Radar uygulamalari

[Hakki Orun]

Ride Turkey den arkadasim Ali Hakan OZTAHTACI dan Alintidir
Hadi bakalım tüm sürücülere hayırlı olsun....

(15.Mart.2013 tarihli Hürriyet Gazetesi web sayfasından alıntıdır.)

Radar uygulamasında önemli değişiklikler
15 Mart 2013

e-posta

Otoyollardaki radar uygulamalarında değişikliğe gidiliyor. Mevcut sistemde 8 saat olan radar kontrolleri 24 saate çıkarılacak, radarla hız denetimlerinde kullanılan seyyar radar ikaz levhası uygulaması da kaldırılacak. Ayrıca otoyollardaki denetimler de çevirme ekibi olmadan gerçekleşecek.

Emniyet Genel Müdürlüğü, trafik kazalarının neden olduğu kayıpların istenilen oranda azaltılamaması üzerine trafik denetimlerinde, yeni yöntemler uygulama kararı aldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler'in onayladığı “Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Eylem Planı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yapacağı çalışmalar” konulu genelgeye göre, 2020 yılına kadar trafik kazası sonucu ölümlerin yüzde 50 oranında azaltılması hedefleniyor.

Bu hedefe ulaşılması amacıyla geçen yıl başlatılan çalışmalara rağmen trafik kazalarının neden olduğu kayıpların istenilen oranda azaltılamaması üzerine, mevcut denetim yöntemleri yeniden gözden geçirildi.

İKAZ LEVHASI KALDIRILIYOR

Son yıllarda meydana gelen trafik kazalarının analizini yapan Emniyet Genel Müdürlüğü, ölümlü ve yaralamalı kazalara neden olan aşırı hız gibi trafik kuralı ihlallerinin, seyyar radar ikaz levhaları ve devamında ekiplerin bulunduğu bölgelerde yapılmadığını ancak bu levhaların ve trafik ekiplerinin olmadığı bölgelerde ise sürücülerin başta hız olmak üzere birçok trafik kuralını ihlal ederek, kazalara neden olduğunu belirledi.

Bunun üzerine harekete geçen Emniyet Genel Müdürlüğü, sürücüler üzerindeki algılanan yakalanma riskini artırmak ve tüm karayolu güzergahlarında başta hız ihlali olmak üzere trafik kurallarına uyma alışkanlığını kazandırmak amacıyla radarla hız denetimlerinde kullanılan seyyar radar ikaz levhası uygulamasına son verdi.

24 SAAT KONTROL

Mevcut sisteme göre, günlük her bir radar aracıyla gündüz 5 saat, gece ise 3 saat olmak üzere toplam 8 saat hız denetimi yapan trafik birimleri, bundan sonra 24 saat hız kontrolleri yapacak.

Hız denetiminin yüzde 50'lik bölümü, şehir içi ve dışı yollarda, gece ve gündüz seyir halinde çevirme ekibi olmadan, diğer yüzde 50'lik bölümü ise sabit ve çevirme ekibiyle birlikte yapılacak. Otoyollardaki denetimler de çevirme ekibi olmadan gerçekleşecek.

Hız denetiminde görev alan radar ekiplerinde akaryakıt kısıtlamasına ise gidilmeyecek.

[Yusuf YÜCE]

Kısaca anladığımı anlatayım;
Devlet hiçbir zaman yeni bir yasal düzenleme veya uygulamayı gerçek anlamıyla vatandaşa anlatmıyor, hep arkasında saklanmış gizlenmiş birşeyler var.'' Ben bu işi sevdim vatandaşı kaz gibi yolmaktan zevk alıyorum '' dese ağır olmakla beraber dosdoğru bir ifade olacak. Dünyanın hiçbir ülkesinde bütçe gelirlerine para cezaları konmaz.
Cezanın amacı pişmanlık ve ıslah'tır. Para cezası ile ıslah edemeyeceğimiz belli bir kesim vardır ve bitmeyecektir. Yıllarca ölümlü trafik kazalarında en fazla üç ay yatar çıkardı suçlu, şimdi taammüden adam öldürme ile yargılanıyorsunuz.

Aramızda motosikleti hobi için kullanan % 90 gibi bir çoğunluk olduğunu geri kalanın % 10 unun ticari gerekçelerle kullandığını tahmin ediyorum, ama hepimiz otomobil de kullanıyoruz. Bunun dışında kıçı sele görmemiş otomobil ve diğer araç sürücüleri var ya asıl potansiyel tehlike onlardır, bizim kadar dikkatli değiller iddia ederim. Gerekçesi ise sorunun içinde gizli neredeyse, biz motorcular eğitimliyiz hala da eğitiliyoruz. Ama ehliyeti nasıl cebine koyduğu belli olmayan bir sürü cahil cühela ortalıkta fink atıyor.
Sen devlet olarak ölümlü kazaları azaltmak istiyorsan, ateşin kaynağına söndürücüyü sık ne işin var alevlerin üstüne üstüne sıkıyorsun evet devletin yaptığı aynen budur, kaza sonucu ölenlerin sırtından para toplamak çok yakışıksız ve haksız bir uygulama. Al bakayım 5 yılda bir adamı geri çek bir daha sınav yap ve hizmet içi eğitimden geçir mevcut sürücüleri rehabilite et, para cezası değil hürriyeti bağlayıcı ceza ver. Yoksa oturduğun yerden kameraya takılana, cezayı kesmek, köşe başlarına memuru dikip eline makbuz tutuşturup bir sırtına kamçıyı vurup her gün bir koçan bitecek demek devletin bu işi sevdiğini gösterir.

[ErkanDEVRİM]

Kısaca anladığımı anlatayım;
Devlet hiçbir zaman yeni bir yasal düzenleme veya uygulamayı gerçek anlamıyla vatandaşa anlatmıyor, hep arkasında saklanmış gizlenmiş birşeyler var.'' Ben bu işi sevdim vatandaşı kaz gibi yolmaktan zevk alıyorum '' dese ağır olmakla beraber dosdoğru bir ifade olacak. Dünyanın hiçbir ülkesinde bütçe gelirlerine para cezaları konmaz.
Cezanın amacı pişmanlık ve ıslah'tır. Para cezası ile ıslah edemeyeceğimiz belli bir kesim vardır ve bitmeyecektir. Yıllarca ölümlü trafik kazalarında en fazla üç ay yatar çıkardı suçlu, şimdi taammüden adam öldürme ile yargılanıyorsunuz.

Aramızda motosikleti hobi için kullanan % 90 gibi bir çoğunluk olduğunu geri kalanın % 10 unun ticari gerekçelerle kullandığını tahmin ediyorum, ama hepimiz otomobil de kullanıyoruz. Bunun dışında kıçı sele görmemiş otomobil ve diğer araç sürücüleri var ya asıl potansiyel tehlike onlardır, bizim kadar dikkatli değiller iddia ederim. Gerekçesi ise sorunun içinde gizli neredeyse, biz motorcular eğitimliyiz hala da eğitiliyoruz. Ama ehliyeti nasıl cebine koyduğu belli olmayan bir sürü cahil cühela ortalıkta fink atıyor.
Sen devlet olarak ölümlü kazaları azaltmak istiyorsan, ateşin kaynağına söndürücüyü sık ne işin var alevlerin üstüne üstüne sıkıyorsun evet devletin yaptığı aynen budur, kaza sonucu ölenlerin sırtından para toplamak çok yakışıksız ve haksız bir uygulama. Al bakayım 5 yılda bir adamı geri çek bir daha sınav yap ve hizmet içi eğitimden geçir mevcut sürücüleri rehabilite et, para cezası değil hürriyeti bağlayıcı ceza ver. Yoksa oturduğun yerden kameraya takılana, cezayı kesmek, köşe başlarına memuru dikip eline makbuz tutuşturup bir sırtına kamçıyı vurup her gün bir koçan bitecek demek devletin bu işi sevdiğini gösterir.

aynen Yusuf abiye katılıyorum, bu işin tek çözümü eğitim eğitim eğitim, ama önce kontrol edecek olan görevlilerin eğitimi beyinleri değiştirilmeliki kontrol edilenin eğitimini sorgulayabilsin gene ama diyeceğim önce kuralları koyanların, kanunları ve yönetmelikleri çıkaranların eğitimleri ve beyinleri değitirlmeli diyeceğim ama kısa zamanda bu pekde mümkün gözükmüyor ne yazık ki

[Osman Somuncu]

Yusuf'a katılıyorum,amaç sadece vatandaşa tuzak kurup söğüşlemek!..
Ben bu yaşıma kadar ,son yıllardaki gibi ;devletin,kurumların,şirketlerin,bankaların vatandaşı soyduğu-sömürdüğü bir dönem hatırlamıyorum..Üstelik kimi kime şikayet edeceğimiz merciler de yok!...

[Aras Acer]

Anladığım kadarıyla hepimiz gereksiz uygulamaların ve caydırıcı ikazların sadece belirli bir kesimi bağladığı düşüncesine varıyoruz. Devlet, para kazanmak için kendi uygulamalarını yürürlüğe koyuyor. İnsana yönelik ve can güvenliğine yönelik hiç bir çaba harcanmıyor. Hesaplarına bakarak kazaların önüne geçemediklerini yeni mi anlıyorlar. Hepinizin düşüncesine katılıyorum. Maalesef yetkili bir merci bulmak mümkün değildir. Ehliyet alma koşulları halen aynı şekilde devam ediyor. Parası olan eğitim almadan da ehliyet sahibi olabiliyor. Sıradan birini çıkartıp sokakta bulunan herhangi bir işaret levhasını gösterin inanın hiç bir fikir yürütemeyecek ve ne olduğunu anlamayacaktır. Fakat kurnazlığı tüm trafik kurallarını ihlal edecek kadar bilgiye sahiptir... Bilgi paylaşımı için teşekkür ediyorum.

[BUGRA TURK]

Motorlara hapsedilen hız limitlerini de adam gibi düzenleseler iyiydiii

[Murat Korkmaz]

Perşembe günü Ankaraya giderken iki kez otobandaki radarla gözgöze geldik muhtemelen hız sınırını aşmıştım ama çevirmediler hayra mı yormalı

[Osman Somuncu]

Perşembe günü Ankaraya giderken iki kez otobandaki radarla gözgöze geldik muhtemelen hız sınırını aşmıştım ama çevirmediler hayra mı yormalı

Habere göre durdurma bile kalkmış ya,plakana yazmış olabilirler!..

[Murat Korkmaz]

Habere göre durdurma bile kalkmış ya,plakana yazmış olabilirler!..

kısmet artık abi

[Özgür UZUN]

Yandık ki ne yandık