Arkadaslar merhaba,
Günde ortalama 12 saat mesai yaparak geçirdigim yogun ve yorucu haftanin ardindan cuma
gecesi oturup bu haftasonu yapacagim geziyi planlamaya basladim.
Önceden Kartepeye çikmaya niyetlenmistim, fakat sonradan Yuvacik tarafina gidip kisin
son günesli günlerini de baraj çevresinde geçirmeye karar verdim.
Ilk hedef Izmit. Zevksiz ve sikici otoban yolculugunu biraz daha keyifli hale
getirebilmek için, TEM den degil E-5 ten gitmeye karar verdim. Birkaç sapak kaçirip
geriye döndükten sonra Yuvaciga dogru giderken yolun solunda kalan Kartepe gözüme
hasmetli ve davet edici görünmeye baslamisti. Yol kenarinda bakkaldan sucuk ekmek
aldiktan sonra (endurocunun bir numarali besin kaynagi ) yola çiktigimda birden
kavsaktan geri dönüs yaptim ve yeni hedef dogru Kartepe...
Daga tirmanmaya basladikça yavas yavas hava sogumaya, karlar artmaya basladi. Hatta
tepeye doğru yolda ciddi buzlanma vardı. Ben hep yolun bir noktadan sonra bozulmaya
baslayacagini, hatta toprak ve çamurlu yollardan geçmeyi beklerken, kendimi feci
derecede kalabalik, çoluk çocuk cümbür cemaat bir ortamda buldum ve yol bitti :/ Evet,
kartepenin tepesine gelmistim fakat bütün yol temiz asfaltti ve daha lastiklerim hiç
topraga degmemisti bile.
Otopark görevlisiyle konustugumda, 4 km asagidan zirveye çikan benim için daha uygun
(manyak oldugumu tipinden anladi heralde ) bir yol oldugunu söyledi. Ben de hemen
aksiyon pesinde bu yola vurdum kendimi... Kar ve buz üzerinde zorlu bir tirmanis ve ayni
yoldan inisten sonra baktim saat daha 1 ve hala paçalarim çamur bile olmamis..
Madem saat daha erken, neden ilk planladigim yola gitmiyorum diyerek yine yolumu Yuvacik
köyüne ve baraja dogru çevirdim. Deniz seviyesine geri indim, Yuvacık köyünden geçtim,
keyifli baraj yolunda motoru yatıra yatıra virajları aldım. Sonra yine tepelere
tırmanmaya başladım. Aytepe, Menekse yaylasi yoluna vurdum. Yine kar, yine soguk. Birkaç
saat önce çiktigim Kartepe ile asagi yukari ayni seviyedeyim.
Aytepe, Kartepeye göre çok daha keyifli. Asfalt yukarılara çıktıkça yavaş yavaş
bozuluyor, sonra toprak yol oluyor ve bazı yerlerde fındık büyüklüğünde stabilize
edilmemiş taşlı yollardan geçiliyor. Yoldan sapılacak bol miktarda patika yol var,
birkaç tanesine girip çıktıktan sonra hava kararmaya başlayınca geri dönüş yoluna
çıkmaya karar verdim.
Yolda güzel bir alabalık restoranında durup kendimi mükafatlandırdıktan sonra, yine
İzmit üzerinden, otoyoladan 100 km lik sıkıcı bir yolculukla evime döndüm.
Sabah 9 da çıktığım yolculuk akşam 7 de bitti. Verdiğim tek uzun mola akşam 4 civarında
bir saatten kısa olan yemek molasıydı. 350 km yol yaptım.
Deniz kenarı, dağ başı, kar, dere, orman, otoyol, soğuk, sıcak her türlü tecrübeyi bir
arada yaşadığım mükemmel bir gün oldu. Sağlığım ve imkanlarım yerinde olduğu için, bu
sporu yapabildiğim için çok mutluyum...