Ybr ile Antalya'ya iş ve geziyi birlikte yaptım.

[Şenol SEL]

Eveeet sevgili arkadaşlarım.
Gelelim Olaylı az kazalı az hasarlı çok maliyetli Antalya gezimizin raporuna

12 Eylül 2010 Pazar sabahı vatandaşlık görevimizi ifa ettik çıktık yola.
Saat 09:00 da Bursa'dan hareketle çıktık yola.İlk iş depoyu fullemek.40 TL lik yakıt alıp çıkıyoruz yola.






Artçım kan kardeşim Engin.


Artçım hiç uzun yola çıkmamış.Ona uzun yolda artçılıkla ilgili bilgileri verdim.Yapmaması gerekenleri anlattım.
Ve çıktın yola vira bismillah diyerek.
Ama nereden bilirdim arkadaşımın her 50 km de bir ah kıçım diyeceğini.
50-70 km de bir mecburi mola.
Haliyele buda bende sürüş dinamiği için olumsuz bir etki yapmakta.Bu şekilde yol bitmez diyorum arkadaşa.Ama onun derdi başka.Bursa'dan Antalya'ya 6 saatte girermiyiz derdinde.
Ne olacak 6 saatte girince bize ne verecekler.Arkadaşın kıçı acımış onun için miş.
Yuh ya.
Adamın düşüncesine bak.
Neyse ilk molamız İnegöl çıkışında.Ben biraz gerildiğim için foto çekmiyoruz.
İkinci molamız için yolu biraz uzun tutuyorum ve inönü yolunda Ford Fabrikası önünde mola veriyoruz.








Birer sigara tellendirip ayakta arkadaşımın gerisine kan dolaşımını yaptırdıktan sonra yeniden yola çıkıyoruz.
Kütahya çıkışında bir mola daha veriyoruz.

Yollarda bende alışkanlık haline geldi.İllede Opet benzin istasyonlarında mola veriyoruz.
Bir kaç nedeni var.
Kısıtlı bütçe ile çıktığımızdan opetlerde çay ve poğaça ikramı var ve WC ihtiyaçlarımızı için temiz hijyenikler.

Burda da foto yok.
Ve yeniden marşa basıp yola çıkıyoruz.Soluksuz durmadan Afyon çıkışına kadar gidiyoruz ama ne siz sorun ne ben diyeyim.Arkadaşın gerisinde ki kan dolaşımı sorunundan arasıra yalpalama yapıyoruz.Ama sağ salim Afyon çıkışında ki dinlenme tesisinde yakıt molası veriyoruz.
40 TL ile yine fullenip marşa basıyoruz.
Ve Afyon'dan Burdura doğru tatlı bir şekilde devam ediyoruz.Ama yine 55 km sonra yine acil mola.Bu seferde ihtiyaç molası.








Anladım ki her yolcu ile uzun yola çıkmayacaksın.Çıkarsan da belli kuralları baştan koyacaksın kabul ederse devam, etmezse tek başına devam.

Ve yeniden yola koyuluyoruz.Burduru bir solukta geçiyoruz.Mecburen geçiyoruz.Yolda yağış var.Sakinim ama artık gerilmeye başladım.
Arkadaşım artık daha sık mola istiyor.Ama bu şekilde gidersen hava karardığında Antalya'ya varabiliriz diyorum.
Sorun değil diyor ama benim sorunum var.Gece sürüş yapamam ben diyorum.Tabi nato mermer nato kafa.Bana ver ben kullanırım diyor.Oldu canım başka sıkıntın.
Neyse az kaldı deyip son bir mola veriyorum.

[Şenol SEL]

Ve yeniden yola koyuluyoruz.Artık durmak yok zira benim tadım kaçmaya başlamış durumda.Bursa'dan Antalya'ya 70 km kalana dek 10 mola.
Oha yani.Her 50 km de mola oluyor.Haliyle sürüş dinamiğini ciddi etkiliyor.Cidden bir ara ya binsin otobuse gitsin diyorum olmaz ya bana yakışmaz devam ediyorum.Keşke bindirip yollasaydım.
Bu şekilde Antalya'ya inen Hairpin virajların olduğu yola girdim.
Sağanak yağış ve gece.Hızımız 70-80 km arası.
Birden arkadan bir salıntı başlıyor gene bizim arkadaş karıncalandı depreşiyor diyorum içimden ses ediyorum ben bir şey yapmıyorum diyor.
La noluyoruz olum derken salınım fazlalaşıyor ve hakimiyet iyice gidiyor.Bu arada bizim eleman sol ayağını yere açmış sağ ayağı ile arka pege baskı yapıyor ve biz yerdeyiz.
Düştüğümüz yerde kalıyoruz nasıl olduysa oldu motor koruma demirlerine çarpıp yeniden ayağa kalkıp aynı yolda sol şeride geçip yol demirlerine çarpıp stop ediyor.
Ben yere düştüğümde olduğum yerde kalıyorum kayma yok ama yağıştan kaynaklanan çamur yüzünden vizör açık ve yere düşünce tak diye bir ses ama bende bir şey yok.
Neyse bakıyoruz bizde bir şey yok cebimden el fenerini çıkarıp yolda gelen araçlara sinyal veriyoruz.Motorun kontağı açık kaldığından mavi renkli çakarlar yanıp sönmekte ama motor stopta.
Neyse gidip motoru alıp sağ şeritte emiyet şeridine gidiyorum.Bakıyorum arka lastik inik.
Mesela anlaşıldı lastik patladığı için biz yalpa yaptık.Normal şekilde durabilirdik ama arkadaş panik yapınca yere yatırdık motoru mecburen.
155 i arayıp kaza mahalli hakkında bilgi vermeye çalışıyorum.O sırada yoldan geçenlere de işaret ediyoruz ama sallayan yok.Telefondaki ses ekip yolluyoruz diyor ve kapatıyor.Bende led fenerimle arka lastiği söküyorum.
Trafik ekibi geliyor kaza hakkında ayak üstü ifademizi alıyor ve sorun yok ama sanırım senin (benim) burnunda yara var ambulans istermisin diyor.Ben farkında değilim ama sonra o tak sesinin sebebini anlıyorum.Yere düşünce yerdeki ağaç dalı ALLAH'ın da yardımıyla gözlüğe çarpmış.Gözlüğe baskı yapınca gözlüğün burunluğu derimi azcık delmiş burnumu çizmiş.Biraz kan akmış ve sıcaktan anlamadığımdan acıda yok ve kan kurumaya yüz tutmuş.
Neyse lastiği arkaya atıp trafiğin verdiği reflektorleri kaza mahalline usulunca koyup Antalya girişindeki lastikçiye gidiyoruz.Lastiği tamir ettiriyoruz.Daha doğrusu lastikçi deyyusun yaptığını sanıyoruz.Birde 30 TL alıyor deyyus.
Neyse lastik oldu ya sorun değil deyip trafikçilerin bize yönlendirdiği başka bir devriye aracı ile kaza mahalline geri geliyoruz.Polis aracının far desteği ile lastiği yerine takıyoruz ve Trafik devriyesine teşekkür edip yola çıkıyoruz..Daha 50 metre gitmeden yine aynı salınım.Oha ya ne oldu gene.
Durup iniyoruz aha lastik yine güm.Vallahi lastikçinin yedi düveline öyle bir saydım ki anlatamam.
Yeniden 155 i arıyoruz.Gece 12 ye kadar devriye yok beklemek zorundasınız cevabı bizi daha doğrusu beni dumur ediyor.Artık tek çare var oda bu halde usulcana aşağıya inmek var.
Bu arada burnumda hafif sızlamalar başlamakta.
Depo üstü çantayı arkadaşın sırtına alıyoruz.Ben depo üstüne oturuyorum arkadaşımıda benim seleye alarak 1. viteste rolantide aşağıa inmeye çalışıyoruz.Zaman zaman düşme kayma moduna giriyoruz ama yapacak bir şey yok.Antalya ya lastikçiye 3 km var gideceğiz mecburen.
Buradaki amacım arla lastiğe verilen yükü azaltıp dış lastiğin kıyılmasını önlemek.
Neyse lastikçiye geliyoruz.Daha iner inmez lastikçiye bakıyorum bu bizim lastiği tamir eden değil.
Soruyorum nerde o deyyus adam derki o benim arkadaşımdı ben bir araca yardıma gittim o size bakmıştır lastikçi değildir anlamaz bile deyince bir dumur daha.
Deyyus 30 TL iç lastiğe yamaya aldı diyoruz gülüyor anlaşıldı benden neden para istemediği diyor.Yeniden lastiği söküyor sağolsun.Bakıyor dış lastiğe giren saç parçasını almamış ordan ve o parça iç lastiği yarmış.O yüzden yeniden patlamış ama birde iç lastiği parçalamış.Bizde mecburen o halde 3 km gittiğimiz içinde lastik kullanılmaz durumda.
Bu arada lastikçiye bir jandarma aracı yanaşıyor.Durumu görüp bizle ifade ile karışık sohbet edip eğleniyoruz.
İçlerinden birinde bir Uzmanda motosiklet varmış.Bana yardımcı olabileceğini söyluyor.Bir kaç telefondan sonra bana az kullanılmış bir dış lastik ve iç lastik geliyor.Sevinçle taktırıyoruz janta.Para diyoruz olmaz bize yakışmaz zora düşmüş Motosikletçiye bu yapılmaz yakışmaz diyor.ALLAH razı olsun onlardan.
Sonra motoru orda park edip hastaneye götürüyor bizleri.Ne olur ne olmaz diye röntgen ve tahliller.Tabii dr lar jandarma Uzman kadar insaflı ve anlayışlı değiller.Bizi soyuyorlar resmen.
Tüm paramızı alıyorlar.
Neyse biz onları icabına daha sonra bakarız deyip soluğu bir pansiyonda alıyıoruz.Soyunup duş alıyoruz.
Sağolsun burda devreye Mehmet Morcu abimiz devreye giriyor.ALLAH senden razı olsun ağabeyim.Sana sonsuz şükranlarımı sunarım.En kısa zamanda görüşmek üzere.
Sonra bir kaç telefon görüşmesi ve Özgür UZUN kardeşimde bize yardımcı olmak istiyor.ALLAH ondan da razı olsun.Haklarınız ödenmez.












Uykuya çeyrek kala.




Derken yatıyoruz.İyi bir uyku çekiyoruz.
Sabah biraz sızılı şekilde kalkıyoruz.Gece o hengame anlamadığımız ağrılarla uyanıyoruz.Pansiyoncu çıkışta para istiyor ama bizde yok.Öğlene kadar izin ver arkadaşımız yollayacak alınca veririz diyoruz ama tınmıyor.Bırakın eşyaları parayı getirin alın diyor.

Sağolsun Mehmet ağabeyimiz öğlen gibi imdadımıza yetişiyor.Pansiyon parasını ödeyip eşyalarımıza kavuşup bizi Antalya'ya davet eden arkadaşımızla buluşuyoruz.

Antalya'da Sabah tan yeri ağarırken

[Şenol SEL]

Antalya (eski) Marine Kale içi hatırası











Kale içinde Muz ağacı hatırasıMalum bizim arkadaş hayatında ilk defa muz ağacı görmekte.




Bizim hesaba göre bu arkadaşın misafiriyiz.Ama arkadaşımız bize telefonda yazdığı hikayenin tersine dımdızlak bırak bizi misafir etmeyi utanmasa bizden yardım isteyecek konumda.
Hayallerimiz çuvallıyor.Biz iş yapmak için gidiyoruz ama tersi oluyor.Neyse oda başka hikaye.
Birkaç telefon görüşmesinden sonra başka iş teklifleri umuduyla salı günü öğleden sonra Alanya'ya gitmeye karar veriyoruz.
Yine pansiyon arıyoruz.Bu sefer çok hesaplı bir yer buluyoruz.Oda fiyatı 25 TL 3 yataklı sıcak duşlu pervaneli bir oda alıyoruz.
Ve akşam saat 20 gibi sızıyoruz.
Alkolden değil ha yorgunluktan ve moral bozukluğundan.
Salı öğlene doğru kalkıyoruz yine sıcak duş alıp birer simit ve iki duble çayla karnımızı doyurup Antalya'dan Alanya'ya doğru yola çıkıyoruz.Antalya alanya yolu çıkışında yine depoyu fulluyoruz.Yine 40 TL.
Bize Alanya 110 km dediler ama 155 km tuttu ve yine arkadaşımın mızmızlığı yüzünden Alanya ya 5 km kala bir saatlik mola veriyoruz.
Mola verdiğimiz yer Karayolları Tünel bakım şefliği karşısındaki Ulaş kamping tesisleri.
İşte oradan bir kaç Alanya sahil manzaraları.

[Şenol SEL]

Ve yeniden Alanya'ya hareket.Bize Alanya da iş yaparsınız diyen deyyusta yazmış hikayeyi.
Bizim iş burda da bol miktarda var.Ne işmi yapacağız.Anlatılanlara göre burda Alanya'da kokoreççi hiç yok.Valla ben 5 adet saydım.
Ve belediye açısından şartlar çok agır.Alanya'da bir kokoreççi dükkanı açmak için en azından 50 bin TL lazım oda bizde yok.Zıçtık.
Bize burda hertürlü yardımı yapacağım diyen adam da ayrı bir hikaye.
Dedesinin sakladığı elmasların peşinde olan avare biri.
Bizde telefonda buna kandık geldik aldık boyumuzun ölçücünü.Son paramızla Alanya'da bir otele yerleştik.

Perşembe sabah Erol başkanımın yardımı ile yola çıktık.Rota Isparta dan Afyon ve Kütahya ve Bursa..
Ama hesapta olmayan tek şey arkadaşım gerisinin kan dolaşımı sorunu.Sık sık verilen molalar yüzünden Alanya'dan Antalya'ya 145 km geri gitmek ve ordan Isparta 110 km toplamda 7 saatlik bol molalı yolculık sonucunda benim şalterler attı.
Kardeş sen en iyisi Ispartadan bin otobuse git bende bari dönüşte ızdırapsız bir sürüşle Bursa'ya varayım yada sık burda kafama sende rahat bende rahat dedim.
İşte İsparta yolundan bir kaç kare.






















Ve kardeşi ikna edip İspartadan Bursa'ya yolcu ediyorum.Benim bu gezide ki en mutlu anlarımdan biri.


Ve mutlu anın ölümsüzleştiği an



Foto kaliteleri için affınıza sığınıyorum.Hepsi cep telefonu çekimleri.

Gece kardeşi yolcu ettikten sonra ben ordaki as. İz. lerinde tavsiyeleriyle geceyi geçireceğim 10 TL lik pnasiyona gittim ve hemen yattım bol kaşıntılı ve bol naralı bir gece geçirip sabah 06:45 te kalktım.Rahat bir uyku ve hemen yola çıktım.Önce sabah çayı ve bir simit ve 08:30 da İsparta'dan Bursa'ya (420 km) yola çıktım.Toplamda 3 mola ile saat 14: de Bursa'ya vardım.
Bu gezimde toplamda 1520 km de 160 TL lik benzin yaktım.
Hastaneyi saymıyorum onların hesabını sonra göreceğim.Resmen soyulduk.Bir rontgen filmi ve iki kan tahlili 380 TL.Bir ara o dr müsvetteleriyle bir yerlerde karşılacağız buna adım gibi eminim.
Bana burdan çıkan ders.
Yola çıkarken ilk 70 km de artçının gerisinin rengi yolculuğunun da nasıl gideceği yönünde çok etkili.İlk 70 km de aldığın renk koyu ise artçıyı bırak kendisi nasıl isterse öyyle gitsin.Ya geri dön yada tek devam et.
Ha artçın bayan ise onu hemen terk et bir daha asla arama.
Ama ALLAH için hanım arkadaşlarımla yaptığım uzun seyahatlerden hiç birinde bu kadar sorun yaşamadım.
Gittiğin turistik yerlerde gideceğin dr a parasını sor öyle muayene ve tahlil ve film çektirmek artık farz oldu.Gerekirse kan kaybından öl dr kılığındaki soygunculara çarpılma.

[Yusuf YÜCE]

Geçmiş olsun Şenol Allah seni bize bağışlamış çok şükür yahu hala akıllanamadın mı ? demek ki insanın her yaşta öğreneceği şeyler var. Ama artçı hakkındaki düşüncelerin hiç de yabana atılacak gibi değil, karınca duası gibi yanımızda taşımamız lazım. Doktorlar ile pazarlık etmek ayıp değildir değil mi ki özel hastane ve özel muayenehaneler ticari işletme haline dönüştürüldü o zaman, ticaretin gereklerini yapmaktan hiç çekinmemeli; varsın onlar hizmette kusur etsin. Ey aziz Atam seni emanet edeceğimiz meslek grubu tüccar olmuş. Lastikçinin yaptığı hıyarlığa hiç kızmıyorum benim bildiğim Şenol bu ayrıntıyı atlamaz, lastiğin patlamasına sebep olan nesneyi mutlaka bulurdu oh olsun sana. Senin gibi ben de lastikçiye emanet ettiğim lastiğimi atıp 400.- TL ye yeni bir lastik almak zorunda kaldım oh olsun bana.

[Şenol SEL]

Geçmiş olsun Şenol Allah seni bize bağışlamış çok şükür yahu hala akıllanamadın mı ? demek ki insanın her yaşta öğreneceği şeyler var. Ama artçı hakkındaki düşüncelerin hiç de yabana atılacak gibi değil, karınca duası gibi yanımızda taşımamız lazım. Doktorlar ile pazarlık etmek ayıp değildir değil mi ki özel hastane ve özel muayenehaneler ticari işletme haline dönüştürüldü o zaman, ticaretin gereklerini yapmaktan hiç çekinmemeli; varsın onlar hizmette kusur etsin. Ey aziz Atam seni emanet edeceğimiz meslek grubu tüccar olmuş. Lastikçinin yaptığı hıyarlığa hiç kızmıyorum benim bildiğim Şenol bu ayrıntıyı atlamaz, lastiğin patlamasına sebep olan nesneyi mutlaka bulurdu oh olsun sana. Senin gibi ben de lastikçiye emanet ettiğim lastiğimi atıp 400.- TL ye yeni bir lastik almak zorunda kaldım oh olsun bana.

Abim gece olmuş can sıkıntısı had safhada o yüzden yağan yağmur altında bu iş olunca bakmadım walla.

[İbrahim35]

Şenol hocam öncelikle geçmiş olsun.Sağ salim varabilmişsiniz ne mutlu.Hayatımda herzaman yaptığım tek şey artçımı test ederek sürüş yapmaktır.Ki bu burakın uzun mesafeyi kısa mesafelerde olup biter.

Çıkarılacak ders notlarınıza,
Lastik tamir takımlarınızıda koymanızı şiddetle tavsiye ederim.Hiç beklenmeyen ıssız bir yerdede kalabilirdiniz.Babamın esnaf oluşu ve esnaflarla içiçe olmamızdan bilirimki orası nekadar turizm kentide olsa o parayı kesinlikle vermezdim.Bunun adı soygun resmen. En fazla 5tl lik iş oda lastiği söküp getirdiğiniz için. Tekrar gelmiş geçmiş olsun

[gamsız]

şenol çok geçmiş olsun.

[Şenol SEL]

şenol çok geçmiş olsun.

Sağol abim.
Facede fotolarını gördüm yalova motofestte iyi eğlenmişsiniz.
Devamını dilerim ağabeyim.

[Şenol SEL]

Şenol hocam öncelikle geçmiş olsun.Sağ salim varabilmişsiniz ne mutlu.Hayatımda herzaman yaptığım tek şey artçımı test ederek sürüş yapmaktır.Ki bu burakın uzun mesafeyi kısa mesafelerde olup biter.

Çıkarılacak ders notlarınıza,
Lastik tamir takımlarınızıda koymanızı şiddetle tavsiye ederim.Hiç beklenmeyen ıssız bir yerdede kalabilirdiniz.Babamın esnaf oluşu ve esnaflarla içiçe olmamızdan bilirimki orası nekadar turizm kentide olsa o parayı kesinlikle vermezdim.Bunun adı soygun resmen. En fazla 5tl lik iş oda lastiği söküp getirdiğiniz için. Tekrar gelmiş geçmiş olsun

Lastik tamiri yanımda her daim var ama hava yağışlı ve zifiri karanlık.Yanımdaki kazma da birşeyden anlamıyor bırak anlamasın ama yardımda etmiyor.O haleti ruhiye ile ben herşeyi unuttum sinir tavan yapmış durumda ne yaparsın işte.Eşşekliğime doymuyorum.
Ama artık kesinlikle bir daha böyle bir eşşeklik yapmam.Kız arkadaşımla Mardin Midyata yaptığımız gezide beni hiç üzmemişti.Hiç farkında olmadım arkamda olduğunu.Ama bu kazma her 50-70 km de bir hissettirdi bana kazmalığını.
Artık tövbeliyim arkama böyle kazmaları almayacağım.