Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
Sayfa 3 Toplam 4 Sayfadan SeçilenSeçilen 1234 SonuncuSonuncu
21 den 30´e kadar. Toplam 37 Sayfa bulundu
  1. #21
    Ordinaryus Enduroist BUGRA TURK - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    BUGRA CTURK
    Üyelik tarihi
    06-02-2011
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    1,022
    Motosiklet
    1150 gs (2003)
    Marka
    Bmw

    Standart

    Çok geçmiş olsun,

    Daha başlamadım ama spor kuluplerindeki SPINING'i öneriyorum? (bisiklet tarzı grup sporu)

    Aslolan yüzmedir, ama temiz bir havuza yazılmak gerekiyor. Özellikle Kasımpaşa'da Belediyenin Beyoğlu Spor AŞ. olarak hizmet verdikleri havuz çok pis, her gün dolu ve boş bir anı olmuyor. Böyle bir sirkülasyonda temizliğinden süphe ediyorum.Nitekim bir ay denemek için yazıldım, ilk yüzmemden sonra ertesi güne orta kulağımda sorun oluştu ve daha hiç gitmedim parada yandı
    Honda CBF 150
    Aprilla Pegaso F 650
    BMW 1150 GS

    Buğra ÇALIŞKANTÜRK 532 404 2887 AB +


  2. #22
    Enduroist Kıdemli Üye
    Isim
    Sonat
    Üyelik tarihi
    21-06-2012
    Bulunduğu yer
    Çanakkale
    Mesajlar
    335
    Motosiklet
    F 650 GS 04'
    Marka
    Bmw

    Standart

    geçmiş olsun rahatsızlığın basında hekime danışmanız isabet olmuş ben kendi adıma şimdiye kadar spordan pek hoşlanmadığım için koşu bandıyla ilgili bir yorum yapamayacağım ancak artan kilolar neticesinde araba kullanmayı bıraktım okula da yuruyerek gidip geliyorum o bile etki ediyor 1 ocaktan sonra sigaradan da kurtulduk mu tamamdır

  3. #23
    Enduroist Kıdemli Üye EnginATASOY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    engin atasoy
    Üyelik tarihi
    03-12-2010
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    309
    Motosiklet
    dl 650
    Marka
    Suzuki

    Standart

    İşim yüzme havuzlarında dezenfeksiyon. Türkiye genelinde yüzlerce havuzla ya çalışıyoruz ya da ziyaret ettik. Doğru şekilde dezenfekte edilen havuz oranı % 5 i geçmez. Kalanında ya mikrop kaparsınız ya da mikrop olmasın diye havuza verilen yüksek oranda kimyasala maruz kalırsınız. Bu da göz yanması, astım uzun vade de daha ciddi sağlık risklerine kadar sorunlara yol açar. Tavsiyem havuzdan uzak durun.

  4. #24
    Ordinaryus Enduroist Can Ekin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Can Ekin
    Üyelik tarihi
    01-05-2012
    Bulunduğu yer
    DATÇA
    Mesajlar
    2,174
    Motosiklet
    '15 PCX 125
    Marka
    Honda

    Standart

    Alıntı enginE Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İşim yüzme havuzlarında dezenfeksiyon. Türkiye genelinde yüzlerce havuzla ya çalışıyoruz ya da ziyaret ettik. Doğru şekilde dezenfekte edilen havuz oranı % 5 i geçmez. Kalanında ya mikrop kaparsınız ya da mikrop olmasın diye havuza verilen yüksek oranda kimyasala maruz kalırsınız. Bu da göz yanması, astım uzun vade de daha ciddi sağlık risklerine kadar sorunlara yol açar. Tavsiyem havuzdan uzak durun.
    o zaman Engin bey, engin bilgilerinize danışmak şart oldu.

    göztepe semiha şakir 'in kapalı havuzu, fenerbahçe ve gs ın su sporları şubelerinin havuzları ? bana yakın başka nerede var emin değilim. ilki evimle işim arası, diğerlernden fb iş yerimin yanı. birde evime yakın sanırım club sporium var ama sadece havuz var mı emin değilim.

  5. #25
    Enduroist Kıdemli Üye EnginATASOY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    engin atasoy
    Üyelik tarihi
    03-12-2010
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    309
    Motosiklet
    dl 650
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Bahsettiğin havuzlardan hiç birine kefil olamam. Hatta bazıları müşterimiz. Konu şu: Kullanılan kimyasalların çok ince bir ayarda verilmesi gerekiyor. Hem dezenfeksiyon sağlayacak, hem de limitleri aşmayacak. Buna rağmen özellikle klor limitler dahilinde bile olsa bazı bakteri ve virüsler için yeterli gelmez. Hatta bunun için haftada bir gün şoklama yaparak riski ortadan kaldırmaya çalışırlar. Bu da suda bağlı klor oluşumuna yol açar. Havuz filtrasyon, sirkülasyon ve dezenfeksiyondan oluşan 3 lü bir sistemdir. Bunlar sağlansa bile ki bulman çok zor, havuzla ilgilenen adamın genellikle yeterli bilgisi yoktur.
    Kullanılan kimyasalın kalitesi de çok önemlidir ama burada da genellikle ucuz olan ürünler tercih edilir. Dışarıdan bakıldığında su temiz görünse de içinde ciddi oranda kimyasal vardır. Mesela İstanbul belediyesi şebeke suyunun bakteri barındırmadığını iddia eder , bu kısmen doğrudur. Ancak bakteri bulunmaması için kullanılan kimyasaları ihtiva eder. Yani mikrop kapmazsın ama 10-15 yıl sonra Allah göstermesin kanser olursun. Konu çok derin. Ama madem açıldı devam edeyim. Damacana suları özellikle ucuz markalar, kapasite üstü satış yaptıkları için kuyu sularını arıtarak kaynak suyu ile miks ederler, bizde kaynak suyu diye içeriz. Arıtma esnasında suda ki mineralleri de alırlar. Bu durum suyu aç hale getirir. İçimi çok hafif olan bu sular içildiğinde, arıtma esnasında kaybettikleri mineralleri bulundukları ortamdan yani vucuttan alırlar. Sonuç: kemik erimesi. Tezgah altı olarak satılan arıtma sistemleri de aynı sonuca yol açar. Önlemenin yolu suyu kullanmadan önce mineral tankından geçirerek kaybettiklerini geri vermektir ki bizden almasın. Ama maliyet yüzünden bunu müşteriye önermezler. Aslında işim sadece havuz suyu değil genel anlamda su dezenfeksiyonu. Bu yüzden devam ediyorum. Yediğimiz sebze ve meyveler de ciddi oranda kimyasal vardır. Hatta üreticiler kendi yiyecekleri miktarı ayrı yetiştirir. Sizde kaya gibi domates yersiniz. Tavuk çiftliklerinde civciv 38 ila 42 gün arası tavuk haline gelir. Sebebi, hormon ve kimyasallar. Sonra normal tavuk 7-8 lira iken organik tavuk 25-30 lira olur. Aslında tüm bunlar yasal olarak sınırlandırılmıştır ama maalesef ülkemizde kontrol mekanizması olmadığından isteyen istediği gibi at koşturur. Kısa yoldan para kazanma. ine de Allah korkusu olan ve para için insanların sağlığı ile oynamayan firmaları tenzih ederim. Herhalde vardır.

  6. #26
    Enduroist Kıdemli Üye EnginATASOY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    engin atasoy
    Üyelik tarihi
    03-12-2010
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    309
    Motosiklet
    dl 650
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Ya bu üzerinde saatlerce konuşulacak konular arasında asıl sorunu unutttum. Eğer girdiğin havuzda klor kokusu varsa anlaki kontrolsüz ve aşırı miktarda klor veriliyor, gözün yanıyorsa suyun pH değeri dengesiz. Bu olumsuzluklar yoksa dikkat et mikrop kapabilirsin. Yani aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali.

  7. #27
    Ordinaryus Enduroist Can Ekin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Can Ekin
    Üyelik tarihi
    01-05-2012
    Bulunduğu yer
    DATÇA
    Mesajlar
    2,174
    Motosiklet
    '15 PCX 125
    Marka
    Honda

    Standart

    Alıntı enginE Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ya bu üzerinde saatlerce konuþulacak konular arasýnda asýl sorunu unutttum. Eðer girdiðin havuzda klor kokusu varsa anlaki kontrolsüz ve aþýrý miktarda klor veriliyor, gözün yanýyorsa suyun pH deðeri dengesiz. Bu olumsuzluklar yoksa dikkat et mikrop kapabilirsin. Yani aþaðý tükürsen sakal, yukarý tükürsen býyýk misali.
    Abi bitirdin beni, diyecek birþey bulamadým.hele son tespit yok mu...
    Konu Can Ekin tarafından (29-12-2012 Saat 00:48 ) değiştirilmiştir.

  8. #28
    Enduroist Kıdemli Üye EnginATASOY - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    engin atasoy
    Üyelik tarihi
    03-12-2010
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    309
    Motosiklet
    dl 650
    Marka
    Suzuki

    Standart

    Şunu da ekleyebilirim. Özellikle kapalı havuzlarda klor gazı sadece yüzenler için değil içeride bulunan kişiler içinde zararlıdır. Toz ve sıvı olabilir. Toz klor olarak 56 lık 70 lik 90 lık tabir edilen çeşitleri vardır ve hepsinin kullanım amacı ve yeri farklıdır. En sağlıklısı sıvı klordur. Sodyumhipoklorit yani bildiğimiz çamaşır suyu. Sağlıkılısı buysa kalanını siz düşünün. Ama yinede su ve klor gazından oluşur. Başka etken madde yoktur. Ancak stok ve kullanım zorluğu sorunu vardır. Bu nedenle tercih edilmez, edilse de kalitelisi zor bulunur, bulunsa da kullanması özen ister. Toz klorda % 56 lık diye tabir edilen ve içinde stabilizatör olarak siyanurik asit bulunan ve kapalı havuzlarda kullanılması yasak olan bir çeşit klor yoğun olarak kullanılır. Bu çeşidin kullanılmasının nedeni suda daha uzun süre kalmasıdır. Bunu da içinde ki bu etken madde sağlar. Güneş ışığında klorun etki süresini uzatan bu madde kapalı havuzlarda kullanılmamalıdır. Çünkü buharlaşıp ortama yayılır.

    Özellikle çocukları mümkün olduğunca havuzlardan uzak tutun. Hele Antalya gibi turistik yerlerde en lüks otellerde bile durum içler acısı. Ancak 5-10 gün tatil için gidildiğinden bu kadar kısa sürede ne olduğunu anlayamıyorsunuz.

    Birde havuz kullanım kuralları var. Mesela duş almak aslında şart. Kuyu suyu kullnılamaz.Güneş kremi kullanılmaz. Havuz etrafında belli bir mesafeye kadar yeşil alan olmamalı. Motor makine aksamı 24 saat kesintisiz çalışmalı,elektrik hesabı yapılmamalı. Tonaj/kapasite hesabı var. Ördek yalağı gibi günde 50 kişinin girebileceği havuza 250 kişi sokamazsınız ki otelleri siz düşünün. VE en önemlisi havuza bahçıvan, elektrikçi veya boştaki adam bakamaz. Bunların hepsi fazladan risk faktörü. Çözümmü? BAS KLORU BAŞIMIZ AĞRIMASIN
    Konu EnginATASOY tarafından (02-01-2013 Saat 15:37 ) değiştirilmiştir.

  9. #29
    Ordinaryus Enduroist Can Ekin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Can Ekin
    Üyelik tarihi
    01-05-2012
    Bulunduğu yer
    DATÇA
    Mesajlar
    2,174
    Motosiklet
    '15 PCX 125
    Marka
    Honda

    Standart

    Alıntı enginE Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Şunu da ekleyebilirim. Özellikle kapalı havuzlarda klor gazı sadece yüzenler için değil içeride bulunan kişiler içinde zararlıdır. Toz ve sıvı olabilir. Toz klor olarak 56 lık 70 lik 90 lık tabir edilen çeşitleri vardır ve hepsinin kullanım amacı ve yeri farklıdır. En sağlıklısı sıvı klordur. Sodyumhipoklorit yani bildiğimiz çamaşır suyu. Sağlıkılısı buysa kalanını siz düşünün. Ama yinede su ve klor gazından oluşur. Başka etken madde yoktur. Ancak stok ve kullanım zorluğu sorunu vardır. Bu nedenle tercih edilmez, edilse de kalitelisi zor bulunur, bulunsa da kullanması özen ister. Toz klorda % 56 lık diye tabir edilen ve içinde stabilizatör olarak siyanurik asit bulunan ve kapalı havuzlarda kullanılması yasak olan bir çeşit klor yoğun olarak kullanılır. Bu çeşidin kullanılmasının nedeni suda daha uzun süre kalmasıdır. Bunu da içinde ki bu etken madde sağlar. Güneş ışığında klorun etki süresini uzatan bu madde kapalı havuzlarda kullanılmamalıdır. Çünkü buharlaşıp ortama yayılır.

    Özellikle çocukları mümkün olduğunca havuzlardan uzak tutun. Hele Antalya gibi turistik yerlerde en lüks otellerde bile durum içler acısı. Ancak 5-10 gün tatil için gidildiğinden bu kadar kısa sürede ne olduğunu anlayamıyorsunuz.

    Birde havuz kullanım kuralları var. Mesela duş almak aslında şart. Kuyu suyu kullnılamaz.Güneş kremi kullanılmaz. Havuz etrafında belli bir mesafeye kadar yeşil alan olmamalı. Motor makine aksamı 24 saat kesintisiz çalışmalı,elektrik hesabı yapılmamalı. Tonaj/kapasite hesabı var. Ördek yalağı gibi günde 50 kişinin girebileceği havuza 250 kişi sokamazsınız ki otelleri siz düşünün. VE en önemlisi havuza bahçıvan, elektrikçi veya boştaki adam bakamaz. Bunların hepsi fazladan risk faktörü. Çözümmü? BAS KLORU BAŞIMIZ AĞRIMASIN

    yani..
    "git mikrocerrahi ile fıtık başlayan omurlar arasına ozon sıktır daha iyi" diyorsun..

  10. #30
    Enduroist Katılımcı Üye savaskayan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Savaş KAYAN
    Üyelik tarihi
    20-03-2012
    Bulunduğu yer
    ÇORLU
    Mesajlar
    179
    Motosiklet
    R1150gs Adventure
    Marka
    Bmw

    Standart

    Kişisel kanaatime göre, koşu bandı ve zayıflama bisikleti en gereksiz spor aletleridir.
    25-30 yıl önce lisanslı olarak atletizm ile uğraştım,Üniversite takımında yer aldım,
    sonra aktif spor hayatından vazgeçtim,Yaş 45 olunca göbeklendim,bir kamyon sigara içmiş oldum bu arada
    2 yıldır özellikle kışları salona gidip form tutmaya çalışıyordum,salondakiler 47-48 yaşındaki br adamın koşu bandında hayvan gibi koşmasına şaşırıyorlardı,açıkcası 14-16 km/s ile 20-30 dakika koşmadan da rahat edemiyordum.Utanmadan 2013 Runtalya'ya katılmayı bile düşünüyordum vallahi.Kondusyon var ya kendimi zorlamaktan da geri kalmadım.
    geçenlerde şöyle bir" kalp doktoruna görüneyim dedim,görünmez olaydım "bu kadar sigaradan sonra kaç damarım tıkanmıştır? diye endişe etmekten doktora gitmeye de çekiniyordum uzun süredir.Sonunda gözü karartıp gittim
    gittim ama hiç bir damarım tıkalı değıl,aort köküm biraz genişlemiş,bizimki olmuş sporcu kalbi,


    tıbbi açıdan tıkalı damardan daha kötü bir durum,çünkü damar genişlemesi halinde genişliği normalin iki üç katına kadar çıkıp yüzeyi zayıflıyor ve ani bir tansiyon yüksekliği yada travmada yırtılma ihtimali artıyor,
    bunun sebebi sigaradan daha çok hayatın bir döneminde yapılmış olunan ağır sporlar.
    doktorum "halı saha ve salon sporu kesinlikle yasak,koşu bandı asla" dedi.
    ve gelelim koşu bandına,
    doktorum "halı saha ve salon sporu kesinlikle yasak,koşu bandı asla" dedi.
    halı saha ve spor salonunda yapılan sporda statik elektrik vücutta birikip kalbe zarar veriyormuş.
    salt koşu bandının tehlikesini ise başka bir kaynaktan öğrendim sonra,
    insanın iki adımı asla birbirine denk değilmiş,yani diyelim ki sol ayağımızı yürürken 25 cm öteye atıyorsak,sağı daha uzun veya kısa atabiliyoruz, eklemlerimin buna göre gelişmiş,
    bu gelişmeye aykırı olarak ikisini aynı uzunlukta adım atmaya zorladığımızda eklemler kesinlikle zarar görüyor.
    aynı tehlike bisiklette de mevcut,
    bir diğer tehlike koşu bandındaki tempoyu-sürati her ne kadar manuel olarak kontrol edebilsek de buradaki mekanik ritm bizim vücudumuzun ritmine asla uymuyormuş.bantta Uzun mesafe koşanlar bu ritm farklılığını bizzat görebiliyorlar zaten.
    doktorum bunun yerine gücünün yettiği kadar tempolu yürü,hatta koş, yüz.ata,bin, çatlamazsın ama senden daha hafif spor yapan,kalbi daha sağlam birinin halı sahada ya da spor salonunda aniden ölme riski daha yüksek dedi.
    Dizler konusunda aşırı zedelendiğinde son çare diz protezi takılması ama onun da belli bir dönem icinde yapılması gerekiyor,aşınma ve kemik erimesi ilerlemişse bu bile mümkün olmuyor.
    Aman dikkat,spor yapalım derken sağlıktan olmayalım.
    Konu savaskayan tarafından (03-01-2013 Saat 14:30 ) değiştirilmiştir.

 

 
Sayfa 3 Toplam 4 Sayfadan SeçilenSeçilen 1234 SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •