Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
Sayfa 1 Toplam 3 Sayfadan 123 SonuncuSonuncu
1 den 10´e kadar. Toplam 21 Sayfa bulundu
  1. #1
    Enduroist Kadim Üye MEHMET ERCAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    mehmet ercan
    Üyelik tarihi
    24-01-2009
    Bulunduğu yer
    bozyazı/mersin
    Mesajlar
    758
    Motosiklet
    yamaha 1200 süper tenere
    Marka
    Yamaha

    Standart .. Motorcu kimdir..

    sevgili dostlar daha önce yayınlandımı bilmiyorum
    motoculuğun manifestosu sayılabilecek güzel ve esprili bir yazıya ratladım
    sizinle paylaşayım dedim.


    .................... MOTORCU KİMDİR.......................

    EVLİLİK

    Eğer bir motorcu evli ve yaşı kemale ermişse, karısı her ne kadar ona kızsa, sürekli söylense “ andropoza girdin sen “ gibi yakıştırmalarda bulunsa da içinden kocası ile iftihar eder ama bunu belli etmemeye çalışır.O diğerlerine benzemeyen farklı bir adamdır. Diğer hemcinsleri gibi elinde uzaktan. Kumanda ile gün boyu televizyon karşısındaki, koltukta uyuklayacağı yerde kendisine, saygı duyulması gereken bir yaşam tarzı seçmiştir.Kadın her ne kadar adama sızlanıp dursa da kocasını motoruyla sevdiğini, hatta bunun adının aşk olduğunu, saçları kesilince gücü tükenen Samson gibi kocasının motorunu yitirince yokolucağını ve bütün ışıltısını yitireceğini bilir.Çocuklar ise motor kullanan ve hiç yaşlanmayan, dahası bütün diğer babalardan ayrı kendi babalarına hayrandırlar, okulda “ benim babamın motoru var “ diye anlatmaya başladıklarında sözcükleri heyecanla titrer, gözleri pırıldar...

    AYDINLAR

    Bir motorcu, halktan kopuk tatlı su aydınlarından, barların nemli ve loş aydınlıklarında ortama yeni düşmüş kızlara hayata dair engin bilgilerini aktaran entellektüellerden çok farklıdır.O, kim olursa olsun sanayiinin daracık ve çamurlu sokaklarındaki bir dükkanda, saçları kararmış bir mazot sobasının başında kalfalarla, çıraklarla birlikte ellerini ısıtıp sonsuz bir muhabbete dalmışken, kendini mutlu hisseder, bir aydının o hep içinde duyduğu, yalnızlık ve halkına uzaklık duygusunu yaşamaz bile...Kentin varoşlarında neredeyse bir dergaha dönüşmüş küçük bir dükkanda, artık bir bilge mertebesine erişmiş yaşlı bir ustayı, saygıyla dinlerken çoğu kez sözcüklerin , motoru değil de motorcu bakış açısıyla bir dünyayı, bir toplumu anlattığını bilir.

    BUNALIM

    Bir motorcunun sözlüğünde yoga, terapi, meditasyon, sosyal fobi, panik atak, yalnızlık, can sıkıntısı, aşk acısı ve bunun benzeri kavramlar bulunmaz. Motoru onu bütün bu dünya hallerinden sihirli bir kalkanmışçasına uzak tutmaktadır. Motorunun üzerine çıktığında dünyaya dair ne varsa geride bırakır ve başka bir aleme geçer ....Motorsuz olduğu günler, yani bir motora sahip olamadığı zamanlarda bile aklı hep bir motora ulaşmakta olduğu için bu onu can sıkıntısından korur, kafasında hep motor markalarının karşılaştırmaları, ikinci el mi yoksa birinci el mi karmaşası, paranın nereden ve nasıl bulunacağı, alınacak aksesuarların niteliği, motorun sokakta nereye konulacağı, sonu gelmeyen ilanlar, bazen uzak bir kente bir masal motosikleti için yolculuk, motorcunun iç sıkıntıyla tanışmasına zaman tanımaz. Aslında bütün bu süreç motor virüsünün kana girmesiyle birlikte başlar ki, hasta daha ilk günden ehliyet, kullanmayı öğrenmek, motorları tanımak, dükkanları dolaşmak derken bakar ki ruhunu kemiren diğer psikolojik rahatsızlıklardan sıyrılmış, bu arada terapiye ödediği saati 60 milyon civarındaki seans ücreti cebine kalmıştır.


    FELSEFE

    Bir motorcu, motor kullanmaya başladığı ilk andan itibaren , karşılaştığı kişisel, iş ve aile sorunlarına değişik bir mantıkla yaklaştığını kendisinin artık eski ben olmadığını şaşkınlıkla farkeder. Motorundaki küçük bir arızayı keşfetmekteki kullandığı yöntemler, motora dair yaşanılan olaylardan çıkarılan dersler, deneme yanılmalar, tüme varımlar,ustalardan kazıklanmalar, arkadaş tarafından kandırılmalar, o hayallerdeki motora erişme çabası, garip bir biçimde motorcunun kendi yaşama sanatını da zenginleştirir, gündelik hayatını sürdürürken hep bu kişisel öğretilerden faydalanır.


    SPOR

    Koşu bandı, halı saha maçı, parklarda akşam yürüyüşleri gibi faaliyetler bir motorcuya bir anlam ifade etmez. O her zaman motorunla birlikte yaşadığı sehpaya alıp indirdiği, ayağınla marşa bastığı, gerektiğinde onu iterek dötürdüğü, trafik sıkıştığında ayaklarından güç aldığı için daima formdadır daha doğrusu formda olmak zorundadır. Her ne kadar bazıları kilolu, biraz göbekli gibi görünse de kasları sıkı, pazuları şişkindir, etleri gevşememiştir.Bir yolculuktan döndüklerinde hissettikleri o günkü antremanlarını tamamlamış sporculardan farksızdır, ama bütün bunları dört teker kullananlar ne yazık ki hiç bilemezler.

    AŞK

    Sıradan insanlar düşünürler ki adamın biri altına son model, güçlü, süratli bir motor çekip kadınların hayranlığını ve ilgisini cezbetmiş... Bu yüzden “ ah ağbi şöyle bir baba motorum olsaydı şimdi ne kadınları dötürürdüm ben “ diye akıllarından geçirirler. Ama kadınları gerçek anlamda aşık etmenin aslında motorla bir ilgisi yoktur.motor yalnızca bir araçtır.Motor kendisini kullanan bilinçli, aklı selim bir insana çok değerli bir yaşam tarzı armağan eder, bilgelik verir, öğrenmenin sonsuzluğunun bilincindedir,en önemlisi motor özgürlüğün ve yalnızlığın adıdır , sonra çok iyi bilir ki ölüm her an yanıbaşındadır, bu motor kullanana apayrı bir derinlik, yaşama daha sıkı sıkıya yapışma gücü verir, sıcak masa başında, tv karşısında oturmak yerine iki tekerin üstüne tırmanıp bir bilinmeyene kucak açan motorcu, cesaretli ve korkusuzdur, o modern zamanların bir şövalyesidir, hangi kadın bir şövalyeye aşık olmaz ki,..

    TATİL

    Bir motorcu ailesi için her yaz tatili, bildik bir sorunu da beraberinde getirir...Aslında olay tam bir traji-komiktir. Motorcu baba ya motoruyla mavi, bulutsuz bir gökyüzünün altında akdeniz’e, ege’ye doğru yol alan otobüsü izler, şirinlik olsun diye onu takip ederken karısına el sallayıp, çocuklarına gülücükler yollar, ya da ailesini arabasına doldurup bir haftalık tatil için İstanbul’dan Antalya’ya birlikte gider, geri dönüp arabasını bırakır, bu kez motoruyla aynı yolu bir kez daha tüketir ve bunu dönüşte bir defa daha yineler...Üçüncü seçenek ise, otobüste karısının yanında oturup o çamlarla kaplı, gölgeli, hafif eğimli hepsi de çekici bir cazibeye sahip virajları izlerken geride bıraktığı motorunu düşlemektir.Bu aileyi seyredenler adamın mutsuzluğunu ve derin suskunluğunu görünce onun bir tatile değil de yakın bir akrabaya taziyete gittiğini rahatlıkla düşünebilirler.

    TUTUMLULUK

    Bir motorcunun boşa harcayacak parası hiçbir zaman yoktur.Bir gurup arkadaşla gidilen bir yemekte “ bendensiniz “ diyerek hesapları ödediği, kendisine vişne çürüğü gömleğinin bir ton koyusunu ya da açığını aldığı, bilumum “ Tüketimi Canlandırma Günlerinde “ sevgilisine/karısına/annesine maddi anlamda değeri yüksek hediyeler seçtiği pek görülmez.Bu kendisine her ne kadar “ cimri adam “ yakıştırması getirse de motorcu daima hayallerindeki motorun peşinden koştuğundan, dahası cebinde her an ustaya verecek o ne olduğu önceden asla bilinmeyen nakit tutarı, cebinde hazır bulundurmak gerektiğinden doğal olarak tutumlu olmak zorundadır.Bu yüzden motoru olmayan arkadaşlarının, sevgilisinin, karısının “ ne olacak cimri adam “ yakıştırmalarını sineye çeker....Karısı ilk zamanlarda onun bu tutumluluğuna içerlese de adamın öyle barlarda, ocakbaşlarında, kluplerde dolaşmadığını/dolaşamayacağını, hele hele parasıyla satın alabilecek nataşa namlı bir kadına pek ulaşmayacağını/ulaşamayacağını evliliği derinleştikçe anlar...Hatta kimi akıllı, iş güç sahibi kadınlar evliliklerinin mutluluğu, bekaası adına usta,parça,benzin hortumuna ortak bile olurlar


    TELEVİZYON

    Motorcu bir babaya, kocaya sahip olmak ailenin olaylara yaklaşımına göre renkli bir yaşama veya bir kabusa dönüşebilir.Eve misafirler geldiğinde motorcu babanın, televizyonda beşinci sınıf seslendirmesi bozuk bir amerikan filmindeki ıssız kasabaları soyan, sakallı kel kafalı, göbekleri kemerlerinden dışarı fırlamış her tarafları döğmelerle kaplı adamlar , motosiklet çeteleriyle dolu sahneleri soluğunu tutarak izlediğini ya da savaş sonrası italyan sinemasına ait siyah beyaz, yer yer kopan çok eski bir filmi bütün sohbetlerden uzak kalarak seyretmesini/ seyretmeye çalışmasını konuklara açıklayabilmenin bir yolu, doğrusu pek yoktur.

    Motorcu baba bazen tek bir karede 1942 HD’ na rastlayabilmek veya bir vespa lambretta görebilmek umuduyla o korkunç filmi baştan sona ilgiyle, hiç sıkılmadan izleyebilir.

    EVDEKİ TEKNİK ARIZALAR


    MAB ( Motorcu Aile Babası ) her ne kadar bilgisayar dünyasına pek adapte olamasa da evdeki tek bir mekanik arızayı asla kaçırmaz.Motorunu söküp takmaktan, ustalarda geçirdiği uzun, meşakkatli saatlerden, kendisini nice geceler uykusuz bırakan o küçük arızanın nereden kaynaklandığına dair problemden öylesine engin bir bilgi ve deneyim sahibi olmuştur, hele parmakları öylesine hassaslaşmıştır ki, damlatan musluklar,değişecek lastik contalar, kapanmayan dolap kapakları, bozuk prizler, fişler, bilumum mekanik ev aletleri, çocuğun oyuncaklarının tamiri MAB’ a vız gelir. Üstelik apartmanda kimsede olmayacak bir biçimde zengin bir aparat birikimi vardır. Arabası arıza yaptığında yalnızca kaputu açıp içini seyreden zevattan, gecenin bir yarısı kapısını çalan çok olur.



    İLETİŞİM

    Bir motorcu sosyal konumu ne olursa olsun, gündelik yaşamda kullanılan dili çok iyi bilen bir halk adamıdır...Bunu bazen ıssız bir köy yolunda kaldığında, yanına gelen ve küçük bir arızayı birlikte giderdiği mobiletli köylüye, bazen arabalı vapurla boğazı geçerken yanyana durdukları bitirim kurye ile yaptığı o doyumsuz, sınıfsız sohbete, en önemlisi yurdumun atölyelerinde, boyahanelerinde, tornacılarında, lastikçilerde konuştuğu o elleri yüzleri kapkara insanlara borçludur.Gerçek bir motorcu, bozulan arabasını servise bırakıp çekip giden ve verilen tarihte almaya gelen dört tekercilerin aksine, motoruna yapılan her işlemin bizzat başında olmak ister...Kimi hafta sonlarını, gecelerini tatillerini kentin varoşlarında o çamurlu sokak arasındaki tamirhanede geçirir, acıktığında talaş sobasıyla ısınan aşevlerine gider, ekmeği çıraklarla böler, camları yağlı ince belli belli bardaklardan dünyanın en nefis çaylarını içer...Mutludur da...

    Bütün bu masalsı yaşam, motorcunun doğallıkla, ofisine, hastahanesine, birliğine,fabrikasına, dairesine yansır.Duvarcı ustasıyla, overlokçuyla, son ütücüyle, odacısıyla, ofis boyla, hastabakıcıyla, hademeyle, çay getiren eriyle, akşam birlikte nöbete kaldığı Domaniç’li çavuşuyla, muhasebecisiyle, kapıda bekleyen güvenlikle inanılmaz bir iletişim kurar..Bu sıcaklık sonucunda hayatı daha çok sever, kendini daha güçlü, kendinle daha barışık ve huzurlu hisseder bu mutluluğu evine, ailesine de taşır...


    MOTORCUYLA EVLENEN KADINLAR


    Motorcu eşi, at yarışı oynamayan, maç günleri yüzünün yarısını bir renge, diğer yarısını başka bir renge boyayıp bir palyaçoya dönüşmeyen, eve hiçbir zaman içkili gelmeyen, hayatından öteki kadına ayıracak zamanı/parası/hayalleri asla olmayan bir erkeğe sahiptir...Bunun bir şans olduğunu o muhteşem altıncı duygusuyla iyi bilir kadın..Adam varsın karlı bir kış günü motorunu, balkon kapısından içeri soksun, salonun ortasına getirsin, çalıştırsın ve eline bir fincan çay alıp sanki Vivaldi’nin mevsimlerini ya da bir Bach, Handel dinliyormuşçasına keyif ve huşu içinde motorunun rölanti sesini dinlesin...Bunu hiç önemsemez akıllı bir kadın.Dışardan yıkılan, parçalanan, tükenen evliliklerin uğultusu, mutsuz eşlerin acı dolu hıçkırıkları ta kendi evlerine kadar gelmektedir.Önemli olan, salonun parkesine yayılmış bezin üstündeki motor değil, yürütülen güzel, mutlu bir evlilik, birlikte yaşlanmaktır.Hatta bazı duyarlı kadınların, çocuklarıyla birlikte kocalarından gizli gizli ( şımarmasın diye ) motorların aynalarını ovarak parlattıkları, sıkı bir temizlik yaptıkları sıkça görülmüştür.

    KONUT

    Motorcu aile babası ( MAB ) evlenmeden önce evini mutlaka, satın almalı, kiralamalı ve müstakbel eş, o eve gelin gelmelidir...Yok eğer süregiden bir evlilik içersinde, MAB ile karısı yeni bir ev beğenme, mevcut evlerini değiştirme telaşına kapılırlarsa bu durum çok büyük ve ciddi kavgaları, hatta boşanmaları beraberinde getirir.

    MAB kesinlikle üst katlarda ya da bir evin yeşilliklerle kaplı sessiz ve huzur dolu arka cephesinde oturmak istemez. Karısıyla/sevgilisiyle hiçbir zamanda zevkleri, tarzları örtüşmez..O her daim, motorunu görebilmek, ona en yakın olmak, mümkünse camdan kolunu uzattığında, motoruna bir gül goncasıymışçasına dokunmak, onu okşamak ister...Evin girişinin dar veya geniş olması, zemin katta oturan ve belki de motorunu, onun daire kapısına yakın bırakacağı, emeklinin, huyu suyu kendisi için çok önemli ayrıntılardır.

    MAB açısından değil konut, konutun bulunduğu sokağın bile - dik yokuş mu, caddeye çıkışı yakın mı, tretuvarların yüksekliği, zincir bağlanacak bir ağaç uygun bir direk var mı, mahallede çok çocuk dolaşıyor mu, bu çocuklar nasıl bir çocuk, apartmanda büyümüş bir hanımevladı mı, bir canavar mı, seleye çıkıp tırnak bileyecek kedileri, motorun gürültüsünü duyduğunda peşinden koşacak kötü bakışlı köpekleri çok mu, yakınlardaki o ürpertici varoştan geceleri hırsızlar gelebilir mi - büyük ehemniyeti vardır.

    Bu yüzden bir motorcunun evlenmeden önce, evini seçip yerleşmesi, karısıyla/sevgilisiyle olan mutluluğu adına, akla en uygun yoldur.
    Zamanınız kısıtlı, bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın. Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama dogmasına takılıp kalmayın. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin. Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dışındaki herşey ikinci planda.

    Steve Jobs

  2. #2
    Enduroist Kadim Üye MEHMET ERCAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    mehmet ercan
    Üyelik tarihi
    24-01-2009
    Bulunduğu yer
    bozyazı/mersin
    Mesajlar
    758
    Motosiklet
    yamaha 1200 süper tenere
    Marka
    Yamaha

    Standart

    SEVGİLİ

    Bilinenin aksine motorla birlikte sevgililer, çıtırlar, hadi diyelim sıkı bir aşk gelmez. Gerçek bir motorcu ( GBM) ardında sevgililerini bırakarak, aşklarını tüketerek, evliliklerini bitirerek, arkadaşlarını yitirerek kısacası bir dibe vurarak motoruna erişmiştir... Bir müminin kutsal topraklara varması ya da saçlarını kazıtıp tapınağa avdet eden bir budist rahip gibi yaşamı geride bırakmakta ve yeni bir hayata adım atmaktadır.

    Motor bir başlangıç değil, her zaman bir sondur.

    Bütün acılara, bütün hayal kırıklıklarına, bütün bildik aşk oyunlarına, bütün yalanlara, iki yüzlülüklere, kandırmacalara doymuştur GBM... Yorgundur.Kırgındır.Hayata artık bir yabancıdır. Tutunamayandır. Çok iyi bilir ki, yeni başlayan ve yüreğini alev alev yakan, soluğunu kesen , damarlarına sımsıcacık yayılmış bir aşk, kendisini gençleştiren cıvıl cıvıl bir sevgilinin mutluluğuyla motor bir arada yürümez.Motor tatlı hayalleri, bir ilişkinin başlangıcını ve bitişini asla affetmez. GBM her an huzur içinde olmalı, hayal dünyasını yok etmeli, kendi bütünlüğünü korumalı, hayata dair içindeki bütün o sonsuz hesaplaşmaları bitirmelidir.

    İşte bu yüzden, GBM, uzun yıllar, motora sağlam binebilme ve varolabilme adına, önce gönül işlerini halleder, hayatının tek kadınını/sevgilisini bulur, bulamaz evlenir ya da evlenemez veya bir yalnızlığı kaderi olarak seçer...

    YALNIZLIK


    Pratik düşünce der ki “ motorcu da kendi gibi motoru seven, onu her yönüyle tanıyan, ona tutkuyla bağlanmış bir kadınla/adamla evlensin, hayattaki sonsuz mutluluğu ve huzuru yakalasın...”

    Ama gerçekte – tek tük istisnaların dışında – bunun pek bir mümkünü yoktur.Motor denen alet, doğası gereği yalnızlığın , alıp başını çekip uzaklara gitmenin adıdır.Kadın da ( GBM ) erkek gibi nice hayal kırıklıklarının, çıkışsızlıkların, yenilen darbelerin, yalanların, savaşların, tükenen aşkların, giden o güzel doğru adamların, yapılan yanlışların, geri dönüşsüzlüklerin ardından motorunu bulmuştur....Ötesinde terapi, kız kıza çay saatleri,, ruhları bomboş, adeta bir zombiye dönüşmüş, yapış yapış erkekler, tarot falları ve içkinin uyuşturuculuğu vardır.

    Ruhların TEM’inde hayata dair son çıkış motordur.Artık kadın da konuşmayı değil susmayı, bakmayı değil görmeyi ister. Uzun bir yolda giderken, kendini motoruna taşıyan süreci, seçiminde ne kadar haklı olduğunu bir kez daha yaşar, mavi gökyüzü, solukça parlayan güneş,yanından geriye doğru hızla kayıp giden buğday tarlaları, bir ağaç gölgesi altına sığınmış küçük bir sürü, rüzgarın kaskında sanki fırtınalı bir gecesiymişçesine uğuldayışı onu mutlu eder, yalnızlığına bir kez daha sarılır.

    Motorcunun erkeği de kadını da yalnızdır. Bu sevip sevmeme meselesi değildir.Apayrı, benzersiz bir ruh halidir. İki motorcu çift bir araya gelse bile bu gerçek değişmez, bu defa bir yalnızlığı birlikte bölüşmeye başlar, kendi içlerindeki yalnızlıkla yol alırlar.


    İŞYERİ


    Eğer kapıda bekleyen bir motoru varsa MAB, gün boyu patronun attığı fırçaları, dağlar gibi yığılmış evrakları, alacaklılardan gelen telefonları, kapının önünde uzayıp giden hasta kuyruklarını, şantiye sahasında ustalarla boğuşmayı, bankalardan kredi koparma uğraşını pek umursamaz..O canla başla çalışmaya, günü görevlerini tamamlamaya bakar...Çünkü akşam motorunun üstüne binip, marşa bastığında bütün bu sıkıntıları, koşturmacaları unutacağını bilir.

    MAB, bu yüzden mümkün olduğu kadar, işe motoru ile gitmeye çalışır. Motorunun beynini boşalttığını, damarlarına yeni bir soluk üfürdüğünü, kısacası yenilendiğini, işe bir gün daha dayanabilecek gücü kendisine verdiğini bilir.

    Ve bir motorcu sabah işe gitmek için değil, motora binmek için uyanır .

    Sevdiği Sözler*Dört tekerlek bedenini,iki tekerlek ruhunu hareketlendirir,

    *(Aynadaki uyarı)Dikkat! Aynada görülen nesneler hızla gözden kaybolur.

    *Başının değeri ne ise kaskınınki de odur.
    ...
    *Oyuna bir kap dolusu şans ve boş kapta deneyimle başlarsın.Amaç;
    dolu kaptaki şans bitene kadar,boş kaptaki deneyimi doldurmaktır.

    *Kask takmaya ihtiyacın olmadığını düşünüyorsan,muhtemelen .

    *Gece yol yapma ki; gün doğumunda uyumayasın.

    *Güçte kalabilmek için beygir gücünde hata yapma.

    *Herkesten hızlı sürmen,yalnız süreceğinin garantisidir.

    *İyi bir sürücünün denge,doğru karar mekanizması ve iyi zamanlaması
    vardır.Aynı şekilde iyi bir sevgilinin de..

    *Yağmurda kullanmıyorsan motosiklet kullanıyorum deme.

    *Yeni sürücüler gidecekleri yer seçer ve giderler,eski sürücüler yön seçer
    ve giderler.

    *Bazen gidilecek yere en çabuk varmanın yolu mola vermektir.

    *İnsanlar motosiklet gibidir,her birinin farklı tarzı ve özelliği vardır.

    *İyi gelişmiş refleksler şanstan daha hızlıdır.

    *Ön sezilerini dikkate almayı öğren.Bir gün hayatını kurtarabilir.

    *Hiçbir şey olmaz diyen sürücüden uzak dur.

    *Yarın olmayacak gibi kullanırsani yarın olmaz.

    *Yaşlı sürücüler var,sarhoş sürücüler de. Ama yaşlı ve sarhoş sürücü .

    *Önce en ucuz parçaları değiştir.

    *Köpeklerin neden camdan dışarı baktığını ancak motosiklet sürücüleri anlar??

    *Motosikletine binmek için acele et ama bindikten sonra etme.

    *Ruhunu değil,lastiğini yak.

    *Kontrol edemediğin güç,güçdeğildir.
    Zamanınız kısıtlı, bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın. Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama dogmasına takılıp kalmayın. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin. Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dışındaki herşey ikinci planda.

    Steve Jobs

  3. #3
    Ordinaryus Enduroist VeYSeL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Bıçkın Delikanlı VeYSeL
    Üyelik tarihi
    30-12-2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    1,286
    Motosiklet
    DL650A Vstrom
    Marka
    Suzuki

    Standart

    güzel paylaşım. teşekkürler..
    Web: Toplu.Biz
    Keşfedebildiğin kadar özgürsün..

  4. #4
    Banned
    Isim
    TG
    Üyelik tarihi
    09-04-2009
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    3,313
    Motosiklet
    '06 XT660R
    Marka
    Yamaha

    Standart

    Sağol mehmet abi. Daha önce okumamıştım ...

  5. #5
    Enduroist Kadim Üye Hakki Orun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Hakki Orun
    Üyelik tarihi
    23-12-2009
    Bulunduğu yer
    Istanbul TR - Mobil Alabama USA
    Mesajlar
    786
    Motosiklet
    2012 R1200GS Adventure Triple Black - CRF 250L
    Marka
    Bmw

    Standart

    gercekten guzel. En cok hosuma giden de

    Yeni suruculer, yeri secer ve giderler, eski suruculer, yon secer ve giderler... Bu tam beni anlatiyor. 2010 model motor satiyorum millet Km. si cok diye mesaj atiyor Neden acaba?

    The Member of RoSPA RoADAR
    www.orunbrothers.webs.com
    R 1200 GS ADV TripleBlack
    CRF 250 L Kirmizi Beyaz

  6. #6
    Enduroist Kıdemli Üye AkınGüngör - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Akın Güngör
    Üyelik tarihi
    27-02-2010
    Bulunduğu yer
    Samsun
    Mesajlar
    325

    Standart

    Süper paylaşım bunu yazıcıdan çıkarıp anneme ve kız arkadaşıma okutayım da beni biraz anlasınlar yaa...

  7. #7
    Kurucu Enduroist GürbüzOKATAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    gürbüz okatan
    Üyelik tarihi
    03-01-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    7,070
    Motosiklet
    R 1200 GS ADeVe
    Marka
    Bmw

    Standart

    Hoş olmuş.Teşekkürler..
    Kimin kaleme aldığı konusunda da
    bir bilgi varsa onuda yazalım Mehmet hocam..
    o532 2965453
    "Mutluluğu Yanınızda Götürmezseniz
    Gittiğiniz Yerde Boşa Aramayın " G.O

  8. #8
    Enduroist Kadim Üye MEHMET ERCAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    mehmet ercan
    Üyelik tarihi
    24-01-2009
    Bulunduğu yer
    bozyazı/mersin
    Mesajlar
    758
    Motosiklet
    yamaha 1200 süper tenere
    Marka
    Yamaha

    Standart

    Alıntı gürbüz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Hoş olmuş.Teşekkürler..
    Kimin kaleme aldığı konusunda da
    bir bilgi varsa onuda yazalım Mehmet hocam..
    alıntı yaptığım yerde yazarın ismi yoktu
    yalnız google de yaptığım aramada nejat güç'e ait olduğunu
    gördüm,hatta iletişim adresine ulaşıp izin isteyeyim dedim
    ulaşamadım.sadece vespa fan clube üyesi olduğu belli.
    Zamanınız kısıtlı, bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın. Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama dogmasına takılıp kalmayın. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin. Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dışındaki herşey ikinci planda.

    Steve Jobs

  9. #9
    Enduroist Kadim Üye MEHMET ERCAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    mehmet ercan
    Üyelik tarihi
    24-01-2009
    Bulunduğu yer
    bozyazı/mersin
    Mesajlar
    758
    Motosiklet
    yamaha 1200 süper tenere
    Marka
    Yamaha

    Standart

    Alıntı Hakki Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    gercekten guzel. En cok hosuma giden de

    Yeni suruculer, yeri secer ve giderler, eski suruculer, yon secer ve giderler... Bu tam beni anlatiyor. 2010 model motor satiyorum millet Km. si cok diye mesaj atiyor Neden acaba?
    hakkı aga sende kapalı garaj da bekletsen,sadece hafta sonları kullanılmıştır
    2750 km de yağmur görmemiştir,iki kişi binilmemiştir,taş değmemiştir,yer öpmemiştir,hatta belkide hiç binilmemiştir yazsaydın ya...
    o zaman hiç kimse de çıkıp bu nasıl motor, bu nasıl motorcu diye sormazdı.
    Zamanınız kısıtlı, bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın. Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama dogmasına takılıp kalmayın. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin. Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dışındaki herşey ikinci planda.

    Steve Jobs

  10. #10
    Ordinaryus Enduroist Yusuf YÜCE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Yusuf YÜCE
    Üyelik tarihi
    01-07-2009
    Bulunduğu yer
    Bakırköy / İSTANBUL
    Mesajlar
    3,657
    Motosiklet
    Norge 1200
    Marka
    Guzzi

    Standart

    Alıntı hercul3367 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    alıntı yaptığım yerde yazarın ismi yoktu
    yalnız google de yaptığım aramada nejat güç'e ait olduğunu
    gördüm,hatta iletişim adresine ulaşıp izin isteyeyim dedim
    ulaşamadım.sadece vespa fan clube üyesi olduğu belli.
    Zaten internet ortamına düşen yazılar bir çok yere alıntı yapılabiliyor, Nejat arkadaşımız benim de üyesi olduğum vespafunclup üyesi olup bu tür yazıların sevgi gibi paylaştıkça artacağını bilir ben konuşurum, problem olacağını sanmam, üstelik adı da Nejat GÜÇ olarak belirtilmiş. Bizim başkanımızın da çok zaman, kaynak belirtilerek yapılan alıntılara olumlu bakış açısı vardır. Bu davranış şekli bir nevi dürüstlük ölçüsüdür, bir konu hakkında çalışma yapmış insanların hakkını teslim etmektir. Bu alıntılardan en çok rahatsız olanlardan biri de ''alfa'' Alpaslan arkadaşımızdır.
    Konu Yusuf YÜCE tarafından (08-09-2010 Saat 14:31 ) değiştirilmiştir.
    Öğrettiklerimiz bize uygulanamaz.
    Feministlik kocayı bulunca; komünistlik parayı bulunca biter, ENDUROİST'lik baki kalır.

 

 
Sayfa 1 Toplam 3 Sayfadan 123 SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •