Enduroist Slogan
Bizi Takip Edin Follow us on Facebook Follow us on Twitter Watch us on YouTube
Kayıt ol
1 den 10´e kadar. Toplam 15 Sayfa bulundu

Threaded View

  1. #1
    Enduroist Kadim Üye Serdar Özmetin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Isim
    Serdar Özmetin
    Üyelik tarihi
    13-11-2014
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    520
    Motosiklet
    KLR 650
    Marka
    Kawasaki

    Standart Süperpozisyon ilkesinin motosiklet spec'lerindeki uygulaması ve X faktörü

    Ne zamandır başlık açmıyordum. Bakalım bu konuda ne kadar yorum gelecek

    Öncelikle süperpozisyon ilkesine bir bakalım: https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%B...ensibi_(fizik)
    alıntı yaparsak :Fizikte ve sistem teorisinde, süperpozisyon prensibi, tüm lineer sistemler için bir veya daha fazla uyarılar tarafından oluşan net tepki olarak belirtilen süper pozisyon özelliği olarak da bilinir. Bu uyarılar her bir uyarıcı tarafından tek tek meydana gelen uyarıların toplamıdır. Eğer giriş A, X tepkisini üretirse ve giriş B, Y tepkisini üretirse, sonuç olarak giriş (A+B), (X+Y) tepkisini üretir. Homojenlik ve eklenebilirlik özellikleri birlikte süperpozisyon prensibi olarak adlandırılır.

    yani karar vermek için elimizdeki verileri tek tek kullanmayıp, toplayacağız. peki bunun motosikletle ne ilgisi var? kolay anlaşılması için benzer klasmanda olan iki modeli örnek alalım. modellerimiz XL650 Transalp ve DL650 Vstrom olsun.

    şimdi tüm TA kullanıcıları motorun ne kadar torklu olduğundan bahseder. hemen bakıyoruz TA 55NM, DL ise 63NM. yanılmıyorsam 63>55, öyleyse DL daha torklu. ama kimse bunu söylerken nedense TA için bu değerin 5500 rpm, DL de ise 7600rpm de alındığını söylemiyor. yani aslında daha torklu olan DL ye rağmen TA daha düşük devirde verdiği tork ile çok farklı bir his sunuyor.

    TA nın 90/90-21 ön tekerlere karşılık, DL 110/80-19 kullanıyor. asfalta daha uygun bu seçim ile DL nin belirgin daha iyi frenleme sunması gerekir. ama o da öyle olamıyor. çoğu DL aşığının da itiraf ettiği gibi DL nin frenleri zayıf. hatta DL en büyük eleştiriyi buradan alıyor.

    Arazi kullanımında ağır motor başa bela demek. arazi yeteneği TA nın daha yüksek olduğuna göre, DL den hafif olması lazım. hemen bakıyoruz, 191'e 189kg. ilginç, TA daha ağır. o zaman herhalde ağırlık merkezi daha aşağıda, yani muhtemelen daha alçak selesi var, ona bakıyoruz, 843'e karşılık 820. ilginç, TA nın selesi daha yüksek.

    öyleyse biraz asfalt tarafına bakalım, tüketim mesela. şimdi tam rakam veremeyeceğim ama kabaca 5,5'e karşılık 4 diyelim. şimdi ben diyelim ki 2000km lik bir geziye çıksam, 135tl filan eder. evet az bir rakam değil ama 2000km lik gezi nerden baksanız en az 5 gün sürer. 5 günlük keyif için fazladan 135tl birşey değil. 5 günde yediğim içtiğim, DL yakıtı, konaklama vs diyince yaklaşık 1200tl filan. 135tl fazlası da çok da önemli değil gibi.

    şimdi bütün bunları tek tek ele alırsak TA mı yoksa DL mi alacağız? aralarındaki maliyet farkını ve Honda parça avantajını da düşünerek gözümüz kapalı TA dememiz lazım. Diyebiliyor muyuz peki? HAYIR.
    İyi ama neden?
    işte burada süperpozisyon ilkesi devreye giriyor. bütün bu ve benzeri detayları toplarken aslında herkes kendi ihtiyaçlarına özel yorumlarda bulunuyor ve bunları topluyor. sonuç olarak biri için TA, diğeri için DL avantajlı çıkıyor. yol yeteneklerine bakınca ikiside yerinde duramazmış gibi. gencecik DL lerin km leri bile öyle yüksek ki, sanki Dl'ler fabrikadan 20.000km de çıkıyormuş gibi. hani frenleri kötü ya, yola çıkınca duramıyorlar herhalde.

    demek ki, bir motorun iyi yada daha iyi olması tamamen kişisel bir mesele. eğer mantıkla hareket etmek isteseydik, en ekonomik, en verimli, en kolay ve ucuz ayakta tutulabilir, en mantıklı vs motorun peşinde olsaydık ve duygusal davranmasaydık hangi motoru alırdık? böyle bir motor var mıdır? peki motorunu bu mantıkta seçen bir kullanıcı grubu var mı?


    Evet var, onlar bir meslek grubu. KURYELER. demek ki aslında hepimizin cbf150, ybr125, pulsar200, apachi bilmem ne, yada en azından innazuma yada CRF250 kullanmamız gerekiyor. neden kullanmıyoruz o zaman?

    çünkü duygusal davranıyoruz. motoru seçerken hissettiğimiz şey işte o X faktörü ( ayıp olmasın: teşekkürler TOP GEAR!) yani en iyi motor diye birşey yok. ne hissettiğimiz var.

    aradım ama bulamadım. 3-5 sene önce motoron dergisinde yayınlanan tercüme makale vardı. 9-10 adet bildiğimiz tüm büyük enduroları test etmişlerdi. aklıma gelenler, crosstourer, super tenere, 1200GS, multistrada, Triumph Explorer, capanord v.s.

    her pilot motorları tüm yollarda değişerek sürüyor ve hepsine belirli kriterlerde not veriyorlar. sonuçta bu notlara bakarak editör karar veriyor. kazanan sürprizsiz: GS. az farkla triumph ikinci.

    şimdi buraya kadar tuhaf bişey yok. sonra tüm pilotlara diyorlar ki; "uzun ve zorlu bir yolculuğa tek başınıza çıksanız, hangi motoru alırdınız?"

    Tam olarak dananın kuyruğu burada kopuyor çünkü; tüm pilotlar SUPER TENERE diyor. iyi de kriterlerin hiç birinde en iyi olamamış tek model de süper tenere !!!

    bir şekilde, hiç bir konuda en iyi olamayan, hiç bir tartışmasız yeteneği olmayan, kesinlikle göz kamaştırıcı denemeyecek şekilde testten çıkan model, tüm pilotların ortak tercihi.


    Teşekkürler sana yüce X faktörü!!!


    NOT: laf olsun diye fikirlerimi yazdığım bir yazıdır. kesinlikle model karşılaştırması değildir. ama veriler doğrudur. gidiyorsa her motor iyidir.
    Vasıfsız Endurocu

  2. Serdar Özmetin güzel mesajın için 9 üye sana teşekkür etti :

    Ali KORKMAZ (17-11-2016),bahadircolak (19-11-2016),Cem oruç (19-11-2016),cemkucuk (17-11-2016),Ersan ÖZYURT (18-11-2016),HakanVelioglu (18-11-2016),mustafa gologlu (18-11-2016),Recep Alışkan (18-11-2016),Sabahattin KOÇAK (18-11-2016)

 

 

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •