Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
Sayfa 1 Toplam 9 Sayfadan 12345 ... SonuncuSonuncu
1 den 10´e kadar. Toplam 88 Sayfa bulundu
  1. #1
    Enduroist Kıdemli Üye Ünsal Ömer ÇAKMAKLI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Ünsal Ömer ÇAKMAKLI
    Üyelik tarihi
    09-04-2010
    Bulunduğu yer
    erzincan
    Mesajlar
    1,584
    Marka
    Bmw

    Standart Yahu ben yine düştüm Ama sor bi niye düştüm




    Harika bir haftasonu güneşini Birinci Cihan Harbi’nin en sıcak cephesinde , şehitlerimizi anarak değerlendirmek isteyen Enduroist’ler olarak 24 Mart 2012 sabahı yola koyulduk.
    Güzel bir sürüş ardından , güzel bir kamp yaptık ve kampı kaldırdan sonra da tarihi yarımadayı gezmek üzere yola koyulduk.
    Sağolsun Çan’dan Ercan abi bize bu gezide rehberlik etmek üzere sabah kamp alanında aramıza katılmıştı onun liderliğinde sürüşümüz devam ederken Kilitbahir’de arka lastiğin kilit olmasıyle geleneksel “lowside”ımı gerçekleştirmiş oldum



    http://g.co/maps/gbqs4


    Peki ben neden düştüm ?
    Virajda arka lastik kitlendiği için mi düştüm?
    Yüzeysel olarak bakıldığında evet , fakat kazalara yüzeysel olarak bakıldığından ders alınması pek mümkün olmuyor öyleyse biraz derinlemesine bakalım bu mevzuya .
    Kendimce olayın bir teatisini yaptığım zaman maddeler halinde şu sonuçları çıkardım;

    -Dostumuz İkarus hala bana birşeyler öğretememiş

    -Yabancı bir motosiklette limitleri fazla zorlamak

    -Motosiklete ve kendine aşırı güven

    -Dalgın bir zihin

    -Rahatsız bir görüş

    -Çalan müziğin haleti ruhiyeye etkisi

    -Grup sürüşüne uygun olmayan bir grubun , grup halinde sürmesi

    -Arkansaslı Hakkı

    Benim düşmeme sebeb olmuştur.

    Her nekadar olayın derinine inip bu maddleri irdeleyecek olsam da , meraklanan arkadaşlar için yüzeysel olarak olay anını biraz tasvir etmeye çalışayım.

    Kilitbahir müzesinin olduğu sağ viraja kendimce aşırı hızlı yaklaşıyorum , zira önümdeki arkadaşa yetişebilmek için düzlükte Karakaçan’a iyi gaz beslemişim ve yüksek vitesteyim.

    Viraja yaklaşınca artık kullanmaya alıştığım ön frene asılıyorum yavaşlayabildiğim kadar yavaşlıyorum , düşen hızımı yeterli görüp freni bıraktığım anda virajın açısını farkediyorum çok yatmam lazım.
    Yatarım yatmasına , lastiklerim bir harika ama o yatışa sağlam tork lazım vitesim çok yüksek , inmiş olduğum bu hızda Karakaçan hayatta gaz yemez.

    Kaçta yer? 2’de yer.

    Motor yatmaya başlarken çatçat iki vites birden inip sağ gidonu iteliyorum debrajı bırakmamla beraber film kopuyor.

    Motorun sertçe yere vurduğunu görüyorum , deniz gökyüzü birbirine giriyor.
    Sırtüstüyüm , nerem ağrıyor diye düşünüyorum.
    Arkamda kim vardı hatırlamıyorum , bana vurup vurmayacağını dert etmiyorum zira şimdiye kadar üstümden geçmiş olmalıydı.
    İyiyim anlamında başparmağımı yukarı kaldırmaya niyetleniyorum canım istemiyor.
    Sadece uyumak istiyorum o anda , mışıl mışıl sıcacık…

    1 saniye… 2 saniye.. 3 saniye..

    Vizörden iki kişi görüyorum hayal meyal , bakıyorlar konuşuyorlar ama yanıma gelmiyorlar , kaskları var ikisininde bizimkiler...

    Paniklemesinler , kendimde olduğumu anlasınlar diye hareket etmem lazım hareket etmeye korkuyorum ,hala şoktayım sanırım.

    En azından bi hareket yapmam lazım vizörü açıyorum , biri sol elimi tutuyor yüzüme eğiliyor ağrım yok diyorum.

    Yok ağrım sadece sağ ayak bileğim burkuldu sanrım , elden destek alıp sağ dizimi kırıyorum sağ ayağımın tabanını yere basıyorum hareket ederken sızlama yok bilekte .

    Sağ yanımda Özer abiyi görüyorum sağ elimi uzatıyorum , eğilip elimi kavrıyor.

    Kalkmaya yelteniyorum.
    Yat diyorlar , haklılar şoktayım kalkınca kellenin lök diye yere düşme ihtimali var

    İyiyim , kafayı yere birkaç kere vurduğumu hatırlıyorum , arkadan gelenler olduğunu , grup sürüşünü , Özer abiyi tanıyabiliyorum , yattığım süre boyunca kendimi dinledim sağ ayak bileğim sızlıyor.
    Belki sol kalçamdakini de sızıdan sayabiliriz ama sol dizimdeki tamamen fasulyeden bir ağrı…

    İyiyim aga kaldırın beni … Kendim kalkıcam ama sağ bileğimden emin değilim. Trafiği kapatmayalım diyorum.

    Emin misin , iyimisin nidaları arasında yolun sağ tarafına oturtuluyorum.

    Keşke yazlık falan diye düşünmeyip motosiklet botlarını giyseymişim , içine gasteaa falan bişiiler ekleyip idare ederdim.Bu kışlık normal botlar bileği fazla büktü , belki de ipleriyle sıktığım boğaz kısımları ayağımın daha fazla bükülmesini engelledi daha fazla korudu. Bugün botları inceleyince sağ ayak ucun yere değince ayağımın üstü asvalta sürtmüş , burkulmanın yönü buymuş.

    Oturduğum yerde İlker botlarımı çıkarmaya çalışıyor , gerek yok yahu diyorum.
    Yok illa çıkaralım bakalım .
    Aman Allahım assolist olsam bis için ısrar etmezler bu kadar.
    İyi diyorum çıkarın ama yok bişey sanırım sadece burkuldu.
    Açıyorlar ayağı , sıyrık morarma şişme yok , elle yoklamada sızı yok…
    Yok bişey yahu derken bir yandan da bir sıkıntısı var mı diye bileği sağa sola yukarı arkaya Ortadoğu ve balkanlara doğru çevirip duruyorum.
    Huaaaaaahhh amaniiin ne biçim acıdı laaaa….

    Bir noktaya dönerken bilek , feci canım yandı , sesi duyan yine başıma toplanıyor Frances elinde mavi soğutucu pedlerle bekliyor , İlker bileğimi mıncıklayarak neresinin ağrıdığını bulmaya çalışıyor pedleri oraya yapıştıracak da ağrımıyor ki şimdi

    Yoklamayla acıyan bir yer yok.

    Hakkı abi hangi pozisyonda acıdı diye soruyor , tüm pozisyonları deniyorum Hakkı abi için ama yok uygun pozisyonu bir türlü bulamıyoruz.

    Olsa olsa burasıdır diyerek iki pedi de yapıştırıyorlar bileğime.

    Bileğimde pedlerle kalakalıyorum yolun kıyısında , nası düştü , şöyle mi böyle mi sesleri geliyor.
    Karşıdan müze bahçesinden bir hanım ambulans çağırayım mı diyor gülüyorum içimden yok yahu hem biner giderim , hem yürür giderim o kadar değil diyorum.

    İlkere sesleniyorum , bilader nasıl çıkardıysan bu çorabı öyle sok bakalım yerine , böbrek koruması var belimde eğilemiyorum

    Hakkı abi gidona baksana ya ne durumda diyorum , İlker’in bota son düğümü attığı sırada everything its okey diyor Hakkı abi , seke seke caddeden geçerek eşşolueşeğin yanına geliyorum (Karakaçan) .
    Yaydı yine kendini sıpa yola boylu boyunca.

    Seke seke yürüdüğümü görenler yine telaşlanıyor , yok birşeyim arkadaşlar , tedbir olarak basmadım ayağımın üzerine diyorum ki gerçekten de tedbir amacıyla basmıyorum.

    Biraz nazlandıktan sonra Karakaçan anırmaya başlıyor ve biz yine yola koyuluyoruz.

    Çanakkale Şehitler Abidesine gidiyoruz…

    Niye düştüm ben?

    Sürekli bunu düşünüyorum.

    Farkındayım aklımdan çıkarmam lazım yine grup sürüyoruz , zihnimin sürüşte olması lazım ama atamıyorum kafamdan , uyuklar gibi de bir halim var sürerken.
    Gözlerim kapanıyor sanki?
    Kenara çekmeden önce emin olmak istiyorum sürüp süremeyeceğime , niye gözlerim kapanıyor , düşünce aldığım darbeden mi acaba diye düşünüyorum.

    Olmasın diyorum , yalnız yaptığım uzun sıkıcı yolculuklarda yaptığım gibi ayağa kalkıyorum. Motorda zıplıyorum , kollarımı sallıyorum. En nihayetinde vizörü açmak aklıma geliyor oh beee …

    Vizor kapalı olunca olayın harareti yakıp kavurmuş meğer beni , rüzgarı hissedince kendime geliyorum.

    Abide’yi gezmek yerine motorların başında kalıp zihnimden kazanın etkilerini atmaya çalışıyorum. Gerisi kendiliğinden geliyor , güzel bir sürüşle eve dönüyorum. Sıcak bol köpüklü bir aromaterapiden sonra miss gibi yatağa giriyorum. Bugün de ölmedim anne


    Gelelim ilk önce sıraladığımız şu maddeleri biraz inceleme kısmına.

    -Dostumuz İkarus hala bana birşeyler öğretememiş

    İlk madde malum ikarus sendromuna yenildim.
    Hakkı abi bana sollamalarda bile motoru gerekli gereksiz yatırdığımı söylemişti.
    Sebebi lastiklerimdi abi. Eski lastiklerime nazaran bu lastikler öylesine harika yol tutuyordu ki her fırsatta tadını çıkarıyordum.
    Biraz daha yat , biraz daha , dur bakalım ne zaman salacak , biraz daha….
    Hep biraz daha fazlasını denedim bu lastiklerle ve kendi limitlerimde onun limitlerini bulamadım.

    -Yabancı bir motosiklette limitleri fazla zorlamak

    Yahu bu adam Karakaçan’la düştüm diyor ama ikinci maddede yabancı motor diyor?
    Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyenleriniz olacaktır.
    Haklıdırlar aslında : )
    Cumartesi günü kamp alanına giderken sanırım Ecabat girişinde durup arkadan gelen grubu beklemiştik , bu esnada motor ayaktan devrilmiş gidon yamulmuştu. Sonrasında da sürekli titremeye başladı.
    Ayrıca vites pedalı yükselmiş . Belki o anda belki başka bir zaman fren pedalı da daha aşağı kaymıştı. Bu sebeble Pazar günü gidonu sürekli sıkı tutmak zorunda kaldım.
    Eh lastiklerinde durumunu belirtmiştim.
    Sadece bu kadarla kalmıyor üstelik.
    En büyük etken , hatta belkide ana etken 38lik arka dişlimi yola çıkmadan bir gün önce 40 dişli ile değiştirmemdi.
    Karakaçan bu sebeble tamamiyle farklı bir karaktere bürünmüştü.

    -Motosiklete ve kendine aşırı güven

    Dedim ya lastikler eski Duro’lara nazaran daha iyi kavrıyor , viraja daha rahat girip frenlemede kızaklama yapmıyor diye , işte bu sebebden mütevellik Karakaçan’a güvenim had safhadaydı. Kendime güvenim ise ezelden haddini aşmış durumda

    -Dalgın bir zihin

    Yola çıktık eksik birşeyler var.
    Bir süre sonra güneş gözlüklerinin olmadığını farkettim başladı mı bende bir düşünce , nereye koydum diye
    Kaybolmasını geçtim ihtiyacım var onlara , takmam lazım. Acaba aldım mı? Kamp yerinden aldıysam nereye koydum? Acaba ilk mola yerimiz neresi olacak , bu molada gözlükleri arama fırsatım olacak mı?

    -Rahatsız bir görüş

    Güneş gözlüklerim yok dedim ya beya


    -Çalan müziğin haleti ruhiyeye etkisi

    Bursa’da düştüğümde Nilüfer’den İntizar çalıyordu. Bu sefer Coşkun sabah Anılar’ı söylüyordu.
    Hadi Nilüferi anladım da Çoşkun Sabah nerden çıktı kardeşim sabah sabah, uykumu getiriyor sürüş esnasında duygusal şarkılar.
    Üstelik tarzım değil…

    -Grup sürüşüne uygun olmayan bir grubun , grup halinde sürmesi

    Bu gezimizde grupta tecrübeli tecrübesiz sürücülerin bir arada sürmesi sorunsalından ziyade dar , virajlı üstelik kalabalık bir rotada 14 motorun bir arada sürmeye çalışması bence de bir olumsuzluktu.

    Özer ve Hidayet abi gayet kendince sürebilirken ben onların hızına ayak uyduramıyordum. Onlara ayak uydurabilen Francis ve Tekin abi yanlarında Mert’te olduğu halde bizi arkadan takip ediyordu.

    Ben o tempoda gidince reflekslerim tamamen köreliyor. Aklıma bir şey düşüyor ve yoldan sürüşten anında uzaklaşıyorum. Hal böyleyken diğer arkadaşlara yetişmeye çalıştım.

    Onların sürüş hızı da çok fazla olmamasına rağmen ivmelenme süreleri beni zorluyordu.

    Zira ben onları tam yakalamışken viraj geliyor onlar normal seyir hızlarıyla virajı dönerken , ben Karakaçan’ın limitleriyle viraja yaklaşmaya başlıyordum.

    Her virajda sürekli limit frenleme , hızın yeteri kadar düşmediği durumlarda limit yatış açılarıyla onlardan kopmamaya çalışıyordum.

    Ben nasıl yavaş gidemiyorsam , onlarda yavaş gidemiyordu.

    Her sürücünün , motosikletiyle kendini rahat hissettiği bir sürüş temposu var , bu gezide ben iki arada bir derede kaldım. Ne öndekilere , ne arkadakilere ayak uydurabildim.

    Ne zaman taklaya geldim onun etkisiyle onlar biraz yavaşladı , ben biraz yavaşladım. 14 motor gurup halinde aradaki mesafemizi biraz daha açarak durağan tempolu bir sürüşe ulaşabildik. Ama bu durum her yolda , her şartta mümkün olmuyor maalesef.

    - Arkansaslı Hakkı

    Bu kazada Arkansas’lı Hakkı’nın etkisi de son derece büyük.
    Abicim yol boyunca sürekli Hakkı abinin bir önceki gece anlattığı Laz fıkrasına takılı kaldım. Sürekli Laz ve gaz , Arkan Saz diyip durdum

    Ben sana ne diyeyim Hakkı Abi , ben yokken sürüş hakkında konuş , ben varken fıkra anlat

    İşte dostlar yukarıda bir sürü şey anlattım çeşitli bahaneler uydurdum , sonuçta düşen , taklaya gelen bendim.

    Bu satırları yazarken telefonla görüştüğüm Şafağ’ın söylediğine göre 3 takla atıp 4’üncüyü tamamlayamadan 3-4 metre sırtüstü sürüklenmişim.
    Her kazada olduğu gibi yine kendim ettim ne ettiysem.

    Aslında geçen sene Bursa'da düşmem ile aynı sebebler ile düşmüşüm. O zaman Göktuğ ne güzel anlatmıştı , eğitim şart diye. Hala akıllanmadım , hala eğitime harcanak parayı gezilere harcıyorum

    Bunca yazılandan sonra nah şuraya yazıyorum ;
    İlk gezide ben yine düşücem şerefsizim

    Son olarak yine imzamla bitireyim lafımı ;
    “ Tecrübe limitlerini bilmektir
    Konu Ünsal Ömer ÇAKMAKLI tarafından (27-03-2012 Saat 12:40 ) değiştirilmiştir.

    Sizin altınızda bez varken , bizim altımızda MZ vardı
    "Tecrube, limitlerini bilmektir"

    Ep gene Trakya beeyaa Avrupa'lıyız çekemiyo susaklar...


    0 532 4258807

    Canlar Makina , Canlar A.Ş.

    .

  2. #2
    Enduroist Kıdemli Üye Hayati BEDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Hayati BEDER
    Üyelik tarihi
    25-06-2011
    Bulunduğu yer
    Çorlu / Tekirdağ
    Mesajlar
    1,237
    Motosiklet
    NC 700 X 2013
    Marka
    Honda

    Standart

    Geçmiş olsun Ünsal'ım....
    Düşme raporun gezi raporu tadında yine......

    Kalıcı dostluklara...
    532 4631918

  3. #3
    Enduroist Kadim Üye AtagünTERZİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Atagün
    Üyelik tarihi
    19-03-2012
    Bulunduğu yer
    ANKARA
    Mesajlar
    527
    Motosiklet
    XL1000VA Varadero
    Marka
    Honda

    Standart

    Ünsal öncelikle büyük geçmiş olsun.

    Yazını büyük bir dikkatle inceledim. Anlattıklarından dolayı zor bir sürüş ortamında (kalabalık, CC uyumsuzluğu olan, motora ait temel dinamiklerin eskisinden farklılaştığı ve daha önceden bilmediğin bir yolda) ve dikkat dağınıklığı içerisinde olduğun bir anda, yukarıda bahsettiğin konuları düşünürken konsantrasyonunun düşük olması sebebiyle ve kendini otomatik pilotta gider gibi hissederken böyle bir olay yaşadığını düşünüyorum.

    Ancak olayı çok iyi irdeleyip paylaşmışsın, biz de okuyunca yaşamış kadar olduk Bu da benim gibi tecrübesiz arkadaşlara verdiğin bir katkıdır.

    Daha önemli bir problem yaşamamış olman çok sevindirici. Tekrar geçmiş olsun. Acil şifalar dilerim.

    Ha bu arada Las ve gas ve Arkansas fıkrası da gerçekten güzeldir.
    Konu AtagünTERZİ tarafından (27-03-2012 Saat 13:02 ) değiştirilmiştir.

  4. #4
    Ordinaryus Enduroist
    Isim
    Hidayet HANLI
    Üyelik tarihi
    04-10-2010
    Bulunduğu yer
    İSTANBUL- ÇATALCA
    Mesajlar
    1,700

    Standart

    Başta gekçekten büyük geçmiş olsun ancak düşme sebebi konusunda ve grup sürüşü sebep demene katılmıyorum neden :

    Eğer Grup olmasaydı

    kazadan sonra ben ne olduğunu anlamaya çalışıken ünsal iyi önemli bir şey yok dediler sonra Hakkı abi dikkatimi çekti
    başka
    Frances haman sağlık setini çıkardı ,

    İlker hemen ayağına müdale etti,
    diğer gençler hazır bekliyorlar

    bence burada hepimiz içim en önemlisi düşme anından sonraki kaza mahalli emniyetidirki bunuda Hakkı abi sağladı hemen birini yolun başına dikti ve arkdan gelen araçları uyardı ve yavaşlattı hepimizn motoru yolu ortasına iken motorları yolun kenarına güvenli bir yere aldırdı ve yolu trafiğe açtı Yılların tecrübesi Hakkı abi tebrik ve teşekkür ediyorum

    Çün arkadan gelen yörenin şöförü ise eğe zaten temkinli gider ama düşünün istanbula geceden beri yolda olan bir kamyon şöförü o viraja hızlı girse çıtlık kime gelirse olur ve daha ciddi ve vahim sonuçlar dpğurur

    Birlikte gitmek istememin sebebi de bu zaten her mola yerinde hakkı abi olsun yusuf abi olsun eğitmenliğini yapacaktı ama kısmet olmadı
    Konu ÇATALCALI tarafından (27-03-2012 Saat 13:22 ) değiştirilmiştir.

  5. #5
    Enduroist Katılımcı Üye İsmail Çiçek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    ismail çiçek
    Üyelik tarihi
    10-05-2011
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    178
    Motosiklet
    Dominar 400
    Marka
    Diger

    Standart

    Geçmiş olsun.
    Bir kaza bu kadar keyifli anlatılır herhalde.
    İsmail Çiçek
    A rh +
    0532 640 38 45
    Beylikdüzü / istanbul

    Hayat; Aldığım nefesten ibaret değil, Hayat; Nefesinizin kesildiği anların toplamıdır.

  6. #6
    Enduroist Kıdemli Üye Osman Somuncu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Osman Somuncu
    Üyelik tarihi
    29-08-2010
    Bulunduğu yer
    Dikili-İZMİR
    Mesajlar
    1,023
    Motosiklet
    TDM 900 A
    Marka
    Yamaha

    Standart

    Pes vallahi Ünsal!..Hiç bu kadar güzel düşme raporu okumamıştım!..

    Sanırım bir yerde birkaç kemiği kırılıp Haydarpaşa hastanesinde yatan bir sürücünün anılarını okumuştum,ama o biraz acıklıydı!..
    Seninki ise gülme krizine girmeme ramak kaldı!..

    Geçmiş olsun diyorum ve inşallah bir daha başına gelmesin!...(Gerçi Orhaneli yolundaki düşüşten sonra da dilemiştim.. )

  7. #7
    Enduroist Kadim Üye
    Isim
    S D
    Üyelik tarihi
    07-04-2010
    Bulunduğu yer
    Tur
    Mesajlar
    590
    Marka
    Diger

    Standart

    Unsal cok gecmis olsun
    analizler super olmus, ders niteliginde

  8. #8
    Enduroist Kadim Üye Davut Yüksel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Davut Yüksel
    Üyelik tarihi
    10-01-2011
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    535
    Motosiklet
    R1100 GS
    Marka
    Bmw

    Standart

    KEyifle okudum doğrusu Ünsal eline sağlık, Allah başka asfaltla temas göstermesin hiçbirimize. Bununla geçmiş olsun

  9. #9
    Enduroist Kadim Üye Armağan ÖZTÜRK - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Armağan Ozturk
    Üyelik tarihi
    11-07-2011
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    528
    Motosiklet
    R1200 BJK Triple Black
    Marka
    Bmw

    Standart

    Cok gecmis olsun, tecrube hanesine bir arti daha koymussunuz.

  10. #10
    Enduroist Katılımcı Üye savaskayan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Savaş KAYAN
    Üyelik tarihi
    20-03-2012
    Bulunduğu yer
    ÇORLU
    Mesajlar
    179
    Motosiklet
    R1150gs Adventure
    Marka
    Bmw

    Standart

    aslında kendi teşhisini kendin koymuşsun
    Neredeyse tüm tesbitlerin doğru,
    Ben müzik olayına takıldım öncelikle,
    Nedense bir çok arkadaş motora binince artçıyla konuşalım,müzik dinleyelim,telefona cevap verelim havasından kurtulamıyor.
    iki milyon km ye yakın oldu herhalde otomobil kullanıyorum,direksiyondaki en dalgın anım cep telefonu kullandığım andır.
    Motor üzerinde ne telefon kullanırım,ne artçıyla haberleşme ne de müzik dinleme ihtiyacı hissederim.
    Telefonu ancak molada kullanırım o da çok gerekliyse.Seyir halinde telefonum kesinlikle kapalıdır.
    Günlük hayatın gürültü patırtısından kurtulmak icin motora biniyorum o anda en son duymak istediğim günlük hayata ilişkin şeyler.
    Müzik? yahu motorun ve rüzgarın sesi en güzel müzik,rüzgar rahatsız ederse kulak tıkacı takılır.
    Artçıyla sohbet,bence gereksiz çoğu zaman zaten yalnızım,illa olacaksa molada olsun.
    motosiklet kullanmak zateni maksimum konsantrasyon gerektiren bir faaliyet ve bu konsantrasyonu etkileyen hiç bir unsurun etkili olmasına izin vermemek gerek,
    Ben günler önceden hazırlandığım yolculukları bile sırf o sabah kendimi iyi hissetmediğim icin konsantrasyonumu bozacak bir şeyler olduğu icin iptal edebiliyorum.

    Motor üzerindeki değişiklikler ,anormallikler de genel olarak alıştığın sürüş alışkanlıklarını değiştirmeni gerektirecektir.Arka dişliyi büyütmüş olman sürüş dinamikleri açısından üzerinde durulması gereken bir durum,çünkü bu değişiklikle vites değişim aralıklarında az ya da çok etkilenecektir.
    Motoru virajlarda yatırma durumuna gelince,
    Maalesef motoru ne kadar yatırırsak o kadar tecrübeli olduğumuzu,görsel malzeme ürettiğimizi düşünüyoruz,oysa motor sadece virajın ve süratin gerektirdiği kadar yatırılmalıdır,pegleri yere sürtünce duyduğumuz ses gerçekte hiç de melodik değilLastiğine ne kadar güvenirsen güven lastik yanakları sonuçta dümdüz ve kullandığımız lastikler pist lastiği değil.motoru yatırırken küçük bir mıcıra denk geldiğimizde yola yapışmamız işten değil ve viraj içleri her zaman mıcır ve diğer görünmez tehlikelerle doludur.
    Konu savaskayan tarafından (27-03-2012 Saat 14:31 ) değiştirilmiştir.

 

 
Sayfa 1 Toplam 9 Sayfadan 12345 ... SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •