Kış mevsimi'nin kasvetli ve boğuk havası bizleri uyuşturmaya devam ediyor. Hele ki küçük şehirlerde yaşayan bizler, bir avuç kadar bile yer tutmayan yaşam alanlarında sınır noktasında geziniyoruz. Motosiklet adı ile anılan müthiş icat ile tanışmam şaka gibi, beş yıl olmuş. İnanılmaz zevkli geziler yaptım.Her an yanımda olan dostlarım var . Evet , motosiklet ve gezileri sayesinde tabii ki.

Motosiklet ile yapılan geziler , fotoğraflar ile süslendiğinde bir değer taşıyor. Yayınlanan raporlar bir sonra ki gezgin tarafından rehber olarak alınıyor. Motosiklet ve fotoğraf ayrılmaz ikili olunca işi biraz daha ciddiye de almak gerekiyor.

Bölgemi fotoğraf ve kısa notlarla sunup , gelecek olanlara bilgi vermek istememdir. Özellikle Edirne-Kırklareli-Tekirdağ-Çanakkale tarih ve yöresel kültürler açısından defalarca ziyaret edilecek yerler.

Edirne'de Selimiye'yi hissetmeyi, Şifahane'de Ney sesi ile huzur'u.
Çanakkale'de Yüzbinlerin "şeref ve namus" adına nasıl göğsünü siper ettiğini.
Tekirdağ'da Uçmakdere ve üstünde Ormanlı-Dağyenice köyleri'nde kuş uçuşu bakmayı.
Kırklareli'nde çam ormanları arasında İğneada virajlarında kaybolup noktayı Karadeniz'de koymayı.

Ve bunlara ilave edilecek onlarcasını fotoğraf ve kısa notlarla bu başlıkta sunmaya çalışacağım.En azından kış mevsiminde de kısa ve orta mesafelerde mevsimin, bahsettiğim yerleşimleri nasıl değiştirdiğini fotoğraflayacağım. Sizlerde de konu ile ilgili fotoğraf ve bilgi varsa buraya kopyalayabilirsiniz. Hoşgeldiniz.

(Fotoğraflar Nikon D3000 ve 18-55 Lens ile tamamı flaşsız çekilmiştir.)


Turkcebilgi.com: Selimiye Camii hakkında ansiklopedik bilgi Adlı İnternet sitesi'nden alıntıdır

Selimiye Camii (Edirne) Yavuz Sultan Selim'in emri üzerine Mimar Sinan tarafından Kıbrıs'ın fethiyle elde edilen ganimetlerle eski sarayın baltacılar koğuşunun bulunduğu yerde yapılmıştır. 1568 - 1574 yıllarında tamamlanan Selimiye Camii Osmanlı-Türk mimarisinin en büyük eseridir. Üçer şerefeli dört minaresi vardır. Her minarenin yüksekliği 79,89 m.'dir. Kubbesi 31,28 m. çapında olan Selimiye Camii'nin Harim tarafındaki minarelerin şerefelerine ayrı ayrı yollardan çıkılabilmektedir.

Osmanlı hükümdarı II. Selim (Yavuz Sultan Selim) tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan Selimiye Camii, zamanın başkenti olan Edirne'de, şehrin en yüksek noktasında Yıldırım Beyazıt'ın yaptırdığı Baltacılar Koğuşunun kalıntıları üzerine yapılmıştır. Yapımına 1569'da başlanmış ve 1575'de tamamlanmıştır. Osmanlı-Türk sanatının en muhteşem eseridir. Mimar Sinan, Selimiye için "ustalığımın eseri" demiştir. Açık havalarda Rodop Dağları'ndan ve Uzunköprü'nün Süleymaniye Köyü'nden görülebilmektedir.

Selimiye'de daha önceki hiç bir camide, Ayasofya ve Bizans eserinde ve antik çağ mabetlerinde görülmemiş bir teknik kullanılmıştır. Daha önceki kubbeli yapılarda, asıl kubbe kademeli yarım kubbelerin üzerinde yükselmesine rağmen, Selimiye Camii tek bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe, 8 filayağına dayanan bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Kasnak, filayaklarına kemerlerle bağlıdır. Kubbenin çapı 33,28 metre, yüksekliği de 15,86 metredir. Bu şekilde örttüğü iç mekana verdiği genişlik ve ferahlıkla birlikte mekanın bir kerede kolayca anlaşılmasını sağlar. Kubbe aynı zamanda camiinin dış görünüşünün ana hatlarını da belirler.

Selimiye'nin herbiri 70,89 metre yüksekliğinde, kalem gibi incecik 4 minaresi vardır. Minareler üçer şerefelidir. İki minaresinde şerefelerin üçüne giden yol ayrıdır. Bu minarelerden aynı anda üç şerefeye de birbirini görmeden üç kişi çıkabilir. Öndeki iki minarenin taş oymaları çukur, ortadaki minarelerin oymaları ise kabarıktır. Minarelerin kubbeye yakın olması, camiyi göğe doğru uzanıyormuş gibi gösteren bir görünüş güzelliği sağlar. Diğer camilerde ise minareler açığa yapılmış ve yapı genişlemiştir. Selimiye

Caminin mimarisinde olduğu kadar, mermer, çini ve hat işçiliklerinde de kusursuzluğa varılmıştır. Yapının içi İznik çinileriyle süslüdür. Büyük kubbenin tam altındaki Hünkar mahfili, 12 mermer sütunlu ve 2 metre yüksekliktedir. Çinilerin bir kısmı 1877-78 Osmanlı-Rus savaşında, Rus generali Skobelef tarafından sökülerek Moskova'ya götürülmüştür. Yapının, kuzeye, güneye ve avluya açılan 3 kapısı vardır. İç avlu, revaklar ve kubbelerle süslüdür. Avlunun ortasında mermerden özenle işlenmiş bir şadırvan vardır. Dış avluda ise Sıbyan Mektebi, Darül Kurra, Darül Hadis, medrese, imaret bulunmaktadır. Sıbyan Mektebi günümüzde Çocuk Kütüphanesi, medrese ise müze olarak kullanılmaktadır.