Yayladan Sahile

[Sıtkı GÜVEN]

Bugün (Pazar) turladık biraz. Dört arkadaş (Bülent, Kaptan, Sezer ve Ben) önce yaylaya, sonra deniz kenarına teker çevirdik.

Oldukça keyifliydi. Hem bol oksijen hem bol iyot kokladık. Çiçek açmış meyve ağaçlarından yayılan kokular da cabasıydı.

Sabah, benim evin önünde toplaştık.



Atladık demir atlarımıza;



Düştük yollara...





Henüz şehri terketmişken;



Kontrole takılıyoruz.



Kayıt işlemi fazla sürmüyor. Çevre ile ilgili iki fotograf çekebildim.





Teşekkür edip yolumuza devam ediyoruz. Sabahın erken saatleri. Kaptan birilerini düşünüp selam duruyor gene.









Sevgili Savaş'ı ziyaret için duruyoruz. Ama nafile. Savaş'ı göremiyoruz.



Bülent gecikti. Malum, yaz saati uygulamasının ilk sabahı. Saatlerimiz şaşmış.
Durmuşken bekliyoruz Bülent'i.



Önceki hafta Fero'nun havuza çakıldığı Savaş'ın Cross'u...



İki yiğit çıktı meydane...

[Sıtkı GÜVEN]

Ve Bülent yetişti.



Arda'nın yanında İrem de gelmiiişşş...Hoşgelmiş. Özlemiştik yahu. Yakında gurubumuza motosikletiyle katılacağını beyan etti.



Kısa bir rota tesbitinden sonra,



Tekrar düştük yollara.



İlk hedefimiz Batıayaz Yaylası.













Yollar kıvrım kıvrım yaylaya doğru uzanıyor. Havada tatlı bir serinlik var. Sanki yağacak gibi... Varsın yağsın. Daha güzel bir motosiklet parkuru ve havası düşünemiyorum.









Biri solda biri sağda. Virajın biri bitmeden diğeri başlıyor.







Batıayaz Köprüsü. Tarihi taş köprüdür. (Maalesef korkuluklarını aslına uygun onarmak yerine demir korkuluk kullanmışlar.)

[Sıtkı GÜVEN]

Batıayaz'dayız.
Batıayaz, küçük, şirin bir yayla kasabası. Yazın bile geceleri ceket ihtiyacı duyarsınız. Mis gibi bir havaya sahiptir. Suyuna bir dakikadan fazla dayanamazsınız. Buz gibidir.









Bu sulak diyarın nefis suyunu tatmadan geçemezdik herhalde.





Çevremiz...







Nasıl kondurmuşlar o kayanın üzerine, hayret...

[Sıtkı GÜVEN]

Devam ediyoruz. Şimdi 2000 yıllık Musa Ağacı, ve boğaz taşlamaca...















Köpeğin tedirginliğinin resmidir.





Hıdırbey Köyü'ndeyiz. Musa Ağacı bu köyde yeralır.









Musa Ağacı.

[Sıtkı GÜVEN]

Hıdırbey Köyü'nün üst tarafı. Doğal ortamda katıklı ekmek yiyeceğiz. Hem de tandırda.



Kimsecikler yok.







Kaptan kısa bir turdan sonra ilgili kişileri buluyor. Az sonra yakacaklar tandırı.









Oynamak istiyor.











Ve tandır yanıyor.







Nane mis gibi.



Serada domates yetiştiriliyor.

[Sıtkı GÜVEN]

Üşümesin domatesler.



İlk serada domatesler henüz olmamış. İkincisi tamam.



Bildiğimiz sera malı lezzetli olmaz ama buradakiler bir başka. Çok lezzetli.



Atıl kurt...(Eski Tarkan filmlerinden fırlamış gibi.)



Tatlı hayvan.







Tandıra dönelim.













Maşallah çok sevimli. (Katıklıları yapacak olan Fehime Hanım'ın oğlu.



Doğal ürünler de mevcut. (Keçiboynuzu ve bal. Rahatsız etmesin Bülent'im...)



Menengiş, kuru erik, keçiboynuzu.



Defne sabunu.



Bal, zeytin, nar ekşisi.



KMX...

[Sıtkı GÜVEN]

Vakıflı'dan geçip,



Samandağı'na iniyoruz.



Burada Bülent ayrılıyor. Antakya'ya dönmesi lazım.



Üç motosiklet devam ediyoruz.













Çevlik'ten transit geçip Arsuz yoluna giriyoruz.





Harika manzaralar eşliğinde yolalıyoruz.





Manzaranın keyifini çıkarmak için duruyoruz.

[burak]

bölge olarak çok şanslısınız,biz böyle bi yeri görmek için değil şehirden çıkmak marmara bölgesini terketmeliyiz

[Sıtkı GÜVEN]

Yolun nereye gittiğini merak ediyoruz.



Sezer gidip bakıyor. Tam bizlik. Lakin vaktimiz kalmadı. Bir sonraki geziye bırakmaya karar veriyoruz.







KMX iki zamanlı ve Kips'li olunca...



Ama yaktığı yakıt helal olsun valla...



Dominatör de Terminatör gibi maşallah.





Dönüşe geçiyoruz.



Bu bölgede her taraf tarih kokuyor.

[Sıtkı GÜVEN]

Kumsal, 14 km.lik uzunluğuyla dünyanın ikinci uzun sahili ünvanını taşıyor. Caretta Caretta'ların üreme bölgelerinden biridir.





Devam...













Bir noktadan sonra geldiğimiz güzergaha giriyoruz.



Musa Ağacı'na bir kez daha göz atıyoruz.













Su molası.