Ben öğrendim ne olacağını

Geçtiğimiz salı sabah 7:30 gibi okula yollandım. Okula vardıp da park ettiğimde ne göreyim topcase yok. Al başına belayı. Nedense ilk önce orijinal topcase fiyatı sanırım 200Euro civarı diye aklıma geldi hemen. Jeton düşünce bunun önemli olmadığı kararına vardım. Çünkü el çantam, bir arkadaşımın onardığım ve bir türlü teslim edemediğim el feneri, tornavida setim, yedek eldivenlerim, balaklavam, bir elektronik devre ve kabloları da topcasede idi. Yani topcasein fiyatı umurumda değil, içindekiler daha değerliydi.

Anında eve geri döndüm. Dönüş yolunda güzergah üzerinde asfalt çalışması vardı düşünün siz trafiği. Bu arada yoldayken "acaba nerede düştü", "acaba sitenin parkından çıkarken mi düştü", Ümitköy'de mi düştü" "birisi aldı mı" "kimliklerle, banka kartlarıyla uğraşmam gerekecek" gibi biri sürü düşünceyle motor sürmeye çalışıyordum. Trafik yüzünden taa İstanbul yoluna oradan Gimat'a vs dolaşarak Çayyolu'na eve vardım.

Etrafa bakındım, kapıcıya sordum. Yok.

Polis karakoluna, güzergahım üstündeki taksi duraklarına, büfelere, benzin istasyonuna sora sora Aşti-Ümitköy arasındaki çevre yoluna kadar geldim. Başladım sağa sola bakınarak yavaş yavaş sağ şeritten ilerlemeye. Ümitköy içinde yoktu, burada olmalıydı, burada da yoksa şehir içinde bulmam neredeyse imkansız olacaktı. Polis zaten "Ya kendin bulursun, ya birisi bulup getirir ya da alır götürür" demişti. 3. ihtimali hiç düşünmek istemiyordum.

Aşti bulvarının ortalarına yakın bir yerde orta refüjde çalıların arasında topcasein alt parçasını gördüm. Hemen durdum. Gelen vurmuş, giden vurmuş. Yamulmuş bir haldeydi. Biraz gerisinde el çantamı yırtılmış ama dağılmamış bir halde buldum. İçini kontrol ettim kırık bir kredi kartı ve kırık bir flash disk dışında herşey sağlam ve yerinde idi. En büyük sevincim buydu.

Sonra geriye doğru orta refüjü daha sonra da sağ refüjü ikişer kez 200-250 metre yürüyerek taradım. Sağ eldivenim, elektronik devre ve el fenerinin de alt parçası hariç herşeyi buldum. Fenerin üst parçası yoktu. Topcasein üst kapağını bulamadım. Ama irili ufaklı bir sürü parçasını buldum.

Bütün bunlar 2 saat içinde oldu bitti Allah sevindireceği kuluna önce eşeğini kaybettirir sonra da buldururmuş

Neyse eve gelip de durum değerlendirmesi yaparken "Topcase düştüğünde yola düşmüştür. O yolda araçlar 100-150km hızla yol alıyorlar. Yolun ortasında koskoca bir siyah kütle gören bir sürücü, kütleye çarpmamak için sağa sola kaçtıysa ve bir kazaya sebep olduysa" diye bir kaygı içimi kapladı.

Evden çıkıp tekrar Aşti bulvarına gittim. Sabah durduğum yerde durup yürüyerek geriye ve ileriye doğru yolu taradım. Neyse ki cam kırığı ya da kaza izine benzer bir iz göremedim. İçim rahatladı.

Eertesi gün okula giderken yaklaşık 300m geride de sağ eldivenimi buldum. Kayıp sadece flash disk, kırık kredi kartı ve el feneri idi.

Bu olaydan çıkarılacak dersler:
1. Topcase kilidi sağlam olmalı.
2. Bir önceki akşam kilidi açılan topcasein kilidi tekrar kilitlenmeli. (İhmal burada)
3. Değerli eşyalar ve belgeler (sürücü belgesi, kimlik, ruhsat kredi kartı, para vs) çok dikkatli ve emniyetli bir şekilde taşınmalı.
4. Basit bir ihmalin, bizden başka insanlara zarar verebileceği her zaman düşünülmeli.
5. Topcase/sidecase gevşeyince alarm verecek bir devre tasarlanmalı.
6. Motosiklet şeytan işi