7,070
    Motosiklet
    R 1200 GS ADeVe
    Marka
    Bmw

    Standart

    Doğu Karadeniz'in güzellikleri

    Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi ile Ayder Yaylası arasında bulunan Tar Deresi Vadisi’ndeki birçok küçük düşümlü şelalenin yanı sıra, 250 metre yükseklikten akan Bulut Şelalesi’nin, seyir zevkine doyum olmayan bir görüntü sergiliyor Çamlışemşin’in Palovit Yaylası’nda bulunan ve yeşillikler arasında 15 metre yükseklikten akan Palovit şelalesi, Kalkandere’deki 16 metrelik Vandri şelalesi, İkizdere’deki 15 metrelik Manle ile 20 metrelik Cimil şelaleleri, Rize’ye gelenlerin mutlaka görmek istediği yerler arasında yer alıyor. Yine Çayeli ilçesindeki Ağaran şelalesi ile İkizdere’deki Gelintülü şelalesi, görülmeye değer şelaleler arasında bulunuyor


    Kırklareli'nin ayak basılmamış plajları

    Kırklareli’nin Tekirdağ il sınırında ve Bulgaristan sınırına kadar uzanan kıyı şeridinde pek fazla bilinmeyen Kıyıköy, İğneada ve Panayır İskelesi plajları, şehir dışından gelenlerin uğrak yerlerinden biri oldu. 40-50 metre genişliğinde 10 kilometre uzunluğunda plaja sahip İğneada, karavan ve çadır turizmine de ev sahipliği yapıyor. Kıyıköy ve İğneada beldelerinde az da olsa otel ve pansiyonların bulunmasına rağmen, yörede turizm henüz istenilen seviyede değil. Kumsal ve ormanlık alanların bir arada olduğu Kırklareli sahillerinde dinlenenler, yeşilin her tonuna tanıklık ederken, güneşin ve denizin de tadını çıkarıyor. Gürültü kirliliğinden uzak Kırklareli’nin doğasını yaşamak isteyenler, kendi imkanları ya da günübirlik turlarla yöreye gelebiliyorlar.


    Eğirdir Gölü

    Göller bölgesinin merkezi konumunda olan Eğirdir, göl turizminden yaygın şekilde yararlanıyor. Uzun süreden beri turistlerin rağbet ettiği bölgede, sınırlı sayıdaki otel ve pansiyonlar turizm mevsiminde tamamen doluyor. Kovada Gölü Milli Parkı, Kasnak Meşesi Tabiatı Koruma Alanı, Çandır-Baraj çevresi, Eğirdir Gölü Hoyran kısmı, Burdur Gölü’nün Keçiborlu ilçesi sınırları, Beyşehir Gölü’nün Yenişarbademli ve Şarkikaraağaç ilçelerini kapsayan alanlar ise kuş gözlemciliği için elverişli alanların başında yer alırken, her yıl bölgeye İngiltere ve Fransa’dan kuş gözlemcileri geliyor. Kış aylarında Eğirdir Gölü’nde, küçük karabatak, Macar ördeği, elmabaş patka, tepeli patka, sakarmeke gibi kuşlar barınıyor. Burdur Gölü ise soyu dünya çapında tehlike altında olan dikkuyruklar için önemli kışlama alanı olarak gösteriliyor. Ayrıca Mahmuzlu kızkuşu da Burdur Gölü çevresinde kuluçkaya yatıyor. Beyşehir Gölü de Macar ördeği, elmabaş patka ve sakarmeke ile kuş gözlemcilerinin ilgi gösterdiği yerlerden biri.


    Kaynak:BE Zeki'den alıntıdır..
    o532 2965453
    "Mutluluğu Yanınızda Götürmezseniz
    Gittiğiniz Yerde Boşa Aramayın " G.O

  3. #3
    Kurucu Enduroist GürbüzOKATAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    gürbüz okatan
    Üyelik tarihi
    03-01-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    7,070
    Motosiklet
    R 1200 GS ADeVe
    Marka
    Bmw

    Standart

    Kapıdağ yarımadası ve Erdek



    Balıkesir'in Bandırma İlçesine bağlı Erdek Türk turizminin daha ilk başladığı yıllarda başta İstanbul olmak üzere birçok ilden gelen turistleri ağırlamasıyla ünlenmiş.
    Akdenizi aratmayacak güzellikteki birbirinden ilginç dantel koyları, oksijeni bol çiçek ve deniz kokulu, rüzgârlı tertemiz havası, sık bitki örtüsü, yöreye has damak tadıyla Kapıdağ Yarımadası ve Erdek turizmcilerin bugün de ilgi odağı olmayı başarıyor.
    Yarımadanın incisi Erdek ve henüz doğal özelliklerini kaybetmemiş köyleri, ekonomik fiyatları ile Kapıdağ Yarımadası'nı Turizm cazibe merkezi yaparken, İstanbul'dan feribot seferleri ile 2 saatte ulaşılması, Bursa, Çanakkale bağlantısı Erdek'in cazibesini artırıyor. Yıl boyu açık tesisleri, natürel doğa yapısı, iklimi, zengin bitki örtüsüne sahip Kapıdağ Yarımadası, yazın olduğu gibi diğer mevsimlerde hafta sonu tatili ve pazar alışverişi, doğa spor ve aktiviteleri ile turizme yeni alternatifler sunuyor.
    Çevrede ne var ne yok
    Sahil yoluyla çevresini turlayabileceğiniz Kapıdağ Yarımadası'nda Aşağı Yapıcı, Tatlısu, Karşıyaka, Çakıl, Kestanelik, Çayağzı, Ballıpınar, Ormanlı, Turan, Doğanla, İlhan, Narlı, Ocaklar, Erdek, Seyitgazi, gibi yerleşim alanları yer alırken, iç kısımlarda Çeltikçi, Belkız-Kyzikos harabeleri, Hamamlı, Kirazlı Manastır, Muhle kalesi gibi tarihi kalıntılar bulunuyor.
    Gezilip görülecek yerler
    Bandırma yönünden gelirken Erdek girişinde Kyzikos harabeleri bulunuyor. Toprak altında kalıp otların örttüğü kentin 1 km ilerisinde ise Hadrianus Tapınağı duvarları bulunuyor. Kyzikos tabelasının 100 metre sağında Düzler Köyü girişinde ilerleyenler Yukarı Yapıcı Köyü'nden sağa dönüş yapıp yaklaşık 10 km sonra Manastır Mevkii'ne ulaşıyorlar. Sık bitki örtüsü, dönemeçli ve rampalı orman yolu ile ulaşılan manastır mevkiinde geniş bir alan ve manastır kalıntıları görülüyor. Kontrolsüz büyüme gösteren bitki ve otların kuşatması altında kalan yapının çatısı olmadığı için yağışlardan oldukça hasar gördüğü sadece manastır duvarları ve yapı zemin bölümlerinin ayakta kalabildiği gözleniyor. Kapıdağ Yarımadasının doğal yapısı içinde görülen biçimli kayalar, mağaralar, kıyı şekilleri, adalar başka yerlerdekilere benzerlik göstermeyen farklılıklar barındırıyor.
    Kyzikos
    Erdek İlçesine 9 km uzaklıkta bugün kısmen ayakta bulunan antik kent, Kapıdağ yarımadasının Anadolu sahiline birleştiği noktada Dolionlar tarafından kurulmuş olan şehir, ilk kralları olan Kyzikos' un adını almıştır.

    Bandırma ve Erdek Körfezlerinin birleştiği kıyılardan başlayarak kuzeye Kapıdağ eteklerine doğru yayınlan şehre ait kalıntılar yaklaşık 11 km2'lik alana yayılmaktadır. Bu harabeler arasında bugün sadece tonozlu temelleri ile etrafa dağılmış mimari parçaları bulunan Hadrianus Tapınağı, şehrin Roma dönemindeki ihtişamı hakkında bilgi vermektedir.


    Kirazlı Manastırı
    Antik dönemde Didumus Dağı olarak bilinen dağın eteğinde manastır, kilise ve yapı gruplarından oluşan bir kompleks duvar tekniğine göre 19.yy'(1800'lü yıllarda) Rumların kullandığı bir dini anıt yapı mevcut temellerden ve duvar kalıntılarından bodrum üzerine 2 katlı bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Bugün mevcut olan kilisenin güney duvarı ile ABSIS duvarının bir kısmı ayakta ve yüzeyde bulunmaktadır. Kyzikos Kentinin güneybatısında Roma döneminden dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Hadrianus Mabedi kalıntıları bulunmaktadır.


    Tarihçesi
    Tarih boyunca çeşitli defalar el değiştiren Erdek 1336 yılında Osmanlı İmparatorluğu altına girmiş. Tarihte Erdek "Paremo", "Artaki" ve "Artak" gibi isimlerle anılmış. Erdek (Artake), Kapıdağ Yarımadası'nın güney eteklerinde antik adı Mysia olan bölgenin sınırları içinde kurulmuş. M.Ö. 1200'lerden sonra bir Trak boyu olan Dalion'lar tarafından ele geçirilen yöreye eskiden Dalionis denilmiş yöredeki en önemli antik yerleşim merkezi Kyzikoz (Belkız) olmuş. M.Ö. 7. Yüzyılın ilk yarısında Miletosluların kurduğu antik Propontis bölgesinin en eski İon kentlerinden biri olan Kapıdağ Yarımadası kenti yaklaşık 200 parça gemi barındırabilen doğal iki limanı, sert kuzey rüzgârlarından korunaklı özellikler taşıyor.
    Seyit Gazi Tepesinde Orta Çağ kale burçları, Aşağı Yapıcı köyü yolu üzerinde başlayan kent sur kalıntıları yer alan ve Arkeolojik değerleri çok yüksek olan Erdek çevresinde bulunmuş bazı tarihi eserler, İstanbul Arkeoloji müzesinde sergileniyor.
    o532 2965453
    "Mutluluğu Yanınızda Götürmezseniz
    Gittiğiniz Yerde Boşa Aramayın " G.O

  4. #4
    Kurucu Enduroist GürbüzOKATAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    gürbüz okatan
    Üyelik tarihi
    03-01-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    7,070
    Motosiklet
    R 1200 GS ADeVe
    Marka
    Bmw

    Standart

    Bir çok ilke imza atmış tarih hazinesi antik kent; Bergama

    Üç bin yıllık tarihi boyunca dinlerin, kültürlerin ve bilimin odak noktası olan antik kentte İlk kez müzik, tiyatro, spor, güneş, su, çamur kullanımıyla doğal tedavi uygulanmış. Ülkemizin ilk festivali düzenlenmiş.İlk kazı müzesi Bergama'da kurulmuş. İncil'de adı geçen ilk 7 Hristiyan Kilisesinden birine ev sahipliği yapmış. İlk işgali kıran (15 Haziran 1919 ) yer olmuş. İlk kent İmar yasası, ilk 3 dereceli öğretim burada uygulanmış...
    Tarihçesi
    Bergama günümüzde de Akropol, Akslepion ve diğer antik eserleri ile turistlerin odak noktası olurken doğal özellikleri ile de şifa dağıtıyor.
    Pergamon adı, Anadolu kökenli olup "kale" anlamı taşıyor. Çevrede bulunan yerleşimlerden anlaşılacağı üzere bölgenin Neolitik Çağ'dan itibaren iskan edildiği anlaşılıyor. Efsanelere göre ilk halkın Troia Savaşı sonrası göçmenlerinden Herakles'in oğlu Telephos tarafından bölgeye yerleştirildiği belirtiliyor. Bergama önce Lidya sonrada Pers egemenliğine girmiş. M.Ö. 285 de Philetarios Bergama Krallığını kurmuş. Eumeles II zamanında M.Ö.190'da krallık en güçlü dönemini yaşamış en geniş sınırlara ulaşmış.M.Ö.133'de Attalos III'ün vasiyetiyle krallık Romaya devredilmiş. M.S.300'de Bizans kontrolü altına giren şehir, 1320'de Türk hakimiyetine geçmiş.
    Bergama kent girişinde ilk karşılaşılan sağlık merkezi olarak hizmet veren Akslepion oluyor. Sağlık Tanrısı Akslepion önemini Hristiyanlık dönemine dek korumuş. Adına yapılan sağlık yurtlarında çok sayıda insana sağlık bulmuş. Akslepinlar dinsel özelliklerinin yanında tıp alanında yaptıkları araştırma ve deneylerin yapıldığı, ünlü doktorların yetiştiği okullar olarak işlevlerini sürdürmüşler. Sağlık Tanrısı Akslepion'a adanmış kutsal suyun bulunduğu yerde M.Ö.4 yy' da kurulduğu belirlenen Pergaman Akslepion'u Helenistik devirde gelişmiş, en parlak çağını ise Roma döneminde yaşamış. Hergün yüzlerce hastanın barındığı Akslepion'da uygulanan çeşitli yöntemlerle iyileşen hastalar ayrılırken Akslepion Tapınağını da ziyaret ederek güçlerine göre bağışlarda bulunmuşlar. İmparator Carakalla hastalanıp Bergama Akslepionuna getirilmiş ve burada şifa bulunca kente bağışta bulunmuş, Dionysos Tapınağını yeniden yaptırmış.
    Amphitheater sağlık Merkezi Akslepion'a giden kutsal yolun başlangıcı olan Viran kapının 300 m. Kuzeyinde yer alırken, Romalıların su oyunları gerçekleştirmek üzere Tellidere üzerine kurdukları bu muhteşem yapının Anadolu'da Kyzikosla birlikte sadece iki örneğinin bulunması bile önemini vurgulamaktadır. 50 bin kişi kapasiteli eserin bugün gözle görülen dere yatağındaki tonozları, Carea ayakları kazı çalışmalarını beklemektedir. Viran Kapıdan gelen kutsal yol ile Propylonun önündeki küçük meydan ve doğusunda kütüphane, batısında ise Monoptheros planlı Zeus Akslepios Tapınağı yer almaktadır. Kent merkezine yaklaşırken yolun sol tarafında bulunan Bergama Müzesi 1910-1913 yıllarında Alman kazı Evinde kurulan arkoloji deposu, genç Türkiye Cumhuriyetinin ilk depo müzelerinden biri olarak anılıyor. Müze binası geçtiğimiz yıllarda yeniden restore edilerek eserlerin sunuluşu düzenlenmiş. Bugün müzede sergilenen eserlerin çoğu Akropol, Akslepion ve Bazilika ile Gryneion (Yeni Şakran), Pitane ve Kestel'de ki kazılar sonucu ortaya çıkarılmış eserlerden oluşmaktadır. Kent içinde 2000 yıldır akan çeşme olarak tanınan "Kale Çeşmesi", 1399 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan tek minareli "Ulucami", taş, tuğla duvar örgüsü ile dikkat çeken "Parmaklı Mescit", iki sıra 6 kubbeli 16-17. yy eseri "Bedesten" ve tarihi binalar olup mimarileri ile ilgi çeken "Gazipaşa Okulu" ile Bergama lisesi" görülebilir.
    Bergama Evleri
    Akropole giden yolun başında birbirinden güzel bakımlı ve karakteristik mimariye sahip Bergama evleri ilginç sokakları ve devam eden yaşantısı ile hem farklı bir gezi alanı oluştururken fotoğraf, resim, film gibi görsel sanatlara meraklı kişilere, kompozisyon zenginliği yaşamalarına sebep olacak olanaklar sunuyor. Genellikle daracık sokakların her iki yanına bitişik düzenli ve bir iki katlı olarak kesme, moloz taştan inşa edilen yığma evler Osmanlı-Türk yapılarının kültürünü, karakteristik özelliklerini yansıtıyorlar. Çıkmaz sokaklara da rastlanan mahallede geniş saçaklı alaturka kiremitli çatılar, kitabeli çephe süsleri ilginç motifli kapı tokmakları çarpıcı renkli cepheleriyle tiyatro sahnesi,film platosu hissi uyandırıyor. Ocak 2002 tarihi itibariyle Bazilika karşısında olmak üzere 21 yapının restorasyonu "sokak sağlıklaştırılması" projesi çerçevesinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun izni alınarak yapılıyor.
    Hediyelikler
    Bergama çarşısı ve çeşitli bakır kaplar, siniler, kilim, heybe gibi dokumalar, içine toprak koyup dekoratif saksı amaçlı olarak kullanılan eski zamanın demir ütüleri gibi hediyelik turistik eşya satan dükkanlarda ilk fark edilen yöreye has Bergama Halıları oluyor. 16. yy'da Holbein ve Lotto gibi Avrupalı ressamların resimlerinde hayat bulan ve adını dünyaya duyuran Bergama Halıları için Anadolu Halılarından Bergama Halısını ayıran özellik olarak nazarlık işareti gösteriliyor. Halı dokuyucusu, halısını dokurken ani olarak gelen bir ziyaretçinin nazarı değmesin diye yumağından bir parça koparıp ve halının baştaki kilim kısmının bir tarafına diktiği söyleniyor. Buna neden olarak ta genellikle genç kız olan dokuyucuların dokudukları bir ölçüde yaşamıdır,özlemidir,ya da sevdasıdır.Kırılsın, incinsin istemez deniyor!
    Bazilika
    Bergama'da mutlaka görülmesi gereken eserlerden biride "Kızıl Avlu" olarak adlandırılan Bazilikadır. Roma İmparatorluk döneminde de tapınılan Mısır tanrılarından Serapis, İsis ve Osiris kültürüne ait alışılmışın dışında bir tapınak olan yapı 30x200 m ebatlarında dikdörtgen planlı olarak inşa edilmiş. Günümüzde büyük bölümü Bergama evleri altında kalan yapının altından ise iki tünelle Selinos Çayı geçiyor. Çatısına kadar 25 metre yükseklikte duvarlar bulunan ve kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Avlu ismini alan yapı Anadolu'nun en büyük dini ve anıtsal yapılarından biri sayılıyor. Ana yapıya 7x14 m boyutlu kapı aralığından girilirken salonda Serapis kültürü ile ilgili olduğu düşünülen havuz ve kuyu bulunuyor. Bizans döneminde iki bölümü nefi ve apsisi ile kiliseye döndürülen Seramis Tapınağında bugün kulelerden biri cami olarak kullanılıyor. Tapınağın arka bölüne rastlayan mahallede ise antik bir köprü görülebiliyor.
    Akropol
    Bergama'nın en hakim manzarasına sahip tepede yer alan Akropol 1878 yılından bu yana kazı çalışmalarına devam ediliyor. Çevresini saran surların arasında da yükselen Akropolün en önemli yapısı şu anda Berlin Pergamon Müzesine götürülen Zeus Sunağıdır. Eumeles II tarafından Galatlara karşı kazanılan zaferin anısına inşa edilen Zeus Sunağının yeri turistler tarafından ilgiyle izleniyor. Batıya bakan yamaçta 10.bin kişi kapasiteli Antik çağın, sahnesi portatif olan tek tiyatrosu bulunuyor. Dünyanın en dik tiyatrosu olan Akropol tiyatrosuna arkasında bulunan Dionysos tapınağına giden yolu kesmemek ve aynı zamanda tapınağın görüntüsünü engellememek tiyatronun sahne binasını ahşap olarak inşa etmişler, oyun oynanmadığı zamanlarda bu portatif ahşap sahneyi sökerek zaten dar olan kutsal teras, tapınak yoluna geçiş sağlamışlar.











    Kaynakihirlitur
    o532 2965453
    "Mutluluğu Yanınızda Götürmezseniz
    Gittiğiniz Yerde Boşa Aramayın " G.O

  5. #5
    Enduroist Kıdemli Üye orhan duman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    orhan duman
    Üyelik tarihi
    08-01-2009
    Bulunduğu yer
    Siirt
    Mesajlar
    347
    Motosiklet
    Dl 650 v strom
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Abi eline sağlık.... Bergama' yı görünce duygulandım...
    Memleket ne yaparsın

  6. #6
    Kurucu Enduroist GürbüzOKATAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    gürbüz okatan
    Üyelik tarihi
    03-01-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    7,070
    Motosiklet
    R 1200 GS ADeVe
    Marka
    Bmw

    Standart

    Helede Kozak yaylasından görüntüler olsa der gibisin...
    o532 2965453
    "Mutluluğu Yanınızda Götürmezseniz
    Gittiğiniz Yerde Boşa Aramayın " G.O

  7. #7
    Ordinaryus Enduroist VeYSeL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Bıçkın Delikanlı VeYSeL
    Üyelik tarihi
    30-12-2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    1,286
    Motosiklet
    DL650A Vstrom
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Gürbüz abim harika paylaşımlar..
    Ellerine sağlık..
    Web: Toplu.Biz
    Keşfedebildiğin kadar özgürsün..

  8. #8
    Enduroist Katılımcı Üye PERDECİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    murat
    Üyelik tarihi
    16-01-2009
    Bulunduğu yer
    BURSA
    Mesajlar
    106
    Motosiklet
    jinlun 250 cc chopper

    Standart

    evet ya memleketimin her köşesi cennet resimleri görünce anılarım depreşti gene maalesef kıymetini bilmiyoruz... bunu farkındayız... bir daha böyle cennet nasip olmaz evlatlarmıza bırakacağımız çok güzel bir cenneti cehenneme çeviriyoruz... keşke kıymetini bilebilsek...paylaşımın için tşkler gürbüz bey..

  9. #9
    Enduroist Üye Murat Dereli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Murat Dereli
    Üyelik tarihi
    12-02-2009
    Bulunduğu yer
    Beylikdüzü
    Mesajlar
    14
    Motosiklet
    Suzuki DL 650A K7
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Vatanın her köşesi tarih ve tabiat güzellikleri ile dolu hazır gençlik varken motorlarımızla atalarımız gibi dört nala bu güzel toprakları arşınlamalı derim ben

  10. #10
    Enduroist Kıdemli Üye HAKAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    HAKAN BAŞ
    Üyelik tarihi
    08-01-2009
    Bulunduğu yer
    MERTER
    Mesajlar
    281
    Motosiklet
    BMW 1200 GS
    Marka
    Bmw

    Standart

    Kesinlikle topraklarımızı gezmeliyiz hep beraberce bakalım bu yaz neler olacak cok meraklar içersindeyim

 

 
Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •