Yine bir yayladayız…
Tepeyi aşınca karşılaştığım bu kayanın görünümü dikkatimi çekiyor…
Birkaç küçük yayladan sonra Gökkuzluk yaylasına varıyoruz…
Burada mola zamanı,Eti ve teli kasaptan,kömür ve mangalı da Yayla bakkaldan…
Bakkalın aşağısındaki çeşme başına mangalımızı yakıyoruz.
Yanımıza her gelen bir ihtiyacımız olup olmadığını soruyor…
Bu arada yandaki evden bir tabak dolusu
dalından yeni kopmuş armut geliyor…
Bölgedeki etler kekik kokulu davar eti.Bu lezzetin tarifi imkansız…
İki kişi 1,5 kg almıştık ama biraz azmı geldi ne…
Gazipaşa yaylalarından sonra Alanya yaylalarına yaklaşıyoruz…
Buradaki yaylalar daha yeşil ve ormanlık.
Çünkü burada rakım daha düşük
hatta bazı yaylalarda seracılık bile yapılıyor.
Muhteşem manzaralar arasında keyifle ilerlerken
peynir gibi kesilmiş kayalarla karşılaşıyoruz…
Torosların birçok yerinde dünya sıralamasına girecek kalitede mermer yatakları var.
Buda onlardan birisiymiş.İşletmeyi Uğur(derin dondurucu) gurubu açmış
ama istenmeyen bir damarla karşılaşınca vazgeçmişler…
Orman içerisinden tırmanıyoruz…
Ormanın bitiminde karşılaştığımız manzara tarifsiz…