Türkiye Motosiklet Federasyonu Başkanı Süleyman Memnun’un ses getiren icraatlarına ilişkin şikayetlerin artmasıyla Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, önünde biriken dosyaları Tahkim Kurulu’na gönderdi. Kurul, şikayet dosyalarını inceleyip Memnun’a 3 ay hak mahrumiyeti cezası verdi. Memnun’un verilen karara yaptığı itiraz, eğer reddedilirse yakın bir gelecekte TMF için seçim stardı verilecek demektir. Süleyman Memnun’un lehine bir karar açıklansa bile, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; taşlar yerinden bir kez oynadığı için yeni bir başkan arayışı, bastırılamaz bir biçimde bir sonraki seçim gününe kadar devam edecektir.

Öyle ya da böyle, bugün ya da yarın, federasyon başkanlığı için yapılacak seçimde, oy kullanma hakkına sahip olan kim varsa ne istediğini bilerek oyunu kullanmalıdır. Bunun için eteklerde biriken taşlar bir an önce dökmeli, sağlıklı bir biçimde tartışarak “federasyon başkanı NASIL biri olmalı?” sorusuna yanıt aranmalıdır. Bu sorunun yanıtını bulduğumuz an, herkesce kabul görecek başkan adayı da gün gibi ortaya çıkacaktır.

Arayışı başlatmak ve tartışmak için işte egzersiz niteliğinde birkaç soru?

1-) Başkan olmak için mevzuatların belirttiği gibi lise mezunu olmak yeterli midir; ya da bu alanda kitaplar yazacak kadar yüksek eğitim mertebelerinden geçmek mi gerekir?

2-) Yıllardır motosiklet kullanıp uluslararası arenada yarışmış olmak şart mıdır; yoksa motosiklet sporlarına gönül vermek yeterli midir?

3-) Başkan, sektördeki markalardan bir ya da birkaçının ticari partnerlerinden biri mi olmalıdır; yoksa tüm markalara eşit mesafede durabilmesi için ticari hiç bir ilişkisinin olmaması mı gerekir?

4-) Başkan, alt yapıya yatırım yapmak ve yarış organizasyonları düzenleyebilmek için büyük parasal kaynaklara sahip biri mi olmalıdır; yoksa sektörde zaten var olan parasal kaynakları harekete geçirecek bilgi, birikim ve saygınlıkta biri mi olmalıdır?

5-) Başkan herkesi kucaklayan, problemleri dinleyip çözüm yolları öneren ve ekibiyle uyumlu çalışan, kişilik haklarına saygılı demokrat biri mi olmalıdır; yoksa yumruğu masaya vurup istediğini şak diye yaptıran otoriter biri mi olmalıdır?

6-) Başkan, mutlaka siyasal iktidara yakın biri mi olmalıdır, yoksa iktidar da kim varsa, onun spor politikalarıyla ortak noktada buluşabilen, yaptıklarıyla her iktidarın sahipleneceği saygın, sevilen biri mi olmalıdır?

7-) Başkanın önceliği sadece motorsporları mı olmalıdır, yoksa sokaktaki motosiklet kullanıcılarının sorunlarını da öncelikler listesinde yer almalıdır.

8-) Başkan, lisanslı sporculara vergi muafiyeti sağlayarak uygun fiyata motosiklet satabilmek için pazarlama yeteneğine sahip mi olmalı mıdır; yoksa her sporcunun istediği motosikleti alabilmesi için elindeki yetkiyi sektöre devredecek kadar paylaşımcı mı olmalıdır?

9-) Başkan, dünyada kabul görmüş (California Superbike School gibi) eğitim kuruluşlarının Türkiye’de düzenleyecekleri etkinlikleri engellemek için yasaları bile yok sayacak kadar cesur biri mi olmalıdır; yoksa motosiklet kullanıcılarının ve sporcuların gelişimi için federasyonun tüm olanaklarını seferber edecek kadar eğitim gönüllüsü mü olmalıdır?

10-) Başkan, kim olursa olsun sizden biri mi olmalıdır; yoksa tartışmalar sonucu ortak paydada buluşulan niteliklerin hepsine değilse bile çoğuna sahip biri mi olmalıdır?

Tüm bu ve benzeri soruları kendimize sorduğumuzda, senden benden kavgasına girmeden tartıştığımızda, kişisel menfaatleri değil, toplumsal menfaatleri öne çıkardığımızda yarın, bugünden çok daha iyi olacak, motosiklet dünyası hakkettiği yönetime kavuşacaktır.

Motorunuzun ve yaşam sevincinizin hep “on” olması dileğiyle...

Cem Batırbaygil
Temmuz 2010 Motoron