Çanakkale/ Lapseki ye vardığımda trafik canavarı iş başındaydı. Motorumla şehir içi olduğu için 20 ile 40 KM de civarında hareket ediyordum. Önümde markası belli olmayan saçma sapan bir otomobil sağ şeritten arada bir burnunu bir sağa bir sola çekiştirince ben iyice yavaşladım. Tehlikeyi sezmiştim. İyi yavaşlarken bir taraftan hem selektör hemde farlarla otomobile işaret yaptım lakin bu adam hiç durmadı. Karşı şeritte yola geçişi olmadığı halde adam bir anda önüme keserek kaldırımdan öteki tarafa zıpladı. Tam bir manyaklık... uzunca kornaya bastım fakat hiç durmadan gaza basıp kaçtı... Neyse ki artık bu tiplere hazırlıklı olsakta bir şekilde trafikten hadım edilmeleri ve topluma kazandırılmak için Trafik Hizmetleri Başkanlığı bu magandalara her türlü çalışmaları yapması gerektiği kanısındayım.
Çanakkalede, Ebelemece, sobelemece yaptık... :-)
[/QUOTE]
Çanakkale'ye varış. Sonat (snt1) arkadaşımı aramam ve buluşma vede Çanakkale gibi güzel bir memleketin yollarının nasıl enkaza çevirdiklerini, yaya bile gitmenin ne kadar zor olduğunu bilen bilir. Yalnız Sonat'ı çok beklettiğimi farkındaydım. Çünkü yollar kötü ben çok yavaş gitmek zorundayım. İlk defa Çanakkale ve Enduroist ailesinden bir birey... :-)
Sonat'ın misafirperverliği ve samimiyeti bana çok güven verdi ve ailenin değerli üyelerinden biridir. Bir köpek balığı gibi acıkmıştım Sonat, "Mezgit tazedir" dedi. Yarım ekmek mezgit yanında bir bira ve taze kalamar. Fevkaladenin fevkinde leziz bir atıştırmalık oldu. Balık ısrarlarıma rağmen onun ısmarlaması beni gerçekten rahatsız etti fakat yapacak bir şey yok! İstanbula geldiğinde de aynı nezaketi ben göstermek istiyorum...
Hazırlandık Sonatla vedalaşıp farklı yönlere sürmeye başladık. Navigasyona rotayı yazdım ve ilerlemeye başladım. Kaz dağları bizi bekler gündüzken geç kalmayalım. Randevumuz var.