Merhaba,
Pazar günü sağnak yağmur uyarılarına rağmen öğlene kadar pusuda bekledikten sonra Rumeli Feneri'ne doğru açılmaya karar verdim. Suadiye-Göztepe kavşağı-Boğaziçi Köprüsü Çamlıca tepesine kadar trafikte in cin top oynuyordu desek yeridir. İstanbul'un yazlıkçı taifesi haftasonu kenti boşaltmaya başlamış gibi görünüyor. Köprü girişindeki minik yoğunluğun ardından boğaz sularının üstünde Kuzey rüzgarlarına bırakıyorum kendimi. Evet NC için tur camı şart. Ama sadece uzun uzadıya yollarda, kısa sürede yorgun düşmemek için. Ben bir süre daha orjinaliyle devam edeceğim. Oğlanın adını Rüzgar koyup rüzgardan kaçmak olmaz değil mi
İstinye'den sahile inip Sarıyer'e doğru devam ediyorum. Özellikle Sarıyer merkezin durumu vahim. Trafik arapsaçı. Hanutçu-değnekçi karışımı tipler park yeri arayan masum vatandaşlardan para koparmaya çalışıyor. Halbuki İspark tabelaları var. İçimden sövüp devam ediyorum yola!
Fener yolu güzel, virajlı ama çabuk bitiyor. Biraz hevesi kursakta bırakan cinsten. Sokaklarda ve balıkçı barınağına hakim tepeden birkaç kare fotoğraf çekip yerlilerle sohbet ettikten sonra dönüşe geçiyorum. Hava patlayacak gibi derken Sarıyer-Maslak tüneli çıkışında hafif hafif atıştırmaya başlıyor. Doğal olarak yol jilet gibi. Pür dikkat FSM köprüsüne giriyorum. Allahtan dün geceki tufana yolda yakalanmadım. Anadolu yakasına geçer geçmez bulutlar dağılıyor. 90-100 ortalama ile TEM'i bitirip eve geldiğimde her gezi sonrası üstüme çöken tuhaf mutluluk ve huzur beliriyor yine
Toplam 100 km.'lik kısa, yormayan ama bir o kadar keyifli akşamüstü gezimden birkaç fotoğraf paylaşıyorum. Herkese güzel bir hafta dilerim.
Uploaded with ImageShack.com
Uploaded with ImageShack.com
Uploaded with ImageShack.com
Uploaded with ImageShack.com