Sürücüler dikkat! Levha yoksa ceza da yok!

[Eser Kara]

Yorum hatası yapıyorsunuz Abiler. Standart kurallar dışında bir kısıtlama getirildi ise tabelaya ihtiyaç duyulur. Bu örnekte olduğu gibi, 110 km/s lik bölünmüş yol hız sınırını, 70 km/s ye çekerler ise tabela kullanmak zorundalar. Lakin 110 km/s sınırını kabul ederek, radar uygulaması yaparlar ise tabelaya ihtiyaçları yok. Bu zaten kanunla belirlenmiş hız sınırınıın ihlali olur.


Bu düzenlemeyi ilk getirdiklerinde, yani "radar tabelası olmadan uygulama yapılamaz" dediklerinde, çok şaşırmıştım. Açıklamaları da Avrupa Birliği insan hakları kurallarıydı. Aynı dönemde, mahkeme kararı olmadan araç arayamayacakları da kanunlaşmıştı. Şimdi radar işinden geri döndüler. Bence ortada hala bir karışıklık var. Ya ilk kısıtlama getirilirken yanlış yapıldı ya da şimdi bir alaturka düzene geri dönüş söz konusu.

Hukukcu arkadaşlarımız bu konuya eğilebilir mi acaba? İlk radar tabela zorunluluğu geldiğinde, ihlal edildiği düşünülen hak neydi? Şimdi ihlal edilmesinde neden bir sakınca görülmüyor?

Hoş, bana sorarsanız bu konuya tersten yaklaşıyoruz. Hiç hoşumuza gitmese de hız sınırlarına uymalıyız. Nasıl avrupa da uyuyorsak. Bir mücadele gösterecek isek, motosiklet hız sınırlarının, en azından büyük sınıflar için, araba seviyesne çıkartılması için mücadele etmeliyiz.

Yanlış anlamayın, ben de çok ceza yiyorum ve 90km/s ile motosiklet kullanmaktan nefret ediyorum ama artık etmemeliyiz.

Ersan sorun bakış açısında. Burak yukarıda Emniyetin twitterda paylaştığı açıklamasını yazdıktan sonra, gittim ne yazmışlar diye okudum. Onlara da oradan tweet attım ama neye yarar? Hiç bir şeye. Biz motosiklette nereye bakarsak oraya gideriz, her işte aslında bu böyle. Emniyet diyor ki;
"Hürriyet gazetesinin “Levha Yoksa Ceza Da Yok” haberinde, radar uyarı levhası olmadan ceza yazılamayacağı şeklindeki ifade yanlıştır. Radar kontrolü için radar uyarı levhası bulundurulması zorunluluğu yoktur. Bu kontroller, yılda binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz trafik kazalarının önlenmesi içindir. Trafik kuralları gibi hassas bir konuda vatandaşımızın yanlış anlamasına yol açabilecek haberler daha dikkatli yapılmalıdır."

Sen gerçekten binlerce vatandaşının hayatını kaybettiği trafik kazalarını önlemek istiyorsan gidip vatandaşına tuzak kurmazsın. Zihniyet yani bakış yönü tuzağa düşürmekse, vatandaşında tuzağa düşer ve senin radarının olduğu yada olmadığı yerlerde kaza yapar ölür. ART ne öğretti bize, tehlikeleri daha yaşamadan önüne geçmeyi, bakmayı, görmeyi. Türk şoförleri bu tehlikeyi ön göremiyorsa, bu tehlikeyi onlara göstermelisin. Göstermelisin ki ona göre konumunu ve hızını ayarlasın. Trafik polislerinin en önemli görevi kazaları önlemektir. Avrupa'da özellikle Almanya'da ve İngiltere'de bu iş şöyle yapılıyor. Devlet en çok kaza yapılan noktaları belirliyor (bunlara black spot diyorlar) ve o noktalara radarları yerleştiriyor. Bu noktalara gelmeden önce vatandaşını bilgilendiriyor hem de öyle az buz bir bilgilendirme değil, ışıklı levhalarla falan. İspanya'da hele otobanın üstüne, komple kaplayacak kadar ışıklı levha koyuyorlar. Bunu gören vatandaş aaa radar var, hızımı düşüreyim diyor ve güvenli bir şekilde konum, hız ayarlayıp ceza yemeden ve sağlıklı bir şekilde kara noktadan geçiyor. Eğer Emniyet yukarıda belirttiği gibi vatandaşının can güvenliğini korumak konusunda samimiyse, bunu yapar. Gidip hinlik yapıp vatandaşını hele de hiç kaza olmayacak, en anlamsız yerlerde tuzağa düşürmez. Zihniyet farklı, Avrupa'lı samimi biz çakal..

Bunlara ek olarak hükümet de gerçekten bu konuda samimiyse, öncelikle trafik ceza gelirlerini bütçeden çıkartır. Düşünebiliyor musunuz hükümet, emniyet'e trafik ceza gelir hedefi koyuyor! Trafik cezası gelirlerini bütçeden kaldırdıktan sonra, bu gelirleri kara noktaların önlenmesi ve gerekli bilgilendirmenin vatandaşa yapılması konusuna ayırır. Bunları yaptın diyelim hükümetin görevi bitti mi? Bitmedi.. Adam gibi yol yapacaksın, o yol nizami, düzgün ve vatandaşını anlamsız tehlikelere atmayan bir yol olacak. Ancak ondan sonra bu konuda samimi olduklarına inanırım, şu an hiç ama hiç samimi değiller.