Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
1 den 9´e kadar. Toplam 9 Sayfa bulundu
  1. #1
    Ordinaryus Enduroist
    Isim
    f800 gs
    Üyelik tarihi
    12-05-2009
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    4,077
    Marka
    Bmw

    Standart Dünya Şampiyonuyum ama ailem bugün ´yarışı bırak´ dese, bırakırdım

    Kenan Sofuoğlu, Türk motor sporunun dünyadaki tek gururu... Ekim’de Dünya Supersport Şampiyonu oldu. Şimdi ise MOTO GP2’de yarışan ilk Türk yarışçı unvanını kazandı. İki abisini pistteki kazalarda kaybeden 27 yaşındaki sporcu, “Ailem bu noktaya kolay gelmediğimi bildiği için abilerimin vefatı sonrasında beni vazgeçirmedi. Ama bugün bana ‘bırak, artık yarışma’ deseler, sözlerini dinlerdim. Yarış öncesi onları mutlaka arar, dualarını almadan piste adımımı atmam” diyor.

    * Hız tutkusunu hayatınıza nasıl girdi?
    Adapazarı Akyazı’da babamın motosiklet tamirhanesinde... İki ağabeyimle hayallerimizde hep yarışçı olmak vardı. O günlerde Türkiye’den yurt dışına çıkmış hiç yarışçı yoktu. Zaten topu topu 4 motor yarışçısı vardı, bunlardan 3’ü de bizdik. 2001’de kriz patlayınca Türkiye’deki yarışlar da öldü. Bu da bizi yurt dışına itti. “Yamaha Cup” kupasına katıldım. Şampiyonada 8 yarışın 6’sını kazanınca, profesyonel teklifler aldım.

    * Doğuştan gelen bir yeteneğiniz mi var, yoksa sırrınız çalışmak mı?

    Biz zaten motosikletin üzerinde büyüdük. Ben bu spora çok erken yaşta başladım. İlk kez 22 yaşında Dünya Şampiyonu oldum. 2001’de yurt dışına çıkınca Avrupa Şampiyonası’na gitmek istedim. Çünkü biz Türkiye’nin en iyisiydik. Ama ilk yıllar o kadar yavaştık ki, Avrupa’da herhangi bir ülkenin 3’üncü liginde oynayan futbolcular gibiydik. Ben o gün Avrupa Şampiyonası’na girmek için babama çok yalvardım. Babam “Gerek yok. Biz bunlardan çok aşağı seviyedeyiz” dedi. Ben inatla antrenmanlara katılıp düştüm. Ama o gün yaşadıklarım beni kamçıladı. Türkiye’ye dönecekken Almanya’daki arkadaşım beni aradı. Amatör yarışçıların katıldığı Yamaha Cup’ta yarışmamı istedi. Önce “Ne işim var” dedim. Sonra yarıştım. Beni işte o “Yamaha Cup” buraya getirdi. Orada 25 yılın en yetenekli pilotu seçildim ve profesyonel teklifler aldım.

    “Sponsor olsa bugün MOTOGP’nin 1 numaralı yarışçısı olurdum”

    * MOTO GP2’yi neden tercih ettiniz?

    İki kez Supersport Dünya Şampiyonu oldum. Şimdi Avrupa’da ismimi daha büyütmek için MOTO GP2’yi tercih ettim. “Hem MOTO GP2’de şampiyon oldu, hem de Supersport’ta dünya şampiyonu oldu” dedirtmek istiyorum. Türkiye’nin en büyük şirketleri gelip “Kenan arkandayız” dese, yarın MOTOGP’nin 1 numaralı takımında yarışırım. MOTOGP’dekilerin büyük sponsorlar var. Valentino Rossi’nin bile sponsoru Bugatti...

    * Yarışta kaç kilometrelere çıkıyorsunuz?

    300-320’lere çıkıyorum.

    * Tehlikeli bir hız...

    Yarışı kazanmaya öyle konsantre olunca başka hiçbir şeyi düşünmüyorsunuz. Hayatınız pistte hep o hızlarla geçtiği için bu kilometreler çok doğal geliyor. O anda sadece daha iyi tur derecesi yapmayı düşünüyorum. Normal biri arabayla 100-120 ile giderken ne hissediyorsa, benim için de aynısı geçerli. Motorun üzerinde zaten kilometre saati yok. 320 km’ye ulaştığınızda ufacık bir hata ile yoldan çıkıp düşebilirsiniz. O zaman “her şey bitti” demek. Tekrar kalkıp yarışı tamamlasan bile, diğerlerine geçildiğin için yarışı kaybedersin.

    * Vücudunuz yarışlarda ne kadar zorlanıyor?

    Red Bull’un akrobasi uçağına binmiştim. Pilot bana çok ağır G’ler yedirmişti. Ama hiç etkilemedi. Yarışlarda da bayağı G yiyoruz ve dayanabiliyoruz. Virajlarda vücudumuz bir o yana, bir bu yana savruluyor. Yazın 30-35 derecedeki bir yarışta 2-3 kilo su kaybediyoruz.


    “Yanmaz kıyafetimiz kanguru derisinden yapılıyor”

    * Düştüğünüz zaman yaralanma riskiniz ne?

    Yarışlarda düşmeler kalkmalar çok normaldir. Bu yaralanma riskini en aza indirmek için tulum şeklindeki özel ve yanmaz kumaşlı bir elbise giyiyoruz. Ayrıca bu elbisenin sırtına yapılan özel çıkıntı da olası bir düşmede pilotun kafasının yere çarpmasını engelliyor. Bu elbise sayesinde, 200-220 km hızla düştüğünüz zaman, yerde 200 metre bile sürüklenseniz, hiçbir zarar almıyorsunuz. Sadece takla attığınız zaman kolunuzu ya da bacağınızı kırma ihtimaliniz var. Kıyafet kanguru derisinden yapılıyor. Kanguru derisi çok hafiftir. Yerde istediğiniz kadar sürüklenin, yanma ihtimali yok. Yırtılma ihtimali de çok düşük. Kaskımız ve eldivenimiz de en özel deriden yapılıyor.

    * Yarışta viraj dönerken pilotların diz kapakları yere temas ediyor. Zor bir hareket mi bu?

    Virajları alırken dizinizi yere değdiriyorsunuz. Çünkü diz virajlarda bir nevi “üçüncü tekerlek” işlevi görüyor. Herkes “Orada bilye mi var?” diye sorar. Orada sert bir plastik var. O plastik aşındıkça yenisiyle değişiyor. Kimi pilot yere dizini çok değdirir, kimisi az... Ama viraja girerken her pilotun dizi yere değer. Dizde ağrı ya da sızı hissetmezsiniz. Çünkü diz kısmınızda altına yumuşak süngerler yerleştirilmiş bir plastik madde var.

    “Ölümü düşünen bir yarışçı asla yarışamaz”

    * Abilerinizi pistlerde kaybettiniz. Yarıştayken ölümü hiç düşünüyor musunuz?

    Söz konusu bile değil. Ölümü düşünen bir yarışçı zaten yarışamaz. Bir örnekle anlatayım. Aslında MOTOGP2’nin son 2 yarışına benim katılma hakkım yoktu. Çünkü oranın belli pilotları var. Oraya 1 kişi ekstradan katılamıyordu. Ama sezon ortasında şampiyonanın Japon pilotu Tomisawa hayatını kaybettiği için 1 koltuk boştu. Ben de 2010 Dünya Şampiyonu olduğum için bu yarışı bana teklif ettiler. Sezonu bitirir bitirmez, o ölen pilotun yerine yarışa gittim. Demek istediğim şu: Eğer ölümü düşünseydim, üzerinde 3 ay önce bir başka pilotun öldüğü motoru kullanmazdım. Ölüm olayına gelince, yarışta bunu yaşamak yüzde 2-5 ihtimal. Ama eceliniz geldiyse, yarışta da ölürsünüz, trafikte de... Trafikte hayatınızı kaybetme ihtimali bizim yarışlara göre daha yüksek.

    * Hayatını sürekli riske etmek stresli mi?

    Ölüm konusu bence bir ecel meselesi. Benim iki ağabeyim de kazalarda vefat etti. Birisine yolda karşıdan karşıya geçerken araba çarptı. Diğeri de yarışta vefat etti. Burada ecelin nerede ve nasıl geldiği önemli değil. Bizim zaten ailece böyle bir inancımız olmasa, bugün annem babam benim yarışmama izin vermezdi. Bugün “Ecelden korktum, yarışmayacağım” diyemezsin. Ecel gelse, zaten beni oturduğum koltukta da yakalayacak. Ben bir yılda 120’nin üzerinde uçağa biniyorum. Çoğu kez uçağın sis yüzünden pisti pas geçtiğine tanık oldum. Bir seferinde Avustralya’dan dönerken uçak 1.5 saat içinde 4 kez inmeye çalıştı ama 4’ünde de inemedi. Böyle riskleri görünce zaten “Hayatın her yanında risk vardır” diyorsunuz.

    * İki ağabeyinizi kaybettiğinizde anneniz “Bu sporu yapma, bırak” deseydi, ne yapardınız?

    O günlerde zaten annem bana “Yurt dışına gitme, burada beraber kalalım” diyordu. Ama “sporu bırak” demedi. Aradan zaman geçince onlar da kabullendi. Ailem de bu noktaya kolay gelmediğimi bildiği için beni durdurmadı. Ama bugün annem bana “Yapmayacaksın, bitti” dese, kesinlikle onların sözünü dinlerim.

    “Kavuğu alıp hiç giyememek de vardı ama takmak nasip oldu”

    * Kaskınızın üzerine neden Osmanlı arması yerleştirdiniz?

    Bu aslında bir Osmanlı Tuğrası... Sonuçta bu armalar ve tuğralar bizim eski kültürümüzü anlatıyor. Avrupa’dakiler sordukları zaman onlara bizim çok eskiye dayanan bir kültürümüz olduğunu anlatıyorum. Bir de küçüklüğümden beri içimde hep Osmanlı’ya olan bir hayranlık var. O yüzden bu tuğrayı yaptırmayı gerekli gördüm. 2007’de de kaskıma da “Fatih Sultan Mehmet arması” yerleştirmiştim.

    * Dünya Şampiyonu olduktan sonra da kavuk giyme fikri nereden çıktı peki?

    Sezon başından beri şampiyon olursam kürsüde Osmanlı kavuğu giyerek kutlama yapmayı planlıyordum. Çünkü her pilot şampiyon olduğu zaman kendi ülkesine, geçmişine ve tarihine dayalı şovlar yapar. Benim de niyetim şampiyon olursam, o kavuğu takmaktı. Şampiyon olmak da, kavuğu takmak da nasip oldu. Ama kavuğu alıp da kullanamamak vardı. Çünkü son yarışta şampiyonluğu kaybetseydim, kavuğu kutusunda saklayacaktım. Sonuçta o bir hayaldi. Eğer olmasaydı, 2011 ve 2012’yi bekleyecektim. Yabancı TV’ler beni kavukla gördüklerinde “Turkish Sultan” dediler. Benle röportajlar yaptılar. Çünkü sultanların kullandığı bir kavuğa benziyordu.“Neden taktın” diye sorduklarında “Bizim çok eski geçmişimizi anlattığı için” dedim.

    “220 km hızla rakibimle çarpıştım, ölümle burun buruna geldim”

    “2008 yılında yarış esnasında yaklaşık 220 km süratle bir başka pilotla çarpıştım. Rakibim motorunun kontrolünü kaybedip benim önüme düştü. Ben de kendisine 220 km hızla vurdum. Çok büyük bir kaza olmasına rağmen, ben sadece belimden sakatlandım. Kırık değildi. Ama o sakatlık yüzünden şu anda hâlâ sıkıntı yaşıyorum. Özellikle yarışlarda belimden hep problem yaşıyorum. Bunun dışında 12 yıldır yarışıyorum, daha bugüne kadar hiçbir yerim kırılmadı. Sadece antrenmanlarda motokros yaparken kırıldı. Motor üzerinde en riskli hareket, emin olmadığınız bir şekilde rakibinize atak yapmaktır. Yaptığınız bu atak yüzünden de hem kendiniz, hem de rakibiniz yarış dışı kalabilir. Ama sonuçta bu yarış kesinlikle risk taşıyan bir spor... Risk almadan da yarış kazanamazsınız.”


    kaynak: http://pazarvatan.gazetevatan.com/ha...7&yaz=G%FCncel

  2. #2
    Enduroist Katılımcı Üye agn-07 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Ahmet GEYİN
    Üyelik tarihi
    11-10-2009
    Bulunduğu yer
    TEKİRDAĞ/Çerkezköy
    Mesajlar
    176
    Motosiklet
    Hyosung GT 250-sarı kız
    Marka
    Hyosung

    Standart

    emeğine sağlık göktuğ güzel bir paylaşım olmuş.

  3. #3
    Banned
    Isim
    ME
    Üyelik tarihi
    12-05-2009
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    2,231
    Motosiklet
    Ybr 125
    Marka
    Yamaha

    Standart

    Çok uzun olduğu için okumadım ama sanırım güzel şeyler yazdın.Eline sağlık yada copy paste'ne sağlık

  4. #4
    Ordinaryus Enduroist
    Isim
    f800 gs
    Üyelik tarihi
    12-05-2009
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    4,077
    Marka
    Bmw

    Standart

    Kenan sofuoglu ile ilgili röportaj

  5. #5
    Ordinaryus Enduroist ASIM DEMİR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    ASIM DEMİR
    Üyelik tarihi
    09-08-2009
    Bulunduğu yer
    İSTANBUL
    Mesajlar
    1,480
    Motosiklet
    BURGMAN 650 EXECUTİVE
    Marka
    Suzuki

    Standart

    okumam bayağı zaman aldı ama okurken bayağı keyif aldım sağolasın kardeşim.akşama gelde bi hasret giderek.

  6. #6
    Enduroist Katılımcı Üye İsmail Hakkı Erdağ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    İsmail Hakkı ERDAĞ
    Üyelik tarihi
    12-10-2010
    Bulunduğu yer
    Alanya
    Mesajlar
    411
    Motosiklet
    Yamaha 1200 süper tenere
    Marka
    Yamaha

    Standart

    Tümünü okudum,iki kardeşini motosiklet kazasında kaybetmesine karşın yarışabilmesi üstelik şampiyon olması her tür takdirin üstünde .paylaşım için teşekkürler.

  7. #7
    Ordinaryus Enduroist Yusuf YÜCE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Yusuf YÜCE
    Üyelik tarihi
    01-07-2009
    Bulunduğu yer
    Bakırköy / İSTANBUL
    Mesajlar
    3,657
    Motosiklet
    Norge 1200
    Marka
    Guzzi

    Standart

    Evet okuduk ve aynen Kenan hakkında kafamda kurguladığım düşüncelerimde haklı çıktım. Bir dayın olacak bu işlerde, dünya çapında bir yetenek keşfedilmeyi beklemiş yıllarca iki abisini vermiş, aile yine de Kenan'ı desteklemiş. Sonuç CoCa Cola kupası gibi bir başlangıç ve basamaklar üçer beşer atlanmış, dayılar artmış biz Kenan için şöyle yaptık böyle yaptık, kalburla su taşıdık. Sorarım size allahaşkına basketçilere yapılan kıyak Kenan'a yapıldı mı ? kaç altın verdiler kaç devlet görevlisi arkasında durdu veya duracak. Siz motorcular kendinizden pay biçin kaç paralık adamsınız ya da size kaç paralık insan muamelesi yapılıyor da Kenan için yapılması gerekenlerin hesabinı yapıyoruz bir düşünün. Trafikte köpek kadar değeriniz yoksa federasyonunuz sizi dışlamışsa, bu kadar çok motor forumu bir çok zaman kendi arasında bile anlaşamıyorsa bizim çoook alacak yolumuz var daha ama Kenan bir yolunu bulup rüştünü ispatlamış gelebileceği en iyi yere gelmiş. Ya arkada kalan göremediğimiz keşfedilmeyi bekleyen başka Kenan'lar ne olacak yeteneksizsiniz programına malzeme mi olacaklar, trafiğe açık alanlarda hız denemesi yapıp telef mi olacaklar, ya da tek teker , stoping yapıp kafa üstü çakılmayı mı bekleyecekler. Dikkatinizi çekerim artık motor kazaları ölümle sonuçlanmıyorsa gazete ve televizyonlarda haber bile olmuyor. Anlayacağınız yapılan kazanın bile haber değeri olması için spesifik sınırları zorlamak gerekiyor. Yani köpek adamı ısıracak öyle haber olacak.
    Öğrettiklerimiz bize uygulanamaz.
    Feministlik kocayı bulunca; komünistlik parayı bulunca biter, ENDUROİST'lik baki kalır.

  8. #8
    Enduroist Kadim Üye Hakki Orun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Hakki Orun
    Üyelik tarihi
    23-12-2009
    Bulunduğu yer
    Istanbul TR - Mobil Alabama USA
    Mesajlar
    786
    Motosiklet
    2012 R1200GS Adventure Triple Black - CRF 250L
    Marka
    Bmw

    Standart

    Motorcu oldurmenin "cezasinin olmadigi" bir ulkede hangi sponsordan bahsediyoruz ki? Bir tane soyleyin bana, motorcu oludurup ceza ceken bir otomobil kullanicisi? Doktor Omer gitti! Tiyatrocu Onur gitti, daha niceleri gitti, hatirladiklarimdan ikisini sikistiran taksici idi, bir digerini de kamyonet! Hangisine ne oldu?

    Biz asiri hizliyiz!
    Biz serseri motorcuyuz!
    Biz ucuz vatandaslariz!

    Neticede, Medyanin attigi baslik, Trafigin tuttugu rapor, dava sonucunda bu kadar etkileyici olabiliyorsa, bu konularda bir gelisme beklemek, Pamuk Prensesle tanismaktan daha zor.

    The Member of RoSPA RoADAR
    www.orunbrothers.webs.com
    R 1200 GS ADV TripleBlack
    CRF 250 L Kirmizi Beyaz

  9. #9
    Ordinaryus Enduroist Yusuf YÜCE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Yusuf YÜCE
    Üyelik tarihi
    01-07-2009
    Bulunduğu yer
    Bakırköy / İSTANBUL
    Mesajlar
    3,657
    Motosiklet
    Norge 1200
    Marka
    Guzzi

    Standart

    Kafamda şimşekler çaktı Hakkı abi
    Biliyorsunuz ki hakimler hukuk adamıdır, yasaları uygulamakla görevlidirler. Fakat bir çok konuda hakimler bilirkişi desteği /yardımı alırlar karar vermek için. Bu öngörü hakimin kararına ışık tutabilecek nitelikte olacağından bilirkişiler bu konuda uzman kişilerdir.
    Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere; hakim trafikte ölümlü veya maddi hasarlı bir kazada karar vereceği zaman öncelikle trafik polisinin yazdığı klişeleşmiş kusurlardan hangisini işlediğine bakarak suçlu tarafı bulmaya çalışır. Efendim sekizde bilmem kaç kusurlu bulunarak yasanın şu maddesi bu bendine göre cazalandırılmasına...
    Yasa destekli fahri müfettişliğin getirildiği ülkemizde belli bir yılı doldurmak şartı ile, alkollü yakalanmamış, sınırları zorlamadan trafik suçu işlememiş, konusunda uzman sayılabilecek sürücülük konusunda yeterli tecrübe ve bilgi birikimine sahip bu birikimini aldığı belge ve eğitim sertifikaları ile belgeleyen sürücüler '' Bilirkişi '' olamazlar mı hakimler de onların öngörülerine sığınarak daha adil karar verseler olmaz mı ? Zira hakimler görmediği bir kazanın kararını ancak polisin yazdığı rapor ve bir iki görgü tanığının ifadelerine göre kafasında ne kadar kurgulayabilir hep merak etmişimdir. Neticede onlar da insandır belki de gazete başlıklarının etkisinde kalabilir.
    Zaten trafik yasası mecliste küflendi cezalar caydırıcı değil, bir insanın canına kast etmek için en emin yol trafik suçu ile işi bitirmektir. Ben değil yasalar böyle adres gösteriyor bedeli bedavadan ucuz.
    Öğrettiklerimiz bize uygulanamaz.
    Feministlik kocayı bulunca; komünistlik parayı bulunca biter, ENDUROİST'lik baki kalır.

 

 

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •