12-10-2008....
Eeeee güzel bir pazar günü sevgili gri aygırımı otoparka hapsedemezdim..
Vicdanım elvermedi.
Cenart cengizde cumartesiden randevuyu alınca düştük yollara...
Hani geçen gittiğimiz yerlerde daha girmediğimiz gitmediğimiz köyler var
gitmediğin yer senin değildir ,henüz oralar bizim değil dedik..
Verdik ayarı makinalara ve kendimize düştük yollara ...
Bekletmeyelim dedik ;
dağı ,taşı ,ormanı ,
bizi çağıran kuzuyu ,ördeği ,kazı ,kertenkeleyi
dalında bekleyen kestaneyi ,kırmızı yemişleri ,ayvayı
ve bizi bekleyen misafir edecek köylüleri... üper

Önce Kavacık girişinden girdik..
Sonra bu tabelaları takip ettik..


Yol kenarlarında yerli köy halkından satıcılar karşılar sizi öncelikle..
Onlardan az biraz alışveriş biraz muhabbet keyiflendirir insanı..


Ama utangaçtır halkım ve bir okadar da misafirperver..

Bu mantarları görüntülemeden edemedim...


Size yine günün sorusu....geçen bölümde sobayı sormuştum...
Alttaki fotoğrafta ki şey nedir? cevap yine en sonda olacak dostlar...


Ya bu ev yapımı ekmeklere nedersiniz...
Aldım aldım tabiii...miiisss gibi kokuyordu ve sıcacıktı dumanı tütüyordu..


Ekmekleri aldığım teyze bizlere biraz kırgınmış haberiniz ola...
--teyzem işler nasıl ?bizim gibi motorcu arkadaşlar uğrarmı sana?
--yok be oğlum..vırın vırın vrow geçip giderler burlardan..
hiç bişey almıyorlar bakıp geçiyolar.. dedi...
--neyse ben onlara söylerim uğrar alışveriş yaparlar..hadi kal sağlıcakla..

Tekrar koyulduk yola gidilecek yerler var daha ..
Hem nedemiş atalarımız ziyaretin kısası makbuldür...


Bu yollar tüketecek ömrümüzü ama uzun ama kısa ..
Ama toprak ama asfalt...
Yalnız tek isteğim ömrümün yettiğince sağlıklı olup hep ikiteker üzerinde yollarda olabilmek...
Yeni yüzler yeni kültürler tanımak..

Eee bu yolardan geçerken sizi çağıran kuzucuklarda size hoşgeldin diyor bazen..
Bizde bir merhabayı esirgemiyelim dimi..

--var git burdan gidecek yerin çoktur senin...
--ee hadi Allahaısmarladık dostum..yine biryerlerde görüşürüz..

Düştük yollara, bu tabelalar takib edildi..