Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
1 den 6´e kadar. Toplam 6 Sayfa bulundu
  1. #1
    Enduroist Kadim Üye Kerim Adnan DENİZ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Kerim Adnan Deniz
    Üyelik tarihi
    02-10-2009
    Bulunduğu yer
    Tuzla - İstanbul
    Mesajlar
    410
    Motosiklet
    2004 Multistrada 1000 DS
    Marka
    Ducati

    Standart Güvenlikle ilgili yanlışlıklar (Art Fireatman)

    Güvenlikle ilgili yanlışlar (Art Fireatman)
    Bilimle şehir efsaneleri ve düz mantık karşı karşıya geldiğinde, motosiklet sürücülerinin “bildiklerini” sandıkları motosiklet güvenliği, sürüşü ve kazaları ile ilgili bazı “gerçekler”in aslında birer uydurma ya da yanlış anlama oldukları ortaya çıkar. Art Friedman.

    Bir grup motorcuyu bir araya getirip kazalar ve güvenlik hakkında konuşturduğunuz zaman konuşmaların içinde bilindik yanlış anlamalar, hatalı tahminler, şehir efsaneleri ve güvenlikle ilgili kendince uydurulmuş açıklamalar geçer ve siz gerçekleri araştırdıkça bunların çoğunun yanlış olduğunu görürüsünüz. Buradaki sorun, bu yanlış bilgilere inanırsanız bir kazaya karışma veya yaptığınız kazada yaralanma riskinizi artırırsınız.

    Belki birisi saçmaladığı zaman bunu anlayabilenlerdensiniz ama büyük ihtimalle, motosiklet konusunda bilgili olduğunu bildiğiniz bir takım insanların size anlattıkları çok inandırıcı olmasına rağmen kendi uydurmaları olabilir.

    Aşağıda en çok duyduğumuz motosiklet güvenliğiyle ilgili şehir efsaneleri ve uydurmaları bulacaksınız.

    1. Diğer Sürücüler Motorcuları Umursamaz

    Her ne kadar buna inanmak zor da olsa, diğer sürücülerin büyük çoğunluğu size çarpmak istemez. Kıl payı kurtulduğunuz kazaların çoğu sizin orada olduğunuzu görmediklerinden olmaktadır, hatta tam gözlerinin önünde olsanız bile. Bir güneş yansıması ya da yoldaki başka bir cisim sizi gizlemiş olabilir. Tabi ki çoğu sürücü motosikleti düşünüp buna göre etrafta ya da kör noktamda bir motosikletli var mı diye bakmaz.

    Diğer sürücülerin sizi görseler bile umursamayacaklarını düşünmek yerine, onların sizi daha kolay fark etmelerini sağlamak için uğraşın, özellikle yaşı ilerlemiş sürücülerin. Görülür olabilmek için özellikle kask ve montunuzda parlak renkler giyin. Gündüz uzun farlarınızı yakın. Sizi ve motosikletinizin görülmesini engelleyecek şeyleri düşünün, arkanızdaki güneş, yan şeritteki araç ya da yanınızdaki şoförün görüşünü engelleyen trafik işaretleri gibi. Sorun yaratmasını muhtemel gördüğünüz sürücülerin sizi görmeleri için yoldaki yerinizi değiştirin ya da daha boş bir alana geçin.

    2. Gürültülü Egzoz Hayat Kurtarır


    3. Motosiklet Kaskı Boynunuzu Kırar

    Bu kulağa mantıklı gelebilir, boynunuza daha fazla yük bindiriyorsunuz ve motordan düştüğünüzde bu ekstra yük boynunuza binen sarkaç etkisini artırır. Fakat işler böyle yürümez. Motosiklet kaskının (Bu yazıda geçen bütün kasklar DOT standardını sağlayan kasklar olarak algılanmalıdır) darbe emici özelliği aynı zamanda çarpmalarda motorcunun boynunu kıran enerjiyi de absorbe etmektedir. Çalışmalar göstermiştir ki kask takan motorcular kask takmayanlara göre çok daha az boyun incinmesi yaşamaktadır.

    4. Kasklar Tehlikeyi Görmenizi ve Duymanızı Engeller

    Araştırmaları dikkatle incelediğinizde kasklı motorcuların kasksızlara oranla daha az kaza yaptığını görürsünüz. Bu belki de kask takan motorcuların motosiklet sürüşünü daha ciddiye almaları ve daha gerçekçi hareket etmelerinden kaynaklanabilir. Belki de kask takmak size yapmakta olduğunuz işin tehlikelerini anımsatır ve korunmayı kabullendiğiniz için daha düzgün bir sürüş tarzı benimsiyorsunuzdur. Belki de kask size göz koruması sağladığı ve rüzgar uğultusunu azalttığı için daha iyi görmekte ve duymaktasınızdır. Belki de rüzgar basıncını ve sesini kestiği için daha az yorucudur. Sebep her ne olursa olsun, kask takmak motosiklet sürücüsünün kaza yapma ihtimalini kesinlikle artırmaz, tam tersi azaltır.

    5. Kask Çoğu Kazada Faydasızdır

    Bazı insanlar kask testlerinin yapıldığı düşük hızlara bakarak daha yüksek hızlarda kaksın işe yaramayacağı gibi bir izlenime kapılırlar. Bu görüş bazı önemli noktaları gözden kaçırmaktadır.
    - Kazaların çoğu düşük hızlarda oluyor
    - Çarpma enerjisi genelde dikey eksendedir yani kafanızın düşene kadar düştüğü yükseklik önemlidir
    - Kasklar testlerde verilenlerin çok üzerindeki hızlarda bile inanılmaz performans göstermektedir.
    - Kasklı bir motorcunun ölümcül bir kafa yaralanması geçirmesi çoğu zaman pek farketmez, çünkü kafasına bu denli zarar verecek darbeler aldıysa zaten vücudunun başka kısımları da büyük ihtimalle çok daha büyük yaralar almıştır.
    - İstatistikler kask kullanan motorcuların kullanmayanlara oranla kazalarda çok daha az yaralandıklarını açıkça ortaya koymaktadır.

    6: Sizi Öldürecek Bir Kazada Kask Takmış Olmanız Sizi Beyinsel Özürlü Hale Getirir

    Bu tabi ki mümkün, kaksınız darbe enerjisini hasarın öldürücü olmasını engelleyecek kadar emebilir ama size hiçbir şey olmayacağını garanti edemez. Yine de, bu çok ender bir durumdur, o kadar güçlü çarptıysanız büyük ihtimalle başka bir yaradan dolayı ölürsünüz. Aslına bakarsanız hayvanlar krallığından bitkiler krallığına geçme ihtimali daha yüksek olan kasksız olan motorculardır. Üstelik de kask takmış olsa egosundan başka hiçbir şeyinin zarar görmeyeceği bir kazada bile olabilir bu.

    7: Usta Bir Motorcu Hemen Her Durumun Üstesinden Gelebilir

    Dünyanın en yetenekli en iyi motorcusu bile önündeki araba aniden kısa mesafede durursa ya da önüne çıkarsa ya da önünden dönüş yaparsa bundan kurtulamaz. Tabi kaçacak yer olmadığı durumlardan bahsediyoruz. Motosiklet sürüşünüzün ne kadar geliştiğine güvenerek her durumdan kurtulacağını sanmak sadece kendinizi kandırmaktır. Ne kadar iyi olursanız olun, tehlikeli olabilecek durumlara kendinizi sokmamak en iyi sürüştür. Yavaşlayın, ilerinizdeki durumu inceleyin ve stratejik düşünün. Ve tabi kaza ihtimaline göre giyinin!

    8: Eğer Çarpacaksanız Alçak Düşüş Yapın

    Sanıyorum ki bu cümleyi kuranlar bir çarpışmadan kurtulmaya çalışırken kendilerini yolda yan yatmış olarak bulan kişilerce uydurulmuş. Ya aşırı fren yapmış ya da bir şekilde kontrolü kaybetmişlerdir, ondan sonra da bunu kasten yapmış gibi anlatarak aslında ortada kaza falan olmadığı izlenimini yaratmaya çalışıyorlardır. Belki eskiden motosiklet frenleri o kadar kötüydü ki durmak için yanlamak ya da düşmek daha kolay bir çözümdü. Son 20-30 yıldır böyle bir şey yok. Çarpışmadan önce motorun üzerinde kalarak düzgün bir frenleme ile gerçekleştireceğiniz yavaşlama miktarı ile kıçınızın üzerinde kayarken yapacağınız yavaşlama kıyaslanamaz. Ayrıca kaza anında hala motorun üzerindeyseniz, çarptığınızda arabanın üzerinde uçarak arabaya hiç çarpmama ihtimaliniz de var. Yerde kayarken bir arabaya çarparsanız ya çok sert bir çarpma olur ya da kendinizi arabanın altında bulursunuz.

    Yerde olmanın daha iyi bir fikir olma “ihtimali” olan durumlar şunlar olabilir 1) yüksek bir yerden aşağı uçma ihtimali varsa 2) filmlerde gördüğünüz şekilde motorcunun yere yatarak bir tırın altından hiçbir şeye değmeden geçtiği durumlar. Bu iyi bir numara olabilir ama tırın hareket halinde olması gerekir.

    9: Bir Biradan Birşey Olmaz

    İçerken tabi ki bir zararı olmaz ama sonrasında motosikletinize binerseniz o tek biranın etkileri hayat boyu canınızı yakabilir. Siz ne kadar hiç ama hiç etkilenmediğinizi söylerseniz söyleyin, araştırmalar farklı şey söylüyor. İçip yola çıktığınızda hem kendiniz hem de başkaları için daha büyük bir tehdit oluşturursunuz. Ayrıca yaşınız ilerledikçe metabolizmanız yavaşlar ve gece attığınız o “iki tek” ertesi sabah bile hala sizi etkileyebilir.

    10: Şerit Aralarından Gitmektense Kendi Şeridinizde Kalmak Daha İyidir

    Dünyanın pek çok yerinde motosiklet sürücüleri şeritlerin arasından gitmektedir, trafiğin yoğun olduğu her yerde. ABD’de ise insanlar bunun çılgınlık olduğunu düşünür. Gel gör ki birisi oturup da bunun üzerine bir çalışma yaptığında, ABD’de şerit arasından gitmenin yasak olmadığı tek yer olan California’da, bunun yoğun ve yavaş hareket eden trafikte kendi şeridinizde gitmekten az da olsa daha güvenli olduğu görülmüştür. Yine de hala bazı motorcular bunu yapanları teşvik edeceğine eleştirmektedir.

    11: Sokaklar Otoyollardan Daha Güvenlidir

    Buradaki mantık yavaş gitmenin daha güvenli olduğu prens********** dayanır ancak bu sadece kaza gerçekten oluşmaya başladığı anda doğrudur. Kenarı bariyerli ve girişleri belirli olan otoyollar çok daha güvenlidir çünkü trafik tek bir yöne hareket etmektedir, aniden önünüze atlanabilecek ara sokaklar , yaya ve genelde daha az “yol kenarı mobilyası” bulunur. Koca bir tırın yanında 120km/saat ile gitmek belki heyecanlı görünebilir ama aslına bakarsanız o hızın yarısında şehir içi bir caddede ya da tek şeritli şehirlerarası yolda daha tehlikedesinizdir.

    12: Usta Bir Motorcu Normal Frenlerle ABS’li Frenlere Oranla Daha Kısa Mesafede Durur

    Yapılan çok detaylı testler bunun aksini ispat etmektedir. Temiz, kuru, düz asfaltta, usta ve tecrübeli (yan ayaklı motosikletlerle yüzlerce panik duruş testi yapmış olan) motorcularla bile yapılan testlerde ABS’li frenler normal ya da kombine frenlerden daha kısa mesafede durmuştur. Her ne kadar bu testlerde kaygan, pis ya da ıslak zemin kullanılmadıysa da ABS o şartlar altında da daha iyi performans verecek kaza riskini azaltacaktır.

    ABS ile ilgili iyi olan başka bir konu da, tekerleriniz kilitlenmeyeceği için, daha az risk alarak panik fren çalışması yapmanıza izin vermesidir.

    Sonuç olarak bir daha birisi size çarpmamak için motorunu yatırdığını ya da yeşil motorların mor olanlardan daha fazla kaza yaptığını söyleyen biri olursa cevabını verebilirsiniz. Kendi sürüş tercihlerinizi bilimsel temellere dayanmadığı ürece başkalarının söylediklerine göre belirlemeyin.


    Alıntıyı yaptığım Bursa Enduro sayın başkanı Zeki Duman' a teşekkürlerimle...
    İyi sürücü olmak için, önce iyi insan olmalısın.
    If you want to be a Good Rider, you must be the Good Human first!



    Safety second !

  2. #2
    Enduroist Kadim Üye Bülent İNAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Bülent İNAL
    Üyelik tarihi
    26-04-2009
    Bulunduğu yer
    Edremit/İstanbul
    Mesajlar
    711
    Motosiklet
    V-Strom K/05 Kırmızı
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Okumaktan zarar gelmez.
    Paylaşım için sağolasın.
    Bülent İNAL


    Herkes aynıyken Ben farklıyım
    Şimdi herkes fark peşinde
    Ben aynıyım
    Buda benim farkım


  3. #3
    Ordinaryus Enduroist Yusuf YÜCE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Yusuf YÜCE
    Üyelik tarihi
    01-07-2009
    Bulunduğu yer
    Bakırköy / İSTANBUL
    Mesajlar
    3,657
    Motosiklet
    Norge 1200
    Marka
    Guzzi

    Standart

    İyi tespit edilmiş konular, her motorcu kendi açısından gözden geçirmeli.
    Öğrettiklerimiz bize uygulanamaz.
    Feministlik kocayı bulunca; komünistlik parayı bulunca biter, ENDUROİST'lik baki kalır.

  4. #4
    Enduroist Kadim Üye AlperAcun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Alper Acun
    Üyelik tarihi
    23-03-2010
    Bulunduğu yer
    Esenkent, İstanbul
    Mesajlar
    515
    Motosiklet
    2002 R1150GS
    Marka
    Bmw

    Standart

    Bunlar çoğu kez hepimizin tekrarladığı kendimizi rahatlatma cümleleri. Ama bazıları var ki hiç bahanesi yok. Mesela "bir biradan birşey olmaz". Bu mevzu gündeme geldiğinde herkes ayrı erkek kesiliyor. "1 büyük devirdim bişey olmadı bu ne ki" gibi cümleler duyulmaya başlanıyor. Alkolün bilincimize olan etkisi dışında şöyle bir dezavantajı da var: herhangi bir ufak kazaya karıştığınızı ve yola çıkmadan önce bir bira içtiğinizi düşünün. ola ki kazaya polis hemen damladı. birinin de ufak biryerinde bir kanama varsa bu iş yaralanmalı kazaya alkollü araç kullanarak karışma noktasına gelir ki, bir biradan alacağınız keyfe ne kadar değer diye sorulabilir, tabii ki keyif sizin... Hade len diyenlerinizi de duyar gibiyim. Ancak benzer bir olay Şahin Abi( Şahin Şair ) tarafından anlatıldı ve gayet de olabilecek şeyler. Hala içmekte ısrarla olanlara da keyifleri bol olsun derim.

    bunu neden bu kadar uzattın lan da diyebilirsiniz. bu beni rahatsız eden bir konu olduğu ve çoğumuzun üzerine kafa yormamayı tercih ettiği düşüncesindeyim o yüzden sündürdüm...

  5. #5
    Enduroist Kadim Üye atatekin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    ismail Atatekin
    Üyelik tarihi
    18-10-2010
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    595
    Motosiklet
    Piaggio x7
    Marka
    Diger

    Standart

    Güzel bilgiler faydalandım teşekkür ederim
    İsmail Atatekin
    A rh +
    0532 257 81 01

    -----------------------

  6. #6
    Ordinaryus Enduroist
    Isim
    Hidayet HANLI
    Üyelik tarihi
    04-10-2010
    Bulunduğu yer
    İSTANBUL- ÇATALCA
    Mesajlar
    1,700

    Standart

    Adnan bey süper bilgiler çok teşekkür ederim.

    Ayrıca bende araç için güvenlik bilgilerini paylaşmak isterim.

    Otomobil kullanırken meydana gelebilecek ciddi olaylara karşı uyulması
    gereken basit teknikler hayat kurtarıyor.

    Otomobil kullanmanın inceliklerini anlatan uzmanlar, yüksek hızla
    seyreden araçlarda ön camın kırılması, lastiğin patlaması ve araçta
    yangın çıkması gibi ciddi tehlike yaratan durumlarda sürücünün
    soğukkanlı davranmasını öneriyor.

    Cam kırılması

    Uzmanlar, özellikle süratli hareket eden araçlarda ön camın kırılması
    halinde, sürücülerin nasıl hareket etmesi gerektiğiyle ilgili olarak
    şunları öneriyor:

    "Aynalardan yararlanarak aracınızı yolun sağ tarafına park edin.
    Flaşörleri açın ve dikkatlice dışarı çıkın. Aracın cama yakın olan
    kalorifer ve havalandırma deliklerine gazete kağıdı veya bez parçası
    koyarak, cam parçacıklarının bu kısımlara düşmelerini önleyin. Sonra
    krikonun arka kısmı ile camı içeriden dışarı doğru kırın. Cam
    lastiğini dikkatlice çıkarıp temizledikten sonra, yeniden
    kullanılabileceği için bagaja koyun. Gazete kağıdına birikmiş cam
    parçalarını bir naylon torba içine koyun ve en yakın çöp bidonuna
    atın. Öylece en yakın cam tamircisine kadar gidin."

    Lastik patladığında

    Patlayan, arka lastiklerden biriyse, arabanın arkasının sağa veya sola
    doğru kaymaya başlayacağını belirten uzmanlar, ön lastiklerden biri
    patlamışsa, mümkün olduğu kadar fren yapmamaya çalışılması gerektiğini
    bildiriyor. Ön lastiklerden biri patladığı zaman, aracın, lastiğin
    patladığı yöne doğru kuvvetlice çekildiğini vurgulayan uzmanlar, bu
    durumda direksiyonla, aracın düz bir doğrultuda tutulmaya çalışılması
    ve yavaş frenleme ile durmasının sağlanması gerektiğini kaydediyor.

    Uzmanlar ayrıca, taşmış dereler, nehirler veya büyük su
    birikintilerinin içinden geçerken, aracın hızının kesilmesi
    gerektiğini hatırlatıyor. Mütevazı bir aile otomobilinin, 25-30
    santimlik su birikintisinden geçebilecek yetenekte olduğunu söyleyen
    uzmanlar, bu noktanın üstüne su geldiği takdirde, su damlacıklarını
    kuvvetli bir sprey gibi motorun üstüne püskürdüğünü, bu su
    bombardımanının da, bujilerin ve distribütörün ıslanmasına sebep
    olarak aracın stop etmesine yol açtığını belirtiyor.

    Araçlarda yangın

    Araçlardaki yangının önüne geçilmezse, büyük bir facianın meydana
    gelebileceği uyarısında bulunan uzmanlar, buharlaşmış benzinin
    tutuşarak deponun alev almasına sebep olduğunu bildiriyor. Bir süre
    sonra da aracın infilak edebileceğini kaydeden uzmanlar, "Araçta duman
    tespit edildiği an araç durdurulmalı. Sonra anahtar üzerinde kontak
    kapatılmalı. Direksiyonun kilitlenmemesine dikkat edilmeli. Aksi
    halde, gerektiği takdirde aracın itilmesi mümkün olmaz. Bütün yolcular
    dikkatlice dışarı alınmalı. Motor kaputu kısmi olarak açılmalı.
    Böylece alevlerin büyümesi önlenmiş olur. İmkan varsa akü kutup başı
    sökülmeli. Yangın söndürücü varsa kullanılmalı, yoksa, battaniye veya
    oto kılıfından yararlanılmalı. Bu örtüler, alevlerin oksijen alıp
    büyümesini önleyecektir" tavsiyesinde bulunuyor.

    Kayma esnasında

    Uzmanlar, aracıyla yokuş çıkarken geriye doğru kaymaya başlayan
    sürücülere de şu önerilerde bulunuyor:

    "Ayağınızı yavaş yavaş gaz pedalından çekin ve zemine tutunma
    sağlanınca yavaş yavaş tekrar basın. Kayarken savrulmayı engellemek
    için direksiyonunuzu kayma yönüne doğru çevirin, kesinlikle
    tekerleklerin kızaklamasına sebep olacak şekilde frene basmayın.
    Unutmayın, dönmeyen ön tekerleklere yön verilemez. Eğer
    kızakladıysanız, hemen fren basıncını azaltın ve tekerleklerin
    dönmesini sağlayın ama, sakın ayağınızı frenden tam olarak çekmeyin
    (ABS varsa sonuna kadar basmak gereklidir). Gaza gereğinden fazla
    basmışsanız ayağınızı gazdan çekin, frene çok bastıysanız frendeki
    basıncı azaltın, direksiyonu sert şekilde çevirmişseniz direksiyonu
    yumuşatın, ayağınızı debriyajdan sert çekmişseniz tekrar debriyaja
    basın."

    Trafikte hayatta kalmak için

    * Otonuzu kullanırken yaptığınız iş, hayatınızın en önemli işidir.

    * Otonuzun mekanik viteslerini kullanmadan önce beyninizi vitese takın.

    * Bir probleme girmemek, problemi çözmeye çalışmaktan çok daha kolaydır.

    * Trafik canavarlarla dolu bir arena değil, yaşamın büyük bir
    bölümünün zorunlu olarak geçirildiği çok riskli bir ortaklıktır.
    Trafiği paylaşan ortakların risklerini, ülke gerçeklerini en iyi
    değerlendiren sürücünün yaşam şansı çok daha yüksektir.

    * Bir motorlu araçta en önemli faktör sürücüdür; otolar kendi
    kendilerine hiç bir şey yapmazlar, onlara yanlışı ve doğruyu yaptıran
    sürücülerdir.

    * Bir otoda sürücüden sonra en önemli faktör lastiklerdir. Lastikler
    yol ile olan yaşam bağınızdır. En güçlü motor ve en iyi fren sistemi
    ile donatılmış yüksek teknoloji ürünü bir otoda bile ancak iyi
    lastikler ile güvenli sürüş yapılabilir. Orta büyüklükte bir otonun
    bir lastiğinin yere bastığı alan, bir avuç içi büyüklüğündedir.

    * Lastiklerle ilgili yapılan yanlışlar yaşamlarla ödenir. Yere sağlam
    ve doğru basın. Otolar lastiklerin üzerinde değil, lastiğin içindeki
    havanın üzerinde gider. İnik lastik, ayağa bol gelen ayakkabıya
    benzer, değil koşmak yürümek bile olanaksızdır. Sıcak havada, yağmurda
    ve karda lastik havaları indirilmez. Karlı yol yüzeylerinde geniş
    lastik değil, dar lastik daha iyi tutunma sağlar.

    * Görün ve görülün. Camlar, aynalar ve ışık donanımını temiz tutun.
    Kısa farlarınızı gündüzleri de yakın. Unutmayın en ölümcül kazalar
    gündüzleri güneşli günlerde ve düz yol kesimlerinde oluşur.

    * Trafik 360 derecedir. Her görmediğiniz santimetre karenin arkasında
    bir tehlike gizlenir. Onun için aynalarınızı her 10 saniyede bir
    kontrol edin. Şerit değiştirirken başınızı sağ veya sol arkaya çevirip
    ölü noktayı kontrol edin.

    * Direksiyon tek elle kullanılmaz.Tek elle ayakkabınızın bağcığını
    bağlayamayacağınız gibi. Direksiyonu her zaman iki elle ve 09:15
    pozisyonunda tutun.

    * Yalnızca etkin fren hayat kurtarır. En iyi fren dönerek yavaşlayan
    tekerleklerle yapılır. Dönmeyen, kızaklayan ön tekerleklere yön
    verilemez, dönen ön tekerleklere yön verilir.

    * Otolar kendi kendilerine kaymazlar. Onları kaydıran sürücülerdir.

    * Gidilen yol kesimine göre yapılan aşırı hız, amaca uygun olmayan
    eski veya inik havalı lastikler, gereğinden fazla gaz, gereğinden
    fazla fren, gereğinden fazla direksiyon hareketi ve ani kompresyon
    (vites küçültmelerde debriyaj pedalını ani bırakma) sürücü kaynaklı
    kayma hareketini başlatan faktörlerdir.

    * Emniyet kemerini her zaman, her yerde ve tüm yolcularınıza taktırın.

    * Sarı ışıkta hareket etmeyin, kırmızı ışıkta geçen kamyon ilk olarak
    size çarpar.

    * Hoşgörü ve akılcılığı siz başlatın. Her isteyene yol verin. Birisine
    yol vermek en çok 5 saniyenizi alır. Bir günde 50 kez yol verseniz 250
    saniye eder. Bu da 5 dakikanın altında bir zamandır. Hem trafiğe saygı
    ve hoşgörü katmış, hem de sinirlenmeden, gülümseyerek araç kullanmış
    olursunuz.

    * Doğru bilgi, tehlikeleri tanımak ve motorlu taşıtı daha iyi
    kullanmayı öğrenerek, beceriyi sağduyu ve saygı ile uygulamak,
    sürücülerin trafikteki tek yaşam şansıdır.

    YANLIŞ BİLİNENLERİN DOĞRULARI


    - Usta sürücü, düştüğü problemden kazasız sıyrılmayı bilir!

    Yanlış! Çünkü usta sürücü probleme girmeyen sürücüdür. Karşısına
    çıkabilecek her türlü tehlikeyi önceden görebilir, ona göre tedbirini
    önceden alır. Problemlerle uğraşmaz.


    - Otobanda tamam ama, şehir içinde emniyet kemeri takılmayabilir!

    Yanlış! Emniyet kemeri hayat kurtaran en önemli güvenlik gerecidir. 50
    km/s hızda meydana gelen bir çarpışmada otonun içindekiler emniyet
    kemeri takmadıkları takdirde, 4 katlı bir binadan aşağı düşmeyle eşit
    şok yaşar.


    - Arkada oturanlar için emniyet kemeri takmak gereksizdir!

    Yanlış! Motorlu araçlar bir yere çarptığında hemen durur, ancak
    içindeki yolcular aynı hızla bir yere çarpana kadar ilerlemeye devam
    eder. Arkada oturanların da yaşam haklarını kullanmaları ve emniyet
    kemerlerini takmaları gerekir. Her ne kadar henüz kanunen zorunlu
    olmasa da, yolcuların güvenliği için geliştirilmiş olan arka emniyet
    kemerleri de hayat kurtarır. Kazalarda en çok zararı emniyet kemeri
    bağlı olmayan yolcular görmektedir.


    - Lastik havalarını düşük tutarsak, hem daha iyi tutunur, hem de daha
    konforlu olur !

    Yanlış! Lastik havalarının, aracın fabrika değerinin altında olmaması
    gerekir. Hatta yüke ve yolcu sayısına göre artırılmalıdır. Çünkü hava
    basıncı düşük lastiğin tabanı yere yayılarak daha iyi tutunma
    sağlamaz. Aksine tabanın ortası yukarı kalkar ve yol ile teması
    kesilir. Havası düşük lastiklerin yalnız omuz kısımları yere basar.
    Lastik hava basıncı düşükken; kayma hareketleri çok daha düşük
    hızlarda başlar, fren mesafesi uzar, direksiyon hareketlerine daha geç
    cevap alınır. Belki daha konforlu sürüş yaparsınız ama, konforlu
    şekilde yoldan çıkabilir, konforlu şekilde çarpabilirsiniz!


    - Sıcak havada, lastiğin ısınmasını dengelemek için lastik havaları
    indirilir!

    Yanlış! Lastiğin ısınmasının en büyük nedeni havanın sıcak olması
    değil, lastik hava basıncının düşük olması nedeniyle lastik
    yanaklarının daha fazla esnemesidir.


    - Yağmurda inik lastik daha az kayar!

    Yanlış! Hava basıncı düşük lastikte su boşaltma kanalları kapandığı
    için yağmur suyunu çok daha az boşaltır. Hatta boşaltamaz ve su
    üzerine çıkma ve su yastığı üzerinde kayma (aquaplanning) çok daha
    düşük hızlarda başlar.


    - Direksiyon saate göre 10'u çeyrek geçe tutulur!

    Yanlış! Direksiyon saate göre 9'u çeyrek geçe (9.15) tutulur. Bu
    pozisyon, acil bir durumda her iki yöne eşit miktarda direksiyonu
    çevirebileceğiniz tek pozisyondur.


    - En iyi koltuk pozisyonu, sürücünün en rahat ettiği pozisyondur.

    Yanlış! Sürücünün doğru koltuk pozisyonu öncelikle otomobile hakim
    olabileceği ne çok uzak, ne de çok yakın bir pozisyondur. Koltuk
    mümkün olduğunca dik olmalıdır. Direksiyon 9.15 pozisyonundayken
    kollar dümdüz olmamalıdır. İdeal dirsek açısı 120 ile 135 derece
    civarındadır. Evimizde TV seyrettiğimiz koltuk pozisyonu çok rahat
    olabilir, ama bu pozisyonda otomobile ve trafiğe hakim olabilmek çok
    zordur.


    - Motorlu araçlar lastiğin üzerinde gider!

    Yanlış! Motorlu araçlar lastiğin içindeki havanın üzerinde gider. Eğer
    lastiğin içinde hava yoksa, hiçbir yere gidemezsiniz. Doğru lastik
    havası, ayağınızdaki ayakkabı numarası gibidir. Ayağınızı sıkan veya
    bol gelen bir ayakkabıyla nasıl yürüyemezseniz, otomobilin yol tutuşu
    da aynı şekilde bozulur.


    - Ani frenlerde önce frene basıp, durmaya yakın debriyaja basarsak,
    motor kompresyonundan faydalanıp daha kısa mesafede dururuz!

    Yanlış! En etkin yavaşlama frenle debriyaja aynı anda basılarak
    yapılır. Böylece fren sırasında motor devre dışı bırakılarak, motorun
    aracı ileri götürme kuvveti yok edilir.


    - ABS (Antiblokaj Fren Sistemi) mekanik frene göre çok daha kısa
    mesafede durdurur!

    Yanlış! ABS fren sistemi olan bir araç tekerleklerin kızaklamasını
    önler ve fren sırasında manevra yapılabilmesini sağlar. Ancak, daha
    kısa mesafede durdurmaz, daha güvenli şekilde fren yapılmasını sağlar.


    - Mekanik freni olan bir otomobilde fren pedalını pompalayarak daha
    kısa mesafede durulabilir!

    Yanlış! Pompalamak için ayak fren pedalı üzerinden her çekildiğinde,
    aracın ileri hareketi devam eder ve durma mesafesi uzar. Doğrusu;
    panik frende fren pedalı üzerindeki basıncı azaltarak lastiğin
    dönmesini sağlamaktır. Ancak ayak fren pedalından kaldırılmamalı ve
    fren yapmaya devam edilmelidir.


    - Doğru takip mesafesi hızın yarısıdır!

    Yanlış! Bu yöntem kullanışlı olmamakla birlikte, hata payı yüksektir.
    İdeal takip mesafesi (kuru havada) 2 saniye arkadan takip etmektir.
    Yağışlı havalarda veya yük durumunda bu süre 3-4 saniyeye
    çıkarılmalıdır.


    - Dörtlü ikaz (flaşör) tünele girince yakılır!

    Yanlış! Dörtlü ikaz sadece trafiğe tehlike yarattığınız durumlarda
    yakılır. Yani olası bir kaza veya arıza halinde. Tünelde kısa farların
    açık olması yeterlidir.


    - Gündüz kısa farları yakmak trafiktekilerin gözünü alır!

    Yanlış! Gündüz kısa far yakmak, daha erken farkedilmenizi ve size
    tehlike yaratacak olan kişilere kendinizi daha erken göstermenizi
    sağlar. Gece yakılan kısa farlar gözümüzü daha çok alır. Sadece kapalı
    ve yağışlı havalarda değil, güneşli havalarda ve hızlı yol
    kesimlerinde de kısa farların açılması kendi sürüş güvenliğiniz için
    önemlidir.


    - Çocukları uyarmak için korna çalınır!

    Yanlış! Çocukları uyarmak için korna çalınmaz! Korna onların paniğe
    kapılıp beklenmedik bir reaksiyon vermelerine yol açar. En iyisi iyice
    yavaşlamak ve gerekirse durmaktır.


    - Yoğun siste en iyi gitme yöntemi dörtlü ikazları yakmaktır!

    Yanlış! Yoğun siste en iyi gitme yöntemi hiç gitmemektir. Çünkü siste
    daha iyi gören sürücü yoktur, daha çok risk alan sürücü vardır. Görüş
    mesafesi yeterliyse siste sarı camlı gözlükler kullanmak, sis
    lambalarını ve kısa farları yakmak, silecekleri çalıştırmak, yerin
    kayganlaştığını dikkate almak, takip mesafesini artırmak ve sollama
    yapmamak daha güvenli yol almanıza yardımcı olur.

    Unutmayın!

    Hayatınız boyunca ölümlü bir trafik kazası geçirme olasılığınız % 33'
    tür. Rus ruletinde bile bu oran %17'dir. Lütfen, trafikte araç
    kullanmanın bir yaşam işi olduğunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın.

    Periyodik Bakımlar:

    Günlük, haftalık, aylık bakım ve kontroller

    Üretici firma tarafından verilen kullanma kılavuzuna göre her araca
    belirli bir km veya süre dolunca bakım uygulanır. Periyodik bakım ve
    kontroller firmadan firmaya değişmekle beraber genellikle 10-15 bin km
    aralığında yapılır.

    Yetkili servislerde uygulanan bakımların dışında; sürücünün kendi
    kendine yapması önerilen bazı kontroller de var. İşte bunlardan
    birkaçı:

    Günlük kontroller

    Sabahları araca binmeden önce lastiklerin havasının kontrolü

    Aracın park edildiği yerde yağ veya sıvı izleri olup olmadığının kontrolü

    Kış mevsiminde donmuş olabileceği düşünülerek sileceklerin cama
    yapışıp yapışmadığının elle kontrolü

    Kontak açıldıktan sonra göstergede bulunan ikaz lambalarının kontrolü

    Yola çıkmadan önce ışıklandırma (farlar, sinyaller, fren lambaları vs.)
    kontrolü

    Haftalık kontroller

    Sıvı seviyelerinin gözle kontrolü (radyatör genleşme kabı üzerindeki
    max işareti, silecek sıvısı)

    Motor yağ seviye kontrolü

    Hidrolik yağ seviye kontrolü

    Özellikle ağaç altına park edilen araçlarda, motor kaputunun,
    havalandırma mazgallarının yaprak ve yabancı maddelerden arındırılması
    ve su tahliye deliklerinin gerekirse temizlenmesi

    Silecek lastiklerinin ıslak bir bez ile temizlenmesi

    Aylık kontroller

    Boya üzerinde çizik veya taş yaraları kontrolü (derin çiziklere servis
    müdahalesi gerekir)

    Emniyet kemerlerinin nemli sabunlu bez ile tozdan arındırılması

    Yıkama esnasında özellikle jantların balata tozundan ve yabancı
    maddelerden arındırılması

    Araç üzerinde olabilecek sanayi artıkları, kuş pisliği veya ağaçlardan
    dökülen reçine türü yapışkan veya agresif çevre etkenlerinin
    temizlenmesi

    Yapılan km' ye göre lastiklerin detaylı gözle kontrolü (diş
    derinlikleri, yaralanma veya yarılma izleri) Araç iç temizliği, var
    ise deri koltukların kullanım kitabında belirtildiği üzere temizliği


    Antifiriz suyun donmasını nasıl önlüyor?

    Arabamızın motoru arabayı yürütecek gücü sağlarken bir yandan da ısı
    üretir. Motor bloğu içinde devamlı dolaşan su ile motor soğutulur.
    Motordan aldığı ısı ile ısınan bu su da radyatörde havanın yardımıyla
    soğutulur.

    Kapalı bir çevrimde ve ideal ısı dengelerinde devamlı oluşan bu olayın
    farkına biz ancak, herhangi bir arıza durumunda soğutma olayı yetersiz
    kaldığında, radyatörden buharlar çıktığında, yani bilinen tabiri ile
    arabamız hararet yaptığında varırız.

    Kışın soğuk aylarında, hava sıcaklığı sıfırın altına düşünce, arabamız
    kapı önünde hareketsiz halde iken bu soğutma suyu da her su gibi
    donabilir. Donunca genişler ve yaptığı basınçla motor bloğunu
    çatlatabilir. Bu olayı önlemek için suyun içine, sıfırın çok altındaki
    derecelerde bile donmasına mani olacak 'anti- firiz' dediğimiz sıvı
    ilave edilir.

    Motorun soğutma suyunun i ine ne oranda antifiriz konulacağını, o
    bölgede olabilecek en düşük hava sıcaklığı belirler. O zaman şöyle
    düşünülebilir. Tam emniyetli olması bakımından, soğutma suyunun yerine
    niçin tamamen antifiriz doldurmuyoruz? Antifiriz oranı yüzde yüzü
    bulunca sıcaklık ne kadar düşerse düşsün maksimum korunma sağlanmış
    olmaz mı?

    Hayır, olmuyor. Mantıken ters gelebilir ama belirli orandan fazla
    konulan antifiriz bu sefer de tamamen ters tepki veriyor. Suya yüzde
    50 oranında katılmış antifiriz -37 derecede donarken, antifirizin
    kendisi yani saf antifiriz -12 derecede donuyor.

    Suyla karışabilen her şey onun sıfır derece olan donma noktasını
    düşürür. Yani donma derecesini düşürmek için suya toz şeker, şurup
    hatta aküdeki asit bile konulabilir. Hepsi de bir dereceye kadar aynı
    işlevi görür ancak hiçbiri diğer tehlikeli yan etkileri bakımından
    tavsiye edilmez.

    İlk otomobillerde şeker ve balın antifiriz olarak kullanılmaları
    denendi, sonraları ise alkolde karar kılındı. Ancak bu sefer de
    alkolün kaynama noktası düşük olduğundan motor sıcakken sorun çıkardı.
    O halde ideal antifirizin donmayı önlemesi ama aynı zamanda da suyun
    kaynamasına sebep olmaması gerekiyordu. Günümü de bu amaçla 'etilen
    glikol' denilen renksiz kimyasal bir sıvı kullanılıyor.

    Suyun içine katılan kimyasalların donmayı önleme özelliği, suyun ve
    buzun moleküler yapıları ve antifirizin bu yapılara olan etkisinden
    ileri geliyor. Bilindiği gibi tüm sıvılarda olduğu gibi suda da
    moleküller serbest ve düzensiz halde, katılarda (buzda) ise sabit ve
    düzgün bir yapıdadırlar. Su donarken önce moleküllerinin hareketleri
    yavaşlar sonra da düzgün ve sabit bir pozisyona gelirler yani
    kristalleşirler. İşte antifirizin buradaki rolü, moleküllerinin su
    molekülleri ile birleşerek onların buz kristalleri oluşturmalarına
    mani olmaktır.

    Peki öyleyse ortada su yokken antifiriz kendi kendine niçin daha çabuk
    donuyor? Çünkü suya katıldığında antifirizin su moleküllerine
    yaptığını su da antifiriz moleküllerine yapar. Donmayı önlemek daha
    doğrusu geciktirmek iki taraflı çalışır, su da antifirizin donma
    derecesini düşürür. Sonuç olarak arabanın soğutma suyuna önerilenden
    fazla antifiriz konmasının hiçbir faydası yoktur aksine zararı vardır.

    Güvenli Sürüş İpuçları

    Kullandığınız aracın tipi ne olursa olsun, doğabilecek tehlike ve
    zararlardan uzak kalmak istiyoranız aşağıda sıralanan temel güvenlik
    stratejilerini dikkate almalısınız.

    · İyi bir sürüş pozisyonu elde edin. Koltuğu, elinizi
    uzattığınızda bileğiniz direksiyonun en üst kısmına uzanacak konuma
    ayarlayın. Kafa koruyucuyu kafanızın tam arka kısmına gelecek fakat
    kafanıza değmeyecek biçimde ayarlayın. Direksiyonu simetrik olarak,
    saat 3 ve 9 konumlarında tutun. Böylelikle onu sağa ve sola daha çabuk
    ve tam istediğiniz kadar döndürebilirsiniz. Elinizi direksiyon
    simidinin tam üstünde tutarsanız, bir tehlike anında hava yastığı
    şişerse kolunuzu kırabilir ya da yüzünüze çarpabilir.

    · Kontrol edin. Aracı hareket ettirmeden ve durdurmadan önce
    her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol edin.

    · İniş sırasında dikkat! Özellikle taşıtın sol tarafındaki
    kapılar, olmak üzere taşıtın kapıları yoldan başka taşıt, bisikletli
    veya yaya gelmediğinden emin olunmadan açılmamalıdır.

    · Pür dikkat! Araç kullanırken sürekli dikkatli olun ve
    genellikle sağ tarafa dikilmiş olan trafik işaretlerini asla gözden
    kaçırmayın! Ters yöndeki işaretleri arka tarafından yorumlamaya
    çalışmayın. Sürüş halinde iken araçtakilerle konuşmak durumunda
    olduğunuzda, gözünüzü yoldan ayırmayın. Kazaların çok görüldüğü
    bilinen yol ve kavşaklarda daha da dikkatli olun. Bu durumda alkolle
    ilgili yasak ve sınırlamaları tartışmak yararsızdır. Almanya'da alkol
    sınırı % 0.05'e indirilmiştir.

    · Akışa uyun. Koşullar elverdiğince trafik akışına uyun.
    Aşırı hız farklılıkları tehlikeli olabilir.

    · Hız limitlerine uyun. Kazaların çoğunun nedeni aşırı hız ve
    dikkatsizce yapılan hareketlerdir. Trafik işaret levhalarındaki hız
    sınırlarının, müsaade edilen maksimum hızlar olduğu ve ancak trafik,
    hava ve yol koşulları uygunsa uygulanabileceği unutulmamalıdır. Yol
    boş ve polis kontrolü yoksa bile hız sınırlarını aşmamaya özen
    gösterin. Seyahat ettiğiniz yolların hız limitlerini samimi olarak
    bilin. Bunlar; şehir içi, şehir dışı ve otoyol hız limitleri olmak
    üzere, sadece üç tanedir. Aksi bir işaret bulunmadıkça bunlar
    geçerlidir.

    · 6. vitesi kullanmayın. Yokuşları çıkabileceğinizi tahmin
    ettiğiniz vitesle inin. Yokuş aşağı inişlerde asla vitesi boşa almayın
    ve hızınızı artırmamaya özen gösterin. Aksi halde sürüş kontrolünü
    kaybedebilirsiniz.

    · Çok yaklaşmayın. Şehirlerarası yollarda başka araçlara çok
    yaklaşmazsanız, onların yapacağı kazalara karışmamış olursunuz.

    · Trafiği izleyin. Yolun ilerisine bakarak, herhangi bir
    probleme yaklaşmadan önce onu anlayın. Aynalarınıza da sık sık göz
    atın.

    · Geçebilecek misiniz? Geçmek istediğiniz aracın hızından
    yeterince yüksek hızda iseniz geçiş yapabilirsiniz.

    · Daha sonrasını düşünün. Muhtemel acil trafik durumlarını
    sürekli olarak düşünerek, kurtulma planları yapın.

    · Sol şeritkolik olmayın. Sol şerit, hızlı sürüş şeridi değil
    geçiş şerididir. Geçişler dışında sol şeridi boşaltın. Hız yapanları
    yavaşlatmaya da çalışmayın. Bırakın polisliği polisler yapsın.

    · Far yakın. Gece sürüşleri dışında, şehirlerarası yollarda,
    yağmurlu ve sisli havalarda gündüzleri de farlarınızı açık tutun. Bu
    daha iyi görülmenizi sağlayarak karşıdaki sürücülerin daha dikkatli
    olmalarını sağlayacaktır. Gece sürüşlerinde farlarınızın karşıdan
    gelen taşıtın sürücüsünün gözünü almaması için, geçiş süresince kısa
    far durumuna getirmeyi de unutmayın.

    · Sinyal verin. Şerit değişimleri ve dönüşleriniz öncesinde
    sinyal vererek diğer sürücülere niyetinizi bildirin.

    · Sola dönmek için bekleyin. Trafikte durup sola dönmek için
    beklerken, yol serbest hale gelinceye kadar tekerleklerinizi ileriye
    doğru düz tutun. Eğer tekerleklerinizi sola doğru kırarak beklerseniz,
    birisi size arkadan çarptığında sizi karşıdan gelen trafiğin önüne
    iter. Ayrıca, ilerinizde bir engel gördüğünüzde, hemen diğer şeride
    geçmeden önce o şeritteki trafiği kontrol edin ve onlara yol verin.

    · Sağa dönüş Kırmızı ışıkta sağa dönüş yapılamaz. Sadece bazı
    kavşaklarda, dönüş için ayrı bir ışık bulunuyor ve yeşil yanıyorsa
    veya özel olarak dönüş yapılabileceği belirtilmişse, diğer yoldaki
    trafiğe dikkat edilerek dönüş yapılabilir.

    · Girişlere yardımcı olun. Çok şeritli yollarda sağ şeritte
    ilerlerken, trafiğin elverdiği ölçüde ve geçici olarak bir iç şeride
    geçerek, sağdan giriş yapan araçlara güvenli ve düzgünce giriş
    yapabilmeleri için yardımcı olabilirsiniz.

    · Doğru zamanda fren yapın. Dönüşlere gelmeden önce uygun
    hıza yavaşlayın. Dönüşün ortasında yapacağınız sert fren aracınızın
    dengesini bozar.

    · ABS'yi deneyin. Aracınız kilitlenmeyi önleyici fren
    sistemiyle donatılmışsa, ilk kez karşılaştığınızda pedal titreşim ve
    gürültüleri sizi şaşırtabilir. Bu nedenle, ABS'nin nasıl
    hissedildiğini anlamak üzere, acil bir durumu beklemeden, yağmurlu bir
    günde kumlu, kaygan bir yol veya boş bir park alanı bularak, ABS'yi
    uyarmak üzere sert bir fren yapın.

    · Araç kullanırken telefonu kullanmayın. Araştırmalara göre,
    araç kullanılırken yapılan telefon konuşmaları kaza riskini dört kat
    kadar artırmaktadır. Risk, "hands-off" veya kulaklıklı telefon
    kullanımında da aynıdır.

    · Gece görüşünüzü koruyun. Yaklaşan farlara fazla bakmayın.
    Körleştiriyorsa, bakışınızı yolun sağ kenarına yoğunlaştırın.

    · Uykunuzu alın. Uykulu iken araç kullanmayın. Gözleriniz bir
    noktada sabit kalıyorsa bu tehlike işaretidir. Bulduğunuz en yakın
    güvenli yerde sağa çekerek birkaç dakikalık bir şekerleme yapın.

    · Güvenceye alın. Kısa süreli de olsa, aracınızı terk ederken
    güvenceye alın. Yani, düşük vitese takarak el frenini çekin, camları
    kapatarak kapıları kilitleyin. Eğer arabada sizden başka kimse yoksa,
    kredi kartıyla ödeme yapmaya giderken bile kapıları kilitleyin.
    Konu ÇATALCALI tarafından (30-11-2010 Saat 11:37 ) değiştirilmiştir.

 

 

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •