Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu
1 den 10´e kadar. Toplam 17 Sayfa bulundu
  1. #1
    Enduroist Katılımcı Üye msari - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    mustafa sarı
    Üyelik tarihi
    26-04-2009
    Bulunduğu yer
    Arizona Phoenix
    Mesajlar
    251
    Motosiklet
    f650gs
    Marka
    Aprillia

    Standart bıçkıderede mahsur kaldım kahramanım kurtardı

    Tarih : 27.03.2010  toplam 400-500 km arası bir turdu.
    tek başıma ormana daldım. Fena kaşınmıştım. Yağmur filan iyice toprakta savaşmak zorlaştı ve ben mağlup oldum.

    ilk önce hedef evciler gölet.

    bu göle akan bir dere var. orayı bulup orda kamp yapmak çok isterim.


     
    bedava suyu bulmuşken motorumuzu temizliyoruz.

    bir enduroist pozu.
    burada büyük balık oluyormuş. kamp + balık + motor muhteşem üçlü


    biraz daha sürüp bıçkı dere ormanına dalıyorum. ormanda şaşırmamak için 2 tane yol kesişme noktasının koordinatını alıyorum.
    1.cisi 500m içerde.
    esas nokta da bu noktadan 500m kadar anca içerde.
    işte bu toplam 1km lik yol için 15-20km yol yaptım nerdeyse anca vardım.


    şimdi fotolar
    ağaç yapraklarıyla kaplı yollar süprizlere gebe.


    ağaçlar yeşermemiz ve yollar akan sellerle aşınmış.
    bu seller öyle aşındırmış ki yollar da derin çukurlar oluşmuş durumda.



    yinede gecebilecek kadar mesafeler var.












    yol ilerde iyice çamurlaşıyor.
    ve korkup başka bir yere girince süpriz karşılama.
    gidemiyor ve geriye hamle yine boş.
    odunlar batmış ve engel oluyor. çıkamıyorum.
    sonra etraftan dolaşıyorum ve yağmur başlıyor.



    fotorafta gözükmüyor ama iyice çamurda hatta ayak açık bile değil.



    güzel yollar.



    sular mest ediyor.


    ve kuzum yattı. hatta topcase su içinde kaldı.



  2. #2
    Enduroist Katılımcı Üye msari - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    mustafa sarı
    Üyelik tarihi
    26-04-2009
    Bulunduğu yer
    Arizona Phoenix
    Mesajlar
    251
    Motosiklet
    f650gs
    Marka
    Aprillia

    Standart

    her tarafta bir engel var.
     
    her taraf şıkır şıkır su

    haritada bıçkı denen yere varıyorum.

    kamp yaptığımız yerin sanırım 1kaç km yukarısında



    evet bu noktayı geçemiyorum ve hedefe varıldığı için gerisin geriye güzel bir noktadan çıkmaya.


    güzel orman manzaraları
    yollar çok güzel ama tek başına tehlikeli aslında.
    bu yollarda bir de odunlar var.
    aslında amaç yol kapalı demek ama anlayana.
    anlamadığımız için tehlikeye balıklama.




    tekrar tekrar yatırıyorum. 20 kere yatırdık nerdeyse.
     





    evet yollar da karşılaştığımız manzaralardan.
    yol çökmüş. bir tanesinde yolun solunda ve geçiş noktasında kaya vardı.
    ve bu kayanın yanından geçerken peg kayaya takıldı.
    sol taraf kaya, sağ taraf uçurum. ve ufak bir dengesizlik gönderir.






    tekrar yatırıyoruz. artık bittim. kaldıracak gücüm yok ve motor pis ağır.
    ve zafer


    ve terden her taraf batmış.
    soğuk havaya rağmen.








    saat 12:00 istanbul arıyor anne baba gelmiş diyor.
    ben de akşam olmadan gelirim diyorum.
    saat 15:00 tekrar görüşüyorum. ve yoldayım geliyorum desemde o dk itibariyle saplanıyorum.
    saat 18:00 gidilen mesafe 30m
    sonra iyice pil bitiyor. ferhatı arıyorum.

    ormancıyı arıyorum. gelemem diyor.
    ferhat misafirlikte.
    ve herkülüm kahramanım bi arkadaşı ile yollara düşüyor. 4*4 ile geliyor.
    bir yerlere uğrayıp ne lazımsa alıyor kurtarma operasyonu için.
    koordinat veriyorum ama ulaşmak zor.
    20 civarı vardıkları ormanda 2 saat dolaşıyorlar. ama beni bulamıyorlar.
    ben onların sesini uzaktan duyuyorum. har har diye jeep sesleri.
    megafonla mustafa sesleri.
    ama bizim ses az olduğu için duyuramıyorum.




    telefonla çıkıyorum yola. gps ve telefon yağmurla birlikte enerjisiz kaldığında çortluyor.
    ferhatlar için daha ulaşılabilir bir noktaya gidiyorum. ve koordinatlarını alıyorum.
    bakıyorum gelen yok ve artık sade telefon da çalışmadığından geri dönüp şarja takıyorum.
    konuşabiliyoruz bu şekilde ve üsteki birleşim noktasının koordinatlarını veriyorum.
    geliyorlar ama biz daha önce geldik ve ulaşamadık diyorlar.


    3 yol ağzı. ama bi yol daha var diyorum. orman yolu.
    karanlıkta zorla görüyorlar ve dalıyorlar
    10 dk sonra mutlu son.
    ben de hiç bir hal yok çıkarmak için.
    birlikte bir şekilde çıkarabiliyoruz.
    sonra ferhat asfalta kadar götürüyor. ben alıyorum motoru.
    ama beklerken içim feci su olmuş.
    aralardan alınan ufak rüzgarlarla iyice vücüt ısısı düşüyor.
    ve vizede artık aç bi ilaç gidemiyorum.


    bi kahveye kapanıyoruz. arkadaşlar yiyecek içecek getiriyorlar.
    1 saat dinleniyoruz ama istanbula gelecek ne hal ve ne de kıyafet.
    motoru orada birnin garajına bırakıp istanbula jeep le dönüyoruz.


    bu şekilde maceramız sona eriyor.
    Konu msari tarafından (05-05-2010 Saat 02:07 ) değiştirilmiştir.

  3. #3
    Banned
    Isim
    TG
    Üyelik tarihi
    09-04-2009
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    3,313
    Motosiklet
    '06 XT660R
    Marka
    Yamaha

    Standart

    Bende bir deli kendimi sanardım. Hadi ben yine hafif motorla YBR ile gitmiştim burnumun dibindeki yere ama Mustafa senin yaptığın harbiden iş eğlence macera değil , direkt intihar yahu.

    DL gibi koca aletle ormana tek başına dalmak üstüne üstelik asfalt lastikleri ile. Dişli lastiğin olsa yatırmayacaksın belki motorunu ama , yok abi tek başına orman cidden intihar.

    Geçmiş olsun diyorum. Ferhat olmasa kimbilir neler olacak. Telefonun çalıştığına dua etmelisin bence ....

  4. #4
    Enduroist Üye Ferhat ASAR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    ferhat asar
    Üyelik tarihi
    26-05-2009
    Bulunduğu yer
    çatalca
    Mesajlar
    84
    Motosiklet
    CAPONORD ETV 1000
    Marka
    Aprillia

    Standart

    agalar bu adam var ya, tam sopalık.. niye mi? hikayeyi bir de benden dinleyin..

    ..

    haftalardır gidiyoruz demirköy'e.. niyemiş? kamp kuracak yer bakacakmışız.. ba ba ba bak.. kış ortasında, mayısta kurulacak kampa yer bakmak!!! yollarda helak olmasın diye bırakmıyoruz arkadaşımızı bir başına tabii.. ancak her gittiğimizde demirköy sırtları hep kar.. bir türlü giremiyoruz içeri.. 15'er gün ara ile 3 hafta böyle geçti.. olaydan iki hafta önce de yine bölgedeydik ama; istanbul'da, hatta çatalca'da kar kalkalı haftalar olmasına rağmen demirköy'de orman içi hala 40 santim karla kaplı.. köylülerle kahvede keyf ederken bıçkıdere diye bir yerden bahsediyorlar ve pek meth ediyorlar doğrusu.. mustafa tespiti koyuyor: "tam aradığımız yer"... önceki gelişlerimizden birinde bölge sorumlusu ormancı arkadaşla da tanışmışlığımız var ve bizimki kafaya takmış, bıçkıdere'yi bulacak.. "ormancı ile iribat kurar gireriz ormana" diyor.. o hafta için program yapmış arkadaş; "hadi yarın gidelim" diyor.. toprağın bağrından çıkmış, çok yağmurlar, çamurlar, ormanlar görmüş bir "trakya delikanlısı" olarak: "mustafa, yarın öğleden sonra yağmur var, ormana girilmez.. hem ben yarın bi arkadaşıma davetliyim.. ne olur, sen de gitme" diyorum.. ama dinleyen kim.. pazar sabahı bir telefon: "ben evciler göletindeyim, burası müthiş bir yer.. ama bıçkıdereyi bulmak için ormana gireceğim" diyor.. "yapma mustafa, ormana girme.. yağmur gelir, çıkamazsın ormandan" desem de arkadaş sanki arnavut!!! saat 11:00 gibi tekrar arıyor: "ormandayım"!!!!...

    "aman mustafa, dikkat et.. yağmur damlası görürsen hemen çık"... kime dersin ki.. duvar laftan anlar mustafa anlamaz..... adamın aklına ben "yağmur" diye uyardıkça meğer "ıslanmak" geliyormuş.. ıslanınca kayganlaşacak, vıcık vıcık olacak toprağı hiç düşünmemiş... ee tabii henüz hiç damdan düşmemiş ya!!!

    neyse.. saat 14:00 gibi aramalar sıklaştı: "şöyle kaydım, böyle yatırdım.. yollar yarılmış yağmurdan, kayalar yuvarlanmış.. mız mız mız..." derken 15:00 gibi tekrar bir telefon: "aga ben motoru oturttum, hem kanal içinde, hem de karter kaya üzerinde motor askıda.. yağmur da 3 saattir yağıyor, dermenım kalmadı.. S.O.S. de S.O.S."....

    cık cık cık... naaparsın şimdi.. ne yapacağımı biliyorum ama dinlemiyorum tabii şeytanı... ziyareti kısa kesiyorum ve yedek kuvvet ile birlikte 16:00 gibi yola çıkıyorum...

    tabii aynı yolu Caponord'la yapmaya alıştığımızdan bizim düldülle yol almak ölüm geliyor.. saatler sürüyor demirköy'e ulaşmak.. hava çoktan kararmış.. mustafa efendinin telefonu bir çekiyor bir çekmiyor.. arkadaş bize koordinat verdi ama orman içinde GPS'de olmayan yollarda o koordinatı bulmak ne mümkün.. mustafa'nın ailesi ile de irtibattayız, "çocuk"larını meraktalar.. söz veriyorum ve "bulacağım deli oğlanı, merak etmeyin" diyorum... ah bir bulsam biliyorum ne yapacağımı ama.. hadi neyse...

    ormanın içine dalıyorum koordinata yakın bir noktadan ama ilerlemek ne mümkün!!! 4*4 araçla bile korkuyorum bazı bölgelerde.. aylardır birikmiş sular toprağı balçık haline getirmiş yer yer.. her 100-200 metrede bir de çatallaşan yollar.... tööbe tööbeee... megafonla bağırıyoruz, aracı stop edip ses dinliyoruz.. biraz daha ilerliyoruz ve yine aynı muhabbet... tık yok... telefon yer yer çekmiyor.. daha sonra güç bela bir kavşak koordinatı alıyoruz zor ulaştığımız telefonla... o kavşağı buluyoruz çok geçmeden.. meğer kaç kez içinden geçtiğimiz bir yermiş.. bir tek kuzey istikametine girmemiştik, meğer doğru yol oradanmış... onlarca kavşak, yol ayrımı deneyip asıl koordinata bir türlü ulaşamamıştık.. neyse, bu sapaktan daldıktan bir kaç yüz metre sonra arkadaşı buluyoruz.. daha doğrusu uzaktan motorun farlarını farkedip kornasını duyuyoruz.. bi ara görmezlikten gelip geri döner gibi yapıp korkutmak istiyoruz mustafa'yı ama vazgeçiyoruz sonra.. yüreğimiz el vermiyor...

    ..ve buluşuyoruz sonunda hazretleriyle.. daha ilk dakikada pişman ediyor adamı.. arkadaş haliden memnun, "niye geldiniz ki" diyor.. sonra dönüp motorun saplandığı yere bakıyorum, bir kat daha artıyor kızgınlığım.. "aga, bunun için mi çağırdın bizi buraya!!!"... DL650'nin karteri bir "çakıl taşı"nın üzerine oturmuş aga da bu çakıl taşından kurtaramamış motoru.. neymiş: 20 sefer yatır-kaldır, gücü kalmamış artık...

    ..hafif bi destekle yerinden çıkarıyoruz motoru, o geçemeyip geri dönerken sapladığı yerden motoru üzerine binerek çıkarıyorum yukarı.. "yaa ben çok yoruldum, asfalta kadar istersen sen çıkar" teklifini de kırmayıp arkadaşın ana yola kadar çıkarıyorum motoru... baba'ya veriyorum müjdeli haberi: "oğlun kurtuldu amca!!!"...

    ..yalnız, nasıl unuttum yanımda motor kıyafeti götürmeyi, hala affedemiyorum kendimi.. çekme halatından çizmeye, el fenerine kadar her bir şeyi al da sen git motor kıyafeti alma... sucuk gibi olmuş adam.. fazla ilerleyemiyor ve vize'de bırakıp motoru araçla devam ediyoruz...

    ..evden çıkışım saat 16:00... ormana varış 19:00... mustafa'ya ulaşma: 22:00... eve dönüş 02:30.... ne maceraydı ama... hava sıcaklığı orman içinde 0-2 derece civarı.. adam ıslak.. hesapta telefonla ormancıya sormuş "yırtıcı hayvan var mı" diye; ormancı da "yok" demiş... gece yarısından sonra sen görürdün kurtları, domuzları... zifiri karanlık ve dondurucu soğuk... bir de bize "niye geldiniz ki, ben memnundum halimden" diyor...

    ...buradan çıkacak sonuç:
    ---yağmur ihtimali varsa eğer, ağır motorlarla -ki bu enduro da olsa- ormana; toprak yola asla girme.. girdi isen yollar ıslanmadan geri çık
    --- asla tek başına ormana girme
    --- insanların sakal bırakmasını bekleme
    --- büyük sözü dinle (kendisinden 1 ay büyüğüm)

  5. #5
    Banned
    Isim
    BT
    Üyelik tarihi
    26-05-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    1,825
    Motosiklet
    Yamaha YBR 125
    Marka
    Bmw

    Standart

    bu gulucukler ve alkislar tabiki kahramana...
    mustafa ya ise sadece

    aman abi naaptin ya? gerci dermanin kesilip motoru oturtuncaya kadar cok eglendigine eminim ama... ben senin yaptigini yapamazdim herhalde. hem takdir ettim hem de uzuldum bu yaptiklarin icin.

  6. #6
    Enduroist Kadim Üye AlperAcun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Alper Acun
    Üyelik tarihi
    23-03-2010
    Bulunduğu yer
    Esenkent, İstanbul
    Mesajlar
    515
    Motosiklet
    2002 R1150GS
    Marka
    Bmw

    Standart

    Ya hikaye süper. bi de başına "bir varmış bir yokmuş" koyup ehliyet almaya çok hevesli genç motorcu adaylarına anlatılası cinsten.

    Bu arada Allah herkese Ferhat gibi arkadaş nasip etsin... herkesin yapacağı şey değil, Mustafa şanslı adammış bu kadar sevildiğine göre.

  7. #7
    Enduroist Kıdemli Üye Ünsal Ömer ÇAKMAKLI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Ünsal Ömer ÇAKMAKLI
    Üyelik tarihi
    09-04-2010
    Bulunduğu yer
    erzincan
    Mesajlar
    1,584
    Marka
    Bmw

    Standart

    Hani orman severiz , ucundan kıyısından orman olmasa bile koruluk görmüş adamız ya.Memleketimin çoğu yoluda stabilize olunca hayallerde hep enduro vardı. Fakat şu bir aylık incelemerimde şunu anladım.
    -Asfalt lastikleriyle enduro hikaye , toprak yolda birazda gaz kolunun hassasiyetine alışamamanın verdiği acemilikle arka lastik kafasına göre takılıyor.
    -Çamur gördün mü kaç , arazi lastiği olsa bile bi oturttun mu 200kg'lık aleti 60kg'lık bünyenin klavye kası yapmış kollarıyla hayatta kıpırdatamazsın. Araziye çıkacağım diyorsan kendine 125cclik bi cros alet al öyle çık.
    -Enduro olm bu diye her gördüğün suya dalarsan bottan içeri su giriyo , çizmen yoksa girme.Hatta varsa da girme radyatör çamurlanıyo hararet yapıyo.
    -Arka çantadaki takım kutusunu çanta içine sabitle. Denge sağlamak için motoru eğince külçe çanta yana kayıyor birden binen 10kg'lık yük motoru yatırıyor.
    -Motor yattıktan sonra karına sakince söyle söyle ; -Hani motor eğilince sen ayağını sarkıtmayacaktın? Egsozda sıcakmış değil mi?

    Geçmiş olsun ama eğlencelidir mutlaka

    Sizin altınızda bez varken , bizim altımızda MZ vardı
    "Tecrube, limitlerini bilmektir"

    Ep gene Trakya beeyaa Avrupa'lıyız çekemiyo susaklar...


    0 532 4258807

    Canlar Makina , Canlar A.Ş.

    .

  8. #8
    Ordinaryus Enduroist Yusuf YÜCE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Yusuf YÜCE
    Üyelik tarihi
    01-07-2009
    Bulunduğu yer
    Bakırköy / İSTANBUL
    Mesajlar
    3,657
    Motosiklet
    Norge 1200
    Marka
    Guzzi

    Standart

    Bir musibet bin nasihatten evladır demiş atalarımız. Bizler ise zor kazanılmış, daha doğrusu bedel ödenmiş bir tecrübenin bedava mirasçısı oluyoruz sitelerdeki paylaşımlar sayesinde.

    Bir de bazen satılık motor ilanlarında ..... model ..... km. sahibinden kazası, düşmesi, yatması yoktur yazılı ilanlar görüyorum. Şimdi Mustafa böyle bir ilan verebilir mi ?. Endurocu dediğin düşer eğer böyle bir ilan görürürseniz o motor enduro olsa bile binicisi endurocu değildir ya da yalancıdır.

  9. #9
    Banned
    Isim
    ME
    Üyelik tarihi
    12-05-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    2,231
    Motosiklet
    Ybr 125
    Marka
    Yamaha

    Standart

    Çok keyifli ve bir o kadarda tehlikeli bir gezi olmuş.İnsanın ruhunda varsa yapıcak birşey yok.Düşe kalka zevki çıkıyor bu meretin.
    Konu EMP tarafından (05-05-2010 Saat 12:03 ) değiştirilmiştir.

  10. #10
    Banned
    Isim
    BT
    Üyelik tarihi
    26-05-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    1,825
    Motosiklet
    Yamaha YBR 125
    Marka
    Bmw

    Standart

    ustte yazan son 3 yaziya da sonuna kadar katiliyorum

 

 
Sayfa 1 Toplam 2 Sayfadan 12 SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •