haydi bekliyoruz devamını...
haydi bekliyoruz devamını...
İbrahim DEĞERLİ (01-03-2017)
Bravo, yalniz ilk gun biraz fazla kasmissiniz sanki
o yollarda gunde 650km iyi rakam
Vasıfsız Endurocu
Trakya
Bölge Sorumlusu
Güzel gezi , çok hoş görseller , Bu arada Ben de Serdar a katılıyorum ilk gün 650 km tamam güzel akıcı bir yoldur olur ama , Amasra - İnebolu sahil yolu da varsa bu 650 km nin içinde , eminim o gece sağlam uyumuşsunuzdur.
çok güzel devamı için beklemedeyiz
KILIBIKRAYDIR
İbrahim DEĞERLİ (01-03-2017)
Güzel başladı devamını bekliyoruz,Fatihte eminim göbeğini kaşıyarak okuyordur.
Ben karıncayı bile incitmem cümlesindeki bile karıncayı incitir.
İbrahim DEĞERLİ (01-03-2017)
Ali resimler yüksek kalitede Google'a upload ettim. Hepsini birden açmaya çalıştığında kasmış olabilir mi? Başka tarayıcıda da denedim açılıyor.
Erteleme sakın ;)
Aynen biraz öyle oldu, ilk kamp alanımızı Sinop diye kararkaştırdığımızdan oldu. Her zaman aynı hataya düşüyorum ;)
Off hemde ne uyku, uzun zamandır uyuduğumu hissettiğim yerlerden biri. Sanki kuştüyü yatakta uyudum
O hala kaşıyor
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (01-03-2017)
Üçüncü Gün
Gece danalar gibi uyuyup, sabah güneş tepemize çıkıtığından güneşin sıcak yüzüyle uyanıyoruz. Ortam harika, hafif hafi esinti var, dalglar her sahile vurduğunda yeni bir güne uyanmanın güzelliğini bir daha yaşıyoruz. İlk işim hemen ateş yakıp, kahvaltılıkları hazırlıyoruz. Ben sucuklu yumurtaları hazırlarken Emre’de domatesleri ince ince kesiyor.
Bu kahvaltı hiçbir şeye değişilmez;
Kahvaltımızı bitirtdikten sonra, oranın ismini de aldığı Yason Kilisesi açılıyor. Hazır açılmışken girip bir bakalım diyoruz.
Bu kilise, 1868`de yörede yaşayan Rumlar ve Gürcüler tarafından yaptırılmış olup, mimarisi gayet özelliklidir. Yason burnu, esasen çok eski bir yerleşim yeridir. MS 3. yüzyılda Hıristiyanlar, Giresun`da İsa'nın doğumunu kutladıktan sonra buraya gelerek 'Işıklar Bayramına' katılırlarmış. Kilise 2004’te tadilat görüp 2008’de hizmete açılmış. Bu gün hala haftanın belirli günleri ibadete açıkmış. Buranın manzarasından dolayı her geldiğimde illa bir gelin ekibi foto çekmeye gelir..
Her Türk’ün yaptığı gibi içerisinde bir ezan patlatıyorum
Bu arada Emre denize girip güzelce çimiyor. Emre’nin çimmesi bittikten sonra pılı pırtıyı toplayıp yavaş yavaş yola çıkıyoruz. İlk durağımız Ordu – Boztepe. Ordu Merkez’e gelip, merkezden yaklaşık 10-15 km. tepeye doğru tırmanıyoruz. Tımandıkça manzara harika, her yerde fındık bahçeleri var. Güzel manzaradan sonra nihayet tepe çıkıyoruz. Hemen bir cafeye oturup, demlik çay eşliğinde manzaraya karşı demleniyoruz..;))
Çayımızı içip yine farklı açılardan manzarayı izliyoruz.
Konu İbrahim DEĞERLİ tarafından (03-03-2017 Saat 00:05 ) değiştirilmiştir.
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Süleyman Kuyucu (02-03-2017),Uğur Yönet (01-05-2017)
Gelmişken teleferiğe binmemek olmaz diyip, motorları bırakıp atlıyoruz teleferiğe
Manzara harika
Küçük bir sahil geziside yaptıktan sonra teleferiğe binip yukarı çıkıyoruz. Çok da vakit kaybetmeden, yaylalar, dağlar, şelaleler, hard yollar bizi bekleeer. Ordudan çıkıp ilk durağımz olan Çambaşı Yaylasına doğru sürmeye başlıyoruz.
Yol boyunca Manzara harika, resmen sisin içinden gidiyoruz.
Yeşiilin her tonu mevcut, manzara tablo gibi, hatta tablolardan da güzel.
Yaklaşık 60 km. sürüp nihayet Çambaşı Yaylasına geliyoruz.
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
ahmet korkmaz (04-03-2017),Ali KORKMAZ (01-03-2017),Serdar ZIMBA (02-03-2017),Süleyman Kuyucu (02-03-2017)
Yaylaya bağlı obalar
Yaylanın Agası ;)
Bektaş yaylası normal yaylalara göre bayağı bir büyük. Yeni yapılan kayak merkezi ile yakında Türkiye’nin en önemli kış turistik yerlerinden biri olmaya aday. Yaylaya bağlı çok mahalleler var. Ben daha önce gezdiğimden, çok fazla ayrıntıya girmeden Merkezde çay içmekle yetindim. Ama siz gitmek isterseniz aşağı mahallede alabalık çiftliği var. Mutlaka gidip görün, çok harika bir yer tam çadır kurmalık.. Neyse biz çayımızı içtikten sonra çıktık yola, ikinci durağımız bu yaylaya 15 km. mesafedeki Paşa Konağı yaylası.
Yoldan kareler
Paşa Konağı yaylası nispeten küçük bir yayla. Merkezinde bir camii, bir otel birkaç ev, et lokantaları ve bakkal var. Öyle ahıım şahım bir yer değil. Ama manzara açısından süper bir yer. Daha önceki Çambaşı Yaylası, Ordu’ya bağlıyken Burası Giresun/Bulancak (benim memleket) halkının yaylası olarak geçer.
PaşaKonağında da çok takılmadan, hava da hafiten karardığından yola çıkalım diyoruz. Gideceğimiz yer Yine Giresun’un en büyük ve en güzel yaylalarından Bektaş yaylası. Asıl olaylar buradn sonra başlıyor. Giresunlu olmama rağmen, Paşakonağı Yaylasından, Bektaş yaylasına normalde sahile inip tekrar ana yoldan Bektaş yaylasına çıkılır. Ben gitmeden önce Wikiloc’tan rota oluşturdum, hatta bir kısımını da sevgili dostum Emre oluşturdu. Bunu kaydedip ben telefonuma yüklemiştim zaten.
Biz çıktık Paşakonağından navigasyona baka baka bilinmezliğe doğru yol almaya başlıyoruz. Normalde iki yayla arası 15 km. bilgisayar başındayken “ooo yakınmış, şurdan gideriz, şurdan döneriz” diye çiziyoruz amaaa gel gelelim iş öyle bizim çizdiğimiz gibi çıkmıyor. Yukarıdan gördüğümüz yolla meğerse orman yoluymuş, ve çoğu orman şantiyesinde son buluyor.
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
ahmet korkmaz (04-03-2017),Ali KORKMAZ (01-03-2017),Süleyman Kuyucu (02-03-2017)
Bu arada açlıktan ve yorgunluktan Emre’nin sinirler zıplıyor, Onun motorun NC 700X zaten bu yolların motoru değil, üstüne üstlük amotisötde patlak. Her 15 dakikada bir Emre’yi bekliyorum.
Ormanda kaybolunca sinirler geriliyoruz, açlık ve yorgunluğun etkisiyle ufaktan tartışıyoruz. Böyle zamalarda timing tutturmak gayet zor oluyor. Bir müddet gittikten sonra gece saat dokuzda nihayet Bektaş yaylasına ulaşıyoruz. Bu saatte çoğu yer kapanmış, zar zor bir lokanta buluyoruz, siparişleri verip kurbanlık koyun gibi bekliyoruz. Sinirler tavan yapmış bir şekilde kös kös otururken nihayet yemek geliyor. Aman Allah’ım bir et yiyoruz ben hayatımda böyle bir lezzet daha görmedim, bize burda (Sakarya) et diye ne yedirdiklerini anlıyorum. Meğer biz burda saman yiyormuşuz. Eti ısırırken gözlerimden yaş geliyor resmen.
Tabii karnımız doyurduktan sonra gzölerimizin feri yerine geliyor, sinirler antrikot gibi yumuşacık oluyor, bizde artık peynir kıvamına geliyoruz. Hemen çadır kuracak yer soruyoruz lokantıcıya, oda pencereden bir yer gösteriyor “gidin ha uraya kurun çdırınızı” diyor. Gösterdiği yerde tek bir ışık yok. Yapacak bir şey yok deyip çadır kurmak üzre kamp alınan sürüyoruz. Motorun farı eşliğinde çadırımızı kuruyoruz. Sabah nasıl bir yerde uyanacağımızı bilemediğimizden ve soğuktan biraz geçte olsa uykuya dalıyoruz…
Gün sonu Raporu ;
Yapılan Km : 180 km.
Masraf ; 81 TL
Yol durumu : Az Asfalt, Ağır Stabilize
Rota :
Canlı Rota
İsteyenler için Wikiloc iz kaydı
https://tr.wikiloc.com/wikiloc/view.do?id=13951964
Konu İbrahim DEĞERLİ tarafından (01-03-2017 Saat 15:40 ) değiştirilmiştir.
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
ahmet korkmaz (04-03-2017),Ali KORKMAZ (01-03-2017),alper ozbas (13-03-2017),Süleyman Kuyucu (02-03-2017)