Merhabalar,
Öncelikle Eser'den ve Ali abi'den özür dilerim. Kampa giderken haber verecektim ama çok ani karar verince haber veremedim.
Cumartesi sabahı kahvaltıyı hazırlamaya başlayacakken "hadi kampa gidelim" deyip çocukluğumda gittiğim ve çok sevdiğim Keşan'dan ulaşılan Danışment Orman Kampına gitmeye karar verdik. Alelacele bir hazırlıkla vurduk kendimizi yola. Keşan'a gelince Erikli tabelalarından saptık. Farkında olmadan yolu biraz uzatmışız. Erikliye gelince yukarı köye doğru çıkıp "Danışment Orman Kampı" tabelasını görünce toprak yoldan sola saptık.
Burada dikkat yolun ortasına doğru bir kısmı kumlu motor biraz dengesini kaybetti. Gidecek arkadaşlar dikkatli olun. En sondada toprak yolda çok keskin bir dönüş var orada çok korktuk. Ama frene basmadan vitesi küçültüp birazda sol ayağımı sürterek virajı aldık. O bölgede kaza yapan motorcular olmuş aman dikkat.
Eşim, NC700X'imiz ve çadırımız
Çadırımızı kurunca denize girdik. Saros'ta deniz genelde soğuk olur ama Danişment'te çok güzeldi. Rahat rahat girip yüzdük.
Her işe yarayan motorumuz havluları kuruturken de işe yaradı
Ormanda dolaştık, akşam deniz kenarında mangalımızı yaktık. Kampta şimdilik bira ve su satılıyordu ama normalde lokanta ve markette var.
İlk gün ve gece çok güzeldi. Hatta Enduroist olarak buraya bir gezi yapılsa ne güzel olur diye düşündük. İsteyen denize girer. İsteyen kumsalda maç yapar, isteyen voleybol oynar falan
Gelelim maceranın başladığı yere, bu kısım bol yağmurlu ve bol çamurlu olduğu için elimizde fotoğraf yok. Gece 04:00 gibi yağmur başladı ve öğlen 11:00 kadar sürdü. Geldiğimiz toprak yoldan bir saat kadar beklemeden çıkamayacağımızı söyledikleri için yavaş yavaş toplanmaya başladık ki yağmur yine başladı bizde aceleyle eşyaları motora atıp yola çıktık. Biraz uzakta çadır kuran motorlu bir arkadaş bizden 5 dakika kadar önce yola çıkmıştı, bizde gideriz diye düşündük. Sen misin yola çıkan dün kuru yolda zor döndüğümüz virajda motor başladı sağa sola savrulmaya virajın bitiminde düşmekten son anda kurtulduk. Eşim motordan indi. Ben tekrar denedim. 10 metre gittim motor yeniden savrulunca eşim arkadaş yetişmese motoru çamura yatıracaktım. Biraz ittirelim belki taşlık biyere çıkarız diye kanter içinde motoru biraz ittirdik. Bİraz dediğim nasıl becerdiysek 60-70 metre haif rampada ittirmişiz. Eda kendimi Seyit Onabaşı gibi hissettim dedi Çamurdaki izlere baktım bizden önce çıkan motorcu arkadaş motoru yatırmış. Allahtan küçük bir motordu da kendisi kaldırıp yine yoluna devam etmiş. Bu sırada yağmur hızlandı ve çamur aynı pasta kreması gibi oldu. Motoru yerinden kıpırdatamaz olduk. Eşime motoru bırakıp kampa dönelim yağmur dindikten sonra geri geliriz dedim. Allah'tan kampta çalışan Hasan abi o sırada Keşan'dan arabayla dönüyormuş sağolsun bizi aracına alıp kampa geri götürdü. Islak ve çamurlu bir halde yağmurun dinmesini bekledik bir saat kadar bekledikten sonra yağmur dindi. Yine bir saat bekledik hava açmaya başladı.
Çıktık motorun yanına yine kanter içinde 10 metre kadar ittip taşlık biryere geldik. Lastikler 2 cm çamurla kaplanmışti zincir falan çamur içindeydi hepsini temizledik. Sonra ben motora atlayıp yavaş yavaş taşlık kısımlardan gitmeye çabalayarak asfalta kadar çıktım. Sonra Eda'nın yanına döndüm kampa geri indik .Hasan abi arabayla bizi motorun yanına getirdi. 2 saat kadar sonra evimize geldik ama halimizi görmeniz lazımdı.
Merak ediyorum stok lastikler değilde araziye uyumlu dişli lastiklerimiz olsaydı "şehir endurosu" NC'miz bizi yağmur çamur dinlemeden ordan çıkarırmıydı?