Aranıza yeni katılırken son gezi yazımı paylaşmak istedim...

Artık havalar soğumaya başladı,her gün ne zaman motoruma veda etmek zorunda kalacağım diye düşünürken geri çevrilmez bir teklif aldım...

Hep telefonda görüştüğümüz,ama hiç karşılaşmadığımız sevgili kardeşim Abdullah ,havalar bozmadan son bir gezi için Huğlu ya davet ediyordu.Bizde kardeşim Taner ile sezonun son gezisinin rotasına karar verememiştik.Tam zamanında süper bir teklifti...

Hemen organizasyonu yaptık ve 4 Aralık Cumartesi sabah erkenden yoldayız...

Şehri terkettiğimiz andan itibaren şehre dair hiçbirşey görmek istemiyoruz.Herşey doğal olmalı....
ateş yakılmalı,herşey onda pişmeli ve közde çay olmalı...

Konya çıkışında Altınapa barajı yakınlarında kahvaltı molası veriyoruz...











Şimdi kahvaltı zamanı...Anacığımın yaptığı ciğer kavurması kendini ateşin kollarına atmış bazlamaların arasında eriyor...



Abicim aman dikkat yanmasınlar...




Beyşehir köprü başında mekeler bizi kortejle karşılıyorlar...Motor öncesi avcılık zamanımızda olsa bunları nasıl vuracağımızı planlardık ama şimdi bu güzellikleri hayranlıkla seyrediyor ve sadece fotoğraflıyoruz...


















Bütün ihtişamıyla ayakta olan Eşrefoğlu Camii Selçuklu mimarisinin nadide örneklerinden....