hem solo hemde KARADENİZ

[Serhat Demirci]

daha sonra yönümü erfeleğe çeviriyorum,sıralı erfelek şelalelerini görmeye ama yol çalışması nedeniyle yollar çok bozuk









yol boyunca böğürtlen satan ufaklıklara raslamak mümkün,bu ufaklık tam kaskımı çıkarıp böğürtlenlerin fiyatını sorduğumda ilk önce ''5 lira'',kaskımı çıkarıncada ''10 lira abi'' demesinmi,çok güldüm,neyseki biraz pazarlıkla 5 liraya 1 kova böğürtleni kapıyorum.





yol üzerindeki baraj ama göl tadında

[ASIM DEMİR]

harika bir gezi yapmışsın be kardeşim ama benim anlayamadığım yüzündeki burukluk herhalde yalnız seyahat ettiğin için galiba ama manzaralar muhteşem.

[Serhat Demirci]

harika bir gezi yapmışsın be kardeşim ama benim anlayamadığım yüzündeki burukluk herhalde yalnız seyahat ettiğin için galiba ama manzaralar muhteşem.

yalnızlık değil asım abi,bu seyehatin amacı tek başına olmaktı
şunu söyliyebilirimki,şu zamana kadar yaptığım en güzel geziydi,avatarıma bak abi kaçkar dağlarının eteklerindeydim nasıl hüzünlü olunurki,hala fotoğraflara bakınca mutlu oluyorum
araya iftar girince fotoğraflara devam edemedim ama en kısa zamanda geri kalanınıda yüklicem.

[Yusuf YÜCE]

Çok güzel fotoğraflar anılarım canlandı. Ben Karadeniz gezisine Sinop'tan başlamıştım hala batı Karadeniz içimde bir uhdedir. Devam ver coşkuyu

[Ali Uysalelli]

Harikasın kardeşim valla sana imrenmemek elde değil . Allah izin verirse birgün birlikte gezeriz inşallah.

[Serhat Demirci]

ve süpriz diye buna denir,şelalenin bulunduğu alana girebilmek için köprüyü kullanmak gerekiyo ama şiddetli yağış nedeniyle köprü yıkılmış,o kadar berbat yollardan geçmişken şelaleyi görmeden gitmem dedim ve giydim şortumu,atladım sulara geçtim karşıya,akıntı şiddetliydi ama sonuçta enduroist ruhu var bende



















vee yemek zamanı,burdan merkeze tekrar dönüyorum,sinop'un meşhur cevizli mantısını yemeye, sorduğum birkaç kişi bana teyzenin yerinde en güzel mantıyı yiyebileceğimi söylüyor ve hakikaten haklı çıkıyorlar.









yemekten sonra merkeze çok yakın olan karakum plajına gittim,buranın kumu hakikaten adı gibi kara,ve plajıda çok güzel


ImageShack.us





burda birkaç saate deniz keyfi yaptıktan sonra,kamp alanıma dönüp duşumu aldım ve türkiyenin en kuzeyine ince buruna gidiyorum,beni en çok etkileyen yerlerden birisi burasıydı

[Serhat Demirci]

kuzeyinde kuzeyini fark edince enduroist ruhum kabardı ve indim ennn kuzeye











burda inanılmaz bir atmosver var,kendimi çok başka yerlerde hissettim,burdaki dinginliğe kapılıp keyfini vardıktan sonra kamp alanıma aklimana döndüm
daha önce bahsetmiştim size,mehmet amca ve hanife teyzem,harika insanlar,karavanlarıyla almanyadan buraya ve daha birçok yeri gezerek gelmişler,hikayeleri çook büyük, deriin sohbetlere dalıp,onların hayat tecrübelerinden nasipleniyorum







ertesi sabah erkenden kalktım yine,niyetim trabzona akşam saatlerinde varmak,çünkü trabzona varana kadar görülmesi,uğranması gereken çok yer var,bu yuzden ağardan alarak yolların tadını çıkartarak haraket ediyorum
şöyle aklimana karşı hamak keyfi yapmadan yola çıkmak olmaz ama dimi





bazen yol çalışmaları olan bozuk yollardan,bazende jilet gibi,uzun,hız sınırlarını zorlayabileceğiniz yollardan geçerek samsuna vardım
kahvaltı için mola verdiğim yere çok yakın olan,ATATÜRK'Ü samsuna getiren bandırma vapurunu görmeden geçmek istemedim

[Serhat Demirci]

kahvaltıdan sonra,vapurdan birkaç kare

[Serhat Demirci]

burda birkaç saat vakit geçirdikten sonra orduya,önce uzun saçlıya çay içmeye,sonrada meşhur boztepeye gitmek üzere yola devam ediyorum.
tereddütlede olsa,yolumun üzeri olduğu için uzun saçlıya uğramadan geçmek istemedim,anlatılanların aksine bana sanki kankasıymışım gibi yakın davrandı,birlikte çay içtik,sohbeti fenaa,aslında onunla ilgili anlatılacak çokşeyim var ama fazla reklama gerek yok sanırım.









tatlı virajlar eşliğinde,ordu boztepeye doğru yola devam ediyorum



ImageShack.us

[Serhat Demirci]

ImageShack.us

ve boztepe ve artistlik pozlarım















boztepede,gerçekten harika manzara eşliğinde,çayımı keyifle içtim ve inanın şehrin büyüleyici manzarasına kapılmamak elde değil.
boztepeden aşağı inerken mustafa amcayı taflan ağacının üzerinde gördüm,itiraf ediyorum,önce kiraz sanmıştım taflanı(kara yemiş derlermiş)
yaklaştım yanına,sağolsun hem o hemde eşi çok cana yakın karşıladılar beni,fındık ve 12 ay boyunca yapraklarını dökmeyen taflandan ikram ettiler,hatta kendim topladım findıkları.





















ordudan çıkma vakti gelmişti,hava kararmadan trabzona uzun göle gitme niyetindeydim ama yollarda herşey planlandığı gibi gitmiyor,yola çıktım ama kendimi giresunda buldum
burda kalıcak otel ararken,adres sorduğum hüseyin amca,bana ecel terleri döktürücek soruları sormaya başlamıştı
''oğlum sen bunlamı geldin?''
''kaç basıyo bu?''
''tekmi geldin?''
''nerden geldin?''
''nereye gidiyon?''
''kafayımı yedin sen?''
(vb.vb.vb.vb.tabiki karadeniz şivesi ile)
derken omuzuma bir el deydi,hoşgeldin diyen turgut abi ve fatihdi
fatih hüseyin amcanın oğluymuş ve bizi konuşurken görmüş,şanslıydım çünkü onlarda giresunun çekirdek motosiklet gurubuymuş,eee tabiki beni bırakmadılar,tesadüfen onlarda o akşam espiye ilçesinde kamp kurucaklarmış ve benide mahcup olucak bişekilde misafir ettiler.