Ey politikacılar, ey belediye başkanları, ey adaylar !
BENDEN KORKUN. ÇOCUKLARINIZI ÇALACAĞIM !
Öpüp koklayarak büyüttüğünüz, saçının teline zarar gelse uğruna dünyayı yıkacağınız çocuklarınızı çalacağım. Benden korkun. Çünkü ben motorcuyum.
Ben yaşam sevincini yollarda köpürtürüm. Ben zengin fakir demeden, siyasi ortaklık aramadan, büyük küçük demeden kardeşlik yapabilen, benzerlerini hesapsız kucaklayabilen, yardımlaşabilen, birlikte gülebilen, aynı tastan su içebilen, aynı ağacın altında birlikte uyuyabilen bir kavmin üyesiyim… Ben çok eski bir masalda çıkıp geldim, yıllardır sen beni görmedin.
Ey politikacılar, ey belediye başkanları, ey adaylar !
BENDEN KORKUN. ÇOCUKLARINIZI ÇALACAĞIM
Ben Fareli Köyün Kavalcısıyım ! Türkiye’nin her yerinde geziyorum. Dağlar ve yolar benim. Gittiğim her yerde hayranlar ediniyorum. Çocukların benim motor sesimle büyüleniyor. Her gün birinizin çocuğunu peşime takıyorum. Her gün birinizin oğlu ya da kızı benim kavmime katılıyor… Yaşadığımız tehlikeye onlar da ortak oluyor. Çocuklarınızı çalıyorum ve çalmaya devam edeceğim. Dünyanın en güzel sporunu yapıyorum, senin çocuklarınla zenginleşip büyüyorum. Sen ise kendi çocuklarına karşı gösterdiğin kayıtsızlıkla her gün bizden biraz daha uzakta kalıyorsun.
Ey politikacılar, ey belediye başkanları, ey adaylar !
Size güvenmiyorum, sizi sevmiyorum ve size inanmıyorum. Her ne kadar kırmızı, siyah plakalı araçlarınızla aramızda terör estirseniz de çocuklarınızı seviyorum. Onları sizden çalacağım. Her gün birinizin çocuğu daha motorcu olacak. Yaşamı güzel kılma, yaşamın içindeki güzellikleri keşfetme yolunda onlara engel olamayacaksınız. Onlara ben rehberlik edeceğim. Siz ise sadece vurdumduymazlığınız ile bizim talihsiz ebeveynlerimiz olarak geride kalacaksınız. Hep ileri gitmek isteseniz de, bizi göremeyecek kadar arkamızda kaldınız, ya da yanımızdan geçip giderken aramızda çocuklarınızı göremeyecek kadar kendi dünyanıza gömülmüş oldunuz. Bizim için bir şey yapmadınız, ama ben sizin için bir şey yapacağım. Uyarıyorum. Çocuklarınızı çalacağım.
Ey politikacılar, ey belediye başkanları, ey adaylar !
Kendinize benzemeyen herkesi yok etmeyi hak kabul eden bir geleneği izliyorsunuz. Sizin gibi yaşamayanı, yaşam biçimi sizinkine benzemeyen herkesi lanetlemeyi olağan buluyorsunuz. Otomobilinizin içinde çocuklarınızı sigara dumanında boğarken bizim iki teker üzerinde doğa ile kucaklaşan sevincimizi serserilik olarak görüyorsunuz. Bizim için hiçbir şey yapmadınız, ama ben sizin için bir şey yapacağım. Çocuklarınızı sizden kurtaracağım. Onları otomobilin arka koltuğundan alıp yollarda yanıma katacağım. Rüzgarla sırdaş, dağlarda çobanlarla arkadaş olmanın yolunu açacağım onlara…
Ey politikacılar, ey belediye başkanları, ey adaylar !
Sizi uykusuz geceler bekliyor. Sizi, pencere önünde merakla eve sağ salim dönecek mi diye gözlerinizi kırpmadan geçireceğiniz akşamlar bekliyor. Sizden çocuklarınızı çalacağım. Her biri benimle kardeş olduğunda sizden bir adım uzaklaşmış olacak. Sizin motorcular için hiçbir şey yapmamış oluşunuzun sonucuna onlar da benimle birlikte katlanacak. Yolarda güvenliğimizi tehdit eden her ihmalinizde biraz da onların yüzü kızaracak.
Ey politikacılar, ey belediye başkanları, ey adaylar !
Benden korkun. Kafamda kaskım, motorumun üzerinde heybetli duruşumla çocuklarınızın gözünde bir kahramanım. Siz otomobilin içinde seyahat ederken o çocuklar benim motorumun sesi ile büyülenip bana katılıyorlar haberiniz yok. Artık çok geç ama yine de sizi uyarıyorum. Sizden çocuklarınızı çalıyorum. Onlar artık başka bir dünyaya aitler. Onlar motorcu oluyorlar. Onların dünyası kanla, tehditle, küçük görme ve trafikte önemsenmemenin sonuçlarıyla örülü. Bundan siz sorumlusunuz. İşte bu yüzden size güvenmiyorum. Sorumluluğunuzu yerine getirmediğiniz için, kendiniz araçlarınızda güven içinde gülüp eğlenirken benim kardeşlerimin kopan kafaları uykularınızı kaçırmadığı için sizi sevmiyorum.
Ve size inanmıyorum. Çünkü bizi hep yok saydınız, bizim için hiçbir tedbir almadınız. Sadece aramızdaki kötü örnekleri parlatıp adımızı serseriye çıkartmak gibi kolay bir kaçış yolunu seçtiniz. Evet aramızda kural tanımayan, akılsızlık yapanlar da var, sizin aranızda yok mu ?
Ey politikacılar, ey belediye başkanları, ey adaylar !
Çocuklarınızı sizden çalacağım, benden korkun. Onlar dünyanın güzelliklerini benimle yaşayacaklar. Meraklanmayın, yaşadıkları mutluluk sizinle olan genetik bağlarından doğan utancı boğacak.
Bizim rüzgarla sırdaşlığımızı, birbirimizle arkadaşlığımızı, yağmurla çamurla ve güneşli havalarla olan doyumsuz sevincimizi gölgeleyen trafik canavarlarına gösterdiğiniz tolerans için sizi affetmiyorum. Ucuz çözümlerle ölüm tuzağına dönüştürdüğünüz yollar için sizi affetmiyorum. Kendi “plakalı” araçlarınızla yollarda terör estirdiğiniz, geçiş önceliğini istismar ettiğiniz için sizi affetmiyorum. Size en acı haberi de vereyim mi ! Sizi çocuklarınız da affetmeyecek !
Fareli Köyün Kavalcısı / Murat Şahin ÖCAL 'dan alıntıdır