----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (21-03-2017),Serdar ZIMBA (20-03-2017)
On Sekizinci Gün
10 Ağustos 2016
Sabaha erkenden kalkıp, dün gitmeyi unuttuğum İslam alimi Şems-i Tebrizi’nin türbesine gittim. Kaldığım otelin yakınında olduğundan motosikleti otelin garajında bırakıp yürüdüm.
tam adıyla Şemsüddîn Muhammed bin Alî bin Melikdâd Tebrîzî (1185-1248), İranlı Azerbaycan Türkü, İslam alimi ve mutasavvıf. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin gönül dünyasında büyük değişikliklere sebep olan ve Mevlânâ tarafından yazılan ilâhî aşk şiirlerinden oluşan "Dîvân-ı Şems-î Tebrîzî" adındaki nazım eser sayesinde tanınan çok kuvvetli bir din âlimidir.
Hemen bahçede bulunan İshak Paşa türbesi :
Buraları gezdikten sonra, yolcu yolunda gerek diyip, arkamda güzel hatıralar bırakıp 110 km. daha sürerek Ilgın’a bağlı Argıthanı beldesine geldim. Burada çok sevdiğim bir abimin ailesini ziyaret ettim.
Burada biraz dinlenip, çay sohbet derken, gidecek yolum olduğundan müsaadelerini isteyip buradan ayrıldım. Yine 20-25 km. sürdükten sonra Akşehir’e geldim, burada hemen Nasrettin Hoca’nın türbesine geçtim.
Akşehir dünyanın merkezi (İnanmayan ölçsün)
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (21-03-2017)
Nasrettin hoca fıkralarını anlatan heykeller her yerde :
Hocanın mezar taşı bile fıkralara konu olmuş:
Güldürürken düşündüren, Türk halkının çocukluğunda hafızalara yer etmiş, verdiği dersler ile aklımıza dürüst olmayı, yalan söylememeyi, hakkın olanı almamayı komik bir şekilde anlatan hocamıza Allah’tan rahmet dilerim. Artık bu fıkraların yerini TV lerdeki saçma sapan çizgi filmelre bırakması çok üzücü..
Burada gezdikten sonra, Konyalı bir abimin tavsiyesi üzerine Akşehir Eski Yoğurt pazarında bulunan meşhur Lezzet Kebap Salonun da Etli Ekmek denedim. Gerçekten kalitesi on numara.
Yemekten sonra Hıdırlık Tepesine çıkıp çay kahve içtim :
Burada dinlendikten sonra yoluma devam ettim. Yaklaşık 120 km. daha gittikten sonra karşıma bir göl çıktı :
Bu yoldan ilk defa geçtiğimden nereye geldim nereye geldim diye düşünürken meğer Eğirdir Gölüymüş. Tam akşam güneş batmak üzere olduğundan manzara harikaydı:
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (21-03-2017),Serdar ZIMBA (20-03-2017)
Gölün kenarından Eğirdir’i geçip Isparta’ya geçtim. Burada Trexes Çantaları imalatçısı, forumdan da tanıdığımız Kadir Büyükünsal’ın yanına gittim.
Sağ olsun epey ilgilendi, çay kahve muhabbetten sonra çadır kurmak için yer sorduğumda, en güzel yerin Eğirdir Gölü kenarı olduğunu söyledi. Hava hafif yağmurluydu yine döndüm geri. 15 km. gittikten sonra nihayet gölün kenarına geldim.
Eğirdir Dağ Komando Okulu:
Hemen gölün kenarına çadırımı kurdum :
Burası gölün içine doğru uzanan ada gibi bir yer :
Manzara olarak harika bir yer, burası aynı zamanda piknik alanı, her yer yeşillik, her yerde hoteller ve resteurantlar var. Ben sakin bir yere çadırımı kurdum, akşam semaverimi yaktım, göle karşı bir demlik çayı tek başına bitirdim.
Gündüz epey kalabalık olan bu yer, gece olunca benden başka kimse kalmadı, çayımı içtikten sonra vaktin de geç olasından ve yaptığım 350 km.lik yolculuk sonucu güzelce uykuya dalarak, günü sonlandırdım.
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (21-03-2017),Serdar ZIMBA (20-03-2017)
On Dokuzuncu Gün
11 Ağustos 2016
Sabah erkenden kalkıp, motorumu hazırladım : (45:22 itibarı ile izleyebilirsiniz.)
Kahvaltımı göl kenarında bulunan büfelerde yaptıktan sonra Isparta Merkez’e geçtim. Burada kısa bir şehir turu attım.
Isparta’da çok fazla da bir şey göremedim. Google Amca’yı açıp baktım orda da pek bir şey yok, sadece dikkatimi Yazılı Kanyonu çekti. Baktım yakın gibi gözüküyor, atladım motora çıktım yola.
Git git git bir türlü varamadım kanyona birkaç kez de yolu kaçırdım. Dağların zirvesine çıktım nererdeyse.
Benim bildiğim kanyon düzlükte olur, burası meğer dağın tepesinde bir yermiş. Uzun uğraşalar sonucu nihayet geldim. Girişe bir eleman koymuşlar, durdum gişede. Baktım giriş için 9 TL para istiyorlar. Biraz kavga sonucu para vermeden girdim içeri.
Burası gerçekten vaha gibi bir yer, bir daha bu tarafa gelirsem burada kamp atıcam:
Konu İbrahim DEĞERLİ tarafından (20-03-2017 Saat 23:39 ) değiştirilmiştir.
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (21-03-2017)
Hristiyanlığı yaymak için yollara düşen azizlerden olan Aziz Paul’un yolculuğunun belirli bölümünü gerçekleştirdiği bu rota, Antalya Perge’den başlayıp Isparta Yalvaç’ta son bulan 500 km.lik Meşhur St.Paul yolu:
Burada da biraz vakit geçirdikten sonra Burdur’a gitmek üzere yola çıktım. Yaklaşık 110 km. sonunda Burdur Merkez’e geldim. Şehir merkezinde çok gezecek bir yer yok, zaten ufacık bir şehir, gittiğim şehirlerde topladığım magneti bile bulamadım.
Google Amcaya sordum o da bir şey bulamadı, sadece bulduğu şey buranın şişinin meşhur olduğuydu. Peki kim güzel yapar diye sorduğumda Şişçi Hasan dedi. Hemen yol tarifi alıp, gittim. Burası Burdur Sanayii Sitesinde küçük bir dükkan, ama içerisi full dolu, çoğu da buraya gelen yabancılar.
Bu gezim Anadolu’da şehir şehir gezen lezzet avcıları gibi oldu ama yapacak bir şey yok. Bunun da tadına baktıktan sonra, burada yapacak çok da şey olmadığından, hep Facebook gruplarından görüp te imrendiğim Salda Gölüne gitmek üzere yola çıktım. Yaklaşık 60 km. sürdükten sonra Yeşilova’ya bağlı Salda ya geldim. Motoru göl kenarına kadar götürdüm.
Buranın özelliği, zeminin ay yüzeyi ile aynı olmasıymış. Kumlar bembeyaz ve sıcakta ayakları yakmıyormuş.
Burası Yeşilova Belediyesi Halk Plajı olduğundan giriş ücretsiz.
Güneşde batmak üzere olduğundan manzara harika. Hemen motorun dibine, gölün de kenarına çadırımı kurdum.
Akşam serinliğinde göle girip bir müddet yüzdüm. Çıkınca hemen bir ateş yakıp, çayımı demledim.
Çayımı içip, dalgaların sesiyle çadırıma girip, 300 km. yol yorgunluğu üzerine yatıp uyudum.
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (21-03-2017)
Yirminci Gün
11 Ağustos 2016
Sabah kalkınca hemen göle girip kendime geldim. Motorumu toplayıp yavaş yavaş çıktım yola, niyetim en kısa yoldan Sakarya’ya dönmekti, ama boşver dedim yolu uzatayım bari deyip Denizliye doğru sürdüm. Yaklaşık 90 Km. sonra Denizli’ye geldim.
Motoru merkezde bir yere park edip, orda bir büfede kahvaltı yaptım. Denizlide çok büyük bir yer değilmiş, çok gezilecek yeri yok gibi geldi bana. Kahvaltıdan sonra Pamukkaleye gitmek üzere yola çıktım.
15 km. gittikten sonra Pamukkale’ye geldim. Motoru hemen girişi oraya parkedip, müzekartımla girdim içeri.
Burası bana biraz hayal kırıklığı mı desem, yoksa yüksek beklenti mi desem bilemedim çok basit bir yer gibi geldi. Ben traverterleri hep havuz havuz yerler sanıyordum, havuzlar vardı fakat içlerinde su yoktu. İnsanların girmesi için küçük bir alan bırakmışlar sadece
Ama buranın antik bir kent olduğunu da bilmiyordum. Buranın antik Hierapolis olduğunu oraya gidince öğrendim. Burası Pergamon Krallığı zamanında II. Eumenes tarafından MÖ 2. yüzyıl başlarında kurulduğu ve Bergama'nın efsanevi kurucusu Telephos'un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera'dan dolayı, Hierapolis adını almış. Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki MS 60 yılındaki büyük depreme kadar, Hellenistik kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüş.
Buranın içinde birkaç tane müze var ve kazılar hala devam ediyor
Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS 4. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS 80 yıllarında, İsa’nın havarilerinden Filipus'un burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. MS 395 yılında Bizans yönetimine geçen Hierapolis, Piskoposluk merkezi oldu. Hierapolis, 12. yüzyıl sonlarına doğru Anadolu Selçukluları'nın sınırları dahilinde kalmıştır. Hierapolis antik kentinde; Nekropol, Domitiyan yolu ve kapısı, kare alan içine oturtulmuş Oktokonus tapınağı, tiyatro, Frontinus caddesi ve kapısı, Agora, Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, Gymnasium, Tritonlu Çeşme Binası, Apollon Kutsal Alanı, Su Kanalları ve Nympheumları, Surlan, Filipus Martynonu ve köprüsü, Direkli Kilisesi, Nekropol Alanı, Katedral ve Roma Hamamı kalıntıları bulunmaktadır.
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (21-03-2017)
Grek Tiyatrosu tipinde yamaca yaslanmış 300 ayak (91 m) tüm cephesiyle birlikte korunabilen büyük bir yapıdır. İnşasına; 60 yılında olan büyük bir depremin ardından Flavius’lar döneminde 62 yılında başlanmıştır. Hadrian döneminde (117-137) inşa halindedir. Yapı Severuslar döneminde 206 yılında tamamlanmıştır.
Cavea’da 50 oturma sırası bulunur. Bu oturma sıraları 8 merdivenle 7 bölüme ayrılmıştır. Cavea’nın tam ortasından geçen Diozoma’ya her iki yandan tonozlu birer geçit ile (vomitoryum) girilir. Cavea’nın ortasında yer alan krallık locası ve orkestrayı çevreleyen 6 ayak (3.66 m) yüksekliğindeki sahne ön duvarında 5 kapı ve altı niş bulunmakta, bunların önünde 10 adet sütun yer almaktadır. Mermer sütunların üzerleri istiridye kabuğu şeklinde motiflerle dekore edilmiştir. Sahnenin gerisinde arka duvarı süsleyen üst üste sıralanmış 3 sütun dizisinden, alttakiler sekizgen kaideler üzerinde yükselir ve yivsizdir.
Hierapolis Tiyatrosunda bulunan eserler burada sergileniyor
Roma Dönemine ait bir lahit :
Antik Havuz :
Antik Havuz, Pamukkale’nin en önemli simgelerinden biridir. Özellikle sağlığa faydalı olan suyu ile dünyanın sayılı havuzlarından biri olarak kabul edilir. Yılda binlerce kişinin yüzdüğü bu havuz, birçok hastalığa da iyi gelmektedir. Özellikle Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Hierapolis ve çevresi tam bir sağlık merkezi durumundaydı. O yıllarda kent ve etrafına kurulan 15’ten fazla hamama binlerce insan gelir ve sağlıklarına kavuşurlarmış. Bugün antik havuzu meydana getiren İ.S. VII. Yüzyılda oluşan depremdir. Sütunlu caddenin yanında yer alan sivil agoraya ait ion düzeninde yapılmış olan (İ.S. I.yy) portik bu deprem sonucunda oluşan kırık içinde meydana gelen havuzun içine yıkılmıştır. Antik Havuz, suyun sıcaklığı nedeni ile rahatlatıcı bir etkiye sahip olmasının yanı sıra, birçok hastalığın geçmesi konusunda da etkilidir. Bu konuda yapılan araştırmalara göre Antik Havuz’un suyu, kalp hastalığı, damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri, göz, raşitizm, felç, sinir ve damar hastalıklarına, içildiğinde de spazmlı midelere çok iyi gelmektedir. Bu da Roma Dönemi’nden itibaren Antik Havuz’un etrafında sürekli olarak sağlık merkezlerinin kurulmasının nedenini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Apollon Tapınağı :
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
Ali KORKMAZ (21-03-2017)
Burada epey bir vakit geçirdikten sonra, çok geç olmadan yola çıkıyorum, yolu yine uzatarak Balıkesir tarafından gidiyorum. 270 km. nin büyük bir bölümünü aşırı rüzgarda sürerek Balıkesir’de bulunan asker arkadaşımın yanına uğradım.
14 yılın sonunda güzelce hasret giderdikten sonra yoluma devam ettim. Yine 350 km. daha sürerek gece yarısı nihayet eve vardım. Gün sonunda toplamda 750 km. yol yapmışım. O yorgunlukla eve gider gitmez duş alıp, 20 günün sonunda rahat bir yatağa kavuştum.
Yolda giderken, hız yaptığımda gözümün önüne gelip benim hızlı gitmememi, yolda her şeye daha dikkatli olmaya zorlayan kızıma kavuşmanın tarifi yoktur herhalde.
Yol Durumu :
20 günde, 8900 Km. yapmışım,
1,780 TL Yakıt.
220 TL. Kalacak Yer
1800 TL, şahsi harcamalar.
En beğendiğim şehir :
Şanlıurfa
En Beğendiğim Yerler :
Halfeti,Urfa – Sille,Konya
En güzel Kamp Yaptığım yerler:
Yason Burnu, Ordu - Kök Evi, Giresun – Eğirdir, Isparta – Salda Gölü, Burdur
En zevkli An :
Sac Tava, Altındere Vadisi, Trabzon
En Zorlu Yol:
Pokut Yaylası, Rize
Bu Rapor Word Sayfasında 261 sayfadan oluşup, yaklaşık 15 günde, sadece www.enduroist.com üyeleri için yazılmıştır. Okuyan herkese teşekkürler...
SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON - SON -
----------------------------------------
Yok Öyle 3 Aşağı 5 Yukarı
1 Aşağı 2,3,4,5,6 Yukarı
ahmet f senel (21-03-2017),Ali KORKMAZ (21-03-2017),Berkay İnal (21-03-2017),Serdar ZIMBA (21-03-2017)
Eline sağlık, okuyanlara çok güzel bir rehber niteliğin de oldu.
İbrahim DEĞERLİ (21-03-2017)