Suriye, Lübnan,Ürdün

[Murat Erdinc]

wadi Ram turunu bitirdikten sonra tekrar Akabe ye geri döndük









önce yemek





üstüne tatlı











10.gün Akabe Petra Busra

Sabah erkenden Akabeden hareket ederek Petra ya ulaştık









Petra, Ürdün’de Lut Gölü (Aslında sadece biz Lut Gölü diyoruz, dünya bu gölü Dead Sea olarak biliyor) ile Akabe Körfezi arasında yer alan antik kenttir. Kent M.Ö. 400 ile M.S. 106 yılları arasında Nebatiler'e (Suriye ve Arabistan arasında yaşamış, Arabistan kervan yollarını ele geçirerek büyük bir krallık kurmuş, Romalılar tarafından egemenliklerine son verilmiş millettir.) başkentlik yapmıştır. Roma İmparatorluğu tarafından işgal edilene kadar başkent olarak varlığını sürdürmüştür. M.S. 400 yıllarından sonra deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı kent gözden düşmüş ve zaman içinde unutulmuştur. 1812 yılında Petra’yı, Şam üzerinden Mısır’a giden İsviçreli seyyah Johan Burckhardt duyduğu bir efsanenin peşine takılmasıyla keşfetmiş, yüzlerce yıl süren uykusundan uyandırmıştır.

Haçlı Seferleri’nin ardından tarihin derinliklerine gömülen ve unutulan Petra Burckhardt tarafından yeniden keşfinden sonra arkeologların başlıca çalışma alanları içerisinde yer aldı. Kayıtlara göre milattan önce 4. yüzyılda bütün Mezopotamya’yı tehdit eden Perslerden kaçan Nebatiler, ulaşılması çok zor olan Musa Vadisi’ne sığınırlar. Çöl düzlüğünün ve uçsuz bucaksızlığının içinde yer yer kayalara oyulmuş, bazen o kayaların aralarına dolanmış, taştan bir şehir inşa ederler. Ölü Deniz’in 80 km güneyinde, Arap çölünün kenarındaki bu şehrin anfi tiyatrosu, tapınakları, sarayları ve mezarları vardır ki bunların tamamı kaya bloklarının oyulması suretiyle inşa edilmiştir. Putperestlikleri ile bilinen Nebatiler tanrıları Duşara için dev tapınaklar inşa etmişlerdi. Bu antik kentin dünyaca bilinen yüzü ise 30 metre eninde, 43 metre yüksekliğindeki Al-Khazneh’tir.



Burası kimileri tarafından önemli bir Nebati kralının mezarı olarak düşünülürken, başka bir görüş burasının bir tapınak olduğu fikrini savunuyor. Burası aldığımız broşürde “ Treasury “ (El Hazne hazine binası demek. Nebatiler zamanında hazine binası olarak kullanılmamasına rağmen buranın isminin El Hazne olarak anılma sebebi, haramilerin çaldıklarını burada saklamalarından dolayıymış.) olarak da lanse edilmiş. Burası zamanında ne olursa olsun inanılmaz bir yapı. Ürdün’de birçok otel ve turistik yerdeki posterlerde bu yapı sergileniyor. Bu yapı Ürdün’ün turistik yüzüdür.

[Murat Erdinc]

Petra gezimizi tamamladıktan sonra Dara sınır kapısına yakın Ar Ramtha da aksam yemeğimizi ve tatlımızı yedik












daha sonra sınırda gene alışılagelmiş işlemleri tamamlayarak Suriye ye giriş yaptık 5o km mesafedeki Buşra ya ulaştık.Yerlesimde tek bir otelin olması ve fiyatının cok yüksek olması karsısında ne yapacağımıza karar veryeye calısırken Buşra lı bir motorsikletlinin yardımı ile bir lokanta han karısımı bir yer bulduk yatak kahvaltı adam bası 15 euro

taze sıkılmış nar suyu bile vardı gece 12.00 de





mekan



uyuyanlar

[Murat Erdinc]

11.gün Buşra Palmira

motorlarımız



Sabah bahcede kahvaltı faslı




restaurantın sahibi olan Ahmet in rehberliğinde başladık Busrayı gezmeye burasının bizim için önemli olmasının nedeni peygamberimiz Hz.Muhammed 12 yaşında iken amcası Ebu Talip’le bu beldeye gelmişti. Burada yaşayan Bahira adındaki bir rahipin de Hz.Muhammed’in peygamberlik nişaneleri taşıdığını amcasına anlatmasıydı rahibin bulunduğu bu kilise hala hazırda sağlam bir vaziyette kalmış,

























Hz Muhammed peygamber olduktan sonrada tekrar buraya gelmiş biraz ilerde bulunan içinde peygamber efendimizin devesinin ve kendinin ayak izi olan Beyaz kubbeli mescide gittik dua ettik.

[Murat Erdinc]

hamam



zamanında sehrin su ihtiyacını karsılayan havuz






motorlarımız yola hazır



şam çevre yolundan geçerek bizleri palmeyria antik kentine götürecek duma çöl yolunu kısa bir aramadan sonra bulup uçsuz bucaksız dümdüz yoldan gitmeye başladık benzinimiz azalmaya başlayınca hemen Bağdat tan şama gelenler için yapılmış küçük bir benzinlik bulduk












akşam üstü 460 km sürüşten sonra palmeyria ya (tatmur) geldik otele yerleşmeden antik kentte gittik

Palmira milattan önce 2000’li yıllarda tüm doğuya hakim olan ve kraliçeyle (Zennube) yönetilen bir devlete başkentlik etmiş, tarihi ipek yolunun Akdenize ulaştığı son noktalara ulaşmadan önceki son istirahat yeri olmuş… Kudüs Fatihi Selahattin Eyyubi’yi ağırlamış... Yüksekçe bir tepenin en uç yerine inşa edilmiş eğimsi bir kalesi var Selahattin Eyyubi zamanında inşa edilmiş ancak kale Osmanlı Valisi Fahrettin Paşa’nın ismiyle anılıyor

baal tapınağının önünde







Palmira sessiz ve kimsesiz… tarihin ihtişamlı krallıklarına ev sahipliği yaptığı gibi koca bir imparatorluğun tarihe gömülmesine de şahit olmuş… I. Dünya Savaşı’nda binlerce Osmanlı askeri işte bu çöllerde açlık ve susuzluğun yanısıra çöl ikliminin dayanılmazlığı karşısında bir mermi sıkamadan erimiş gitmiş…
















kale

[Murat Erdinc]

gün batımı




gece ve Palmira
















ve yemek faslı










kaldığımız otel Dedeman grubu tarafından alınmış, otel calısanları bizim Türkiye den geldiğimizi öğrenince bize bahçedede servis verdiler






12.Gün Palmira Humus Hama Haleb

Sabah erken vakit palmiradan ayrıldık ilk molamızı Humus ta verdik ve fallafel le kahvaltı yaptık

[Murat Erdinc]

daha sonra su değirmenleri ile tanınan Hama









Hama da cay molası





Hama dan sonra ana yoldan ayrılarak Apema ya ulaştık













Apema dan sonra İdlib üzerinden Haleb

İdlib yolunda benzin molası



Haleb yakınlarında yemek molası



ve gece 10.00 gibi Haleb e ulaştık ilk once otelimize yerlestik



daha sonra sehir turu







tatlı molası




gece otele dönerken kebapcıyı görünce dayanamadık





günün sonu ancak bu kadar güzel bitebilir

[Murat Erdinc]

13.gün Haleb Adana


Sabah otelde kahvaltımızı ettikten sonra yurume mesafesindeki Emevi camiine gittik









Halep Emevi camii








Hz Zekeriya a.s. türbesi






Kör Hafızlar





Haleb Kalesi

Halep Kalesi, yerden 50 m yükseklikte 10. yy.da Hamdaniler zamanında inşa edilmiş. Kalenin altında çok eski bir Hitit Tapınağı olduğu söyleniyor. Etrafı 20m derinliğinde bir hendekle çevrelenmiş büyük selçuklu hükümdarı süleyman şahın mezarının da olduğu kale camisi, hamamları, medreseleri, öğrenci odaları, kralların misafirlerini ağırladığı ve ahşap işlemeleriyle dikkat çeken kral odası, antik tiyatrosu, su deposu ve zindanı ile antik bir şehir görünümündeydi.

[Murat Erdinc]

carsısı












Haleb turunu bitirdikten sonra Öncüpınar sınır kapısından Türkiye ye giriş yaptık sonra Gaziantep üzerinden Adana

Osmaniye yakınlarında mola



Seyhan da sevgili arkadasımız Metin in ayarladığı otele yerlestik ve sağolsun bizi gene en güzel sekilde ağırladı









14.gün Adana Bursa

sabah erkenden yola cıktık

Aksaray yakınlarında yemek molası verdik



ve aksam vakti Bursa ya vardık.

[İbrahim KARAASLAN]

Maşallah abi hızına yetişemiyoruz. yılların birikimini bir anda aktardın bizlere. yine çok güzel bi gezi.Profesyonel rehberlerin katkısı olduğu aşikar.Hal böyle olunca raporları okumak ayrı bir keyif. Her endurocunun hayalidir suriye gezisi sen bunu tamamlamışsın,fakat bir çok arkadaşımız uzun zamanlar beklemek zorunda bu gezi için. İnşallah bir an önce düzelirde yeni Suriye raporları okuruz.

[magicboy135]

çok güzel bir gezi olmuş, tebrikler.