Dalış bittikten sonra tekneyle bir kaç mil açıktaki fog adasına gittik.Bu civarda büyük beyaz köpek balıklarının çok olmasının sebebi bu ada.
Binlerce fog balığı bu adada yaşıyor.Tekne adaya yaklaşırken gelen koku anlatılamayacak kadar kötü.Belgeselcilerin elini öpmek lazım;katlanılacak gibi değil.
Konu KamilCerit tarafından (14-01-2014 Saat 17:03 ) değiştirilmiştir.
Can Ekin (17-05-2013),Özer Erkuş (17-05-2013)
Gansbaai'den ayrılıyoruz.Yaklaşık 100km.lik bir sürüşten sonra Balinaların uğrak yeri olan Hermanus'a geliyoruz.
Küçük bir yerleşim,bizim ege kasabalarına benziyor.Dünyada sahilden balinaları izleyebileceğiniz en iyi noktalardan biri.
14.4.2013
Sabah iyi bir kahvaltıdan sonra 08.00'da tekerler döndü.
1 saatlik sürüşten sonra bizim yollarımızda rastladığımız cinsten asmaaltı bir yerde mola verdik.Buranın milk tartı meşhurmuş.Otantik bir yer.
Kahveyle birlikte tart yedik.Hakkaten lezzetli ve hafif.
Okyanus manzaralı sürüşümüze Cape Agulhas'ta ara veriyoruz.Kıtanın önemli noktasındayız.Afrika Kıtası'nın en güney ucu.İki okyanus burada birleşiyor.
1 saat burada oyalanıyoruz.Tatlı rüzgarın ve 2 farklı okyanusun keyfini sürüyoruz.
470 km.lik sürüşümüzü 19.00 itibarıyle tamamlayıp Knysna'ya varıyoruz.Burası coğrafi olarak farklı bir yer;denizle göl birleşiyor.Göldeki kayıklar gelgitden dolayı sabah kumun üzerinde kalıyor.Güzel manzara!
Gölün kenarında bir evde kalıyoruz.
Can Ekin (17-05-2013),Özer Erkuş (17-05-2013)
15.4.2013
İlk durağımız Nature Valley.Ormanın içinden harika virajlı bir yoldan göl kenarına iniyoruz.Büyük keyif alıyoruz.
Tabiat muhteşem...!
Dönüş yolunda bir süre off-road srüş yapıyoruz.Bir su birikintisine biraz hızlı giriyorum ve kaskımın içine kadar ıslanıyorum.
Bugünkü sürüşüm boyunca her molada botlarımı çıkartıp içindeki suları bocalıyorum...
Öğle yemeğini yolumuzun üzerindeki üzüm bağında yiyiyoruz.Tabiiki şarap içmeden.!
Akşam yine Knysna'ya dönüyoruz.Evde kaldığımız için akşam yemeği için biraz alışveriş yapıp mangal yakıyoruz.Etler güzel,sohbet keyifli ama çok geç olmadan yatıyoruz...
Özer Erkuş (17-05-2013)
16.4.2013
08.30'da yola çıkıyoruz.1 saatlik otoban sürüşüyle Bloukrans'a geliyoruz.Bu sabah adrenalin tavan!
Burası dünyada en yüksek köprü atlayaşı(bungee jumping) yapılan nokta.Tam 216 mt.
Grupta genel bir gülümsemin altında gerginlik var...Atlama noktası viyadüğe kurulmuş köprünün tam orta noktası.Yukarısı otoban.
Koprünün altına kafestan yol yürüme yolu yapmışlar,bu yolu takip ederek atlama noktasına geliniyor.Bu yürüyüş sırasında ayaklarınızın altında vadiyi görüyorsunuz ve orta noktaya varana kadar adrenalin yükseliyor.Görevliler çok profesyoneller,ne yapacaklarını iyi biliyorlar.Güven verici konuşmalarla sakinleştiriyorlar...
Bir banka oturtup ayaklardan bağlıyorlar ardından seke seke atlama noktasına geliyorsun.Kollarını 2 görevlinin omuzuna atıyorsun ve sayıyorlar:3,2,1 ve Bungeeeeee!
130km.hızla düşüyorsun.(görevlilerin söylemesi.)İlk düşüş ortalama 3-4 saniye sürüyormuş ama hissedilen daha fazla sonra halat büyük bir güçle seni yukarı çekiyor ve 2.düşüş ardından 3. ve 4......Çok keyifli, fırsatını bulan herkesin tatması gerek bu duyguyu....
Konu KamilCerit tarafından (14-01-2014 Saat 17:07 ) değiştirilmiştir.
Kaan Öztürk (23-05-2013)
off ya yapilir mi bu? bılgısayar basında sadece okumakla kalıyoruz. tekerınıze saglık.
bırkac sorum olacak.
motorları oradan mı kıraladınız?
vısa vsvs falan fılan nasıl hallettınız
Evet Özgür motorları ordan kiraladık.ozgurbulutyani Nickli Üyeden Alıntı
Güney Afrika'ya vize yok.
Raporunuzun sonunda, gunluk asagi yukari maliyetleri de ekleyebilir misiniz? tesekkurler
Can Ekin (17-05-2013)
Bloukrans'taki bungee atlayışından sonra 200km.lik sürüşle Kirkwood'a vardık.Artık okyanustan ayrıldık Afrika'nın içlerine doğru ilerliyoruz.Kalacağımız yere eşyalarımızı bırakıyoruz.Kalacağımız yer güzel bir guest house.Ortadaki çim alanın etrafında odalar var.Motorlar tam kapımızın önüne park edebiliyoruz.
Hızlı bir şekilde hazırlanan harika tostlarımızı yiyiyoruz.
Rehberimiz Suritta (50'li yaşlarda güleryüzlü konusunda uzman bir hanım ranger)bizi almaya geliyor.2 araçla Addo Elephant Park'a gidiyoruz.Orada üstü tenteli Safari jeepine biniyoruz.
Burası 120 000 hektarlık büyük bir doğal park.Sadece filler değil birçok vahşi hayvan doğal alanda yaşıyor.
Bu parkta aslan,fil,zebra,antilop,kudu,warthog(bir cins domuz),çakal,buffalo gibi hayvanlar yaşıyor.Aslan hariç diğerlerini görebildik.
Hayvanları doğal ortamında görmek hayvanat bahçesinde görmekten daha keyifli.Hayvanlar özgür olmalı ama bazı cinslerin korunması içinde özel alanların olması şart.
Aksi halde yakın gelecekte çocuklarımız bazı canlıları sadece ansiklopedilerde görebilecekler.
Konu KamilCerit tarafından (21-05-2013 Saat 12:50 ) değiştirilmiştir.
17.4.2013
09.00 hareket ediyoruz.İlk durağımız Wild Cats World.Vahşi kedilerin dünyası.Leopar,aslan,çita,caracal,mirket gibi yırtıcı kedilerin korunduğu bir yer.
Caracal
Mirket
Burada rehberimiz eşliğinde müthiş bir tecrübe yaşadık.Dişi yetişkin bir çitanın yaşadığı alana girdik ve sevdik.Tüyleri ve gözleri çok güzel.Çitalar %60 köpek,%40 kedi özelliği taşıyor.
Bilmiyordum,ağaca tırmanamazlarmış.500 mt.boyunca 120km.hızla koşabiliyorlar.Bu yüzden avlarına saldıracakları anı çok iyi kestiriyorlar.
Rehberimiz nasıl seveceğimizi tarif ediyor.Parmak uçlarımızla boynunu sevmemiz gerekiyor.En çok bundan hoşlanırmış.Avuçla okşamayın elinizin sıcağından hoşlanmaz diyor.
Çita sürekli hırlıyor;biraz ürkütücü.Az heyecan fazlaca zevk oldu bizim için.
Can Ekin (22-05-2013),Kaan Öztürk (23-05-2013)
Yetkileriniz
Alıntı ile Cevapla
