Haluk Hızlan Hoca Ve Sabri Ağabey...

[Sıtkı GÜVEN]

Güzel sürpriz.
Art Motoakademi'nin değerli Hocalarından Haluk Hızlan ve yol arkadaşı Sabri Ağabey bizleri ziyaret etmek amacıyla Perşambe günü çıkageldiler.







Bir yıldır görüşememiştik, özlemişiz.



Sabri Ağabey'e hayranlık duymamak elde mi..!





Oturup biraz, çaylıyoruz atölyede.





Sonrası Harbiye.



Önce otele yerleşecekler.



Sonrasında gelsin mangallar, gitsin şişler.



Gün batmış. Son bir gayretle bir poz yakalıyorum.



Faaliyet başlıyor hemen.







Arkadaşlarım becerikli.



Hocam, mezeyle doyurmayın karnınızı.



Daha yarısı bile değil bu.



Salatamız,



Rakımız...

[Sıtkı GÜVEN]

Helal size.



Masamız, gönlümüz gibi...İmalatların hepsinde sevgi mevcut.







Humus'umuz, Süzme'miz,



Zerzavatımız,



Haluk Hoca'mız, Sabri Ağabey'imiz.



Pişen nevalelerimiz,



Kısaca soframız...



Keyifler gıcır.



Manzaramız. (Gündüz yetişseydik çok daha güzel manzara fotograflarımız olurdu.)



İbrahim Hoca'ya özel servis.



Doyduk...Sohbet saati.

[Sıtkı GÜVEN]

Yok, ikinci fasıl değil. Geç gelecek arkadaşlarımız için.





Arkadaşları beklerken olmazsa olmazımız künefemizi hazırlayalım.





Hazır gibi.



Eline sağlık Hocam.









Erhan'la Murat geldiler geç vakit.



Ocakta Rasim.







Ve Bülent'te yetişti.



İbocan, sen çok dolaşma mangalın etrafında. 6. porsiyon, künefeye engel olur yiyemezsin valla.







Afiyet olsun.





Bülent künefeyi bekliyor.

[Sıtkı GÜVEN]

E hadi pişirelim bari.







Çevirdik.





Hadi İbocan, göster hünerini.



Hocam, bir dilimi zor yerim diyordu.



Afiyet.





Ben yaptım diye demiyorum. Enfes olmuştu. Di mi Erhan'ım..!



İkinci, üçüncü turlar. (12 kişi 20 porsiyon künefeyi indirdik mideye. )



Senin gibi bir künefe fanatiğine bu yakışır Murat'ım.



Çayımız da var.



İbocan, ''işimi bitirdim, artık yiyebilirim'' edasında.



Afiyet olsun İbocan.



İbo'dan kalırsa bir tane daha verebiliriz hocam.





Gecenin sonuna geldik.



Ooo...Saat 01.00 olmuş.Hadiin iyi geceler.

[Sıtkı GÜVEN]

Ertesi sabah otele gittiğimde Haluk Hoca'mla Sabri Ağabey'i, kahvaltılarını yapmış, hazırlıklarını yaparken buluyorum.





Hertaraf karabulutlarla kaplanmış. Yağmurlu yolculuğa hazırlanıyor misafirlerimiz.





Etraftan görüntüler.







Hımmm...Bulutlar yaklaştı.





Ve yağmur yakaladı bizi.





Gidiyosss...



Şehir çıkışına kadar eşlik ediyorum.



Ayrılık zamanı. (Çok az oldu Hocam...)





İyi yolculuklar. Seni tanıdığımıza sevindik Sabri Ağabey. Herzaman bekleriz.



Güle güle gidin.





Gittiler...



Eh, ben de yediğim bu yağmurdan sonra (montun içliğini takmayınca...) Aksoy'ların atölyesinde sıcak bir çay içerim artık...



Haluk Hoca'mın yanında bir motosiklet sevdalısı, duayeni daha tanıdığımız için mutluyuz.
Motosiklet, sen nelere kadirsin...

Sevgiyle...

[ASIM DEMİR]

yahu arkadaşlar bir yerlerimizi şişiricanız ya böylede fotolar konmazki canim.