20.08.2012 Kıyıköy
Bayramdan bir hafta önce tatile çıkınca geri dönüşü ucuza getirmek ve bir iki gün motorla dolaşabilmek için bayramın ilk günü istanbul'a geri geldim. Pazartesi günü ise Kıyıköy seferine hazırdık. esasında aynı tarihli edirne turuna katılmayı planlıyorduk ama gezi arkadaşımı ikna edemeyince ilk plana bağlı kalmaya karar verdik.
sabah 0620 gibi kontak açıldı ve ilk hedef maslak opet. burada lastik havası kontrolü ile arka lastiğin epeyce indiğini fark ettim. benimle aynı motora sahip olanlar genelde farklı ayarları tercih ediyorlar ancak ben kitapçığa sadık kalarak ön arka 29 ile havaları tamamladım. benzin ikmalini ileri kilometrelere bıraktım, az daha başımız belaya giriyordu bu sebepten
0730 gibi mahmutbey gişelerde yol arkadaşım ile buluşacaktık ancak ben 07 gibi orada olup edirne ekibi ile tanışmak istedim. beraber bir fotograf da çekildik ama şimdi buraya ekleyeyim diye bakarken fark ettim, bir şekilde silinmiş, anlamadım. ektekilerle idare edin artık. (resim 1,2,3)
benim eleman cbf 150'si ile gelince biz de yola koyulduk. biraz ileride sağda büyük bir mola alanı var, melemenci, kahvaltıcı, bir iki ufak tefek tekstil mağazası, simitçi vs var. aynı zamanda PO istasyonu da var sanırım. simitçide börek yedik pişman olduk, çok yağlı ve yolda biraz rahatsız da etti açıkçası. mola verecek yerleri dikkatli seçmek gerekiyor gerçekten de (resim 4). tabi ben buradan da benzin almayı ihmal ettim.
otoyol güzel gitti, ciddi bir rüzgar da yoktu saat itibariyle, otoyoldan ayrılıp çerkezköy tarafına doğru da duble yoldan çok rahat ve düşük tempoda ilerledik. burada seyir hızımızın 90-100 km'yi geçmediğini belirtmek isterim, yakıt sarfiyatı ortalamasını paylaşırken önem arz ediyor olacak. saray'a geldiğimizde ufak bir su molası verdik ve yolun geri kalanına devam ettik. saray'dan sonrası yol tek şerit ancak ciddi bir kalabalık yoktu. burası önemli, saray'dan sonra kıyıköy'e kadar benzinlik yok, depona güveniyorsan devam et, emin değilsen fulle.
kıyıköy'e kadar yolculuk özellikle son 20 km çok keyifli, yol da çok kalabalık olmayınca hafif hafif hedefe ulaştık, ulaşır ulaşmaz da benim yakıt ikazı başladı. yakınlarda bir istasyon olduğunu öğrenince hemen vize yoluna çıkarak 1km ilerideki istasyona gittik ama kapı duvar, bir not, pompalar arızalı. benim canım sıkıldı tabi. enseyi çok da karartmayalım diyerek kıyıköy içinde kısa bir tur ve limana iniş, oradan belediye plajı (resim 5) ve havanın bozması sebebiyle denize giremeden kartal kafeye çıkış. kartal kafede cbr600 sahibi bir arkadaş ile karşılaştık, motoru arızalanmış, enjektör rölesi gibi bir şeyden bahsetti ama yardımcı olamadık. alyan setini elemana bırakıp kafede birşeyler içip manzaraya daldık. (resim 6)
karnımız acıkınca da forumdan bulduğumuz bir listede adı geçen köşk restorana doğru yollandık. pek yemek çeşidi yok, balık çeşitleri mevcut, rakısız balık olmaz , rakı da yola düşeceğimiz için uygun olmaz diyerek 2-3 çeşit meze ve köfte ile karnımızı doyurduk (resim 7). türk kahvelerini de hüpletip tekrar kartal kafeye gittik ki ne görelim, yukarıda bahsettiğimiz cbr600 grenaj vs sökülmüş, bizim alet çantasını geri almamız mümkün değil, motor darmadağın. e dedik zaten benzin sorununu halletmemiz lazım, benzinliğe gidip tekrar kapıları tıklattık, en sonunda bir arkadaş açtı kapıyı, kırmadı bizi sağ olsun, 20 liralık benzini (4,5 lt) bidondan benim motora doldurdu. allah razı olsun, muhtemelen mevcut yakıt saray'a kadar götürürdü ama belli de olmazdı.
geri döndük kartal kafeye, o tarafın meşhur selçuk ustası varmış, o da gelmiş motorun başına, halletmişler motor çalışıyor, motoru topladılar, biz de yola koyulduk (resim 8). saray'dan depoyu fulledim, kıyıköy'den aldığım yakıtı da hesaba katarak bir hesap; ortalama 4,1. transalp'te böyle bir ortalama yok diyor arkadaşlar ama hesaptan emin gibiyim, ufak sapmalar olabilir elbet, bilenler yorumlarsa sevinirim.
yola koyulduk ama rüzgar yandan yandan vuruyor, otoyola çıkınca iyiden iyiye şiddetlendi, biz yine 90-100-110 gidiyoruz, sürekli tokat yiyoruz rüzgardan, yorulduk, bir mola daha. burası da sabah ilk mola verdiğimiz yerin tam karşısı, aynı dükkanlar vs. melemen yedik bu sefer, fena değildi. (resim 9)
yine aynı tempoda mahmutbey gişeler, kağıthane tünelleri ve beşiktaş. beşiktaş beltaş'ta boğaz manzarasında bir çay içelim dedik, manzara için son fotoya bakabilirsiniz, bu ne rezalettir anlamak mümkün değil. (resim 10)
herkese kazasız sürüşler.
Alıntı ile Cevapla
