Lüleburgaz-Eskişehir-İzmir-Çanakkale-Lüleburgaz

**Oğuzhan Gökdal** · 05-11-2013, 18:02

5 ay önce memleketim olan lüleburgazdan bir hayli yüklenip yola çıktım. Asıl amacım Eskişehir' deki 1 ay sürecek olan staj işimi halletmekti. Ama insan bir kez yola çıktı mı sürekli daha fazlasını istiyor. Hem maddi hem de manevi açıdan sınırlarımı zorlayıp yolculuğumu İzmir' e kadar uzattım.O kadar üşengeçim ki hem 5 aydır bu raporu yazmadım hem de yolun Eskişehir e kadar olan kısmında hiç fotoğraf çekmedim. Bu ön bilgilendirmeden sonra raporumu yazmaya Eskişehir bölümünden başlıyorum:

Bu kadar eşyayı nasıl sığdırdım o motora hala hayret ediyorum

. Artçı varmış gibi sürdüm bütün yolu.

yol eskişehirden balıkesire kadar dümdüz. Ne araç var ne yol çalışması.

Bu da yeter artık ne zaman viraj gelecek bakışı

Sonunda yol güzelleşmeye başladı.

Derkeenn.... Yolda çalışma varmış. 20-30 km kadar bu şekilde gittim. Acemiyim, motor yüklü, kamyonlar geçip duruyor... Benim için zor bir yoldu. En kötüsü de kavşağa geldim. Ne bir insan ne bir araç ne bir tabela hiçbir şey yok. 5-10 dk bekledim gelen kamyoncuyu durdurup yol sordum. Karayollarını saygıyla!!! andım.

Hava da sıcak olunca sık sık su molası verdim. Bu da manzaralarımdan birtanesi

**Oğuzhan Gökdal** · 05-11-2013, 18:09

Dursunbey e girdim. Çay içmek için kahvehane aradım ama ramazan dolayısıyla hepsi kapalıydı. Tam ayrılacaktım ki karşıdan ismini hatırlamadığım birisi el işareti yaptı. Neyse yanına gittik tanıştık hoş beş derken tutturdu illa kal 1 gece diye. Kabul etmedim, aslında şimdi keşke kalsaydım diyorum ama neyse.. Madem kalmayacaksın en azından mesire yerimiz var illa gel orayı göstereyim diye ısrar edince kıramadım. Kendisi de eskiden bir motorcuymuş bunu da ekleyeyim

. Yukarıdaki fotoğraflarda mesire yerine ait.

oraları da arkamızda bıraktık

yavaş yavaş İzmir' e yaklaşıyoruz.

Yine bir su kaynağı buldum. Meğer memleketim de ne çok çeşme yaptıran varmış. Suyu da mis gibiydi

Bu patikayı görünce haliyle dayanadım birazcık ilerledim ama malesef oraların fotoğrafı yok

Ayrılma vakti..

**Oğuzhan Gökdal** · 05-11-2013, 18:14

Yol çok güzel. İki köyü birbirine bağlayan yol olmasına rağmen ne bir çukur ne de bir yama vardı. Hayran kaldım. Trakya' daki köy yollarıyla kıyaslayınca arada dağlar kadar fark var.

Kırkağaç' ın girişinde böyle bir şey olduğunu bilmiyordum. Benim gibi bir çok kişi durmuştu. Ayrılmış anayolda ortada duruyordu.

Görsellik bakma ile güzeldir lütfen dokunmayalım . Biz de dokunmadık

Sonunda İzmir' e vardık. Ama İzmir' in girişinde öyle bir rüzgar vardı ki aman allahım ... Bu rüzgar konusuna dönüş yolunda değineceğim.

İzmir' e giriyoruz.

Bir yeşili bir de denizi çok severim.

Bu manzaraya baka baka doyamadık...

**Oğuzhan Gökdal** · 05-11-2013, 18:18

Burdan sonra dönüş yolculuğumuz başlıyor.

Ayvalık ve sarımsaklıya uğramadan, ayvalık tostunu ayvalıkta yemeden olmaz

Hele hele onsuz hiç olmaz

O kadar rüzgarı yedikten sonra verdiğim bu saçma poz hiçte saçma gelmemişti

Giderken kontra vererek rüzgarla baş edebiliyordum ama inanılmazdı. Hiç unutamayacağım bir anı yaşattı bana. Kırmızı ışıklarda beklerken duran motoru ayakta tutamıyordum o derece esiyordu. Çanakkale' nin girişine kadar da rüzgar kesilmedi.

Sonunda en çok istediğim yere geldim. Kaz dağlarına tırmanışa başlıyoruz..

**Oğuzhan Gökdal** · 05-11-2013, 18:25

Durulacak çok fazla yer olmadığı için fotoğraf çekemiyorum. Bir de solladığım kamyonların tekrar yetişmesini göze alamadığım için fazla durmuyorum

Fotoğrafta görünen kör nokta aynalarının çok faydasını gördüm. Herkese tavsiye ederim.

Çanakkale' ye giriyorum.

Vakit kaybetmeden vapura binip karşıya geçmeliyim. Belki gece yolculuğu yapar eve dönerim diye düşünüyorum.

Hava kararmaya başladıkça ışıklandırmamın çok yetersiz kalacağını farkediyorum ve çadır kurmaya karar veriyorum. Çadır kurmak için yer ararken Beytullah abi ile karşılaşıyoruz. Deniz kenarında arabasındaki ENDUROİST logosundan başlıyor muhabbetimiz. Bir kaç kare güzel fotoğrafımız var ancak şu an bulamadım daha sonra eklerim. Onun belirttiği kamp alanına yöneliyorum.

Havanın kararmasına 15 dk kala çadırımı kurup motorumu parkediyorum. Şimdi acele edip market kapanmadan yiyecek birşeyler almalıyım.

**Oğuzhan Gökdal** · 05-11-2013, 18:35

Sucuğumu mangalımı aldım kör topal birşeyler hazırlamaya çalışıyorum

Karnımı doyurduktan sonra biraz müzik dinleyip o kadar kalabalık olmasına rağmen tek bir ses çıkmamasına hayret ederek uykuya dalıyorum.

Sabah (ya da öğlen

) 10 da bu manzarayla uyanıyorum

Bir an önce eve dönmek duş almak istiyorum.Çadırı topladım, çöplerimi de topladım. Motoru da yükledim artık hazırım.

**Oğuzhan Gökdal** · 05-11-2013, 18:36

Acelemiz var dediysek şehitliklere uğramayacak kadar da değil

Hızımı iyice düşürüp gezimin son saatlerinin tadını çıkarıyorum.

Ve bitti

. Evet ilginç bir şekilde lüleburgaz tabelasını gördüğümde üzülüyorum. Keşke biraz daha uzatsaydım ya da daha yavaş gelseydim diyorum kendi kendime.
Tek başıma gittiğim ilk uzun gezimdi. Çok keyif aldım. Motosiklet sürüşümün yanında bana da çok şey kattı bu yolculuk. Çadır kültürünü kazandırdı belki de en önemlisi. Şimdilik bu kadar. Öğrenci halimle kısıtlı kaynaklarla bu kadarını yapabildim ama çok eğlendim. Şimdi gelecek yaz için tekrar bütçemi ayarlıyorum. Bu sefer Varmak için değil yolda olmak için sürmek istiyorum. Sevgi ve saygılarımı sunarım.
Tekeriniz düz bassın..